Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/346 E. 2023/613 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/346
KARAR NO : 2023/613

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/08/2012
KARAR TARİHİ : 19/10/2023

Mahkememizin 14/04/2016 tarih ve 2012/231 Esas, 2016/261 sayılı kararı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 08/05/2019 tarih ve 2018/5370 Esas, 2019/2703 K sayılı ilamıyla bozulmakla dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedildi, yapılan açık yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş’nin, …’nın 30.11.2001 tarihli kararıyla temettüh hariç hisselerinin …’ye devredildiğini, akabinde hakim ortakları aleyhine yasal takip işlemleri başlatıldığını, … ile … arasında 18.12.2004 tarihinde protokol imzalandığını ve … nin de bu protokolü müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldığını, … vekili tarafından grup şirketlerinden … Ltd.’ye ait … isimli yatın mal varlıkları içinde bildirildiğini ve bu yatın … Birinci Tahsilat Dairesi Başkanlığı ekiplerince … Limanında bağlanarak 6183 Sayılı Yasa çerçevesinde haczedildiğini ve …’a yazı ile bildirildiğini ve … yat için teklifler sunulduğunu, … tarafından satış işlemine onay verilmesi halinde satılacağının bildirildiğini, adı geçen yatın … şirketlerinden… ile alıcı … arasında düzenlenen satım sözleşmesine istinaden 3.105,000 USD’ye satıldığını ve teslimle birlikte işlemlerin tamamlandığını, daha sonra 3.105,000 USD satış bedelinin alıcı firma tarafından …’ye aktarıldığını, davalı …’ın imzası ve diğer davalı …’ın parafı ile bu satış bedelinin %7’si tutarındaki 217.350,00 USD’nin … A.Ş’ye daha önceden avans olarak kullandırılarak 500.000 USD’den düşülmesi ve bakiye 2.887.650 USD’nin ise … borcundan mahsup edilmesinin … Daire Başkanlığından istendiğini, satış bedeli içinden 217.35,00 USD’nin … A.Ş’ye komisyon olarak ödenmesi üzerine … Ltd. Vekili tarafından fon kurulu üyeleri ile … personeli … hakkında … C. Başsavcılığına suçu duyurusunda bulunduğunu, Kapatılan … 13. Asliye Ceza Mahkemesinin …E. sayılı dosyasında …’ın görevi kötüye kullanma suçundan dolayı davanın derdest olduğunu, daha sonra bu dosyasının … 36. Asliye ceza Mahkemesinin … E. Sayısını aldığını ve ceza dosyasında sunulan raporda davalıların bu komisyon ödemesinden sorumlu olduklarının ifade edildiğini, Başbakanlık Teftiş Kurulunun 11.03.2010 tarihli raporu üzerine komisyon bedeli olan 217.350 USD’nin faiziyle birlikte tahsili için …A.Ş aleyhine 6183 Sayılı Yasa aleyhine takip başlatıldığını, ayrıca bu şirketin kanuni temsilcileri hakkında da takip yapıldığını, ancak alacağın tahsil edilemediğini,… şirketlerinden Topmarine Ltd.’ye ait … isimli yatın yabancı bir firmaya satıldığı ve bu satışın… A.Ş ile … arasında imzalanan 11.05.2005 tarihli sözleşme kapsamında bulunmadığı, satışın hiçbir aşamasında … A.Ş’nin yer almamasına rağmen bu bedelin %7’si olan 217.350,00 USD’nin komisyon olarak … A.Ş’ye ödenmesinin yasal bir dayanağının bulunmadığı, adı geçen şirkete karşı yapılan takipten de netice alınamadığı, bu ödemeye onay veren kamu zararına sebebiyet veren davalılardan 217.350,00 USD’nin 27.07.2005 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davanın reddini istemiş, dosyada mevcut bulunan bilirkişi raporundaki çoğunluk görüşünü kabul etmediğini belirtmiş ve daha sonra kendisini vekille temsil ettirmiş ve adı geçen davalı vekilince yargılama sırasında sunulan beyan dilekçelerinde özetle; müvekkilinin …’deki görevine başlamadan önce … ile vekalet sözleşmesine istinaden 28.05.2004 tarihi itibariyle ilişkinin başladığı, … A.Ş ile … arasında 11.05.2005 tarihli sözleşme imzalanmadan önce de adı geçen firmanın … bir çok hizmet verdiğini, ticari bir şirket olan … A.Ş’nin, …’ye sunduğu bu hizmetleri karşılıksız yaptığını kabul etmenin olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan 6762 Sayılı Yasanın 22. Maddesi çerçevesinde mümkün olmadığı gibi hayatın olağan akışına da uygun olmadığı, zira TTK 22. Maddesinde tacirlerin ticari işletmeleriyle ilgili olarak bir iş veya hizmet vermeleri durumunda münasip bir ücret isteyebileceklerinin düzenlendiğini, müvekkili tarafından … A.Ş’ye satış bedelinin belli bir oranının komisyon bedeli olarak ödenmesinde hukuka aykırılık kusur ve zarar unsurlarının mevcut bulunmadığını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 5411 Sayılı Yasanın 127/4. Maddesindeki koşulların gerçekleşmediğini, bu sebeple dava şartının oluşmadığını öncelikle bu nedenle davanın reddi gerektiğini, esas yönünden de, … A.Ş ve şirketin yönetici ve temsilcileri hakkında … tarafından 6183 Sayılı kanun kapsamında yürütülen takip ve tahsil işlemleri sonuçlandırılmadan ve bu kapsamda haczedilen menkul, gayrimenkul ve şirket hisseleri paraya çevrilmediğinden iddia edilen zararın oluştuğundan söz edilemeyeceğini, müvekkilinin ticari ve iktisadi bütünlük grup satışı, grup başkanlık görevini yürüttüğünü, tahsilat daire başkanlığında tahsilat daire başkan yardımcılığına bağlı olarak görev yapan üç ayrı grup başkanından biri olduğunu, davaya konu edilen zararın oluşmasına neden olduğu iddia edilen yatın haciz ve satış gibi tüm işlemlerinin müvekkili dışındaki grup başkanlığına bağlı birimlerce gerçekleştirildiğini, dava dışı …A.Ş’ye yapıldığı iddia edilen ödemenin müvekkilinin parafına bağlı olarak yapılan bir ödeme olmadığını, müvekkilince paraf atılan evrakın kurum için bir yazışma örneği olduğunu, ödemeye esas orijinal yazıda müvekkilinin parafının bulunmayıp sadece diğer davalı …’ın imzasının bulunduğunu, davacı kurumun sadece müvekkilinin parafına bağlı olarak ödeme yapmasının mümkün bulunmadığını, zira müvekkilinin bu konuda imza yetkisinin olmadığını, davacının tüm iddialarının haksız bulunduğunu, müvekkili …’ın parafının bulunduğu 27.07.2005 tarihli yazının bir iç yazı olup, ödeme yazısı niteliğinde bulunmadığını, Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Esas Ve Usuller Hakkındaki Yönetmelikte, imza ve parafın ne anlama geldiği ve hangi hukuki statüye bağlı olduğunun açıkça ifade edildiğini, parafın borçlandırıcı özelliği bulunmayan hazırlık niteliğinde bir işleme esas olup, 27.07.2005 tarihli yazıdaki paraf nedeniyle sorumlu tutulamayacağını, … 36. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında hakkında beraat kararı verildiğini ve beraat kararının dayanağının da atılı suçun işlendiğinin sabit olmaması şeklinde belirlendiğini, davanın haksız olup reddi gerektiğini savunmuştur.
… ile …A.Ş arasındaki 11.05.2005 tarihli hizmet sözleşmesi, … Fon arasında imzalanan 18.12.2004 tarihli protokol, 06.02.2008 tarihli ek protokol, … A.Ş’nin Fona devir kararı, … Birinci Tahsilat Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen yazılar, 6183 Sayılı Yasa kapsamında … A.Ş aleyhine yapılan takibe ilişkin belgeler, … 36. Asliye Ceza Mahkemesi (Kapatılan . ..13. Asliye Ceza Mahkemesi) … E. Sayılı dosyasının bir örneği, … yatına ilişkin … Liman Başkanlığının …’ye gönderdiği yazılar, … Finansman Daire Başkanlığının yazıları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, konusunda uzman bilirkişi heyetlerinden iki ayrı rapor alınmış, tüm deliller toplanmıştır.
02.12.2013 tarihli bilirkişi raporu çoğunluk görüşünde özetle; davalı … tarafından imzalanan ve Finansman Daire başkanlığına gönderilen 11.01.2005 tarihli yazı üzerine … A.Ş hesabına 500.000 USD avans yatırıldığı, bu tarih itibariyle … ile … A.Ş arasında bir hizmet sözleşmesinin bulunmadığı, ayrıca fon kurulu kararının da olmadığı, bunun dışında … isimli yatın 3.105,00 USD’ye satışı sonrasında bu bedelin %7 oranına tekabül eden 217.350,00 USD miktarında komisyon kesintisi yapılıp … A.Ş’ye kullandırılan 500.000 USD’lik avanstan düşüldüğü, bu işlemin yasal dayanağının olmadığı, … ile … A.Ş arasında 11.05.2005 tarihli sözleşmenin imzalandığı, dava konusu ödemenin sözleşmenin imzalanmasından evvel gerçekleştirildiği, dolayısıyla hizmet sözleşmesi kapsamında … A.Ş’nin komisyon geliri elde etme hakkının bulunmadığı, … 36. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında dava zaman aşımı nedeniyle düşürülmüş ise de öncesinde aynı mahkemece… E…. K. Sayılı kararında davalı …’ın görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verildiği,…A.Ş’nin …’ye olan hizmetini sözleşmenin yürürlüğe girmesinden önce yapmasından dolayı avans borcuna mahsup edilen 217.350,00 USD’lik tutardan davalı …’ın sorumlu olduğu zira 27.07.2005 tarihli Birinci Tahsilat Dairesi Başkanlığının ödemeye ilişkin yazısında adı geçen davalının imzasının bulunduğu, bu alacakla ilgili 108.87 TL tutarında bir tahsilat gerçekleştirildiğini, bunun USD karşılığının 54.44 USD olup bu miktarın tenzili sonucu davacının net zararının 217.295,56 USD miktarında bulunduğu, diğer davalı …’ın 27.07.2005 tarihli yazıda parafının bulunduğu, …’ın parafının bulunduğu evrakın Birinci Tahsilat Dairesi Başkanlığı nezdinde kalıp sadece … tarafından imzalanan nüshanın Finansman Dairesi Başkanlığına gönderildiği, dolayısıyla davalı… tarafından paraflanan belgenin hukuki bir sonuç doğurmadığı, dolayısıyla bu davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış, aynı rapordaki ayrık görüşte ise …’ın sorumluluğunun bulunmadığı yönündeki çoğunluk görüşüne katılınmakla birlikte davalılardan …’ın da oluşan zarardan sorumluluğun olmadığı, zira … ile … A.Ş arasındaki 11.05.2005 tarihli sözleşmeye göre … A.Ş’nin fon borçlarına ait teknelerle ilgili yakalama, araştırma ve … satış mahalline getirme şeklinde borçlarının bulunduğu, …’nin borcunun ise komisyon ödemesi olarak belirlendiği, yine sözleşmeye göre Uzan Grubu dışındaki diğer grupların yatları ile ilgili olarak yapılacak işlemlerde … A.Ş’ye fon tarafından komisyon ödenmeyeceğinin, bu teknelerin satış bedeli üzerinden hesaplanacak %7 oranındaki komisyonun tekne alıcısı tarafından … A.Ş’ye ödeneceğinin anlaşıldığını, buna göre … isimli yatın satışı ile ilgili komisyon ödeme yükümlülüğünün alıcı firmaya ait olduğunu, ancak …’nin de satış şartnamesinde %7 oranındaki komisyonu alıcı yükümlülüğü olarak derc etmesi ve alıcı tarafından fon hesaplarına yatırılmasını sağlaması gerektiğini, bu konuda şartnamede bir hüküm olup olmadığının belirlenemediğini, davalı …’ın bu hüküm kapsamında %7 komisyon kesintisi yapılmasına ve … A.Ş’nin avans hesabından mahsup edilmesine yönelik işlem tesis ettiği, bu işleme …’in itirazda bulunduğu, itirazın kabul edilip … isimli yatın satış bedeli üzeinden hesaplanan %7 komisyon iptal edilerek satış bedelinin satmamı olan 3.105.000 USD’lik tutarın … nezdindeki… bloke hesabına girişinin yapıldığı, 05.01.2012 tarihinde … zararın giderilmesine yönelik olarak yapılan düzeltme kayıtlarında Toprak kayıtlarında 217.350 USD’lik parasal aktarım yapıldığı ve bu miktarın … A.Ş hesabına borç kaydedildiği, 05.01.2012 tarihinde yapılan bu düzeltme kaydıyla … bu zararının ortadan kalktığını, dolayısıyla sorumluluk davalarının en temel şartı olan zarar unsurunun gerçekleşmediğini, bu sebeple davalı …’ın da sorumlu tutulmaması gerektiği ifade edilmiştir.
Davalıların bu rapora itirazları nedeniyle ikinci kez bilirkişi heyeti oluşturularak yeniden rapor alınma yoluna gidilmiş ve 20.10.2014 tarihli 2. bilirkişi heyetince düzenlenen raporda ise, davalı … bakımından haksız fiilin sorumluluğu için gerekli olan hukuka aykırı fiil, kusur, illiyet bağı, unsurlarının gerçekleştiği ancak zarar unsurunun oluştuğundan söz edilemeyeceği, nitekim davalı …’ın 27.07.2005 tarihli talimatı ile … A.Ş hesabına 500.000 USD miktarında yatırılan avans ödemesinden … isimli yatın satışından elde edilen %7 tutarında 217.350,00 USD komisyon bedelinin mahsup edilmesine rağmen dava dışı … şikayeti üzerine kayıtlarda düzeltme yapıldığı ve 217.350,00 USD’nin de grubun borcundan düşülerek dava dışı … A.Ş hesabına borç olarak kaydedildiği, dolayısıyla …’nin … A.Ş’den alacak olarak kaydedilen ve daha sonra … borcundan mahsup edilen 217.350,00 USD’lik bir zararın olmadığı, düzeltme işlemi yapıldığından zararın varlığından söz edilemeyeceği, bunun dışında … tarafından … A.Ş aleyhine 6183 Sayılı Yasa kapsamında takip yapıldığı, şirket yetkilileriyle de protokol akdedildiği, ancak şirket yetkililerinin bu protokol hükümlerine uygun davranmayıp ödeme yapmadıkları anlaşılsa da … A.Ş aleyhine girişilen takip sonucunda 217.350,00 USD’nin tahsil edilemediği sonucunun kabul edilebilmesi için yeterli olmadığı, zira 6183 Sayılı Yasanın 35. Maddesi uyarınca şirketin mal varlığından tamamen ya da kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan alacaklarının kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilebileceği, buna göre …’nin, … A.Ş’nin ve kanuni temsilcilerinin mal varlığına yönelmek suretiyle bu alacağı tahsil etme yoluna gitmesi gerekirken bu yola başvurduğunu ve bundan bir sonuç alamadığını gösteren aciz vesikası ya da başka bir belgenin bulunmadığı, dolayısıyla henüz bu gerekler yerine getirilmeden ödemeye ilişkin talimat yazısını imzalayan …’ın sorumlu olduğundan söz edilemeyeceği, ancak mahkemece zararın oluştuğu kanaatine varılırsa … bakımından hukuka aykırılık, illiyet bağı ve kusur koşullarının gerçekleştiği, diğer davalı …’ın anılan yazıda parafının bulunmasının ödeme yapılmasında etkili olmadığı, dolayısıyla bu davalının sorumluluğundan söz edilemeyeceği açıklanmıştır.
… 36. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. … K. sayılı 31.10.2012 tarihli kararında sanıklar … ve … hakkında … C. Başsavcılığının iddianamesiyle görevi kötüye kullanma suçundan 765 Sayılı TCK’nın 240. maddesi ve aynı yasanın 257/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davasının açıldığı, yapılan yargılama sonunda sanık …’ın … Tahsilat Dairesi Başkan vekili olarak çalıştığı dönemde 27.07.2005 tarihli yazısı ile yat satış bedelinin %7’si olan 217.350 USD komisyon ücretinin … A.Ş’ye haksız yere ödenmesini sağladığı gerekçesiyle mahkumiyetine karar verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, sanık …’ın eyleminin ödeme talebini içeren dilekçeyi havale etmekten ibaret olduğu, ödemeye ve ödeme talimatı vermeye ilişkin yetkisinin bulunmadığı, dolayısıyla bu sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle hakkında beraat kararının verildiği, daha sonra aynı mahkemenin 2012/1376 E. 2013/351 K. sayılı 15.05.2013 tarihli kararıyla davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalılar 5411 Sayılı Yasanın 127/7. maddesi uyarınca fon personeline karşı şahsi sorumluluk davası açılmayacağını ileri sürmüşlerse de anılan yasanın 127/7. maddesinde, ”fon tarafından bu kanunun 134. maddesi hükümlerine ve bu kanunla yürürlükte kaldırılan 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 15/7-a bendine istinaden atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler kurulu üyeleri ve tasfiye memurları ya da yönetim veya denetimi veya hisseleri fona intikal eden bankaların iştiraklerinden bu bankaların temsilen görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyeleri, müdürler kurulu üyeleri veya hisseleri fona devredilen iştiraklerde fonu temsilen görev yapan yönetim, denetim kurulu, müdürler kurulu üyeleri, iflas ve tasfiye memurları aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılan veya açılacak her türlü tazminat ve alacak davaları ile şahsi sorumluluk davaları fon aleyhine açılır, fonun ödeyeceği tazminatı ilgililere rücu işleminde bu maddenin 4. fıkrasındaki usul ve esaslar uygulanır…….” şeklinde düzenleme bulunduğu, burada ifade edilenin 3. kişiler tarafından fonda görevli bulunan yönetim, denetim kurulu üyeleri ve müdürler kurulu üyelerine karşı dava açılamayacağının bu kişilerin eylemleri sebebiyle açılacak tazminat davalarının öncelikle fona yöneltilmesi gerektiği şeklinde olduğu, somut olayda fonun kendi personelinin görevini ifası sebebiyle yapılan eylem nedeniyle uğranılan zararın tazminin istendiği başka bir deyişle huzurdaki davanın fonun kendi çalışanına yönelttiği şahsi sorumluluk davası olduğu, 5411 Sayılı Yasanın 127/7. maddesi kapsamında açılan bir dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla davalıların aksi yöndeki savunmalarına itibar edilmesi mümkün görülmemiştir.
Dava, … Birinci Tahsilat Dairesi Başkanı ve Grup Başkanının sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, … ile … arasında düzenlenen protokolü kefil olarak imzalayan … Ltd. Şti’nin mal varlığı arasında gösterdiği …isimli yatın 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre haczedildiği, yatın yakalanması ve bağlanması işlemlerinin fon tarafından gerçekleştirildiği, satışının ise yatın maliki olan … Ltd. tarafından rızai satış olarak yapıldığı, satışın yapılmasında ve temiz sicil kaydının alınmasında … A.Ş’nin emek ve faaliyetinin bulunmadığı, yatın yakalanmasında ve bağlanmasında emeğinin olduğu kabul edilse bile yatın yakalanması ve bağlanmasından sonraki bir tarihte düzenlenen 11.05.2005 tarihli sözleşmeye göre komisyon ödemesi yapılmasının mümkün bulunmadığı, sözleşmeye göre komisyon bedeli ödenmesi için satışın cebri icra yoluyla yapılması ve satış bedelinin alıcı tarafından fon hesabına yatırılıp ancak temiz sicil kaydından sonra … A.Ş’ye komisyon ödenmesinin mümkün bulunduğu, davalıların Birinci Tahsilat Dairesi Başkanı ve aynı dairede grup başkanı olarak görev yaptıkları sırada fon kurulu kararı olmaksızın ve sözleşme kapsamında olmadığı halde, imza ve paraflarını içeren 27.07.2005 tarihli yazı gereği … A.Ş’ye 217,350 USD ödeme yapmak suretiyle fonu zarara uğrattıkları ileri sürülmüş, davalılar ise … 08.12.2004 tarihli protokolden sonra süresi içinde mal beyanında bulunmadığını, … isimli yatın … A.Ş tarafından bulunmasından sonra 27.01.2005 tarihli yazıyla mal varlığı arasında olduğunun bildirildiğini ancak yerinin açıklanmadığını ve … tarafından daha önceki bir tarih olan 28.03.2004’te ihtiyaten haczedilip fiilen muhafaza altına alındığını ve daha sonra … A.Ş ile sözleşme yapılması hususunda yazışmaların yapılıp bunun neticesinde 11.05.2005 tarihli sözleşmenin imzalandığını, yapılan mahsup işleminin haksız olmadığını savunmuşlardır.
…’nın 30.11.2001 tarihli kararıyla … A.Ş’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 147/3-4. maddeleri gereğince …’ye devredildiği, yine aynı yasa çerçevesinde … tarafından bankanın hakim hissedarları aleyhine yasal takip işlemlerinin başlatıldığı ve bu süreçte … ile … arasında 18.11.2004 tarihli ödeme protokolünün imzalandığı, grubun …’ye olan borç miktarının ve ödeme esaslarının belirlendiği, … şirketlerinden olan … Ltd. Şti’nin protokolde kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bankacılık yasası çerçevesinde borçluların mal varlığı bildiriminde bulunma yükümlülüğü kapsamında … Ltd. Şti’nin … isimli yatının varlığıyla ilgili …’ye bildirimde bulunduğu ve … Birinci Tahsilat Dairesi Başkanlığı tarafından 01.04.2005 tarihli yazısıyla bu yatın haczedildiği görülmektedir. …isimli yat …’nin oluruyla birlikte sahibi … Ltd. tarafından 3.105.000 USD bedelle … isimli firmaya satılmış ve 15.07.2007 tarihinde alıcı firmaya teslimi gerçekleştirilmiştir.
… Finansman Daire Başkanlığına hitaben düzenlenen davalı … imzalı 11.01.2001 tarihli yazı içeriğine göre … hesaplarından 500.000 USD miktarındaki avansın … A.Ş hesabına yatırıldığı anlaşılmıştır. … A.Ş ile … arasında, …’ye devredilen banka sahiplerine ait bulunan yatların bulunması, … satış mahalline getirilmesi hususlarında bir ilişkinin bulunduğu ancak bu ilişkinin bir sözleşmeye bağlanmadığı, daha sonra fon kurulunun 05.05.2005 tarihli kararı ile fon ile … A.Ş arasında 11.05.2005 tarihli bir hizmet sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmenin konusunun, fonun amme borçlusu gruplardan alacaklarının tahsili işlemlerine ilişkin olarak grupların mal varlıklarında bulunan teknelerin araştırılarak yerlerinin tespit edilmesi ve yakalanması, yurtiçinde fon tarafından uygun görülen yere veya … satış mahalline getirilmesi ile teknelerin 6183 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılacak ihalesinin en iyi fiyatla gerçekleştirilmesi için gerekli olabilecek diğer her türlü iş ve işlemleri yapmak ve ihaleden sonra alıcısı adına sicil kayıtlarında temiz sicil olarak tescil edilmesine ilişkin taraflar arasındaki esas ve usullerin belirlenmesi olduğu,
Sözleşmenin 3.3.3. maddesinde ”… Grubu dışındaki fon borçlularına ait yatların yerlerinin bulunması, yakalanması, fon tarafından cebri icra yoluyla satılarak alıcı adına temiz sicil olarak tescili ve sair işlemlerle ilgili olarak yüklenici olan … A.Ş’ye fon tarafından herhangi bir komisyon ödenmeyecektir. Bu tekneler için her bir teknenin satış bedeli üzerinden hesaplanacak masraflar dahil %7 oranındaki komisyon tekne alıcısı tarafından ödenecektir. Fon bu hususu satış şartnamesinde alıcı yükümlülüğü olarak derc edecek ve ihale bedelini ödeme süresi içinde söz konusu komisyon alıcı tarafından fon hesaplarına yatırılacaktır. İş bu komisyon fon hesaplarında bloke tutulacak olup, teknelerin temiz sicil olarak tescilinden sonra fon tarafından yükleniciye ödenecektir……” denildiği, 2.4.1. maddesinde de, yüklenici (… A.Ş) iş bu sözleşmenin yürürlük tarihinden önce teknelerin getirilmesiyle ilgili kendi kaynaklarını kullanarak yaptığı masrafları ve verdiği hizmetin ücretini ilerde fondan talep etmeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder, 2.4.2. bendinde de yüklenici iş bu sözleşmenin yürürlük tarihine kadar yerini tespit ederek yakaladığı ve yurt içinde fon tarafından uygun görülen yere veya … satış mahalline getirdiği, Uzan Grubuna ait diğer teknelerin ve fonun diğer amme borçlusu grupların mal varlığında bulunan teknelerin satışından sonra yeni alıcılarına temiz sicil olarak tescil edilmesi işlemleriyle ilgili bugüne kadar yaptığı işlerden dolayı herhangi bir ücret talep etmeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder…..” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
… ile … A.Ş arasında imzalanan bu sözleşme kapsamında yüklenici olan … A.Ş’nin, fon borçlularına ait tekneleri bulmak, teknelerin satışı için tüm işlemleri yapmak yükümlülüğünün bulunduğu, buna karşılık fonun da, komisyon ödeme borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak sözleşmede …’nin komisyon ödeme yükümlülüğü ve oranları belirlenirken … ait yatlar ile … dışındaki yatlar şeklinde bir ayrım yapıldığı görülmektedir. …ait yatlar bakımından komisyon ödemesinin … tarafından yapılacağı öngörülmüş olmakla birlikte … dışındaki yatlarla ilgili olarak komisyon ödemesinin … tarafından değil, tekne alıcısı tarafından yapılacağı ifade edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu 49. maddesinde (Eski BK 41) düzenlenen haksız fiil sorumluluğunun gerçekleşmesi için hukuka aykırı bir eylem, kusur, zarar ve illiyet bağı unsurlarının birlikte mevcut olması, bu unsurlardan bir tanesinin gerçekleşmemesi halinde tazminat sorumluluğunun doğmayacağı bilinmektedir.
Somut olayda yukarıda içeriği açıklanan … ile … A.Ş arasındaki 11.05.2005 tarihli sözleşme hükümlerine göre … isimli yat … dışında … ait bir yat olduğundan bu yatın satışı üzerinde elde edilen bedelin %7’si oranındaki komisyonun tekneyi alan firma ya da kişi tarafından ödenmesi gerekirken davalı …’ın imzasını içeren 27.07.2005 tarihli yazı kapsamında … isimli yatın satış bedelinin %7’si olan 217.350 USD’nin yine … hesaplarından … A.Ş hesabına avans olarak aktarılan 500.000 USD’den mahsup edildiği, böylece komisyon bedelinin 11.05.2005 tarihli sözleşmeye aykırı olarak … tarafından ödendiği anlaşılmakla davalı …’ın bu eyleminde kusurlu bulunup, eyleminde hukuka aykırılık unsurunun da gerçekleştiği kabul edilmelidir. Buna göre davalı …’ın sözleşmenin açık hükmüne rağmen 27.07.2005 tarihli yazıyı imzalayarak … A.Ş’ye komisyon ödemesinin yapılmasını sağladığı, dolayısıyla hukuka aykırı bu kusurlu eylemi neticesiyle zararın oluştuğu, zararın nedeninin ödeme talimat yazısı olması sebebiyle illiyet bağının da gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce, davalılardan …’ın … ile … AŞ arasında yapılan sözleşme hükümlerine aykırı olarak komisyon ödemesi yapılmasını sağladığı, dolayısıyla hukuka aykırı bu kusurlu eylem neticesinde zararın oluştuğu, zararın nedeninin davalılardan …’ın ödeme talimat yazısı olması nedeniyle illiyet bağının gerçekleştiği, bu sebeplerle davalılardan …’ın zarardan sorumlu olduğu, davalılardan …’ın eyleminin komisyon ödemesine sebep olan belgede yalnızca parafının olduğu, … tarafından paraf edilen belgenin herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davalılardan … yönünden davanın reddine, davalılardan … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin mahkememizin 14/04/2016 tarih ve 2012/231 Esas, 2016/261 sayılı kararını temyiz etmesi üzerine mahkememizce verilen karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 08/05/2019 tarih ve 2018/5370 Esas, 2019/2703 K sayılı ilamıyla ve ” … mahkemece alınan her iki bilirkişi heyeti raporu haksız fiil sorumluluğunun şartlarından olan zarar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında çelişkilidir. Ayrıca 20/10/2014 tarihli ikinci bilirkişi heyeti raporunda, dava dışı şirket aleyhine 6183 sayılı Kanun gereğince takip başlatılması üzerine, … ile dava dışı şirket arasında ödemenin nasıl yapılacağına ilişkin bir protokol düzenlendiği ancak şirket yetkililerinin bu protokol hükümlerine aykırı davrandığı belirtilmektedir. Şu durumda; 20/10/2014 tarihli ikinci bilirkişi heyeti raporunda … ile dava dışı … AŞ arasında düzenlendiği belirtilen protokol de değerlendirilmek suretiyle bu protokolün dava konusu olan komisyon ödemesini kapsayıp kapsamadığı, haksız fiil sorumluluğunun temel şartlarından olan zarar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususundaki çelişkiyi giderecek şekilde mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyetinden dosyadaki tüm deliller değerlendirilerek yeniden rapor alınması ve buna göre sonuca gidilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya uygun değildir…” gerekçesi ile bozulmuş ve mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere 02.12.2013 tarihli bilirkişi raporu ile 20.10.2014 tarihli bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, haksız fiil unsurları arasında yer alan zarar şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi için dosyanın öncekilerden farklı bir bankacı, bir emekli sayıştay denetçisi ve bankalar yeminli murakıbından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişiler …, … ve … Karalar tarafından sunulan 19.03.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle,
” 1-02.12.2013 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporundaki ,davalı … tarafından … A.Ş. ye ödenmiş olan 217.350 USD satış komisyonunun … hesabına iade edilerek Grubun borcundan düşülmesi hususundaki düzeltme kaydı neticesinde … zararının giderilmiş olduğu, bu nedenle olayda zarar şartının yerine gelmemiş olduğuna ilişkin muhalefet şerhi şeklindeki azınlık görüşü hukuka ve somut olaya uygun düşmediği, zarara uğrayan tarafın … değil davacı … olduğu, bu nedenle önceki bilirkişi raporunun gerçeğe uygun düşmediği,
2-6183 sayılı yasaya göre başlatıldığı tarihteki (1,3475 TL) kurdan hesaplandığı üzere 03.03.2021 tarihi itibariyle bugüne kadar 108,87 TL tahsilatın bulunduğu,halen 480.228,24 tl anapara, 1.672.045,62 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 2.152.273,86 TL nın tahsil edilememiş durumda olduğu ,tespit edilen işbu tutarın … nin zararını teşkil ettiği ,
3- 20.10.2014 tarihli İkinci Bilirkişi Kurulu Raporunda;… tarafından … A.Ş aleyhine 6183 Sayılı Yasa kapsamında takip yapıldığı, şirket yetkilileriyle de protokol akdedildiği, ancak şirket yetkililerinin bu protokol hükümlerine uygun davranmayıp ödeme yapmadıkları anlaşılsa da … A.Ş aleyhine girişilen takip sonucunda 217.350,00 USD’nin tahsil edilemediği sonucunun kabul edilebilmesi için yeterli olmadığı, zira 6183 Sayılı Yasanın 35. Maddesi uyarınca şirketin mal varlığından tamamen ya da kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan alacaklarının kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilebileceği, buna göre …’nin, … A.Ş’nin ve kanuni temsilcilerinin mal varlığına yönelmek suretiyle bu alacağı tahsil etme yoluna gitmesi gerekirken bu yola başvurduğunu ve bundan bir sonuç alamadığını gösteren aciz vesikası ya da başka bir belgenin bulunmadığı, dolayısıyla henüz bu gerekler yerine getirilmeden ödemeye ilişkin talimat yazısını imzalayan …’ın sorumlu olduğundan söz edilemeyeceği şeklindeki görüşü dikkate alınarak … nezdindeki 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takip sürecinin tüm sonuçlarının Bilirkişi Kurulumuzca incelenmesi neticesinde ;
– FON KURULU’nun 26.08.2011 tarihli ve 238 sayılı, 16.09.2011 tarihli ve 255 sayılı Olurları ile … A.Ş. ve kanuni temsilcileri hakkında “217.350.-USD’nin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak faiz ve ferileriyle birlikte tahsil edilmesi amacıyla 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca toplam 515.738,01-TL Fon alacağının takip ve tahsili için … Tie. A.Ş. ve kanuni temsilcileri (…, … ve …) hakkında takip sürecnin başlatılmış olduğu, şirket ve kanuni temsilcileri hakkında ihtiyati haciz onayı alınarak alınan ihtiyati haciz kararı kapsamında bu alacak için de yurt çapında malvarlığı araştırılması yapılmış olduğu, bu dosyadan da borçlulara ait olup yukarıda tespit edildiği belirtilen mal varlıklarının kaydına haciz şerhi işlenmiş akabinde … Tic. A.Ş. adına 26.12.2011 tarihinde ödemeye çağrı mektubu düzenlenmiş ve mevcut adreslerinde tebligat yapılamadığından ilanen tebliğ edilmiş olduğu, Daha sonra 16.04.2012 tarihli ödeme emri düzenlenerek ilanen tebliğ edilmiş olduğu halde herhangi bir tahsilatın yapılamamış olduğu,
-Tüm hukuki sürecin tamamlandığı halde herhangi tahsilatın bulunmadığı bu durum dikkate alındığında olayda TBK daki haksız fiili unsurlarından olan zarar şartınında gerçekleşmiş olduğu, , … A.Ş. nin ticari faaliyetlerine fiilen son vermiş olduğu ,kanuni temsilcilerinden de tahsilat yapılamayan alacağın tahsili imkansız hale gelmiş olduğu , 03.03.2021 tarihi itibariyle … nin 2.152. 273,86 TL tutarında fiili zararının mevcut olduğu,
4- … ve … tarafından … ye iletilen 16.11.2011 ve 30.12.2011 tarihli dilekçelerindeki 217.000 USD yi ödeme teklifleri, Fon Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 2012/41 sayılı kararı kabul edilmiş olduğu halde ,ödeme talebinde bulunan kişiler tarafından bugüne kadar … ye ödemenin yapılmamış olduğu,böylelikle Yargıtay Bozma Kararında incelenmesi istenen hususunun da yerine getirilmemiş olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerden dolayı huzurda görülmekte olan davada; … ait Yat’ın … borcundan düşülmesi maksadıyla yapılan Yat satışı neticesinde davalı …’ın bilerek ve isteyerek hazırlamış olduğu onaya istinaden … A.Ş. ne ödenmesini sağlamış olduğu 217.350 USD tutarındaki ödemeden dolayı davacı … nin zarara uğratılmış olduğu, … ile dava dışı … AŞ arasında düzenlendiği belirtilen protokol değerlendirildiğinde sözkonusu protokolün dava konusu olan 217.350 USD tutarındaki komisyon ödemesini kapsamakta olduğu, protokolün uygulamasından netice alınamadığı, haksız fiil sorumluluğunun temel şartlarından olan zarar unsurunun olayda gerçekleşmiş olduğunun görüldüğü, davalı …’ın haksız ve hukuka aykırı ödemesinden dolayı … nin uğramış bulunduğu zarara ilişkin olarak tadat olunan tüm unsurların somut olayda mevcut olduğu …” yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 02.12.2021 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar ile dosyanın son bilirkişi heyetine tevdi edilerek davalı … vekilinin 20.04.2021 tarihli dilekçesinde yer alan itirazların değerlendirilmesi istenilmiş delil avansı yatırılmadığından ek rapor için dosya bilirkişilere teslim edilememiştir.
Mahkememizin 07.04.2022 tarihli duruşmasında verilen 3 nolu ara karar ile dosya son bilirkişi heyeti ile birlikte bir SPK lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanı ile bir icra iflas hukuku konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek davacı … tarafından sunulan 06/04/2022 tarihli beyan tahsilat bildirimine ilişkin müzekkere ve dava dışı şirket ve gerçek kişiler adına kayıtlı mal varlıkları incelenerek 217.350,00 USD tutarlı zarardan mahsubu gereken tahsilat bulunup bulunmadığı, dava dışı şirket ve yetkililere ait olup muhtemel satış halinde elde edilebilecek mal varlığı değerinin üzerlerindeki haciz ve rehin miktarları da nazara alınarak zararın hesaplanmasının istenilmiş bilirkişiler …, …, …, SPK lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanı …ve İcra İflas Hukukunda uzman…tarafından sunulan 12/09/2022 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;
06.04.2022 tarihli TAKBİS Malvarlığı Sorgu Formuna göre,
….A.Ş adına kayıtlı bir malvarlığı olmadığı,
… adına kayıtl bir malvarlığı olmadığı,
… adına kayıtlı bir malvarlığı olmadığı,
… adına kayıtlı aşağıdaki gayrimenkuller bulunduğu,
… ili … İlçesi … Mahallesi 158 Ada, 11 Parsel, 741,17metrekare bahçe vasıflı taşınmazın 12/240 hissesi … adına kayıtlı olup rapor tarihimiz itibariyle değeri 24.793 TL, –
… İli, … İlçesi, … Mahallesi 210 Ada 8 Parsel, 1.125,93 metrekare tarla vasıflı taşınmazın 1/32 hissesi … adına kayıtlı olup rapor tarihimiz itibariyle değeri 23.542 TL olduğunu,
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun alacağı onüçüncü sırada imtiyazlı bir amme alacağı olduğu, bir üst maddede bahsi geçen söz konusu taşınmazların mülkiyetlerine ait şerh, beyan ve irtifak bilgilerinde yer alan hacizlerin birinci ve ikinci sırada yer alan imtiyazlı alacaklılara ilişkin olmaması veya bu alacaklar karşılandıktan sonra malvarlığında yeterli meblağın bulunması haline …’nin amme alacağı, adi alacaklardan önce karşılanabileceği, 217.350,00 USD tutarlı zarardan mahsubu gereken yeni bir tahsilat olmadığı” yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 03.11.2022 tarihli duruşmasında verilen 2 nolu ara karar ile zarardan mahsup işleminin dava tarihi itibari ile yapılması için dosya yeniden son bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişiler bankalar yeminli murakıbı …, bankacı bilirkişi …, emekli Sayıştay denetçisi …, … ve … tarafından sunulan 22/02/2023 havale tarihli ek raporda özetle, ”1- 07.09.2022 tarihli raporumuzda … İli, … İl Mahallesi, 158 ada, 11 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapı sehven, … İli, İyidere İlçesi, … Mahallesi, 210 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın üzerinde olarak yazılmış ve değeri de 8 parsele ilave edilmiştir. Her iki parselin değerine ilişkin doğru hesaplama aşağıda gösterildiği gibidir:
– … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 210 ada, 8 parsel sayılı taşınmazda dava dışı … adına kayıtlı 1/32 hissenin değeri 23.542 TL olmaktadır.
– … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 158 ada, 11 parsel sayılı taşınmazda dava dışı …adına kayıtlı 12/240 hissenin arsa + yapı toplam değeri 58.393 TL olmaktadır.
2- T.C. İyidere Kaymakamlığı, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün bila tarih ve … sayılı yazısında Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Planlanması Yönetmeliğine göre 210 ada 8 parselin “Mutlak Tarım Arazisi”, 158 ada 11 parselin ise “Yerleşim Yeri Alanı” olarak tespit edildiği bildirilmiştir.
Bu nedenle, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 158 ada 11 parsel sayılı taşınmazın “Yerleşim Yeri Alanı” olması nedeniyle dava dışı … adına kayıtlı … hisse cebri icra yoluyla hissedar olmayanlara satılabilecektir.
3- Sonuç olarak Zarardan Mahsup İşlemi Yönünden Yapılan İnceleme sonucunda tahsilat sonrası
kalan alacak aşağıdaki şekilde hesap edilmiştir.
20.12.2011 tarihi itibariyle (3.222,80 + 184.165,59) =187.388,39-TL (borç aslı)
Toplam tahsil edilen tutar (10.12.2021 ) -171.611,01 TL (tahsilat)
Kalan alacak tutarı 15.777,38 TL
Takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere yukarıda izah edilen sonuca varılmasının mümkün olduğu” yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 30.03.2023 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar ile davacı itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın son bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişiler…, …, …, …ve … tarafından sunulan 22/02/2023 havale tarihli ek raporda özetle,
”1- Davacı yanın davalılardan …’tan 17.08.2012 dava tarihi itibarıyla 217.295,56 USD. asıl alacak ve 78.597,95 USD. da faiz olmak üzere toplam 295.893,51 USD alacaklı olduğu,
2- Dava tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 217.295,56 USD. matrah üzerinden Devlet Bankalarının 1 yıl vadeli USD cinsinden mevduata verdikleri en yüksek faiz oranları dikkate alınarak faiz istenilmesinin mümkün olduğu,
3- Dava tarihinden sonra 03.12.2021 tarihi itibarıyla 170.928,15 TL. karşılığı 12.726,49 USD. ve 10.12.2021 tarihi itibarıyla 682,86 TL. karşılığı 49,60 USD. olmak üzere toplam 12.776,09 USD tahsilat sağlanmış ise de; bu tahsilatlar ile toplam 295.893,51 USD. lık borcun tamamen tasfiyesi mümkün olmadığından, icra müdürlüğü tarafından nihai infaz aşamasında dikkate alınmasının uygun olacağı,
4- Tarafların masraf, tazminat ve benzeri talepleri ile hukuki mahiyetteki beyan ve itirazlarının Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı” yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve sorumluluğa ilişkin 19/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ile zarar miktarına ilişkin 22/02/2023 tarihli ek rapor birlikte değerlendirildiğinde ;… ait Yat’ın … borcundan düşülmesi maksadıyla yapılan Yat satışı neticesinde davalı …’ın bilerek ve isteyerek hazırlamış olduğu onaya istinaden … A.Ş. ne ödenmesini sağlamış olduğu 217.350 USD tutarındaki ödemeden dolayı davacı … nin zarara uğratılmış olduğu, … ile dava dışı … AŞ arasında düzenlendiği belirtilen protokol değerlendirildiğinde sözkonusu protokolün dava konusu olan 217.350 USD tutarındaki komisyon ödemesini kapsamakta olduğu, dava tarihinden önce 54,44 USD tahsilat gerçekleştiği ancak protokolün uygulamasından netice alınamadığı, haksız fiil sorumluluğunun temel şartlarından olan zarar unsurunun olayda gerçekleşmiş olduğu, davalı …’ın hukuka aykırı komisyon ödemesinden dolayı … nin zarara uğradığı ve Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda denetime elverişli şekilde düzenlettirilen 22/02/2023 havale tarihli ek raporda tespit edilen zarar miktarı hükme esas alınarak davacının …’a yönelik davasının kısmen kabulü ile ; 217.295,56 USD nin 27/07/2005 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin (54,44 USD) talebin reddine, dava tarihinden sonra 13/12/2021 tarihinde yapılan 12.726,49 USD tutarlı ödeme ile 10/12/2021 tarihinde yapılan 49,60 USD ödemelerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar vermek gerekmiş, davalı davalı … yönünden bozma konusu yapılmayan hususlarda usuli müktesep hak doğduğundan davalı …’ın meydana gelen zarardan sorumlu olmadığı kanaatiyle … yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının …’a yönelik davasının REDDİNE,
2-Davacının …’a yönelik davasının KISMEN KABULÜ ile;
217.295,56 USD 27/07/2005 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin (54,44 USD) talebin reddine,
Dava tarihinden sonra 13/12/2021 tarihinde yapılan 12.726,49 USD tutarlı ödeme ile 10/12/2021 tarihinde yapılan 49,60 USD ödemelerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken harç 26.737,53 TL’nin davalı …’tan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 60.712,19 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5411 Sayılı Kanunun 133. maddesi uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesi uyarınca 97,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 30.500,00 TL bilirkişi ücreti, 2.655,00 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 33.155,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 33.146,69 TL’sinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
9-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/10/2023

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP