Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/306 E. 2021/101 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/306 Esas
KARAR NO : 2021/101

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş. Eski mudisi … tarafından … 9. ATM’nin … Esas sayılı dosyası ile … A.Ş. aleyhine banka nezdindeki hesabından yetkisiz kişilerce para çekildiği ve talimatı olmadığı halde … hesabı açıldığını, hesabında olması gereken 85.366 USD’nin 30/11/1999 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle banka aleyhine dava açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini ve davanın kesinleştiğini, borcun ödendiğini, … ile kardeşi … adına … A.Ş. … Şubesi’nde 23/06/1999 tarihinde açılan müşterek hesaptan para çekmeye tek başına …’ın yetkili kılındığı, 01/12/1999 tarihinde para çekmeye yetkili olmayan ortak … tarafından yetkisi olmadığı halde söz konusu hesaptan 85.366,98 USD çekildiği ve bu tutarın 82.666 USD’lik kısmi ile … Ltd nezdinde 05/01/2000 vadeli olarak …-… adına … mevduat hesabı açıldığını, söz konusu işlemlerden görevlerinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermeyen kanunun ve iş şartlarının kendilerine yüklemiş olduğu mükellefiyetleri yerine getirmeyen şube il müdürü ve şube müdürünün de sorumlu olduğunu, müvekkili alacaklı …. tarafından borçlu … hakkında … 32. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılmış bulunan ilamsız icra takibine karşı davalı borçlu tarafından yapılan takibe borca ve faize ilişkin itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil, kardeşi … ile birlikte döviz birikimlerini değerlendirmek, enflasyonun olumsuz etkilerinden korunmak amacı ile devletin bankacılık sistemine güvenerek … Şubesi’nde müşterek hesap açtıklarını, 01.12.1999 tarihinde de banka personelinin teşvik ve yönlendirmesi ile … Ltd. nezdindeki … hesaba %25 faiz oranıyla ve vadeli olarak 82.666 USD yatırdıklarını, ancak vade sonunda, bankaya el konulmuş olması sebebiyle yatırdıkları mevduatı geri çekemediklerini, Fon Kurulu kararı uyarınca … 20. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyaya iade edilmiş tutar üzerine kurum tarafından haciz konulduğunu, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen müvekkile ödenmesi gereken tutar halen dahi tahsil edilemediğini, huzurdaki davanın tek dayanağı, davacı yan … Denetim Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve dosyaya sunulan raporun sonuç kısmında ” .. Banka nezdinde bulunan müşterek hesaptan , düzenlenen talimatla yetkili kılınan ortak dışında yetkisiz olan diğer ortak … tarafından para çekilmesi işlemi ….” şeklindeki tespit ve bu tespitten hareketle müvekkile sorumluluk çabası olduğunu, mezkur rapora göre, müvekkilinin sanki müşterek hesaptan parayı çekip kendi işlerinde kullanıp kardeşinin parasını yediğini, halbuki müşterek hesapta yer alan para, şube çalışanlarının teşvik ve yönlendirmesi neticesinde offshore hesaplara gönderilmiş görünen bir tutar olduğunu, mevduatın aktarıldığı görülen offshore hesabı yine … A.Ş. sahiplerine ait bir banka hesabı olduğunu, … hesaplarındaki paraların hiçbir şekilde ffilen offshore hesaplara gitmediğini, paraların … A.Ş. Genel Müdürlükte bir hesapta tutulduğunu, … hesapları üzerinden paravan bankacılık faaliyetinin söz konusu olduğunu ve nitelikli dolandırıcılık eyleminin gerçekleştirildiğini, müvekkile yöneltilen icra takibi, davacı kurumun kendi iç işlemine dayalı, soyut ve subjektif bir değerlendirmeden kaynaklanmaktadır. …, …, … ve … tarafından ne müvekkile, ne kardeşine 1999 yılında bankacılık istemine güvenip mevduat olarak yatırdıkları tutar haricinde fazladan tek bir kuruş ödenmediğini, müvekkilinin geçmişte kardeşiyle birlikte yatırdığı mevduat tutarının kendi payına düşen 1/2 hissesine dair kesinleşmiş mahkeme kararının yok sayıldığını, … 20. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki ödeme haksız ve mesnetsiz olarak bloke edilmekte, huzurdaki davaya konu edilen mesnetsiz alacak iddiası gerekçe kılınmaya çalışılarak müvekkile ödeme yapılmasının engellendiğini, açıklanan sebeplerle huzurdaki haksız davanın reddi gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, …’ye devredilen … A.Ş.’nin mudisi olan mevduat sahibi … tarafından, yetkisi olmadığı halde müşterek hesaptan (…-… müşterek hesabından) çekilen para nedeniyle fon zararının tahsili için başlatıldığı iddia edilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/11988 Esas, 2018/6254 Karar sayılı ilamı” Taraflar arasında görülen davada … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/05/2015 gün ve … – … sayılı kararı düzeltilerek onayan Daire’nin 25/04/2016 gün ve … – …sayılı kararı aleyhinde davalı … Bank A.Ş. vekili ve fer’i müdahil … vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 17/12/1999 tarihinde …bank … Şubesi’ne 125.000,00 DM mevduat yatırdığını, … yetkililerinin kasıtlı yönlendirmeleri sonucu mevduatın …adlı bankaya ait hesaba aktarıldığını, aktarılan mevduatın banka yetkililerinin hileli işlemleri ile grup şirketlerine aktarılarak tüketildiğini, … mevduatlarının sigorta kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle ödenmediğini, paravan kıyı bankasını kurarak iki bankanın tek bir yönetimle, planlı ve kasıtlı iş birliği içinde müvekkilinin dolandırılmış ve zarara uğramış olduğunu, … A.Ş. yönetiminin müşterinin çıkarını hiçe sayarak kendi şirketlerine kaynak temin etmek amacıyla hileli yollar kullanmak suretiyle müşteriyi kandırarak, kasıtlı olarak zarara uğramasını sağladığını ve davalı bankanın yöneticilerinin … 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını ve mahkum olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 125.000,00 DM mevduat alacağının dönüşüm kuru üzerinden karşılığı olan 63.911,48 EURO’nun 17/12/1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsilini talep ve dava etmiştir. Dava konusu alacak Metin Sarıhan tarafından davacı …’ten temliken devralınmıştır.
Davalı vekili, fer’i müdahiller … ve … vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 63.911,48 Euro’nun hesabın açıldığı 17/12/1999 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının o yabancı para birimi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı … Bank A.Ş. vekili ve fer’i müdahiller vekillerince temyizi üzerine Dairemizce feri müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddine, davalı … Bank A.Ş. vekili ve fer’i müdahil … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davalı … Bank A.Ş. vekili ve fer’i müdahil … vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 20/08/2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, alacağını temlik eden davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğinden Dairemizin 25/04/2016 tarihli 2015/10057 Esas 2016/4617 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre sair karar düzeltme nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 25/04/2016 tarihli 2015/10057 Esas 2016/4617 Karar sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle sair karar düzeltme nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalı bankaya iadesine, 11/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/11988 Esas, 2018/6254 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava konusu bankacılık işleminin tüketici işlemi sayıldığı, davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla davanın görev (usul) yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine mütakip talep halinde dosyanın görevli nöbetçi İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-HMK 20. maddesi gereği süre içeresinde talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/02/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …