Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/295 E. 2023/526 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/295
KARAR NO : 2023/526

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, Karayolları 6. Bölge Müdürlüğü tarafından açılan ihale kapsamında davalı şirketin yüklenici olduğu “…” ile ilgili olarak 24.09.2014 ve 16/01/2015 tarihli “Taşeron Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkili şirketin sözleşme konusu bu işi taşeron olarak yüklenmiş olup sözleşmeden kaynaklanan edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, kamu ihalesi sonrasında müvekkili şirket, ihale makamı olan Karayolları 6. Bölge Md. tarafından ana yüklenici olan davalının resmi taşeronu olarak kabul edildiğini, taraflar arasında imzalanmış bulunan sözleşmenin 25. Maddesinde “Hakediş ve Ödeme” hususu nun düzenlendiğini, bu hükme göre müvekkili şirket tarafından yapılan aylık imalatlar hak edişe bağlanarak davalı şirket tarafından takip eden ayın 30. günü ödeneceğini, bu güne kadar davalı tarafından yapılan ödemeler hep eksik ve süresi geçtikten sonra yapıldığını, davalı sözleşmeye uygun bir şekilde ödeme yapmadığından ve hak ediş/imalat bedelleri ödenmediğinden, müvekkili şirket, alt taşeronlarına ödeme yapamaz ve kendi personelinin dahi maaşlarını ödemekte zorlanır hale geldiğini, müvekkili şirketin sözleşme ile üstlendiği işi tamamlayabilmek için kendi imkanlarını sonuna kadar kullanmış olup farklı finansal kaynaklardan çok yüksek maliyetler ile finansal kaynak yaratmış ve alt taşeronlara ödeme yapabildiğini, müvekkili şirketin sözleşme ile yüklendiği edimleri kendi maddi imkanları ile sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirdiğini, ancak gelinen noktada davalı şirketin kusuru ve özellikle kesinleşmiş bulunan hak ediş bedellerini dahi ödememesi karşısında davalıya, … 27. Noterliği’nden … Tarih ve … Yev. sayılı ihtarname keşide edilerek, o tarihe kadar birikmiş olan borçların tümüyle ödenmesi, buradan sonra da ödemelerin düzenli ve eksiksiz olarak yapılmasının ihtar edildiğini, davalı tarafından düzenlenerek müvekkili şirkete gönderilen 04.11.2019 Tarihli “Mutabakat Formu”nda davalı şirket, cari hesaptan kaynaklanan borcunun 76.228,91- TL. olan kısmını kabul etmiş, ancak mutabakat formunun altına “448.640,37- TL faturadan dolayı anlaşmazlıklar vardır protokol gereği fatura mahsuplaşması yapılması gerekiyordu. 18.01.2019 tarihinde tarafımızca, kesilen fatura iade edilmiştir. ” ibaresinin yazıldığını, davalıya noter kanalı ile ihtarmame gönderilmesi üzerine müvekkili şirketin alacaklarının bir kısmının ödendiğini ancak, defaatle ödeme talep edildiği halde davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine müvekkili şirket tarafından davalı aleyhinde … 5. İcra Md. … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından, hakkında başlatılan icra takibine sırf takibi sürüncemede bırakmak maksadı ile haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve icra takibinin durduğunu, takibin devamını teminen iş bu itirazın iptali davasının açılması gerektiğini belirterek davanın kabulü ile davalının … 5. İcra Md. …E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin 785.494,55- TL üzerinden devamına, takibe haksız ve kötü niyetli alarak itiraz eden davalının, takip tutarının (785.494.55- TL) % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü- 6. Bölge Müdürlüğü Kayseri arasında … işine ait sözleşme imzalandığını ve bu iş kapsamındaki işler için davacı tarafla Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığını, bu ilişki neticesinde de taraflar arasında bir çok karşılıklı ödeme yapıldığını dava konusu Niğde’de bulunan iş ise müvekkil tarafından ihale ile üstlenilmiş ve alt taşeron olarak davacı tarafça bir takım işler yapıldığını, bu hususta itirazları olmadığını, belirtilen iş ve sözleşmeler gereğince alacaklarının olduğunu iddia ettiklerini, bu iddiaların hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, davacı taraf kendileri ile imzalanan protokole rağmen kötüniyetli olarak alacak talebinde bulunduklarını, müvekkili ile davacı arasından yıllara sair bir çok iş ve işlemden dolayı ticari ilişki mevcut olduğunu, davacı, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 1.355.933,67 TL alacaklı olduğundan bahisle … 27.Noterliği… tarihli ihtarname keşide edildiğini, taraflar işbu ihtarnameden sonra biraraya gelerek 10.01.2017 tarihli Hesap ve Ödeme Mutabakatı Sözleşmesi düzenlemiş ve karşılıklı gerçek alacak borç ilişkisini tespit ile kabul ettiklerini, iş bu protokolün 3.2.1. Maddesine göre davacı tarafın müvekkilinden olan 738.483,70 TL alacağı, müvekkilinin de davacıda 1.450.000,00 TL alacağı bulunduğunu, bu protokole göre 1.450.000- 738.483,70 = 711.516,30 TL Niğde işi ile ilgili olarak müvekkilinin davacı taraftan alacağı bulunduğunu belirterek haksız ve kötüniyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, haksız ve kötüniyetli olarak dava açan davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile müvekkili lehine ayrı ayrı avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizin 03.03.2022 tarihli duruşmasında alınan 2 nolu ara karar gereğince tarafların 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defter ve belgeleri incelenerek uyuşmazlık konusu hususların davacının … 27. Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesine ve … tarihli Taşeron Sözleşmesi kapsamında hakediş alacağının ne kadar olduğu, taraflar arasında akdedildiği kabul edilen 10.01.2017 tarihli hesap ödeme mutabakatı kapsamında davacının alacağından mahsup edilmesi gereken ödeme bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının asıl alacak miktarı, ihtarnamenin tebliğinden takip tarihine kadar işleyecek faiz miktarı konularında ve taraf defterlerindeki mutabakatsızlığın hangi faturadan kaynaklandığı hususunda rapor tanzim edilmesi için dosyanın 1 İnşaat, 1 YMM ve bir nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişiye tevdine karar verilmiş ve bilirkişiler …, … ve … tarafından sunulan 22.09.2022 tarihli raporda özetle, taraflar arasındaki esas ihtilafın 448.460,37 TL lik “ faiz gideri yansıtma “ faturasında kaynaklandığı, yine taraflar arasında imzalanan 10.01.2017 tarihli “hesap ve ödeme mutabakatı “ sözleşmesinin ilgili maddelerine göre davalının faiz giderlerini davacıya yansıtabileceği, Bu durumda İhtilaflı faturanın geçerli sayılabileceği ve buna göre de davalının davacıdan 448.460,37 TL – 78.228,91 TL = 370.231,46 TL davalı … firmasının alacaklı konumda olduğu, davacı ve davalı tarafların fiziki olarak tuttukları 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait envanter defterinin açılış tasdiklerine ilişkin noter onaylarının yasal süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, elektronik olarak tutulan yevmiye ve kebir defterlerinin açılış onayları yerine geçen e-defter beratlarının yasal süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak oluşturulduğu, bu kapsamda, tarafların 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere, bu defterlerin HMK md. 222 uyarınca kendi lehlerine ve aleyhlerine delil teşkil eder nitelikte oldukları, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 448.640,37 TL tutarındaki “FAİZ GİDERİ YANSITMA BEDELİ” faturasının hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde ilk önce 18.01.2019 tarihinde kayıtlara alındığı ancak 23.01.2019 tarihinde kayıtlardan çıkarıldığı, söz konusu faiz gideri yansıtma bedelinin 29.01.2019 tarihinde tekrar kayıtlara alındığı ancak 31.01.2019 tarihinde kayıtlardan yine çıkarıldığı, dolayısıyla söz konusu faiz gideri yansıtma bedelinin hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 547.113,59 TL alacaklı görülmesine rağmen, davalının ticari defterlerine göre ise davalının davacıya 522.294,91 TL’lik borcunun bulunduğu, tarafların ticari defterleri arasındaki 24.818,84 TL’lik farkın aşağıdaki fatura ve ödemelerden kaynaklandığı toplam 24.818,84 TL’lik işlemlerin davacı ticari defterlerine kaydedilmesine rağmen, davalı ticari defterlerine kaydedilmemesi nedeniyle tarafların ticari defterleri arasında belirtilen tutar kadar farkın oluştuğu, yukarıda da ifade edildiği üzere Heyetimiz teknik bilirkişisi tarafından yapılan tespit ve değerlendirmelere göre davalı tarafın davacıdan 370.231,46 TL tutarında alacaklı olduğu belirlendiğinden, takip tarihi itibariyle davacının asıl alacak miktarının bulunmadığı, bu nedenle de Mahkeme tarafından heyetimizden istenmiş olan ihtarnamenin tebliğinden takip tarihine kadar işleyecek faiz miktarı hesabı yapılmasını gerektirir bir durumun oluşmadığı, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 448.640,37 TL tutarındaki faiz yansıtma faturasının teknik bilirkişinin değerlendirmesine uygun olarak geçerli sayılması halinde takip tarihi itibariyle; davacının ticari defterlerindeki kayıtlar esas alındığında davacının davalıdan olan alacağının (547.113,59 TL – 448.640,37 TL) = 98.473,22 TL olarak, davalının ticari defterlerindeki kayıtlara göre de davalının davacıya olan borcunun (522.294,91 TL – 448.640,37 TL) 73.654,54 TL olarak hesaplandığı, davalının 448.640,37 TL tutarındaki faiz yansıtma faturasının teknik bilirkişinin değerlendirmesine uygun olarak geçerli sayılması ve davalının ticari defterlerindeki kayıtların esas alınması durumunda; davalının davacıya borcu olarak hesaplanan 73.654,54 TL için Mahkemenin kararı uyarınca ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 25.11.2016’dan itibaren takip tarihine kadar olan süre için hesaplanan işlemiş faiz tutarının 32.030,01 TL olduğu ve işlemiş faiz ile birlikte davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan toplam alacağının 105.684,55 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 03.03.2022 tarihli duruşmasında alınan 1 nolu ara karar gereğince dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile … 27. Noterliği’nin …tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinin davalıya tebliğ tarihinden sonra 10/01/2017 tarihli protokol düzenlendiği anlaşılmakla 522.294,91 TL’ye 10/01/2017 tarihinden takip tarihi 27/11/2019 tarihine kadar işlemiş (avans) faiz miktarının hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiş ve bilirkişiler …, …ve …tarafından sunulan 28.02.2023 tarihli ek raporda özetle, 522.294,91 TL’ye 10.01.2017 tarihinden takip tarihi 27.11.2019 tarihine kadar hesaplanan işlemiş faiz tutarının 220.383,06 TL olduğu, 220.383,06 TL işlemiş faiz ile birlikte davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan toplam alacağının 742.677,97 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine 547.113,59 TL asıl alacak, 215,58 TL ihtar masrafı, 238.165,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 785.494,55 TL’nin tahsili için 27/11/2019 tarihinde genel haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip dayanağı belgelerin cari hesap ve … 27. Noterliğinin …. yevmiye sayılı belgeler olarak belirtildiği, ödeme emrinin davalıya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 05/12/2019 tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine işbu davanın süresinde ikame edildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının … 27. Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesine de konu edilen ve 16.01.2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi kapsamında hakediş alacağının ne kadar olduğu, taraflar arasında akdedildiği kabul edilen 10.01.2017 tarihli hesap ödeme mutabakatı kapsamında davacının alacağından mahsup edilmesi gereken ödeme bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının asıl alacak miktarı, ihtarnamenin tebliğinden takip tarihine kadar işleyecek faiz miktarı konularında toplanmıştır.
Davalının yüklenici sıfatının bulunduğu ”…” ile ilgili olmak üzere taraflar arasında 24/09/2014, 16/01/2015 tarihli ”Taşeron Sözleşmesi” ile 10/01/2017 tarihli ”Hesap ve Ödeme Mutabakatı Sözleşmesi” başlıklı sözleşmelerin akdedildiği hususları ile eserin teslim edildiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Takibe konu … 27. Noterliğinin … tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilmesinden sonra taraflar arasında 10/01/2017 tarihli hesap mutabakatı düzenlenmiş olduğundan alacak ve borç ilişkisinin 10/01/2017 tarihli mutabakat ile tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre hesaplanması gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen 10/01/2017 tarihli mutabakat kapsamında davacı tarafından sözleşmenin 3.2. maddesi kapsamında hakedişlerin davacıya transfer edilemediği ,bu sebeple davalının alacaklı olmadığı iddia edilmiştir.
10/01/2017 tarihli ”Hesap ve Ödeme Mutabakatı Sözleşmesi”nin 2. maddesinde sözleşmenin konusu;” 06/01/2015 tarihli Taşeron Sözleşmesi ile diğer işlerden dolayı …’un …’e olan borçlarının belirlenmesi ve bunların ödenmesi şartlarının belirlenmesi” şeklinde kararlaştırılmış olup aynı sözleşmenin 3. maddesinde tarafların birbirlerine olan borçları tespit edilmiştir. Davacının davalıdan 930.643,30 TL alacaklı olduğu, davalının dava dışı şirketlere olan toplam 192.159,91 TL borcunun bu alacaktan yansıtma faturaları ile mahsubu neticesinde davacının bakiye 738.483,70 TL alacağının kalacağı ve bu alacağın da davalının davacıdan olan ( doğacak) alacaklarından mahsup edileceği şöyle ki ”…” ilişkin hakedişlerin (idare tarafından ödenecek) davalı tarafından davacıya transfer edilmesi karşılığında davalının, davacıdan olan toplam alacağının 1.450.000,00 TL olacağı, davacının alacağı olan 738.483,70 TL’nin 1.450.000,00 TL’den mahsubu sonrası kalan 711.516,30 TL’nin davacıya transfer edilecek hakediş bedellerinden ne şekilde mahsup edileceğinin sözleşmenin 3.2.2. maddesi a, b, c, d, e bentlerinde düzenlendiği, sözleşmenin 4. maddesinde ise sözleşme tarihi itibari ile davalının davacıya borcunun bulunmadığı hususlarının kararlaştırıldığı görülmüştür. Protokol tarihinden sonra yalnız davalının imzasının bulunduğu 04/11/2019 tarihli mutabakat formunun düzenlendiği, formda davacının 78.228,91 TL alacaklı olduğu ancak 448.460,37 TL tutarlı fatura yönünden anlaşmazlık olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 222/2,3. Maddesine göre, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 64/2. Maddesine göre , Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde gerekçesinde tacirin bu yükümlülüğü belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması(belge yoksa kayıtta yoktur) ilkesine dayandırılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde davalının kendi ticari defterlerine göre davacıya 522.294,91 TL borçlu göründüğü, davacının kendi ticari defterlerine göre davalıdan 547.113,59 TL alacaklı göründüğü, mutabakatsızlığın toplam 24.818,84 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı,24.818,84 TL tutarlı faturaların davalı defterlerinde yer almadığı,04/11/2019 tarihli mutabakat metninde belirtilen 448.460,37 TL tutarlı faturanın davalı defterlerine de kaydedilmediği, davalının kendi defterlerine göre davacıya 522.294,91 TL borçlu göründüğü,davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 448.460,37 TL tutarlı faturanın davalı borcundan (10/01/2017 tarihli sözleşmenin 4. maddesi kapsamında) mahsup edilemeyeceği kanaatine varılmakla 522.294,91 TL asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne, 23/11/2016 tarihli ihtarnamenin keşide edilmesinden sonra 10/01/2017 tarihli sözleşmenin düzenlendiği ve sözleşmede vadenin kesin olarak kararlaştırılmadığı, 10/01/2017 tarihinden sonra 522.294,91 TL alacak yönünden davalı TBK 117/1 maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülemediği dikkate alınarak işlemiş faiz talebinin reddine, fazlaya ilişkin alacak yönünden TTK 64/2.m kapsamında dayanak belge sunulamadığından fazla istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının … 5. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 522.294,91 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 522.294,91 TL asıl alacak yönünden talepnamedeki koşullarda devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacak likit olmadığından inkar tazminatı isteminin reddine,
2-Reddedilen kısım yönünden davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 35.677,96 TL olduğundan peşin alınan 9.486,82 TL’nin mahsubu ile bakiye 26.191,14 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen harç 9.486,82 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 10.800,00 TL bilirkişi masrafı, 121,25 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 10.921,25 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre takdiren 7.261,81 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 75.452,44 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 39.847,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/09/2023

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP