Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/45 E. 2021/906 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/45
KARAR NO : 2021/906

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı arasında 13.03.2015 tarihli “… Müşteri Tanıma Sistemi Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşme uyarınca petronet müşteri tanıma (Petrol-Benzin alımı) hizmeti aldığı, sözleşme uyarınca müvekkil tarafından davalıya verilen hizmetler çerçevesinde düzenlenen faturalardan kaynaklı 08.04.0219 tarihi itibarıyla 754.827,98 TL asıl alacağı olduğu, davalı şirketin işbu toplam bakiye borcuna karşılık 250.000 TL tutarında … plakalı Yarı Römork nitelikli araç rehin verdiği, ancak rehin bedeli de müvekkile ödenmediğinden ayrıca icra takibine konu edildiği, davalının işbu araç rehin temini sonrası cari hesap ekstresinden kalan borç bakiyesinin 754.827,98 – 250.000 = 504.827,98 TL olduğu, buna göre davalı şirketin takip tarihi itibarıyla 504.827,98 TL asıl ve 1.074,07 TL işlemiş faiz borcu olduğu, davalının icra takiplerine yapılan itirazlarının iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’sinen az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı taraf tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından alacaklı sıfatı ile müvekkili aleyhine … 26. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinde borca ve yetkiye itiraz neticesinde müvekkili aleyhine haksız ve dayanaksız olarak başlatılan takibin durdurulduğunu, itiraz neticesinde davacı tarafından mahkeme nezdinde açılan itirazın iptali davasının, hukuki dayanaktan yoksun olup davanın reddi ve icra takibinin iptali gerektiğini, davacı şirket tarafından takip konusu edilen sözleşme ve faturalara ilişkin olarak müvekkilinin davacı şirkete bir borcu bulunmadığını, davacının, dava dilekçesinde davacı şirket ile davalı müvekkil şirket arasında 13/03/2015 tarihli ”… Müşteri Tanıma Sistemi Sözleşmesi” akdedilmiş olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketten petrol benzin alım hizmeti aldığını ileri sürdüğünü, ancak davacının bu iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin dava dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi müvekkili şirketin davacı şirkete 504.827,98-TL asıl alacak borcu ve 1.074,07-TL işlemiş faiz borcu bulunmadığını, müvekkili şirketçe davacı şirketten bir hizmet alınmadığı halde müvekkil aleyhine icra takibi başlatmanın haksız olduğunu, davanın hukuki bir dayanağı bulunmadığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi müvekkili şirkete bir hizmet sunulmadığı halde iş bu davanın açılması ve müvekkilinden haksız ve mesnetsiz bir alacak talep edilmesi, davacı şirketin sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, asıl alacağı ve işlemiş faizleri kabul etmemekle birlikte, müvekkili şirketin bir an borçlu olduğunun kabul edildiği düşünülse dahi müvekkili şirketin iş bu alacak sebebiyle temerrüde düşürülmediğini, davanın yasal süresi içerisinde açılmamış olduğunu, zamanaşımı yönünden de itiraz etme zorunluluğunun hasıl olduğu, haksız ve dayanaksız olarak müvekkil şirkete karşı açılan iş bu davanın reddine ve icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek haksız ve kötüniyetle açılmış olan işbu davanın reddine, davacı taraf aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı tarafından davalı aleyhine … 11. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında davalı adına kayıtlı araç üzerinde 250.000 TL tutarlı rehin tesis edilmiş olması sebebiyle rehnin paraya çevrilmesi suretiyle takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ”müşteri tanıma sistemi sözleşmesi” akdedildiği, davacının BK 89 maddesi kapsamında İstanbul İcra Dairelerinde takip talebinde bulunabileceği anlaşılmakla davalının icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosyaya celp edilen BA formları da değerlendirilmek suretiyle tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının ne olduğu, rehin tutarının mahsubu sonucunda davacının talep edebileceği bakiye alacak olup olmadığı, varsa miktarı davacı alacağının taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı konularında rapor tanzim edilmesi için dosyanın mali müşavir bilirkişi …’a tevdiine karar verildiği , yapılan ihtara rağmen davalı defterlerinin ibraz edilmemesi sebebiyle davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu mali bilirkişi tarafından sunulan 08.10.2021 havale tarihli raporda özetle, yapılan tespit ve değerlendirmeler kapsamında davacının davalıdan 19.04.2019 takip tarihi itibarıyla 504.827,98 TL’lik kısmı asıl olmak üzere toplam 510.381,09 TL takip alacağı olmakla birlikte 505.902,05 TL toplam alacak talebi ile bağlı, 504.827,98 TL alacağın asıl kısmına tahsile kadar yıllık % 36 oranında faiz işletilmesinin mümkün olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında düzenlenen faturalar nedeniyle oluşan cari hesaba dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen ”müşteri tanıma sistemi sözleşmesi” kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, takibe dayanak fatura konusu mal veya hizmetin sunulup sunulmadığı hususlarından ibarettir.
İİK’nın 45/1 maddesi “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” hükmünü içermektedir. Ancak alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile alacaklının asıl borçlu hakkında haciz yolu ile takip yapmasına bir engel bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının toplam 754.827,98 TL ‘lik alacağından rehin limiti olan 250.000 TL nin düşülmesi ve bu durumun takip talebinde belirtilmesi suretiyle takip başlatıldığı anlaşılmakta olup, bu nedenle davacı tarafından davalı borçlu hakkında ayrıca ilamsız takip yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen ve aslı kasada (kasa no:14631) muhafaza altına alınan ”…Sözleşmesi” nin ;
5.14. Maddesi” Müşteri …Sistemi dahilinde satın aldığı toplam dönemsel akaryakıt bedelini ve iş bu sözleşmeden kaynaklanan sair bedelleri, ön yüzde belirtilen şartlarda ve sürede, …’e nakit, kredi kartı, DBS, ticari kart, teminat mektubu, nakit blokaj, çek veya banka havalesi yollarıyla yahut …’in kabul edeceği sair sistemlerde yapmak zorundadır. Ancak; …’in çek ödemelerini vadesini dikkate alarak kabul etmeme hakkı saklıdır. Müşterinin geciken ödemelerine, aylık %3 vade farkı ve temerrüt halinde aynı oranda temerrüt faizi uygulanır. Müşteri, bu konudaki her türlü itiraz ve def’i haklarından peşinen feragat ettiğini beyan ve taahhüt eder. “
10. Maddesi ” Müşteri, iş bu sözleşmeden kaynaklanacak tüm uyuşmazlıklarda … defter ve kayıtları ile Multinet veri tabanları, elektronik zeminde tutulan tüm hesap ve işlemlerin geçerli, bağlayıcı, kesin ve münhasır delil olacağını, bunlara karşı tüm itiraz ve def’i haklarından ve dava halinde bunların usulüne uygun tutulduğu hususunda yemin teklif haklarından peşinen feragat ettiğini kabul eder. Bu madde HMK’nun 193. maddesindeki yazılı delil sözleşmesi niteliğinde olup, yukarıdakilerden başka delil ikame edilemez. ” hükümlerini ihtiva etmekte olup taraflarca delil sözleşmesi yapıldığı ve davacının ticari defter ve kayıtlarının esas alınacağının kararlaştırıldığı, dosya içine celp edilen ve davalı tarafından resmi kurum olan vergi dairesine beyan edilen BA formlarından ,davalının akaryakıt satışından kaynaklı toplam 504.827,98 TL tutarlı üç adet faturayı defterlerine kaydettiği, davalı tarafından defterlerine kaydedilen fatura tutarlarının ödendiği hususunun iddia ve ispat edilmediği – delil sözleşmesi kapsamında -alacağın davacı defterleri ile de sabit olduğu anlaşılmakla davalının … 26. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 504.827,98 TL asıl alacak için iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %36 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/19-199 E ,2013/418 K sayılı ilamı dikkate alınarak davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABÜLÜ ile;
a) Davalının … 26. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 504.827,98 TL asıl alacak için iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %36 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının fazla talebinin reddine,
Alacak likit olduğundan %20’si oranında 100.965,59 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 34.484,79 TL nispi karar harcından peşin alınan 6.110,04 TL’nin mahsubu ile bakiye 28.374,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen 6.110,04 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi masrafı 1.500- TL, posta ve tebligat masrafı 122,50 TL olmak üzere toplam 1.622,50 TL yargılama giderinden kabul oranına göre takdiren 1.619,05-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk faaliyeti nedeniyle sarf edilen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 42.291,40 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 1.074,07 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/12/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …