Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/428 E. 2021/702 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/428
KARAR NO : 2021/702

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın … A.Ş.’nin ortağı ve imza yetkilisi olduğunu, davalı …’un ise … A.Ş.’nin ortağı ve imza yetkilisi olduğunu, davalıların bu iki şirket üzerinden … işleterek müvekkili velilerden her iki şirket adına da yıllık okul ücretlerini topladıklarını, bazı velilere şirketlerden biri ile sözleşme imzaladıklarını ve bu şirketin banka hesabını verdiklerini, bazı velilere de diğer şirket üzerinden sözleşme imzaladıklarını ve bu şirketin banka hesabını verdiklerini, bu hesaplar üzerinden okul ücretlerini tahsil ettiklerini, müvekkillerinin davalıların ortağı ve imza yetkilisi olduğu şirketler … 2019-2020 eğitim öğretim yılı için okul kayıt sözleşmesi imzaladıklarını, müvekkillerinin öğretim yılı başlamadan evvel okul ücretlerini ödediklerini, ancak Okulun eğitim ve öğretim hizmetine açılmadığını, müvekkillerin ödemiş olduğu Okul ücretlerinin de iade edilmediğini, bu nedenle müvekkillerinin okul ücretlerinin iadesi için icra takibi başlattıklarını, ancak davalıların ortağı ve imza yetkilisi olduğu şirketlerin ayrıldığı, işyerinin boşaltıldığı ve tüm eşyaların kaçırıldığının tespit edildiğini, davalıların Okulu açmayacaklarını bile bile kasten velileri yanıltarak velilerden Okul ücretlerini tahsil ettiğini ve sonrasında bu topladıkları paraları yok ederek şirketlerin de için boşaltarak tüm mal varlığını kaçırarak ortadan kaybolduklarını, yüzlerce velinin yeniden ücret ödeyerek başka Okullara nakil ettirmek zorunda kaldıklarını, müvekkillerinin Okul ücretlerinin iadesini istediklerin de ise karşılarında hiç bir muhatap bulamadıklarını, davalılar hakkında … CBS’ye TCK m.157 ve 158 gereğince dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunduklarını, … numaralı soruşturma dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, bu nedenlerle davalıların … A.Ş. İle … A.Ş. üzerinden borca batık olduğunu, müvekkillerinin uğramış olduğu toplam 479.505,02 TL maddi zararın, icra takibine konu edildikleri tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte TTK’nun 553. Maddesine istinaden ve haksız fiil hükümlerine istinaden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin, dava dışı .. ile 2018 yılında … toplantısında tanıştığını, 2019 yılının Nisan ayında bahsi geçen şahsın …’a gelip müvekkilini ziyaret ettiğini, …’de faaliyet gösteren … firmasına ait okulu 4.000.000,00 TL’ye satmayı teklif ettiğini, Okulun 225 öğrencisi olduğunu beyan ettiğini, yerinde yapılan incelemelerde 148 öğrenci kaydının olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasında yapılan pazarlıklar neticesinde devir bedeli 3.160.000,00 TL olarak belirlendiğini, akabinde müvekkili banka kanalıyla bu bedelin 160.000,00 TL’sini davadışı …’a ödeyerek, kampüsün devri ve teslimi için anlaştıklarını, yapılan araştırmalar neticesinde … firmasının Ruhsat sahibi olmadığını, öğrenci kayıtlarının, ders araç gereçlerinin, demirbaşların, mefruşatların ve diğer menkullerin hiçbirinin bu şirket uhdesinde bulunmadığının görüldüğünü, huzurdaki davanın diğer davalısı olan … A.Ş. firmasının yedinde bulunduğunu, Ruhsatın dava dışı … A.Ş. firmasına devredildiğini, bahsi geçen menkullerin … firmasına devredildiğinin tespit edildiğini, dürüstlük kuralına aykırı olarak adına hiç bir şey bulunmayan şirket ise organize bir şekilde davalı müvekkile kötüniyetli olarak satılmak istendiğini, müvekkilin, iş yerini resmen veya fiilen asla devir ve teslim almadığını, ticari işletmeye ait taşınırların mülkiyeti, zilyetliği ve teşvikinin asla müvekkile geçmediğini, müvekkilinin hiçbir zaman öğretmen alımları ve öğrenci kayıtlarına dahil olmadığını, dolandırıldığını ve şebekeye düştüğünü anlayan müvekkilinin bu fiillerle ilgili dava dışı … ve dava dışı … hakkında derhal … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … soruşturma numaralı şikayette bulunduğunu, müvekkilinin noter aracılığıyla tasdik edilen hisse devir sözleşmesini imzalamadığını, sözleşmenin yapıldığı … ilçesinde bulunan noterliği asla görmediğini, dolayısıyla Ticaret Sicile yapılan ibraz ve tescilin yolsuz olduğunu, yapılan işlemlerin ve imzaların sahte olduğunu, müvekkilinin … firmasının ortağı olmadığını, iş bu şirketin aktif ve pasifinin müvekkiline geçmediğini, müvekkilinin yaşanan olayların en büyük mağduru olduğunu, huzurda açılan davada müvekkili yönünden ileri sürülen iddiaların, maddi vakıalara ve gerçeğe aykırı, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle yapılacak yargılama sonucunda sübut bulacak savunmamız uyarınca davanın reddine, yargılama harç ve giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından iddia edilen hususların gerçek dışı olduğunu, davanın usul ve esastan reddedilmesi gerektiğini, davada birden fazla davacı söz konusu olduğundan, her bir davacı için ayrı ayrı dava açılması gerekirken davacılar için tek bir dilekçe ile başvuru yapıldığını, bu hususun hukuka aykırı olduğunu, ayrıca dava değeri olarak 479.505,02 TL gösterildiğini, ancak iş bu dava değeri nazara alındığında hangi davacının ne kadar alacağının belli olmadığını, davada dava arkadaşlığının söz konusu olamayacağını, her davacının zarar değerinin farklı olduğunu, her bir davacıya karşı işlenmiş eylemin farklı tarihte olduğunu, eylemlerin farklı olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davanın … Tic A.Ş. tarafından … İlkokulu’nun işletilmesi neticesinde okula kayıtlı öğrenci velileri tarafından ödenen ancak eğitim hizmeti alamayan öğrenciler için verilen ücretin geri alınamaması nedeni ile … A.Ş. ve … Tic. A.Ş.’nin yetkililerinin TTK 553 kapsamında tazminat ödemesi gerektiğini, müvekkilinin kusurlu olduğuna dair somut hiçbir delil sunulmadığını ve yalnızca soyut beyanların söz konusu olduğunu, dava konusunun kapsamı 2019-2020 eğitim öğretim yılına ait ödenmiş eğitim hizmetinin eğitim alınamaması nedeni ile şirket yetkilisi kusuruna dayanıldığını, ancak kusurun ispat edilemediğini, müvekkil … Okulu’nun daha iyi hizmet vermesi ve daha kaliteli bir eğitim sunması amacı ile 22/12/2017 tarihinde …A.Ş. ile Franchise sözleşmesi imzalandığını, Bilnet kalitesi ile daha iyi bir eğitim sistemine geçiş yapıldığını, geçen süreç zarfında eğitim kalitesi ile … ileri seviyeye taşındığını ve veliler okulun eğitiminden ileri düzeyde memnun kaldığını, ancak …nun piyasaya göre düşük fiyatla ve kaliteli eğitim verdiğini gören rakip kurumlar …na karşı karalama kampanyası başlattıklarını, okul çalışanlarına daha iyi teklifler sunarak okul düzenini bozma çabasına girdiklerini, müvekkili şirketin haberi ve bilgisi olmadan … AŞ haksız nedenle ve hukuka aykırı şekilde resmi sitelerde ve internet sitelerinde ve sosyal mecralarda …A.Ş.’ye ait marka, logo, tabela vb. hakları kullanmaktan men ettiğini duyurduğunu belirttiğini ve taraflarına ihtar çektiğini, bu haberi duyan veliler ve okul öğrenci kaydı yapmaktan vazgeçtiğini, kayıt yapanların ödeme yapmaktan imtina ettiğini, ve kayıt yapmayı düşünenler öğrenci kaydı yapmaktan caydığını, bu gelişmeler müvekkili ve yetkilisi dışında yaşanmış …eğitim sisteminin çöktüğünü, müvekkili kurum tarafından haksız nedenle franchise sözleşmesini fesheden …AŞ.’ye karşı … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. dosyasında tazminat davası açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini, davacı tarafından iddia olunduğunun aksine müvekkilinin hiçbir şekilde şirketin içini boşaltmadığını ve mal kaçırma eyleminde bulunmadığını, … her şeye rağmen eğitim yılında eğitim vermek için hazırlıklarını devam ettirme çabasında bulunduğunu, velilerle irtibatta olduğunu, Okulda eğitim için kullanılan demirbaşlar …Ltd Şti’ne ait olduğunu, … borçları için … Ltd Şti tarafından bahse konu demirbaşlar … 24. İcra Müdürlüğü’nün …Esas dosyası ile haczedildiğini, söz konusu demirbaşların hacizli iken tespiti yapılamayan kişilerce okuldaki mevcut demirbaşların çalındığını, bu konu ile ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı …dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı tarafından açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde,
Dava, anonim şirkette yönetici olan davalılardan tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, eğitim hizmeti almak için davacılar tarafından ödenen bedellerin davalılar tarafından yetkili oldukları şirketlere ait malvarlıklarının kaçırılması, şirketlerin içinin boşaltılması, süresinde iflas talebinde bulunulmaması suretiyle davacıları zararı uğratıp uğramadığı, TTK 553 ve devamı maddeleri kapsamında davalıların her bir davacının zararından sorumlu olup olmadığı, zararın doğrudan veya dolaylı zarar olup olmadığı, davalıların (iflas halinde) … A.Ş. ile dava dışı … A.Ş.’yi zarara uğratıp uğratmadığı, davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 553. maddesinde, kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlığı altında, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zararlardan sorumlu oldukları 555. maddede, şirketin uğradığı zararın tazminini şirket veya her bir pay sahibinin isteyebileceği, pay sahiplerinin tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebileceği belirtilmiştir.
Ortakların ve alacaklıların dava hakkı, dolayısıyla zararlara dayanan davalar, doğrudan doğruya zararlara dayanan davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yönetim kurulu üyelerinin ortaklık malvarlığını kötüleştiren davranışları, ortakların ve alacaklıların doğrudan doğruya zarar görmelerine yol açar. Gerçekten ortaklık malvarlığını azaltan her fiil, hisseleri oranında ortakları etkiler. Şu halde, ortaklığın gördüğü doğrudan doğruya zarar, ortaklar ve alacaklılar yönünden dolayısıyla zarar teşkil etmektedir. Dolayısıyla zararlar nedeniyle açılan davanın konusu, ortaklığın uğradığı zararın tümüdür. Ancak ortaklar veya alacaklılar açtıkları davada tazminatın kendilerine değil ortaklığa verilmesini istemelidirler (TK m.555,556)
Doğrudan doğruya zarar yönetim kurulu üyelerinin fiilleri sonucunda ortakların veya alacaklıların, ortaklığın zararından bağımsız gördüğü zararlardır. Bu fiillerin ayrıca ortaklığı da zarara sokmuş olup olmadığı önem taşımaz. Ortakların veya alacaklıların doğrudan doğruya zararının herhangi bir üçüncü kişiye verilen zarardan farkı şu noktada görülür; doğrudan zararlar ortak veya alacaklı sıfatının sonucu olarak görülmüş zararlardır. Ortakların doğrudan doğruya zararlarına örnek olarak, bir kimsenin kanuna aykırı olarak düzenlenmiş bilançoya güvenerek pay sahibi olması veya paylarını elden çıkarması, sermaye artırımında ortakların yeni pay alma haklarının ihlal edilmesi, bir ortağın payının kanuna aykırı şekilde iptali veya sermaye payına uygun temettü hissesi ödenmemesi gösterilebilir.
Doğrudan doğruya uğranılan zararlar nedeniyle açılan davalarda ortaklar veya alacaklılar, tazminatın kendilerine verilmesini isteyebilirler. Dava, genel şartlar açısından TTK m.553 vd.daki kurallara tabidir. Doğrudan doğruya zararlara dayanan davaların hukuki dayanağı da sözleşmeye aykırılıktır. Aynen dolayısıyla zararlar nedeniyle açılan davalarda olduğu gibi, doğrudan zararlara dayanan davalarda da davacı yönetim kurulu üyeleri ile ortaklık arasındaki sözleşmenin ihlali sebebine dayanabilir. Yönetim kurulu üyelerinin kanun veya esas sözleşmenin yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmemeleri, ortaklık ile aralarındaki sözleşmenin bir ihlalini teşkil eder. Yönetim kurulu üyeleri şirkete, ortaklara ve alacaklılara doğrudan doğruya verdikleri zararlarda olduğu gibi dolayısıyla zarardan da sorumlu tutulmuşlardır. Yukarıda belirtildiği üzere, davacı gördüğü doğrudan zararın kendisine ödenerek tazmin edilmesini talep edebilir. Buna karşılık şirketin gördüğü zarar nedeniyle dolaylı olarak zarara uğrayan ortaklar ve ( şirketin iflas etmiş olması koşulu ile ve iflas idaresi tarafından dava açılmaması halinde ( İİK m.245, TTK m. 557) alacaklılar tazminatın şirkete ödenmesini isteyebilir (TTK 555).
“Mülga TTK md. 309’dan farklı olarak şirket iflas etmemişse alacaklının dolayısıyla zarara istinaden tazminatın şirkete verilmesi talebiyle dava açma hakkı yoktur.
TTK md. 556’da ortaklar ve alacaklıların dolaylı zararı bakımından ayrım yapmış ve alacaklıların dolayısıyla zarara istinaden dava açabilmelerini şirketin iflası koşuluna bağlamıştır.
Ortaklığa verilen zarar dolayısıyla ortakların ve alacaklıların menfaatlerinin zarar gördüğü şüphesizdir. TTK md. 555 ve 556’da da ortaklar ve alacaklılar, dolayısıyla zarara istinaden sorumluluk davası açabilecek kimseler olarak düzenlenmiştir. TTK md. 556 şirketin iflası halinde tazminatın şirkete ödenmesini isteme hakkını şirket alacaklılarına da tanımakta ancak bunu bazı koşulların gerçekleşmesine bağlamaktadır. Buna göre:
Zarara uğrayan şirketin iflası halinde, tazminatın şirkete ödenmesini talep hakkını şirket alacaklıları da haiz olur. Ancak, pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının talepleri önce iflas idaresince ileri sürülür. İflas idaresi bu davayı açmadığı takdirde her pay sahibi veya şirket alacaklısı mezkur davayı ikame edebilir. Elde edilen hasıla, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre, önce dava açan alacaklıların alacaklarının ödenmesine tahsis olunur; bakiye, sermaye payları oranında davacı pay sahiplerine ödenir; artan iflas masasına verilir.
İİK md. 245’in “alacaklıların masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görmedikleri bir iddianın takibi hakkı isteyen alacaklıya devrolunur. Hasıl olan neticeden masraflar çıkarıldıktan sonra devralanın alacağı verilir ve artanı masaya yatırılır” şeklindeki düzenlemesinden de anlaşıldığı üzere, alacaklılar ve ortaklar, dolaylı zarara istinaden ancak şirket iflas sürecine girmişse ve İflas İdaresi davayı açmadığı takdirde tazminat şirkete verilmek üzere sorumluluk davası açabileceklerdir. 6102 s. TTK’da, dolaylı zarar kavramı dar yorumlanarak, şirket borçlarını ödeyebildiği sürece, ortada alacaklılar açısında bir zarar olmadığını kabul edilmiş ve iflas söz konusu olmadığı sürece dolayısıyla zarara istinaden dava açma hakkı sadece ortaklara tanınmıştır. ” (Necla Akdağ Güney, Anonim Şirketlerde Kuruluş,2014, syf. 269)
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay bakımından davalı …’un … A.Ş.’nin ortağı ve yöneticisi olduğu, … AŞ nin dava tarihi itibari ile iflas halinde olmadığı, davacıların davalı … a karşı dolaylı zararların tahsili için dava açma haklarının bulunmadığı anlaşılmakla bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davalı …’nın ise … A.Ş.’nin ortağı ve yöneticisi olduğu, davalının yöneticisi olduğu şirketin dava tarihinden sonra 09/09/2020 tarihinde iflasına karar verildiği, davacıların bu davalı yönünden İİK 245 . maddesi kapsamında iflas idaresi tarafından sorumluluk davası açılmaması ve dava takip hakkının iflas idaresi tarafından davacılara devredilmesi halinde dava ikame etme haklarının bulunduğu, dava tarihi itibariyle ,iflas idaresi tarafından sorumluluk davası açılmasına lüzum görülmediğine ve dava takip yetkisinin davacı alacaklılara devrolduğuna dair iflas idaresi kararı bulunmadığı ,davalı … yönünden de davacıların dava tarihi itibari ile dava ikame etme haklarının mevcut olmadığı anlaşılmakla davacıların davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 8.188,75 TL harçtan tahsil edilmesi gereken 59,30 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 8.129,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk faaliyeti nedeniyle sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacılardan alınıp hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/10/2021

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP