Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/531 E. 2021/457 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/379 Esas
KARAR NO : 2021/461

DAVA :İtirazın İptali (Havaleden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2014
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizin 17/11/2016 gün ve 2014/191 Esas, 2016/808 K sayılı kararı 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 18/10/2019 tarih ve 2017/2701 Esas, 2019/2197 Karar sayılı ilamı ile kaldırıldığından yapılan açık yargılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının … Bankası … Şubesindeki hesabına avans olarak 460.000,00 TL havale ettiğini, defalarca talep edilmesine rağmen avans olarak yatırılan paranın iade edilmediğini, bu nedenle alacağın tahsili amacıyla … 23. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, davalının itirazın üzerine takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacının iddia ettiği şekilde hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, takip ve dava konusu bedelin müvekkilince borç olarak dava dışı …’ye verildiğini ve bu borç karşılığında adı geçen firmadan senet alındığını, senedin işleme konu edilmediğini, dava dışı … A.Ş’nin borcunu davacı ….Ltd. Şti. tarafından müvekkiline banka yolu ile ödendiğini, davacının sonradan iş bu davaya konu bedeli haksız olarak icra takibiyle istediğini, havale işleminin esasen borcun üstlenilmesi niteliğinde olup davacı ile dava dışı …A.Ş arasında gelişen ve bu dava ve icra takibiyle müvekkiline yöneltilen husumetin müvekkilini bağlamayacağını, davacının avans ödemesine teşkil eden ticari ilişkiyi açıklamadığını, nitekim taraflar arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını belirterek haksız davanın reddini ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava ,avans olarak havale edilen bedelin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/11/2016 gün ve 2014/191 Esas, 2016/808 Karar sayılı karar istinaf edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 18/10/2019 tarih ve 2017/2701 Esas, 2019/2197 Karar sayılı ilamı ve
” …Dosyada bir öneği mevcut … Bankası AŞ … Şubesi’ne ait 14.12.2011 tarihli 460.000TL bedelli havale makbuz örneğinde; gönderen …Ltd Şti, alıcı; … olarak yer almakta olup makbuzda havalenin sebebi yer almamaktadır.
… 23.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; alacaklı davacı, borçlı davalı olup takip konusu 460.000TL bedelli 14.12.2011 Tarihli havale dekontu ile avans verilen cari hesap alacağı olarak gösterilmiş, davalı tarafça takibe süresinde itiraz edilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup karara karşı her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı; havalenin avans olarak gönderildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise; yapılan havalenin üçüncü kişinin borç ödemesine ilişkin olduğunu savunmuştur.
6098 sayılı TBK.nun 555 vd maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe, bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
Vasıflı ikrarda; vakıa kabul edilmekle birlikte, onun farklı bir hukuki vasıfta olduğunun ileri sürülmesi durumunda, vasıflı ikrardan söz edilmesi gerekir. Öğretide vasıflı ikrarın bölünemeyeceği benimsenmiştir.
O halde, somut olayda davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkâr) niteliğindedir ve bu ikrar bölünemez. Çünkü, vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa (davalıya) değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) aittir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı davaya konu paranın kendilerine gönderildiğini (maddi vakıayı) ikrar etmiş, ancak, bunların davacı tarafından ileri sürülen nedenle (avans olarak) değil, başka bir nedenle (üçüncü kişiye ait bir borcun ödenmesi amacıyla) gönderildiğini savunmak suretiyle, vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiştir.
Bu durumda, davacı taraf, davaya konu havalenin avans olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalı tarafın borç ilişkisini kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. (Aynı yönde Yargıtay 3.HD’nin 2017/14178E, 2019/3264 Karar, 11/04/2019 tarihli kararı; Yargıtay 11.HD’nin 2012/9255Esas, 2013/11522 Karar, 03.06.2013 Tarihli kararı)
O halde, mahkemece; ispat yükünün davacıda olduğu ve savunmaya göre davalıya geçmediği, davacının iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı dikkate alınarak davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olmakla yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususunda beyanı alınması ve yemin delilinin değerlendirilmesi sureti ile karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin bu husustaki istinaf istemi yerinde görülmüştür. Kabul edilen istinaf sebebi dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığından bu aşamada davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne …” karar verilmiş ve HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmiş , verilen kararın temyiz edilmesi ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08/06/2020 tarih ve 2020/745 Esas, 2020/885 Karar sayılı ilamı ile onanması üzerine dosya yeniden yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olmakla yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış , davacı vekili tarafından sunulan yemin metni davalıya tebliğ edilmiş, davalı 24/06/2021 tarihli duruşmada yemini eda etmiş olup davacı tarafından, davaya konu havalenin avans olarak gönderildiği iddiası ispat edilemediğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Peşin yatırılan 7.301,20-TL harçtan tahsil edilmesi gereken 59,30-TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 7.241,90-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 144,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 47.276,25-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/06/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …