Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/474 E. 2023/689 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/474
KARAR NO : 2023/689

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 04/07/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizin 08/11/2018 tarih ve 2018/610 Esas, 2018/1111 sayılı görevsizlik kararı Uyuşmazlık Mahkemesinin 13/07/2020 tarih ve 2020/398 Esas, 2020/444 sayılı kararıyla ve mahkememizin görevli olduğundan bahisle kaldırıldığından dava dosyası mahkememizin 2020/474 Esas sırasına kaydedildi ve yapılan Sıra Cetveline İtiraz (İİK 235) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … mahkememizin 2017/41 esas sayılı dosyasında iflasına karar verilen bankadan 16-2017 itibari ile ana para ve faiz olmak üzere toplam 1.330.027,72 USD alacağının bulunduğunu, iflas tarihi itibari ile Türk Lirası karşılığının 5.161.970,58 TL olduğunu ve iflasın açılması ile birlikte 10-01 2018 tarihinde alacak kayıt başvurusu yapıldığını, başvurunun iflas masasına … kayıt numarası ile kaydedildiğini, 20/06/2018 tarihinde ilan edilen sıra cetvelinde müflis iflas idaresinin vermiş olduğu kararın tebellüğ edildiğini, iflas idaresinin alacağın 4.235.852,97 TL’lik kısmının kabul edildiğini bakiye 926.117,61 Tl alacağın reddedildiğini, iflas idaresi kararının hukuka aykırı olduğunu müvekkili banka ile …, …aş. Ve muhlis banka arasında 24.11.2018 tarihli kredi sözleşmesinin imzalandığını müflisin garantör olarak kredi sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirmekte temerrüde düştüğünü, … 35 noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek alacağı muaccel hale geldiğini müvekkilinin 16.11.2017 tarihi itibari ile toplam 1.330.027,72 USD alacaklı olduğunu iflas tarihi itibari ile bir USD’nin efektif satış kuru 3,88,11 TL olarak alındığında alacağın Türk lirası karşılığının 5.161.970,58 TL’ye baliğ olduğunu ihlas idaresi tarafından alacağın daha az bir tutarının tespit edildiği iddia edilerek müvekkilinin alacağının kısmen sıra cetveline geçirilmesine karar verildiğini, iflas idaresi tarafından kabul edilen alacak tutarı ile başvuru miktarı arasındaki farkın farklı tarihli kurum esas alınmasının kaynaklanmış olabileceği İİK 195 maddesi gereğince işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya eklenerek masaya kaydedilmesi gerektiği bu sebeple toplam 5.161.970,58 TL alacağın tamamının iflas masasına ve sıra cetveline 4.sıra alacak olarak kaydedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde olmaması halinde usulden reddine karar verilmesi gerektiği … 1 Asliye Ticaret Mahkemesine …esas sayılı dosyasında 16.11.12017 tarihi itibari ile iflasın açılmasına ve iflas tasfiyesinin … tarafından yerine getirilmesine karar verildiği iflas idaresince tanzim edilen sıra cetvelinin 01.06.2018 tarihli yeni şafak gazetesinde ilan edildiği davacı kurumun müflis banka kayıtlarında 1.234.019,50 USD ve 22.07.2016 tarihi itibari ile oluşan 4.295,75 USD olmak üzere toplam alacağının 1.236.515,25 USD olduğunun tespit edildiğini bu miktarın müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı 22.07.2016 tarihli TCMB USD alış kuru (3.05.73) üzerinden TL’ye çevrilerek yasal faizin (22.07.2016 – 16.11.2017 tarihleri arasındaki gün sayısına %9 yasal faiz oranı uygulanmak suretiyle) uygulandığını ve 4.235.852,97 TL’nin sıra cetveline kabul edildiğini, 5414 Sayılı Kanunun 140.maddesinin 9.fıkrası gereği müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, öncelikle davanın usulden reddine aksi halde esas yönünden karar verilmesini iddia etmiştir.
Mahkememizin 2017/41 Esas sayılı dosyasında 16.11.2017 tarihli kararla iflasına karar verilen … Bankası AŞ.’nin iflas tasfiyesinin 5411 sayılı kanunlu 106.maddesi gereğince … tarafından gerçekleştirilmesi ve sıra cetvelinin de … tarafından düzenlenmesinin idari nitelikte bir işlem olduğu gerekçesiyle davanın İdari Yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle verilen Mahkememizin 2018/610 Esas 2018/1111 K sayılı kararının kesinleşmesinden sonra İstanbul 13. İdare Mahkemesince yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar davanın ertelenmesine karar verilmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesinin 2020/398 Esas 2020/44 Karar sayılı 13.07.2020 tarihli kararı ile mahkememizin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve davanın çözümünde adli yargınını görevli olduğuna karar verilmesi üzerine dosyanın yeniden mahkememize gönderildiği ve dava dosyasının mahkememizin 2020/474 Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, İİK. 235. maddeye dayalı olarak açılan sıra cetveline itiraz davasıdır.
İcra ve İflâs Kanunu’nun 184/1. maddesinde;
“İflâs açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer” hükmüne yer verilmiştir. Bu maddede ifade edilen “alacaklar” teriminden maksat, aslında yalnız “iflâs alacaklarıdır.” İflâs alacakları, iflâs açıldığı anda müflise (borçluya) karşı hukuken mevcut olan alacaklardır. Başka bir deyimle, müflisin iflâs açıldığı andaki borçlarıdır.
İflâs alacağı kavramına, müflisin yalnız muaccel borçları değil, aynı zamanda müflisin müeccel borçları (m. 195), taliki şarta (geciktirici koşula) veya belirsiz bir vadeye bağlı olan borçları (m. 197) ve konusu paradan başka bir şey olan borçları (m. 198) da dâhildir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 1212).
İflâs alacakları, iflâs kararından önceki dönemlere isabet eden alacaklar olup alacaklılar tarafından masaya yazdırılarak istenebilir ve iflâs kararına kadar olan müflis borçlarını gösterir. Buna karşılık, müflisin iflâsın açılmasından sonra yaptığı borçlar, iflâs alacağı olmayıp, iflâs masasından istenemez. Başka bir anlatımla müflisin borçları iflâs masasının bir parçası değildir. Bilâkis iflâs masasına giren mallar müflisin borçlarını ödemeye tahsis edilir. Dolayısıyla iflâs masası “özel bir malvarlığı” olup teknik anlamda, aktif ve pasiflerden oluşan bir “malvarlığı” değildir (Atalı, Murat/Ermenek, İbrahim/Erdoğan, Ersin: İcra ve İflas Hukuku, 6. Baskı, Ankara 2022, s. 563).
İcra ve İflâs Kanunu’nun 235. Maddesinde; “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.
İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar.
Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür.
Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoluyla icra mahkemesine arz olunur. ” şeklinde sıra cetveline itiraz ve neticeleri düzenlenmiştir. Anılan hüküm gereğince alacağı iflâs idaresi tarafından tamamen veya kısmen reddedilen ve sıra cetveline alınmayan yahut da sıra cetveline alınan başka bir alacaklının alacağına veya sırasına karşı koymak isteyen alacaklının, sıra cetvelinin ilanından itibaren on beş gün içerisinde iflâs masasına (idaresine) karşı iflâs kararı verilen yerdeki asliye ticaret mahkemesine sıra cetveline itiraz davası açması gerekir. Bu dava iflâs alacaklıları veya mülkiyet dışında istihkak iddiasında bulunanlar tarafından açılabilir; müflisin bu davayı açması mümkün değildir (Atalı /Ermenek /Erdoğan, s. 613).
Sıra cetveline itiraz davası “kayıt kabul davası” olarak nitelendirilmekte ve dava dilekçesinde, alacaklı, alacağının sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmektedir (Kuru, s. 1333).
Somut istem yönünden değerlendirme yapıldığında ;davacı tarafından 5.161.970,58 TL alacağın tamamının iflas masasına ve sıra cetveline kaydı için yapılan başvurunun … nolu sıraya kaydedildiği ve alacağın 4.235.852,97 TL tutarlı kısmının sıra cetveline kaydedildiği, iflas idaresi tarafından 926.117,61 TL’lik alacağın sıra cetveline kaydı talebinin reddedildiği, redde dair kararın davacı vekiline 20.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin başvuru sırasında başvuru sonucunun tebliği için posta masrafını depo etmiş olduğu, sıra cetvelinin … tarihli … Gazetesinde ilan edildiği, iflas idaresinin red kararının davacı vekiline tebliğ edildiği 20.06.2018 tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde olmak üzere davanın 04.07.2018 tarihinde ikame edildiği anlaşılmıştır.
Sıra cetveline kaydedilmesi istenilen alacağın, dava dışı borçlu …Aş.’nin 24.11.2008 tarihli kredi ve garanti sözleşmesinden kaynaklandığı belirtildiğinden …AŞ’ye kullandırılan krediden kaynaklanan borç miktarının tespiti için dosya bankacılık konusunda uzman bilirkişi …’e tevdi edilmiş; bilirkişi, müflis banka kayıtlarında inceleme yaparak düzenlediği 13/09/2021 tarihli raporda özetle ve sonuç olarak; davacı banka ile dava dışı … Sanayi A.Ş arasında 24/11/2008 tarihli 17.885.632 USD limitli yıllık %4,958 faiz oranıyla kredi sözleşmesi imzalandığı, müflis bankanın sözleşmeyi garantör olarak imzaladığı, borçlunun kredi hesabının 27/12/2016 tarihinde kat edildiği ve hesap kat tarihi olan 27/12/2016 tarihinde davacının 1.234.019,50 USD asıl alacak ve 31.101,21 USD faiz olmak üzere toplam 1.265.120,70 USD alacaklı olduğu, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107.maddesi son fıkrası çerçevesinde BDDK’nın … tarih … sayılı kararı ile müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı, davacı tarafından …A.Ş. kredi hesabının, bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı tarihten sonra olmak üzere 27/12/2016 tarihinde katedildiği, kat ihtarının dava dışı borçlu … Sanayi Anonim Şirketine 05/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, … 35 noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinde verilen üç günlük mehil süresi sonununda borçlunun 09/01/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının 09/01/2017 tarihi itibari ile alacağının 1.332.502,15 USD’ye ulaştığı, müflis … Bankası Aş.’nin iflas tarihinin… tarihi olduğu ve 16/11/2017 tarihinde geçerli döviz satış kurunun 1 USD = 3,8906 TL olarak hesaplanması sonucu davacının 16/11/2017 tarihi itibari ile 1.332.502,15 USD alacak yönünden Türk Lirası karşılığı 5.184.232,86 TL’nin masaya kaydının gerektiği, iflas idaresince 4.235.852,97 TL’nin masaya kaydının yapıldığı dikkate alındığında davacının 948.379,8 9 TL’nin daha masaya kaydını talep edebileceği ancak masaya kayıt için başvuru talebiyle bağlı olduğu bu sebeple 926.17,61 TL’nin masaya kaydının yerinde olacağı yönünde tespitlerde bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekiline … 35 Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesine konu kredi sözleşmesinin yeminli tercümesi ile dava dışı …AŞ. ile … Bankası AŞ. arasında akdedilen 24.11.2008 tarihli kredi sözleşmesini ve hesap kat ihtarı ile hesap kat ihtarının tebliğ şerhini sunmak üzere süre verilmiş; süresinde sunulan garanti sözleşmesinin 12.1.maddesinde ABD New York Eyaleti Kanunlarının uygulanacağının kabul edilmiş olduğunun anlaşılması üzerine Adalet Bakanlığına müzekkere yazılarak ABD New York Eyaleti Kanunlarının garanti sözleşmesi, üçüncü kişinin fiilini taahhüt ve müteselsil kefalete ilişkin hükümler ile borçlar kanununun genel hükümlerine ilişkin kanun maddelerinin ve yabancı mevzuat hükümlerinin tespit edilip gönderilmesi istenilmiş ancak New York Başkonsolosluğunun 02.08.2022 tarihli cevabı yazısı ile ABD New York Eyaletinde uygulanan Borçlar Kanunun hükümlerine ilişkin kanun maddesini gösterir sayfanın bağlantı bilgilerinin gönderildiği ve Türkiye Borçlar Kanunu Genel Hükümlerine eşdeğer bir yazılı kanun tespit edilemediğinin, detaylı bilginin Hukuk Danışmanlığı Hizmeti ile talep edilebileceğinin bildirildiği görülmüştür. Bu sebeple davacı vekiline 02.08.2022 tarihli New Yor Başkonsolosluğunun cevabı yazısında belirtilen bağlantı bilgileri kullanılarak uygulanacak mevzuat hükümleri ve mevzuat hükümlerinin Türkçe tercümesine ilişkin belgeleri sunması için süre verilmiş, davacı vekili tarafından süresinde belgelerin sunulması üzerine dosyanın daha önce görevlendirilen bankacılık konusunda uzman bilirkişi ile birlikte İngilizce diline vakıf Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku konusunda uzman bilirkişi ile Borçlar Hukuku alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek tercümesi sunulan sözleşme kapsamında ABD New York Eyaleti Kanunlarına göre kefalet ve garanti sözleşmesinin geçerlilik koşullarının mevcut olup olmadığı konusunda rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
Bilirkişi heyeti 16.01.2023 tarihli raporda özetle; müflis … Bankası AŞ.’nin, 24.11.2008 tarihli sözleşmeyi,… A.Ş.nin kredi borcunu garanti altına almak için garantör sıfatıyla imzaladığı, kredi sözleşmesinin 12.01 maddesi uyarınca müflis tarafından üstlenilen garantiye ilişkin hükümler olan New York Genel Borçlar Kanunu m. 5-1401 ve 5-1402 dahil olmak üzere ABD New York Eyaleti Kanunlarına uygun şekilde uygulanıp yorumlanacağını, garanti sözleşmesi geçerliliğinin incelenmesi amacıyla New York Eyaleti Yeknesak Ticaret Kanunu Değerli Kağıtlara ve Garanti Sözleşmelerine ilişkin Hükümleri, New York Eyaleti Genel Borçlar Kanununun, sözleşmelerin yazılı geçerliliğine uygulanacak hükümleri ve New York Eyaleti ile Amerika Federal Mahkemesi Mahkeme Kararları incelenmek suretiyle Garanti Sözleşmesinin akdedilme ve geçerlilik şartlarının oluşup oluşmadığının irdelendiğini, davacı ve müflis Asya Katılım’ın taraf olduğu kredi sözleşmesinin 10.04 maddesinde garantörün beyan ve taahhütlerinin; 10.05 ve 10.06. maddelerinde garantörün müspet ve menfi taahhütlerinin belirlendiği, kredi sözleşmesinin 4.01. maddesi uyarınca müflis…Bankası AŞ. tarafından kredi veren … ve ..’a New York Hukuku bağlamında koşulsuz ve ödeme garantisi içeren garanti verildiği, sözleşmenin 4.01 maddesine göre “Ödeme Garantisidir” ve “Tahsilat Garantisi olmayıp” ifadelerinin verilen garantinin tahsilat garantisi olmadığını gösterdiği, sözleşmenin 4/2c maddesinin son cümlesinin garantiye ödeme garantisi vasfı kazandırdığını, sözleşmenin bu maddesinin … Ticaret Kanununun (NYTC) madde 3-416-1 ile uyumlu olduğunu, sözleşmenin 4.01.maddesinin devamında, düzenlenen garantinin koşulsuz ödeme garantisi olduğunu gösteren ifadelere yer verildiğini ayrıca 4.01 maddesinin 2.fıkrasında geçen ifadelerin kredi sözleşmesi kapsamında …tarafından verilen garantiyi koşulsuz ve bağımsız ödeme garantisi haline getirdiğini, garantörün kendisine yapılacak bildirimlerden de feragat ettiğini, taraflar arasında akdedilen garanti sözleşmesinin her ne kadar kredi sözleşmesi kapsamında düzenlenmiş olsa da sözleşmenin açık hükmü gereği mutlak, bağımsız ve koşulsuz bir ödeme garantisi içeren garanti sözleşmesi olduğunu, sonuç olarak müflis …kredi sözleşmesine taraf olması sonucu tabi olduğu garanti hükümlerinin kredi sözleşmesinden ayrı olarak değerlendirildiği ve kredi sözleşmesinin geçerliliğine bağlı kılınmadığı ayrı bir sözleşme olarak akdedildiği, New York Yeknesak Ticaret Kanunun Garantör Sözleşmesi başlığıyla düzenlenen 3-416 maddesinde ödeme garantili garanti sözleşmesinin garanti verilen borcun, borçlu tarafından ödenmemesi ve önceden borçluya veya başka bir kişiye başvurmaya gerek kalmadan garantöre başvurmayı mümkün kılan garanti çeşidi olarak düzenlendiğini, New York Mahkeme İçtihatları ile koşulsuz garanti sözleşmesinin akdedilebildiğinin kabul edildiğini, New York Mahkemelerinin koşulsuz ödeme garantili garanti sözleşmelerinin geçerli bir biçimde kurulabildiğini kamu düzenini ihlal etmediğini, nitekim … Mahkemesinin garantörün koşulsuz olarak ödeme yapması gerektiğini ve borca ilişkin tüm defilerinden feragat ettiğini düzenleyen garanti sözleşmesinin kamu düzenini ihlal etmediğini ve bir tarafın aşırı aleyhine bir durum yaratmadığının belirtildiğini sonuç olarak New York Hukuku uyarınca koşulsuz ve bağımsız garanti sözleşmesinin geçerli bir şekilde akdedildiği sonucuna varıldığını, New York Hukukunda Sözleşmenin geçerli bir şekilde akdedilebilmesi için sözleşme ilişkisine girmek isteyen tarafın teklifi, muhatabın kabulü ve tarafların sözleşmenin esaslı noktalarında anlaşması gerektiği, garanti sözleşmelerinin yazılı şekil şartına yönelik New York Kanunları kapsamında iki farklı kanun hükmünün tespit edildiğini, New York Yeknesak Ticaret Kanunu madde 416-6’da yazılı şekil şartına tabi olmaksızın senet üzerine yazılan garantiye ilişkin ifadelerin icra edilebilir olduğunun düzenlendiği, bu hükmün özel hüküm niteliğinde olduğu, New York Genel Borçlar Kanunu Madde 5-701/a-2’ye göre garanti sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerektiğinin düzenlendiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin yazılı şekilde yapıldığını tüm bu hususlar dışında müflis …’ın kredi sözleşmesi kapsamında düzenlenen garanti sözleşmesinin, New York Hukukuna göre şekil ve esasa ilişkin şartlara uyulmak suretiyle geçerli bir biçimde kurulduğu sonucuna varıldığı yönünde görüş ve tespitlerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Newyork Kanunları kapsamında geçerli bir garanti sözleşmesinin bulunduğu ve davacının garanti sözleşmesi kapsamında müflisten 16/11/2017 tarihi itibari ile 1.332.502,15 USD alacaklı olduğu bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir.
Yargılama sırasında uyuşmazlık garanti sözleşmesinden kaynaklanan USD cinsinden alacağın hangi tarih itibari ile kur karşılığının hesaplamaya esas alınması gerektiği hususunda toplanmıştır.
Yerleşik Yargıtay Kararları uyarınca yabancı cins para alacaklarının masaya kaydı talep edildiğinde “İflas tarihi itibarıyla efektif satış kuru” üzerinden Türk Lirasına çevrilmesi suretiyle hesaplama yapılarak alacağın kaydedilmesi gerektiği mahkememizin 16/11/2017 tarihli kararı ile …Bankası AŞ.’nin iflasına karar verildiği bu sebeple 16/11/2017 tarihli TCMB USD efektif satış kuru olan 1 USD = 3,8906 TL x 1.332.502,15 = 5.184.232,86 TL alacağın iflas masasına davacı alacağı olarak kaydedilmesi gerektiği, davacının iflas masasına 5.161.970,58 TL alacağın kaydı için talepte bulunduğu, taleple bağlı kalınarak İflas İdaresi tarafından masaya davacı alacağı olarak kaydedilen 4.235.852,97 TL’ye ilave olarak 926.117,61 TL’nin de kaydını talep edebileceği anlaşılmakla 926.117,61 TL’nin 4.235.852,97 TL’ye ilave olarak davacı alacağı olarak iflas masasına kaydına karar vermek gerekmiş; davacının masaya davacı alacağı olarak kaydedilen 4.235.852,97 TL tutarlı kısım yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bu miktarın dava tarihinden önce davacı alacağı olarak sıra cetveline kaydedilmiş olduğu anlaşılmakla fazlaya ilişkin talebin hukuki yarar,dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-h ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; iflas idaresi tarafından 4.235.852,97 TL’lik alacağın, davacı alacağı olarak sıra cetveline ve iflas masasına kaydedilmiş olduğu anlaşılmakla bu kısma yönelik talep yönünden hukuki yarar (dava şartı) yokluğu nedeni ile davanın HMK 114/1-h ve HMK 115/2 m. uyarınca davanın usulden reddine,
2- 4.235.852,97 TL’lik alacağa ilave olarak 926.117,61 TL’nin davacı alacağı olarak iflas masasına kayıt ve kabulüne,
3-Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 386,50 TL posta ve tebligat gideri, 10.940,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.326,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 2.032,10 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2023

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …