Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/310 E. 2022/76 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/310 Esas
KARAR NO : 2022/76 Karar

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/11/2009
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıların ürettiği ve sattığı … marka 2008 model ticari otoyu 12.02.2008 tarihinde satın aldığı, ancak aracın teslim alınmasından sonra 2 yıllık garanti süresi içinde toplam 15 kez arıza meydana geldiği, yetkili serviste tamir ve bakım yapıldığı, bu nedenle müvekkilinin araçtan yararlanamadığı ve satıcı şirkete 20.09.2009 tarihinde ihtarname gönderilerek aracın yenisi ile değiştirilmesinin istendiği, aracın en son 27.08.2009 tarihinde çekici ile servise çekilmiş olup bugüne kadar da tamir edilemediği, aracın … havaaalından ..’a yaptığı servis ve taşımacılık hizmetleri nedeniyle başka araçlar kiralanmak zorunda kalındığından maddi zarara uğrandığı iddia edilerek müvekkili şirketin dava konusu araçtan yararlanması mümkün olmadığından davalılarca aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine veya fatura bedeli olan 34.452,55 TL’nin ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile maddi zararlarına karşılık 6.000,00 TL’nin ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
SAVUNMA/
Davalı …. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiği, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği, ayıp ihbarının süresinde ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, davacının satılan aracı kabul etmiş olup ayıba karşı tekeffülden doğan haklarını kaybettiği beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mevcudiyeti iddia edilen arızalardan haberinin olmadığı, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, TTK 24/4 maddesi gereğince zamanaşımı süresinin dolduğu beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, ayıplı aracın misli ile değiştirilmesi, bu mümkün olmadığı takdirde aracın davalılara iadesi ile ödenmiş olan bedelin ticari faizi ile birlikte tahsili ile tamir süresince araçtan yoksun kalınması nedeniyle oluşan maddi tazminatın tahsili davasıdır.
Davacı vekili, aracın mevcut ve giderilemeyen arızası nedeniyle araçtan yararlanılmasının mümkün olmaması nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya aracın hali hazırdaki durumu ile davalılara iade edilmek suretiyle ödenen fatura bedeli olan 34.452,55 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili yönünde terditli talepte bulunmak dışında aracın tamirde geçirmiş olduğu süre nedeniyle araçtan yoksun kalmaları nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakları saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 6.000,00 TL’nin yine ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
İhtilaf, satılan araçtaki ayıbın tespiti ile bu ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilip değiştirilmesinin gerekip gerekmediği, misli ile değiştirilmesi gerektiğinde misli ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı bu mümkün olmadığında ödenen satış bedelinin iadesi gerekip gerekmediği ile tamir süresince araçtan yoksun kalınması nedeniyle oluşan zarar miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Ancak ayıbın niteliği ve aracın misli ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığının tespiti hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür.
Bu kapsamda mahkememizce alınan bilirkişi raporları da değerlendirilmek suretiyle verilen 02/10/212 tarih 2009/798 Esas ve 2012/198 Karar sayılı karar ile; “Deliller toplanmış; irsaliyeli fatura, garanti sözleşmesi, servis formları, … 17. Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi sunulmuş, davalı tarafın yetki itirazı konusunda 08.12.2010 tarihinde red kararı verilmiştir.
Yapılan yargılamadan toplanan delillerden; davacı tarafından davalılardan… A.Ş. tarafından üretilip diğer davalı … A.Ş. tarafından satılan …marka 2008 model ticari otonun 12.12.2008 tarihinde satın ve teslim alındığı, davacı tarafça aracın ayıplı olduğu iddia edilerek yenisi ile değiştirilmesi, olmadığı taktirde bedelinin iadesi, ayrıca maddi tazminat talep edildiği, taraflar arasındaki satışın ticari bir satış olup TTK 25/3 maddesi gereğince ayıbın malın teslim alınmasından itibaren ayıp açıkça belli ise 2 gün içinde, açıkça belli değilse 8 gün içinde davalıya bildirilmesi gerektiği, garanti süresinin TTK 25/3 maddesinde belirtilen ihbar yükümlülüklerini ortadan kaldırmadığı, her halukarda ihbarın ayıba karşı tekeffülden doğan zamanaşımı süresi geçmesinden önce yani sözleşme konusunun alıcıya ifa olarak teslim edildiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde yapılması zorunlu olup davacı tarafça aracın 12.02.2008 tarihinde teslim alınmasına rağmen ayıp konusundaki ihtarnamenin 23.09.2009 tarihinde gönderilip davanın ise 09.11.2009 tarihinde açıldığı, bu durumda davanın kanunda öngörülen zamanaşımı süresi içinde açılmaması nedeniyle davacının ayıba karşı tekellüf hükümleri çerçevesinde herhangi bir talepte bulunamayacağı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. ” şeklindeki gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın bu karar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurması neticesinde Yargıtay 19. HD’nin 10/06/2013 tarih 2013/6598 Esas ve 2013/10683 Karar sayılı kararı ile; “Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; garanti süresinin TTK’nun 25/3 maddesinde belirtilen ihbar yükümlülüklerini ortadan kaldırmadığı, her halukarda ihbarın ayıba karşı tekeffülden doğan zamanaşımı süresi geçmesinden önce yani sözleşme konusunun alıcıya ifa olarak teslim edildiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde yapılmasının zorunlu olduğu, davacı tarafça aracın 12.02.2008 tarihinde teslim alınmasına rağmen ayıp konusundaki ihtarnamenin 23.09.2009 tarihinde gönderildiği, davanın ise 09.11.2009 tarihinde açıldığı, bu durumda davanın kanunda öngörülen zamanaşımı süresi içinde açılmaması nedeniyle davacının ayıba karşı tekellüf hükümleri çerçevesinde herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Garanti şartları başlıklı belgede garanti süresinin malin teslim tarihinden itibaren 2 yıl veya 100.000 km.olduğu belirtilmiştir. Garanti süresi içerisinde alıcı dava açabileceğinden 6762 sayılı TTK.nun 25/4.maddesindeki dava açma süresi somut olayda uygulanmaz. Davalı …Ş. 09.10.2009 tarihli fax mesajında (+1) yıl güvence verildiği belirtilmiştir. Mahkemece davanın süresinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma akabinde mahkememizin 2014/1707 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada mahkememizce 29/12/2014 tarihli duruşmada verilen ara karar ile bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Bu aşamada bilirkişilerden alınan raporlar nazara alınmak suretiyle mahkememizin 23/01/2017 tarih 2014/1707 Esas ve 2017/27 Karar sayılı kararı ile; “Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 2009/798 E. 2012/198 K. sayılı 02.10.2012 tarihli kararla davanın zamanaşımı süresinde açılmaması nedeniyle reddedildiği, kararın davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 10.06.2013 tarihli kararıyla ”………Garanti şartları başlıklı belgede garanti süresinin malin teslim tarihinden itibaren 2 yıl veya 100.000 km.olduğu belirtilmiştir. Garanti süresi içerisinde alıcı dava açabileceğinden 6762 sayılı TTK.nun 25/4.maddesindeki dava açma süresi somut olayda uygulanmaz. Davalı …Ş. 09.10.2009 tarihli fax mesajında (+1) yıl güvence verildiği belirtilmiştir. Mahkemece davanın süresinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir……..” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozularak gönderilmiş, bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Dava, satıma konu aracın ayıplı olduğu iddiasıyla misliyle değiştirilmesi veya ödenen bedelin iadesi ile araçtan yararlanılamaması nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosyada mevcut bulunan ve teknik inceleme sonucu düzenlenen ilk bilirkişi raporunda özetle; satıma konu aracın 15.07.2008 tarihinden itibaren motor ve enjeksiyon sistemindeki arızalar nedeniyle servise götürüldüğü, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü gerektiği, motor arızasının mevcut olup bu arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, yakıt püskürtme prosesini gerçekleştiren enjektörlerin püskürtme zamanlarının uygun olmamasından kaynaklanıp, imalat hatası olarak kabul edilecek nitelikte gizli ayıplı olduğu, arızanın onarımının mümkün bulunup imalat hatasından kaynaklanan söz konusu arızanın onarımında parça kullanımının uygun olmayacağı, motorun erken dönemde açılıp toplanmış olmasının değer kaybına yol açacağı dikkate alınarak komple yeni motorun takılmasının uygun olacağı ve bu şekilde ayıbın giderilebileceği, aracın 27.08.2009 tarihinde davalının anlaşmalı olduğu servise çekilde ve dava tarihine kadar tamir edilmediğinin anlaşıldığı serviste kaldığı sürelere göre uğranılan zararın tespit edilemediği zira bu konunun uzmanlık alanları dışında olduğu açıklanmıştır. Anılan raporu düzenleyen bilirkişi heyetine muhasip bilirkişinin dahili ile ek rapor alınması yoluna gidilmiş ve bu ek raporda davacı tarafın sunduğu faturalar değerlendirilip aracın serviste kaldığı sürelerde kullanılamamış olmasından kaynaklanan zararın 3 fatura toplamı olan 14.160,00 TL olduğu, aracın misliyle değiştirilmesine gerek olmayıp ayıbın onarımla giderilebileceği tespit edildiğinden bedelden indirim yapılmasının uygun olacağı, buna göre satım parasından yapılacak indirimin nispi metoda göre tespit edildiği, araçta gerekli onarımın yapılması şartıyla satım bedeli olan 34.452,55 TL’den 4.452,55 TL’nin indirilmesi ve davacının ödediği satım bedelinden 4.452,55 TL’nin iadesini isteyebileceği açıklanmıştır.
Dosyada mevcut bulunan ek rapora tarafların itirazları ve aracın serviste kaldığı sürede kullanılamamış olmasından kaynaklı zararın davacı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen ve dosyaya ibraz edilen faturalara göre belirlenmiş olması nedeniyle bu yönden raporun hüküm kurmaya yeterli olmadığı ve önceki bilirkişi heyetindeki hukukçu bilirkişinin rahatsızlığı nedeniyle çekilmiş olması da gözönüne alınarak heyete yeni bir hukukçu bilirkişi ve taşımacılık konusunda uzman bir bilirkişinin dahili ile yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve 08.01.2016 tarihli bu raporda teknik olarak yapılan tüm açıklamalar tekrar edilmiş, aracın misliyle değiştirilmesine gerek olmadığı, BK. 202. maddesi kapsamında semenin indirilmesi yoluna gidilebileceği ve yapılan indirimin 4.452,55 TL olduğu, arızanın onarılabilir nitelikte bulunduğu ve bu onarımın davalı tarafından yapılması gerektiği, onarım bedelinin 5.550,00 TL olduğu ve bu onarımın 10 günde yapılabileceği gözönüne alındığında günlük kazanç kaydı 150,00 TL’den 10 günlük kazanç kaybı 1.500,00 TL miktarında bulunduğu tespit edilmiş ancak bu raporda yine kullanım hatasından kaynaklanmayan motor arızasının giderilmesi için gerekli tamir süresinin 10 gün olup bu süredeki kazanç kaybının tespit edildiği, bunun dışında aracın ilk arızasının ortaya çıkması sebebiyle davalının anlaşmalı olduğu servise bırakıldığı tarihten itibaren onarımının gerçekleştirilmediği, davacının zilyetliğinden değil tamamen davalıların tasarrufu alanında bulunduğu, dolayısıyla servise bırakıldığı tarihten itibaren aracın kallanılamamış olması nedeniyle uğranılan kazanç kaybının da hesaplanması için ek rapor alındığı ve 05.10.2016 tarihli bu raporda da, satıma konu aracın … Havalimanından İstanbul’a servis ve taşımacılık hizmeti verdiği, her iki nokta arasındaki mesafe gözönüne alındığında aracın kullanılamaması sebebiyle yerine yeni bir araç kiralanması durumunda bir günlük kira bedelinin 124,60 TL olup ilk servis tarihi olan 15.07.2008’den itibaren geçen günler için hesaplanan toplam kira bedeli ve buna bağlı olarak davacının uğradığı kazanç kaybının 6.828,08 TL miktarında bulunduğu açıklanmıştır.
Mahkememizce kök rapordaki teknik tespitler ve daha sonra alınan 08.01.2016 ve 05.10.2016 tarihli ek rapordaki açıklamalara itibar edilmiş, nitekim bu raporların birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu anlaşılmış olup dosyada mevcut bulunan ve kök rapordan sonra alınan ilk kök rapordaki kazanç kaybı hesabına itibar edilmesinin mümkün bulunmadığı nitekim raporu düzenleyen bilirkişi heyetinde bu konuda uzman bilirkişinin bulunmaması bir yana, yapılan hesabın sadece davacı tarafından düzenlenen gerçekliği ve geçerliliği tartışılabilir nitelikte olan ve kadrimaruf olup olmadığı dahi açıklanamayan faturalara dayalı olarak yapıldığı görülmekle kök rapor ve 08.01.2016 ve 05.10.2016 tarihli ek rapordaki açıklamalara itibar edilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davacı şirketin 12.02.2008 tarihinde … marka kamyoneti davalı …A.Ş’den satın aldığı, bu aracın üreticisinin diğer davalı …Ş olduğu, iki yıllık garanti süresi içinde aracın 15 kez arızalandığı, satım bedelinin 34.452,55 TL miktarında bulunduğu, aracın ilk arızasının satın alındıktan yaklaşık 5 ay sonra 15.07.2008 tarihinde meydana geldiği ve bu tarihle birlikte toplam 15 kez motor arızası ve muhtelif şikayetlerle servise getirildiği, en son servise getirilmesiyle ilgili olarak düzenlenen 02.09.2009 tarihli iş emrinde aracın motorunda arıza olduğu ve motorun yenilenmesi gerektiğinin ifade edildiği, servis olan … A.Ş tarafından 11.09.2009 tarihli yazıda da araç üzerinde yapılan incelemede üçüncü silindirinin çalışmadığı ve piston tepesinin delik olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. Araç üzerinde ve dosyaya sunulan deliller kapsamında düzenlenen kök raporda aracın arızasının kullanım hatasından kaynaklanmadığı yakıt püskürtme prosesini gerçekleştiren sistem nedeniyle ortaya çıkan bu arızanın imalat hatası niteliğinde bulunduğu ve gizli ayıp olarak kabulü gerektiği, davacının 15.07.2008 tarihinden itibaren motor ve enjeksiyon sistemindeki arızalar nedeniyle aracı servise götürmesi ve 23.09.2009 tarihli ihtarı ve davalı … A.Ş’nin faks mesajı çerçevesinde ayrıca araç için 2 yıl garanti süresinin verildiği nazara alındığında ayıp ihbarının TTK hükümlerine göre süresinde yapıldığının kabulü gerektiği ve davacının ayıba bağlı haklardan yararlanabileceği sonucuna varılmıştır.
Teknik raporda araçtaki arızanın onarımla giderilebileceği ancak parça kullanımının uygun olmadığı ve motorun komple değiştirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Davacı taraf aracın misliyle değiştirilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle de, misliyle değiştirilmesi mümkün olmaması halinde bedelden tenzil yapılmasını istemiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Uygulanması ve Yürürlüğüne ilişkin 6101 Sayılı Kanunun 1. maddesinde, geçmişe etkili olmama kuralının düzenlendiği ve anılan madde de ”Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükteyken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye Türk Borçlar Kanununun hükümlerine tabidir……” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Davaya esas satım akdinin yapıldığı ve davanın açıldığı tarih dikkate alındığında somut olayda 818 Sayılı Borçlar Kanunun hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
818 Sayılı Borçlar Kanunun 202. maddesine göre ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre alıcının seçimlik haklarının bulunduğu ve satım konusu emtianın ayıplı olması halinde sözleşmeden dönerek satım konusu malı satıcıya iade etmekle birlikte yenisiyle değiştirilmesini isteyebileceği veya satım bedelinin tenzilini isteyebileceği anlaşılmaktadır. Alıcı olan davacının sözleşmeden dönerek elindeki emtiayı iadeyle birlikte yenisiyle değiştirilmesini dava etmesi halinde BK. 202/2. maddesi uyarınca emtianın yenisiyle değiştirilmesi halin icabına uygun düşmediği fesih için haklı bir nedenin bulunmadığı başka bir deyişle ayıbın onarımla giderilmesinin mümkün olduğu hallerde semenin tenziline karar verilebileceği de görülmektedir.
Somut olayda, araçtaki ayıbın onarımla giderilebileceği, bu onarımın da komple motorun değiştirilmesi şeklinde olacağı dosyadaki teknik bilirkişi raporuyla sabittir. Bu durumda, BK. 202. maddesi gereğince, mahkememizce satım bedelinin tenzili yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Dosyada mevcut bulunan raporlarda davalının anlaşmalı bulunduğu serviste bulunan aracın onarımının (komple motorun değiştirilmesi) davalı tarafından yapılması şartıyla bedelden tenzili gereken miktarın 4.452,55 TL olup, onarım bedelinin de 5.500,00 TL olduğunun ifade edildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf aracın dava tarihinden önce servise bırakıldığı ve o tarihten beri tamirinin davalı tarafından yapılmadığını, dolayısıyla bedelden tenzil yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürmüş ise de, teknik tespitler karşısında bu iddiaya itibar edilememiştir. Davalı taraf, aracın tamirinin dava tarihine kadar ve sonrasında yapılması hususu davacıya teklif edilmesine rağmen davacının bu teklifi kabul etmediğini beyan etmiş ise de, aracın tamirinin yapılabileceği bu konuda davacıya teklif götürüldüğü yönünde herhangi bir delil sunulamadığından davalının bu savunmasının da yerinde olmadığı sonucuna varılmış ve davacı tarafın davalı satıcıya ödediği satım bedelinin 4.452,55 TL’sini geri isteyebileceği zira satım bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu olduğu, bunun dışında araç en son arızalandığı tarihten bugüne kadar davalının yedinde bulunup tamir edilmediğinden ve raporda semenin tenzilinin aracın davalı tarafından onarımının gerçekleştirilmesi şartıyla mümkün bulunduğu açıklanmış olmakla ve tamir bedelinin de 5.500,00 TL olduğu tespit edildiğinden bu bedelin de davacı tarafından davalılardan istenebilir olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava, aracın misliyle değiştirilmesiyle birlikte ıslah dilekçesiyle semenin tenzili talebinin de terditli olarak içerip, aracın kullanılamamasından kaynaklanan zararın tazmini istemini de kapsamaktadır. Bu nedenle aracın servis taşımacılık işinde kullanıldığı ve motorun değiştirilmesi için gerekli tamir süresinin 10 gün olup bu dönemde aracın kullanılamaması nedeniyle başka bir aracın kiralanması gerekip günlük kira bedelinin 150,00 TL miktarında bulunup, bu miktardan hesap yapıldığında 10 günlük kira bedelinin 1.500,00 TL olduğu, bu bedelin davacının kazanç kaybı olarak kabulü gerektiği ayrıca aracın daha önceki arızaları sebebiyle de kullanılamadığı, 15 kez arızalandığı, anılan sürenin 54.8 gün (54 gün 8 saat) olarak hesaplandığı ve yine anılan dönem için başka bir aracın kiralanması sebebiyle ödenmesi gereken bedelin 124,60 TL miktarında bulunduğu, anılan sürede ödenecek kira bedelinin 6.828,08 TL olduğu, dolayısıyla bu süre için davacının ödediği kira bedelinin de kazanç kaybı olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla bu bedeli de davalılardan istenebilir olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı ile davalı … A.Ş arasında satım sözleşmesinin akdedildiği, diğer davalı …Ş’nin satıma konu aracın üreticisinin 2 yıllık garanti verdiği ve garanti belgesini imzaladığı dolayısıyla davalıların satım ve garanti sözleşmesi çerçevesinde davalıya karşı akdi sorumluluklarının bulunduğu, bu kapsamda satıma konu aracın gizli ayıplı olduğu, ayıbın imalat hatasından kaynaklandığı, ancak ayıbın satım sözleşmesinin feshini gerektirmeyeceği, zira onarımla giderilebileceği dosya içeriğiyle sabit olduğundan, BK. 202/2. maddesi kapsamında davacının ödediği satım bedelinin tenzilini isteyebileceği, bu bedelin 4.452,55 TL olduğu, aracın tamir bedelinin 5.500,00 TL ve uğranılan kazanç kaybının da 1.500,00 TL (motorun tamirinde geçecek süre için) ve 6.828,08 TL (arıza nedeniyle serviste geçen süreler) olup davacının iadesini isteyebileceği satım bedeli dışında uğradığı zararın 13.828,03 TL olup davalıların bu miktardan sorumlu oldukları davacının faiziyle birlikte bu bedeli isteyebileceği kabul edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde aracın yenisiyle değiştirilmesi istemi dışında 6.000,00 TL maddi zarar isteminde bulunmuş ve ıslah dilekçesiyle birlikte maddi zarar istemini 8.160,00 TL arttırarak toplam 14.160,00 TL’ye yükseltmiş ve bu bedelin dava tarihinden itibaren faiziyle davalılardan tahsilini istemiştir. Buna göre davacının 4.452,55 TL miktarında indirilmiş bedel alacağı ile birlikte maddi zararının 13.828,03 TL ( 1.500,00 TL + 6.828,08 TL + 5.500,00 TL) olduğu anlaşılmakla 4.452,55 TL indirilmiş bedel alacağı ve 6.828,08 TL olarak belirlenen aracın tamirde kaldığı sürede kullanılamamasından kaynaklanan zarara dava tarihinden itibaren ilk dava dilekçesinde istediği şekilde yasal faiz, aracın motorunun değiştirilmesi için tamirde geçecek süre nedeniyle yine kullanılamamasından kaynaklanan 1.500,00 TL zarar ve 5.500,00 TL tamir bedeli alacağına da yine dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanması suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Her ne kadar kısa kararda indirilmiş bedel alacağı 4.542,55 TL ve kazanç kaybı 6.828,08 TL ile birlikte 11.370,63 TL olarak yazılmışsa da bu durumun maddi hatadan kaynaklandığı, indirilmiş bedel alacağının 4.452,55 TL olup, 6.828,08 TL ile birlikte toplam bu bedelin 11.280,63 TL olduğu anlaşılmakla bu husus HMK 304.maddesi uyarınca kararın altına şerh edilmiş ve davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne, 4.542,55 TL indirilmiş bedel alacağı ve 6.828,08 TL kazanç kaybı 11.370,63 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ayrıca 5.500,00 TL tamir bedelinin + 1.500,00 TL tamirde geçecek süre için oluşan kazanç kaybının da dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin bu karar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurmaları neticesinde Yargıtay 19. HD’nin 13/12/2019 tarih 2019/1912 Esas ve 2019/5391 Karar sayılı kararı ile; “2- Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince, davacının davalılardan satın aldığı aracın motoru 15 kez arızalanmış, motorun değişmesi gerektiği belirlenmiştir. Motoru değişecek aracın tamamının misliyle değiştirilmesi veya aracın iadesi ile satış bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekmektedir. Böyle bir aracın davacı tarafından kabul edilmesi beklenemeyecektir. Bu itibarla, mahkemenin TBK’nın m.227’de düzenlenen alıcının seçimlik haklarından satış bedelinden tenkisat (semen tenzili) yoluna gitmesi beklenemez. Mahkemece aracın misliyle değiştirilmesi imkanı olup olmadığı da sorularak mümkünse aracın misliyle değiştirilmesi, mümkün değilse aracın iadesi ile bedelin tahsiline karar verilmelidir. Ayrıca davacı alacağı için yasal faizden daha yüksek olan ve hesaplanması mümkün reeskont faizi verilmesi gerekirken mahkemece yasal faize hükmedilmesi de doğru olmamış, hükmün açıklanan nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin incelemesine gelince, davacı aracın bedeli dışında aracı kullanamadığı süreler yönünden ve motor değişimi yapılması halinde gereken süre yönünden tazminat talep etmiş, mahkemece davacının talebi kısmen kabul edilmiştir. Ancak davalılar tarafından verilen garanti belgesine ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca düzenlenen teknik düzenlemelere göre dava konusu aracın davalı servislerinde tamiri için belirlenen azami süreler vardır. Davacı ancak azami süreyi aşan tamir süreleri için alternatif araç veya aracın verilmemesi durumunda dışarıdan kiralama yaptıysa kiralama bedelini talep edebilecektir. Yine davacı fiilen motor değişimi yapılmadığı için yapılması halinde araçtan mahrum kalacağı süre için de tazminat isteyemez. Esasen aracın misliyle değiştirilmesi söz konusu olacağından motor değişiminin gerçekleşme ihtimali de yoktur. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden verilen tazminat hükmü doğru olmadığından açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma akabinde mahkememizin 2020/310 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada mahkememizin 02/12/2020 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile bozma uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuş ve bozma ilamı doğrultusunda önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bu kapsamda lojistik direktörü…, makine mühendisi …, borçlar hukukçusu …ve mali müşavir …’tan alınan bila tarihli ve 15/10/2021 tarihinde ibraz edilen bilirkişi raporu ile; dava konusu … plakalı ve … şasi numaralı 2008 Model …serisi araç … fabrikasında …markası ile 2006 -2014 yılları arasında seri üretilen 300s serisi ailesine ait olduğu, 26/01/2008 tarihinde üretildiği, aracın Euro 4 emisyon sınıfının 2.2 litre (2198 cm3) …beygir, … sınıfı 4 silindirli motoru olan bir araç olduğu, 6 ileri manuel şanzımana sahip olduğu, …’ın bu aracı aynı isim adı altında üretmeye devam etmekte olduğu ancak üretilen yeni serinin teknik özelliklerinin dava konusu 2008 model araçtan farklı olduğunu, 2021 model yeni beri …araçların Euro 6 emisyon sınıfı 2.0 litre (1995 cm3) eco blue serisi 4 silindirli motorla piyasaya sürülmekte olduğu, aynı 2008 model araçlarda olduğu gibi 6 ileri manuel şanzımana sahip olduğu ve ancak yeni seri …170 beygir motor gücüne sahip olduğu, yeni … 7 farklı versiyonda satılmakta olduğu, 7 versiyonun tamamının da 1995 cm3 motor hacmine sahip 2.0 eco blue motor kullandığı, …limited versiyonu yükseltilmiş motor özelliklerine sahip olduğu, bu serinin en düşük versiyonunun … olduğu, 2008 ile 2021 yılları arasında otomotiv sektöründe yaşanan teknolojik gelişmeler ve motor emisyonlarındaki yeni normlara göre … serisinin üretilmeye devam edildiği, bu doğrultuda dava konusu 2008 model … şasi numaralı transit aracın 2021 versiyonunun … olduğu tespit edilmiştir.
Dosyadan alınan ilk kök rapor ile davacı tarafından aracın 27/08/2009 tarihinde servise teslim edildikten sonra bir daha teslim alınmadığı tespit edilmiştir. Kaldı ki 02/02/2022 tarihli duruşmada davalı vekili de bu durumu kabul etmiştir. Dosya içerisinde bulunan 05/10/2016 tarihli bilirkişi raporu ile son teslimden önce aracın 44,8 gün tamirde kaldığı, aracın motorunun değiştirilecek olması halinde ise 10 gün tamir süresine ihtiyaç olacağı ve bu durumda toplamda araçtan 54,8 gün yoksun kalınacak olunması nedeniyle araçtan yoksunluk nedeniyle toplam 6.828,08 TL zarar oluşacağı tespit edilmiştir. Mahkememizce aracın misli ile değiştirilmesine karar verilecek olması halinde motorun değiştirilmesine de gerek olmayacağı için 54,8 günden 10 günlük motor değişim süresinin mahsubu gerekeceğinden bu zararın ancak 44,8 günlük süre için istenebileceği nazara alınmak suretiyle resen yapılan hesapta 44,8 günlük zararın (6.828,08 TL/54,8 gün = 124,6 TL X 44,8 gün = 5.582,08 TL) 5.582,08 TL zararı oluştuğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtayın bozma ilamı, bozma ilanından sonra alınmış olan bilirkişi raporu ile daha önceki raporlar hep birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile, davacıya ait Ford Otosan Transit 2008 Model, … şasi numaralı aracın 2020 veya 2022 model versiyonu … ile değiştirilmesine, araçtan yoksunluk bedeli olarak talep edilen 5.582,08 TL’nin 09/11/2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, diğer talepler bakımından karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK m.304 kapsamında “Fazlaya ilişkin taleplerin reddine” şeklideki kısa kararın hükme eklenmesine, kısa kararda “2022 model versiyonu” şeklinde yazılmış ise de 6100 sayılı HMK m.304/1 kapsamında kısa kararın “2021 model versiyonu” olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar hüküm kurulurken kanun yolu olarak “İSTİNAF” yazılmış ise de dosyada Yargıtay bozması olduğundan ve de temyize tabi olduğundan kısa karardaki “İSTİNAF” ibaresinin “TEMYİZ” olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davacıya ait … 2008 Model, … şasi numaralı aracın 2020 veya 2021 model versiyonu … ile DEĞİŞTİRİLMESİNE,
Araçtan yoksunluk bedeli olarak talep edilen 5.582,08 TL’nin 09/11/2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Diğer talepler bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 381,31 TL nispi karar harcının, 546,20 TL peşin harç ve 121,20 TL ıslah harcı toplamı 667,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 286,09 TL harcın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.553,80 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.006,75 TL yargılama gideri ile 381,31 TL nispi karar harcı ve 47,00 TL başvurma harcı toplamı 1.435,06 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/02/2022

Katip …

Hakim …

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 546,20 TL
Karar Harcı : 381,31 TL
Islah Harcı : 121,20
Bakiye Harç : 286,09 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.305,00 TL

Davalı … … A.Ş. Gider Avansı
Yatırılan Avans : 110,00 TL

Davalı …A.Ş. Gider Avansı
Yatırılan Avans : 100,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.650,00 TL
Posta Giderleri : 579,20 TL
Keşif Harcı : 324,60