Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/558 E. 2020/466 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/558
KARAR NO : 2020/466

DAVA : Tazminat (Sigorta kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ile … tarihinde … numaralı poliçe kapsamında … plakalı 2010 model … marka aracını sigorta teminatı kapsamına aldığını, müvekkilinin 12.02.2020 tarihinde seyir halinde iken …’ye ait logar kapağına çarptığını ve bu çarpmanın etkisiyle 2 adet hava yastığının açıldığını, hava yastıklarının patlaması ve o an oluşan basınç ile müvekkilinin kafasını güneşliğe çarptığını ve güneşliğin de kırıldığını, davalıya trafik kazasının bildirildiğini, 28.02.2020 tarihinde müvekkilinin imzalamış olduğu mutabakatname ile aracın ağır hasarlanması nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 70.000,00 TL üzerinden … olarak işlem görmesinin talep edildiğini, davalı tarafça 09.03.2020 tarihinde “Yapılan değerlendirme sonucunda, araç üzerinde bulunan hasarların belirtilen şekilde meydana gelemeyeceği tespit edildiğinden tazminat talebinin reddedilmesine karar verilmiştir.” şeklinde cevap verilerek mutabakat taleplerenin kabul görmediğini, müvekkilinin yaşanan kaza sonucunda oluşan hasarın davalı yanca karşılanmaması üzerine aracı 10.000,00 TL ödeme yaparak onarabildiği, onarımdan sonra hasar sebebi ile rayiç bedelin çok altında olacak şekilde 60.000,00 TL karşılığında … tarih … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile …’a sattığını, dolayısıyla aracın onarımı için ödenen 10.000,00 TL’nin de mahsubu ile, müvekkilin bu satıştan aktif 50.000,00 TL elde edebildiğini, yapılan araştırmalar neticesinde aracın rayiç bedelinin 88.933,00 TL olduğunun tespit edildiğini, bu şekilde 50.000,00TL düşülerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kalan 38.933,00TL’lik hasarın tazmini için 11.09.2020 tarihinde davalıya talep dilekçesi sunulduğunu, ancak davalı tarafça dilekçelerine cevap dahi verilmediğini, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla maddi hasarlı trafik kazası neticesinde müvekkili uhdesinde meydana gelen zararlara karşılık olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin maddi hasar yaratan kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek mevzuatça öngörülen faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi tarafından tazminini ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalıya cevap dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davalıya kasko poliçesiyle sigortalı bulunan aracın karıştığı trafik kazası sonucu uğradığı hasarın tazminine ilişkindir.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un 5/3. maddesi ile ” Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi haline getirilmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımı verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davalı sigorta şirketi ile sigortacısı olan davacı arasında … plakalı otomobil için Kasko Sigorta Poliçesi” imzalanmıştır. Davalı tacir olmakla birlikte davacı gerçek kişi olup sigorta sözleşmesine konu araçta ticari vasıfta olmadığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Davacı gerçek kişiler, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici olduğundan ihtilafın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2601 esas, 2020/3559 karar sayılı 29/09/2020 karar tarihli kararı)
Ayrıca 6502 sayılı TKHK’nın 83/2. fıkrasında; “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi olmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.Açıklanan sebeplerle davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen incelenebileceğinden mahkememizin görevsizliği yönünde aşağıdaki şekilde tensiben hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Mahkememizde görülmekte olan davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesinde bulunması nedeniyle mahkememizin görevsizliği ile; 6100 Sayılı Kanunun 114md/1-c ve 115.md/2 uyarınca DAVA ŞARTI NOKSANLIĞI NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
Kararın kesinleşmesini müteakiben 2 hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE;
HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda talep üzerine ek karar yazılmasına,
Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
6100 Sayılı HMK’nın 345/1 maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere tensiben karar verildi. 19/10/2020

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)