Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/417 E. 2023/384 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/417 Esas
KARAR NO : 2023/384

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 12/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında taşımacılık işbirliği sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin taşımacı sıfatı ile davalı tarafından kendisine iletilen ürünleri belirlenen yerlere kendi sağladığı teçhizat ile taşıyacağının ve bunun karşılığı olarak davalının müvekkiline haftalık ödeme yapacağının kararlaştırıldığını, davalı tarafından herhangi bir fesih bildiriminde bulunmaksızın müvekkilinin sistemini kapatmak suretiyle müvekkilinin çalışmasını engellediğini, sözleşmenin 01/04/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere imzalandığını, usulüne uygun fesih beyanında bulunulmaması sebebiyle sözleşmenin son olarak 5.madde gereği 01/04/2021 tarihine kadar uzamış sayılacağını, ancak davalı tarafın 2020 yılı mayıs ayında herhangi bir bildirimde bulunmaksızın sözleşmeye bağlı olmadığını haricen müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin sözleşmenin devamına güvenerek bir çok masraf yaptığını, yeni araç satın aldığını, bu sebeple sözleşmenin aynı şartlar ile devam edeceği takdirde müvekkilinin hak edeceği tutarın hesaplanarak müvekkiline ödenmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle müvekkilinin gerçek zararının hesaplanarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin “…” adı ile taşıma işlerine aracılık eden bir şirket olduğunu ve satın alınan ürünleri alıcılarına ulaştırmak için birçok taşımacı ile çalıştığını, taraflar arasında 17/04/2018 tarihinde imzalanan işbirliği sözleşmesi ile tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiğini, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedilmediğini, sözleşmede müvekkili şirket tarafından davacıya mal taşıma taahhüdü verilmediğini, müvekkili şirketin sözleşme ve kanun hükümleri gereğince sözleşmeyi hiçbir gerekçe göstermeksizin istediği zaman ve tazminatsız olarak feshetme hakkı bulunduğunu, davacının taşıma işleri için taşıt temin etmesinin bir yükümlülük olduğunu, davacının iddia etmiş olduğu gibi bir zarar doğmasının mümkün olmadığını, sözleşme gereğince davacıya taahhüt edilen herhangi bir iş veya kazanç söz konusu olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-Bilirkişi raporu.
2-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası, taraflar arasında imzalanan ve konusu, tarafların kuracağı işbirliği çerçevesinde davacı tarafından yürütülecek faaliyetlere ilişkin usul, şart ve esaslar ile hak ve yükümlülüklerin düzenlendiği işbirliği sözleşmesi uyarınca davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak davacıya iş verilmemesinden kaynaklanan zararının tazminine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı ile yapılan sözleşme uyarınca davacının davalıya ait ürünleri taşıyacağına dair oluşan güven neticesinde, davacının masraf yaptığını ve ürün taşımak için yeni araç satın aldığını ileri sürmüştür.
Dosyaya celp edilen İşbirliği Sözleşmesinin incelenmesinde özetle, sözleşmenin 2.1 maddesine göre konusunun taraflar arasında sözleşme kapsamında kurulacak işbirliği çerçevesinde davacı tarafından yürütülecek faaliyetlere ilişkin usul, şart ve esaslar ile tarafların hak ve sorumluluklarının düzenlenmesine ilişkin olduğu, davacının sözleşme uyarınca madde 2.4’de belirtilen faaliyet bölgesi sınırları içerisinde, yetki belgeleri kapsamında sözleşme eklerine ve tüm ilgili kanunlara uygun şekilde davalı tarafından kendisine iletilen talimatlar doğrultusunda sözleşme ve eklerinde veya davalı tarafından belirtilen şekil, şart ve koşullarda ürünleri alanlara teslim etmek ve ürünleri iade edenlerden teslim alma edimlerini üstlendiği, sözleşmenin 2.4 maddesinde göre davalının davacıya çalışma bölgesi belirleyeceği, davalının dilediği zaman belirlediği çalışma bölgesini değiştirme, genişletebilme, daraltabilme hakkına sahip olduğu, davacının bir bölge için görevlendirilmesinin o bölge için davacıya münhasırlık tanındığı anlamına gelmeyeceği, davalının aynı bölgede başka kişilere de iş tahsisi yapabileceği, yine aynı sözleşmenin “Özel Hükümler” başlığı altındaki 4.8 maddesine göre de taraflar arasındaki ilişkinin yalnızca iş birliği ilişkisi olduğu ve taraflar arasında istihdam, bayilik, distribütörlük, acentelik, temsilcilik vs. İlişki kurulduğu şeklinde yorum yapılmayacağı kararlaştırılmıştır.
Uyuşmazlığa ilişkin taşıma uzmanı ve borçlar hukuku uzmanı bilirkişilerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 26.07.2021 tarihli kök rapor ve 08.04.2022 tarihli ek raporda özetle, davacının taşımacı sıfatı ile mevzuata uygun iş görmeyi ve davalı tarafından kendisine tanımlanan bölge sınırları içinde alıcılara ait emtiaların taşınmasını yapmayı üstlendiği, davacının davalı yana 70.000 TL bedelli teminat senedi vermeyi üstlendiği, davacının Mayıs – 2020 itibarı ile kendisine taşıma işi verilmediği iddiasına karşılık, davalı yanın sözleşmenin feshedilmediği, ancak iş verme yükümlülüğü olmadığı için iş verilmediğini ileri sürdüğü, oysa mevcut sözleşme hükümlerine göre; davalının davacı yana tekel hakkı vermemesine karşın, davacının yürütebildiği kapasiteye kadar iş vermesi gerektiği davacı yana tahsis edilen bölgede taşıma işleri verilmesi gerekirken iş verilmemesi ve sözleşmesel yükümlülük olmadığı için verilmediği savunmasının TMK m.2 hükmüne aykırı olarak değerlendirilebileceği, bu kapsamda kazanç yoksunluğu zararının hesabı için mali müşavir bilirkişi incelemesi ile karşılıklı ticari defterlerde bu dönemde davacıya ait bölgede elde edilmesi olası gelirin hesaplanması ve sonucuna göre değerlendirme yapılması gerektiği bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 27.03.2023 tarihli bilirkjişi raporunda özetle, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, davacının davalıdan talep edebileceği zararının 39.805,10 TL olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekili, 27.03.2023 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda davasını ıslah etmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporunda, davalı tarafından davacıya taşıma işi verilmemesi TMK 2. maddesine aykırı olarak değerlendirilmiş ise de, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında taşıma işine ilişkin çerçeve sözleşme imzalandığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, sözleşme uyarınca davalı tarafından davacıya iş verileceği hususunda açık bir taahhüde yer verilmediği, sözleşmenin 2.4 maddesinde göre davalının davacıya çalışma bölgesi belirleyeceği, davalının dilediği zaman belirlediği çalışma bölgesini değiştirme, genişletebilme, daraltabilme hakkına sahip olduğu, davacının bir bölge için görevlendirilmesinin o bölge için davacıya münhasırlık tanındığı anlamına gelmeyeceği, davalının aynı bölgede başka kişilere de iş tahsisi yapabileceği, yine aynı sözleşmenin “Özel Hükümler” başlığı altındaki 4.8 maddesine göre de taraflar arasındaki ilişkinin yalnızca iş birliği ilişkisi olduğu ve taraflar arasında istihdam, bayilik, distribütörlük, acentelik, temsilcilik vs. İlişki kurulduğu şeklinde yorum yapılmayacağı kararlaştırıldığı, eş deyişle davalının davacıya karşı taşıma işine ilişkin süreklilik arz eden bir edimi yerine getirme borcunun bulunmadığı, davacının sözleşmedeki işbu şart ve kayıtları bilerek anılan sözleşmeyi imzaladığı ve basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği anlaşılmakla, davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
Davacının davasının REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu noksan kalan 9,12 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 11. Fıkrası gereğince davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A maddesinin 11. Fıkrası gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan toplam 5.196,75 TL yargılama giderinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 11. Fıkrası gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/05/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 170,78 TL
Karar Harcı : 179,90 TL
Noksan Harç : 9,12 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 5.250,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 5.000,00 TL
Posta Giderleri : 196,75 TL