Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/225 E. 2022/857 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/225 Esas
KARAR NO : 2022/857

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 21/10/2022
Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …Bank… Bankası A.Ş , Keşide Edeni:…A.Ş, Vergi Kimlik No:.. ,Çek No:… , Keşide Tarihi:31/01/2019 ,Keşide Yeri:İstanbul , 11.000 TL bedelli çekinde bulunduğu 11 Adet Çek hakkında Zayii sebebiyle İptal ve Ödeme Yasağı Konulması Talepli Bursa… ATM …Esas sayılı çek iptal davası açıldığını, yetkisizlik üzerine çek iptal dosyası yetkili makemeye gönderildiğini, yetkisizlik üzerine Bakırköy … ATM …Esas sayılı dosyasına tevzi olduğunu, davaya konu çekin müvekkili elindeyken kaybolmuş çeklerden olduğunu, müvekkilİ firmanın çeklerini teslim etmiş olduğu… Kargo çalışanı …13.11.2018 tarihinde … Polis Merkezi Amirliğin’ de vermiş olduğu ifadede kargo takip no: UD 172274, UD 197134, UD 198440, UD196478, UD 75632, UD 147133, UD88316, UD 238990, UD 186563, UD 240690, UD 93801, UC 978414 olan 12 adet kargonun çalınmış olduğunu gördüm şeklinde ifadede bulunduğunu, çeklerin kötü niyetli kişilerce ele geçirildiğinden bahisle müvekkilinin cebri icra tehdidi altında olduğunu, davalının kendisinden sonraki ciro silsilesindeki cirantalarla herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile görülen Çek İptali Davasında, davaya konu çek için Çek İstirdadı Davası açmak için 1 haftalık kesin süre verildiğini, çeklerin zayii olduğunu gerek tanık delili ve gerekse kanunun emrettiği biçimlerde ispat yoluna başvuran müvekkilin haklarının da zayii olmaması ve ticari itibarının da zedelenmemesi için çekte yetkili hamil olan kişinin davacı olması sebebiyle çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti: İş bu dava davacı tarafından yetkisiz mahkemede ikame edildiği, davanın görülmesi gereken yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, İİK m.72/8 gereğince, istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceğini, davaya konu çeke ilişkin İstanbul … İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, aynı zamanda müvekkili şirketin ticaret sicile kayıtlı resmi adresinin ” Mecidiyeköy , … sok. …Avm Şişli/ İstanbul olduğunu, müvekkil şirketin adresi ve çeke ilişkin icra takibinin yapıldığı yer bakımından iş bu davada yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, belirterek öncekilke davanın usulden ve esastan reddini talep etmişlerdir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-Bursa … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dava dosyası.
2-Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dava dosyası.
3-İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası.
4-Tanık beyanları.
5-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası çek istirdadına ilişkindir.
Davacı vekili, davalı tarafından temlik alınan çekin, rızası hilafına elinden çıktığını, Bakırköy… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptali davası açtıklarını, bu nedenle davalı elinde bulunan çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekiline, 15.04.2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı uyarınca tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, tüm dosya kapsamı, icra dosyası ve tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapmak suretiyle dava konusu çekin ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, çeki ne şekilde iktisap ettikleri çek karşılığında mal, hizmet ve para verilip verilmediği, faktorün temlik aldığı alacağın bir mal veya hizmet satışından kaynaklanıp kaynaklanmadığının ve bunun bir fatura ile tevsik edilip edilmediğinin hususlarının tespiti ile tarafların iddialarının ticari kayıtlar üzerinde değerlendirmek üzere davacı şirketin ticari deflerini dosyaya sunmak, veya ticari defterlerin bulundukları yerin açık adresini bildirmek ve yerinde inceleme talebinde bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilip bilirkişi delil avansının yatırılmamasının ve ticari defterlerin sunulmamasının sonuçları usulüne uygun olarak hatırlatılıp bu durum duruşma tutanağına geçirilmesine rağmen, davacı taraf bilirkişi ücretini Mahkememiz veznesine yatırmadığı gibi, ticari defterleri Mahkemeye sunmamış, adres bildirmek suretiyle de yerinde inceleme talebinde bulunmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun delil ikamesi için avans başlıklı 324. maddesinde; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” hükmü getirilmiştir.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde, karara ulaşmak bakımından, mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan sürelerin önemli bir kısmı, taraflar için konulmuş sürelerdir. Tarafların, bu süreler içinde belli işlemleri yapmaları gerekir. Bu süre içinde yapılamayan işlemler, tekrar yapılamaz ve süreyi kaçıran taraf aleyhine sonuç doğurur. Taraflar için konulmuş süreler ikiye ayrılır: Birincisi, kanun tarafından öngörülmüş (cevap süresi, temyiz süresi gibi) süreler olup, bu süreler kesindir ve bir işlemin kanuni süresi içinde yapılıp yapılmadığı, mahkemece re’sen gözetilir. İkincisi ise, hakimin tespit ettiği sürelerdir ve kural olarak bu süre kesin değildir. Kural bu olmakla birlikte HMK’nın 94. maddesi gereği hakim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. (Kuru, Baki/ Arslan Ramazan/ Yılmaz, Ejder, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 6100 sayılı HMK’ya Göre Yeniden Yazılmış 22. Baskı, Ankara 2011, s.749)
Kesin süreye ilişkin ara karar hem hakimi hem tarafları bağlanmakla birlikte kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin, bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesi olanaklı değildir. Ancak böyle bir durumda kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için buna ilişkin ara kararın, yasaya ve içtihatlara uygun şekilde hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık, yorumu zorunlu kılmayacak, yanlış anlamayı önleyecek, ilgili tarafından kolaylıkla anlaşılacak derecede açık, sade ve sınırlı olması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerekmektedir. ( Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 5, Altıncı Baskı, İstanbul- 2001, s. 5438 vd.)
Somut olayda, davanın ispatı için davacı tarafından bilirkişi deliline dayanılmasına rağmen, Mahkememizce verilen kesin süre içince bilirkişi delil avansının yatırılmaması ve davacı şirketin ticari defterlerinin dosyaya sunulmaması, adres bildirilmek suretiyle yerinde inceleme talebinde bulunulmaması nedeniyle. tüm dosya kapsamına göre davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
Davacının davasının REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 187,86 TL harçtan mahsubu ile bakiye 107,16 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, ,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,

Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/10/2022

Katip
✍ e-imza

Hakim
✍ e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 187,86 TL
Karar Harcı : 80,70 TL
Noksan Harç : 107,16 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 400,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Posta Giderleri : 301,10 TL