Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/218 E. 2022/1025 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/218
KARAR NO : 2022/1025

DAVA : Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili ile davalı şirket arasında 09/05/2008 yılında bayilik sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu bayilik sözleşmesi imzalanırken davalı şirket tarafından müvekkilinden şirkete ait ürün gamından ürünlerin verilmesi için 1.200,000 TL değerinde taşınmazları teminat olarak aldığını, müvekkilinin bu kadar yüksek oranda teminat verdikten sonar ayrıca davalı şirketin bayilik sözleşmesini bahane etmek suretiyle 15 yaprak bireysel çekin tarih belirtilmeden müvekkilden aldıklarını ayrıca … Bankasının … denen bankacılık işlemini kullandırarak 200.000 TL tutarında bir kredi kullandırtma yoluna gittiklerini, davalı şirketin bu krediyi kullandırtmasındaki amacının müvekkili tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması ihtimaline binaen kendisine otomatik ödeme yapılmasını sağlamak olduğunu, yani müvekkilinin burada ödemede herhangi bir sorun veya gecikme yaşadığında davalı şirketin bu tutarı otomatik alarak bankadan alma yetkisine sahip olacağını, bu şekilde bur uygulamanın nedeninin müvekkilinin bankaya daha sonradan faiz ile birlikte ödeme yapmaya mecbur bırakıldığını, müvekkilinin bu şekilde borçlanıp kullanacak limiti kalmadığından bu defa açık kredi tanımlayarak ürün göndermeye devam edip müvekkiline sürekli borçlandırma stratejisi uyguladıklarını, müvekkilinin bölgedeki 2015 yılında meydana gelen terör olayları nedeni ile satış yapamadığını, davalı tarafında bu durumu fırsat bilerek tanımlanmış olan açık krediyi kullanmak suretiyle alacağını tahsil ederek kendilerini koruma altına aldıklarını, sokağa çıkma yasağının olduğu dönemlerde satışların yapılmaması nedeniyle müvekkilinin 3 ay vade ile aldığı ürünlerin tutarına ve açık krediden tanımlanan paraların toplam tutarına vade farkı ve KDV elenerek 3 ay sonra yapılacak ödemelerin zaten iyici şişirilmek suretiyle müvekkili tarafından ödenemez bir duruma geldiğini, davalı tarafından elindeki yüksek teminat tutarı ve bayilik sözleşmesini koz olarak kullanarak her defasına bu olay tekrarlanarak müvekkilin kasıtlı olarak borç batağına sürüklediğini, söz konusu bu işlemin 3 yıl boyunca devam ederek alacağın içinde çıkılmaz boyutlara ulaştığını, müvekkilinin ise bayilik sözleşmesinin feshi tehditleri karşısında bu durumu kabul etmek zorunda bırakıldığını, davalı şirketin tamamen tek taraflı bayilik sözleşmesini koz kullanıp son 3 yıl içinde ödemeleri 33 defa ertelemek suretiyle müvekkilden teminatın yarısı bir oranda haksız olarak faiz tahsil ettiğini, bu faiz işinin davlıya yetmediği gibi birde müvekkilinden 1.800,000 TL tutarında 15 adet imzalı ve tarihsiz çek alarak ticaretini esir aldığını, müvekkilinin bu şekilde yavaş yavaş iflas aşamasına gelerek ticari itibarının zedelendiği beyan ederek açıkladıkları nedenlerle davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500.00 TL ödenen faizin müvekkile hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ve davacı yan arasında 25.08.2011 tarihinde yetkili satıcılık sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, 25.08.2016 ve 25.08.2017 tarihlerinde ise değişen mevzuatlar çerçevesinde yetkili satıcılık sözleşmesinin yenilenerek yeni sözleşmelerin akdedilmiş olduğunu, taraflar arasında akdedilen yetkili satıcılık sözleşmesi çerçevesinde müvekkili şirketin sözleşmeden doğmuş/doğacak alacaklarının temini amacıyla davacı lehine 3.kişiler üzerine kayıtlı beş farklı taşınmaz üzerinde toplamda 1.475.000,00.-TL tutarında ipotek tesis edilmiş olduğunu, davacı tarafa yapılan ürün gönderiminden doğmuş/doğacak alacakları için davacıdan borcun ödenmesine yönelik olarak alınan toplam 2.600.000,00.-TL tutarında vadeli çek bulunmakta olup, tahsili gecikmiş alacakları için 1.500.000,00.-TL tutarındaki 11.12.2018 vade ile tahsile gönderilmiş olup, karşılıksız olduğunu, yine taraflar arasında akdedilmiş yetkili satıcılık sözleşmesi Uyarınca … çerçevesinde, borçlunun banka hesabından doğrudan borç ödenmesini sağlayan uygulama davacı-borçlunun taahhütname imzalayarak dahil olmuş olduğunu, Davacı tarafın, ürün göndermeye devam ederek, borçlandırı stratejisi uygulandığını iddia etmiş olduğunu, iş bu iddianın gerçek dışı olduğunu, ürünlerin taraflar arasında akdedilen yetkili satıcılık sözleşmesine istinaden gönderilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından davacı yana elinden gelen tüm yardımın sağlanmış olduğunu, 2015 ve 2018 yılları arasında toplam 16 defa ve 4.212.296,15.-TL tutarında temdit yapılmış olup terör nedeniyle 5 defa vade farkı oranının uygulanmamış olduğunu, yukarıda arz ve izah edilmeye çalışıldığı üzere; öncelikle davanın tüzel kişiliği ve davanın tarafı olmayan… Grubu’na yöneltildiğinden esasına girilmeksizin davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, dava yetkisiz mahkemede açıldığından, esasına girilmeksizin yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, mahkemeniz aksi kanaatte ise hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek ve tüm beyanlarının saklı kalması kaydıyla davacının talebi açık olmadığından HMK m. 194 gereği belirsiz olan talebinin açıklattırılmasına, davacının beyanlarının gerçek dışı, belgesiz ve hukuki dayanaklardan yoksun olması sebebiyle, davanın esastan reddine, davacının iddiasında haksız olması sebebiyle, yarılama ve olası vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, vade farkı olarak ödenen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde davalıdan faiz zararının tahsilinin talep edilmesi sebebi ile 10/12/2020 tarihli duruşmada; taraflar arasında akdedilen yetkili satıcılık ve cari hesap sözleşmeleri kapsamında davacının hangi tarihte veya hangi tarih aralığında hangi banka aracılığı ile yapılan faiz ödemelerine ilişkin talepte bulunduğu hususunu açıklamak ve talebini somutlaştırmak üzere davacı vekiline HMK 31 ve HMK 194 maddeleri gereği 2 haftalık kesin süre verilmiş , davacı vekili tarafından sunulan 22/12/2020 tarihli dilekçede özetle taraflar arasında akdedilen yetkili satıcılık ve cari hesap sözleşmeleri kapsamında 2015-2016-2017- ve 2018 yıllarında yapılmış olan faiz ödemelerinin … Bankası AŞ. aracılığı ile yapıldığını, yapılan bu ödemelere ilişkin olarak olarak … Bankası … Şubesin den alınmış olan hesap hareketi detayları ve yine davalı tarafından yapılan ödemelere ilişkin kesilen faturaların ibraz edildiği belirtilerek vade farkı içerikli faturaların mahkememize ibraz edildiği, uyuşmazlığın vade farkı faturası düzenlenmesi ve ödenen bu bedellerin iadesinin talep edilip edilemeyeceği hususunda toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından vade farkı fatura açıklaması adı altında davalıya 2015 yılından itibaren ödenen toplam tutarın ne kadar olduğu, davacının vade farkı olarak ödediği bedelin iadesini talep edip edemeyeceği, davacının ödemeleri yaparken ihtirazi kayıt koyup koymadığı hususunda rapor tanzim edilmesi için dosyanın mahkemece resen seçilecek bir YMM bilirkişiye tevdi ile davalı defterlerinin incelenmesi için İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, SMM bilirkişi … tarafından talimat mahkemesine sunulan 19/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin 2015 2016,2017,2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının/beratlarının ve yevmiye defterlerinin kapanış onayı yerine geçen beratlarının yasal süresi içerisinde alınmış olduğu tespit edilmiş olup, Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davalı şirketin ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu, sayın Mahkemeniz tarafından yapılan görevlendirmede talep edilen “vade farkı fatura açıklaması adı altında davalıya 2015 yılından itibaren ödenen toplam tutarın ne kadar olduğu, davacının vade farkı olarak ödediği bedelin iadesini talep edip edemeyeceği, davacının ödemeleri yaparken ihtirazi kayıt koyup koymadığı ” hususu incelenmiş olup, buna göre; davalı şirketin 2019-2016.2017,2018,2019 ve 2020 yılı ticari defterleri incelenmiş olup, ilgili yıllarda davacı yan adına toplam tutarı 461.376,44 -TL olmak üzere toplam 24 adet vade farkı faturası düzenlendiği, iş bu fatura bedellerinin cari hesap ilişkisi içerisinde ödenmiş olduğu ve davalı yanın ticari defter kayıtlarından iş bu faturaların ihtirazi kayıt ile ödenip ödenmediği husunda herhangi bir bilginin yer almadığı , iş bu vade farkı faturalarının taraflar arasında akdedilen Yetkili Satıcılık Sözleşmesi’ne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği ve iptali hakkındaki yorumun sayın mahkemeye olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 07/04/2022 tarihli duruşmasında verilen karar ile dosyanın Yeminli Mali Müşavir bilirkişi …’e tevdi ile bu kez davacı defterleri ve talimat mahkemesi raporu incelenerek vade farkı, faiz içerikli faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, 2015 yılından itibaren davalıya vade farkı, faiz adı altında ödenen bedellerin ne kadar olduğu konusunda rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 01.09.2022 tarihli raporda özetle, davacının 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerin noter onaylarının yasal süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, 2016 yılına ait envanter defterinin yazdırılmadığı, bu kapsamda davacının 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere, bu defterlerin HMK md. 222 uyarınca davalı lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte olduğu, mahkemeniz kasasında muhafaza altına alınan davacıya ait ticari defterlerin içerisinde davacının 2015 yılına ait ticari defterlerinin bulunmadığı, dolayısıyla davacının 2015 yılı ticari defterlerinin inceleme için ibraz edilmemiş olması nedeniyle davalı tarafından davacı adına 2015 yılı içerisinde düzenlenen faturaların davacı ticari defterlerine kayıtlı olup olmadığının tespitinin yapılamadığı,Talimat mahkemesi bilirkişi raporunda yer alan ve toplam tutarı 181.326,02 TL olan 5 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, Davacının 2016, 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerine göre; davalı tarafından davacı adına vade farkı ve faiz içerikli olarak düzenlenen 17 adet faturanın davacının ticari defterlerine kayıtlı olduğu, vade farkı ve faiz içerikli bu faturaların ticari defterlere kaydedilmesi neticesinde toplam 260.205,30 TL’nin davalıya borç tutarı olarak kaydedildiği ve cari hesap ilişkisi içerisinde ödendiği yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 25/08/2011 TARİHLİ … YETKİLİ SATICILIK SÖZLEŞMESİNİN ” Cari Hesap Sözleşmesi ” başlıklı 5.maddesi “
”İşbu Yetkili Satıcılık Sözleşmesi ile YETKILI SATICI ile … arasında TTK. 87 ve devamı maddelerine uygun CARİ HESAP SÖZLEŞMESİ kurulmuştur. Bu sözleşmeye göre; … tarafından bilgisayar veya başka bir makine yada elle tutulacak hesap kartlarına kalem kalem “borç-alacak” şeklinde toplanacak hesapların …’ce kesilmesinden çıkacak bakiyenin istenebilmesinde;
a) … kendi hesap sisteminin gerektireceği ihtiyaç sebebi ile cari hesabı (örneğin normal, alivre, kampanya, avans hesaplarına göre) tali hesaplara bölme hakkına sahip olup YETKILI SATICI’nın buna itiraz hakkı yoktur.
b) … ve YETKILI SATICI arasında daha önce herhangi bir muamelenin mevcut olması halinde … bu muameleden doğan borç ve alacakları cari hesaba kaydedip etmemekte muhtardır.
c)Cari hesap kartındaki (kartın tali pozisyonları dahil) bakiyeler, … tarafından belirlenecek vadelerde YETKILI SATICI tarafından ödenecektir. Bu ödemeleri teminen YETKIİLİ SATICININ verdiği taahhütname, çek veya başkaca kıymetli evrak cari hesaba kaydedilecektir. Ancak cari hesaba kaydedilen iş bu kıymetli evrakların YETKILI SATICI açısından muteber olabilmesi için bedellerinin tahsil edilmiş olması zorunludur. İşbu kıymetli evraklardan herhangi birisi vadesinde ödenmediği taktirde YETKILİ SATICIYA ait tüm hesap bakiyesi ve taahhütname ile taahhüt edilen meblağlar hiçbir ihtar ve hükme gerek kalmaksızın muaccel hale gelecektir. Ayrıca satış koşullarını günün ekonomik şartlarına göre … belirler. … gerektiğinde sebep göstermeye mecbur kalmaksızın, bazı ürün gruplarının satışını peşin para ile yapmakta serbesttir. … herhangi bir gerekçe belirtmeksizin cari hesabı kat ile birlikte sözleşmeyi feshedip neticede alacağını talep hakkı mahfuzdur.
d)YETKİLİ SATICININ, borçlarını vadesinde ödememesi halinde(ödemeye ilişkin verdiği kıymetli evraklardan herhangi birisinin karşılıksız çıkması veya protesto görmesi durumunda) … tarafından cari hesap kesilecek ve çıkan bakiyeye cari hesabın kesildiği tarihten itibaren aylık % 5 vade farkı hesaplanarak cari hesaba ilave edilecektir. Ancak vade farkının cari hesaba ilave edilmemiş olması …’nin bu hakkından vazgeçtiği anlamına gelmez. … söz konusu vade farkını işbu sözleşmeye dayalı olarak her zaman isteyebilir. Faiz hesapları günlük esasa göre adat usulü kullanılmak suretiyle hesap edilir. Gecikme faiz oranı … tarafından YETKİLİ SATICININ mutabakatı aranmaksızın ve bildirimsiz olarak değiştirilebilir. Ayrıca YETKILI SATICI tarafından …’e verilen her türlü senetlerden (kambiyo senetleri ve yazılı ödeme taahhütleri) biri gününde ödenmediği taktirde diğer senetler de MUACCEL hale gelmiş olacaktır. YETKILI SATICI, … tarafından cari hesabın katine bağlı olarak kendisi aleyhine teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı alabileceğini peşinen kabul eder
e)YETKİLİ SATICI, iş bu sözleşmenin yürürlüğe girebilmesi için gerekli görülen teminatları … tarafından talep edilen miktar, cins ve şekilde vermek zorundadır. Zira teminat verme zorunluluğu sözleşmenin vazgeçilemeyecek kurucu unsurlarındandır. … sözleşmenin devamı süresince gerekli gördüğü takdirde ilave teminatlar da isteyebilir. Yetkili Satıcı vereceği teminata ait yapacağı tüm masrafları (harç,vergi,komisyon v.s)ödemekle yükümlüdür. Bu tür harcamaları için …’den hiçbir şekilde talepte bulunamaz. Teminatlar süresinde yada hiç verilmez veya istenilen şekilde verilmez ise …; sözleşmeyi hiç bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın tek taraflı olarak feshedebileceği gibi, sözleşmeyi feshetmemekle birlikte istenilen teminatlar verilene kadar YETKILI SATICI’ya kredi açıp açmamakta ve sipariş kabul edip etmemekte serbest olacaktır. Sözleşmenin feshi halinde ise …, muaccel hale gelecek olan cari hesap alacağının yanısıra menfi ve müspet zararlarının da tazminini YETKILI SATICI’dan isteyebilir. YETKILI SATICI nakdi teminatları için hiç bir zaman ve hiçbir şekilde faiz talebinde bulunamaz. YETKILI SATICI, … satın alacağı ürünlerin teminatı olarak ipotek verdiği takdirde, bu teminat karşılığında verilecek ürün miktarı …’ce saptanır. YETKILI SATICI, ipotek miktarının ve diğer teminat miktarlarının tamamını kapsar şekilde kredi açılmasını ve bu kredi karşılığında ürün sevkini talep edemez. Bu konudaki her türlü talep ve dava hakkından peşinen feragat etmiştir. ” şeklindedir.
25/08/2016 TARİHLİ … YETKİLİ SATICILIK SÖZLEŞMESİNİN 5. MADDESİNİN TAMAMI
” Cari Hesap Sözleşmesi ” başlıklı 5.maddesi “
”İşbu Sözleşme ile YETKİLİ SATICI ile … arasında Türk Ticaret Kanunu m. 89 ve devamı maddelerine uygun CARİ HESAP SÖZLEŞMESİ kurulmuştur. Bu sözleşmeye göre; … tarafından bilgisayar veya başka bir makine ya da elle tutulacak hesap kartlarına kalem kalem “borç-alacak” şeklinde toplanacak hesapların …’ce kesilmesinden çıkacak bakiyenin istenebilmesinde;
a) … kendi hesap sisteminin gerektireceği ihtiyaç sebebi ile cari hesabı (örneğin normal, alivre, kampanya, avans hesaplarına göre) tali hesaplara bölme hakkına sahip olup YETKİLİ SATICI’nın buna itiraz hakkı yoktur.
b) …, YETKİLİ SATICI ile işbu sözleşmenin akdedildiği tarihten önceki ticari ilişkisinden doğan borç ve alacakları cari hesaba kaydedip etmemekte serbesttir.
c) Cari hesap kartındaki (kartın tali pozisyonları dâhil) bakiyeler, … tarafından belirlenecek vadelerde YETKİLİ SATICI tarafından ödenecektir. Bu ödemeleri teminen YETKİLİ SATICI’nın verdiği taahhütname, çek veya başkaca kıymetli evrak cari hesaba kaydedilecektir. Ancak Türk Ticaret Kanunu madde 90/1-c’e göre cari hesaba kaydedilen işbu kıymetli evrakın YETKİLİ SATICI açısından muteber olabilmesi için bedellerinin tahsil edilmiş olması zorunludur. İşbu kıymetli evraktan herhangi birisi vadesinde ödenmediği takdirde, YETKİLİ SATICI’ya ait tüm hesap bakiyesi ve taahhütname ile taahhüt edilen meblağlar hiçbir ihtar ve hükme gerek kalmaksızın muaccel hale gelecektir. Bu durumda ” … işbu sözleşmeyi, bildirimsiz olarak feshetme hakkına sahiptir. Sözleşme’nin … tarafından feshi halinde dahi, …’in alacağını işbu Sözleşme hükümlerine göre tahsil ve ayni / nakdi teminatları İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre paraya çevirme hakkı saklıdır.
d) Taraflar arasında ayrıca yazılı bir anlaşma yapılmadığı takdirde YETKİLİ SATICI; … tarafından düzenlenecek faturalar üzerinde belirtilecek olan vadeye, vade farkına, ödemede gecikme halinde uygulanacak olan temerrüt faizi oranına ve yabancı para cinsi ile satışlarda fatura Üzerinde tespit edilecek döviz kuruna dair kayıtlara herhangi bir itirazının olmayacağını, ödemeleri fatura üzerinde yazılı olan vadede yapmadığı takdirde fatura üzerinde yazılı olan anapara borcunun, vade farkının ve TCMB avans faiz oranı üzerinden hesaplanacak yıllık avans faizinden düşük olmamak kaydıyla temerrüt faizinin … tarafından belirlenmiş olan vadeden itibaren günlük olarak cari hesabına borç kaydedileceğini bildiğini, yine yabancı para ile satışlarda ödemeyi yabancı para cinsinden değil de TL cinsinden yaptığı takdirde oluşabilecek kur farkı nedeniyle cari hesabına borç veya alacak kaydı yapılabileceğini bildiğini, bu kayıtlara ve çıkacak bakiyeye herhangi bir itirazının olmayacağını kabul ve beyan etmektedir.
e) Taraflar arasında vade farkı yazılı olarak belirlenmediği takdirde vade farkı … tarafından aylık %2+KDV olarak ve günlük esasa göre adat usulü kullanılmak suretiyle hesap edilecektir. Bu madde uyarınca belirlenecek olan vade Türk Borçlar Kanunu 124 hükmüne uygun kesin vadedir. … geç ödemeler nedeniyle hak edeceği temerrüt faizi alacaklarını veya kur farkı alacaklarını cari hesaba kaydetmemiş olması, bu alacaklarından vazgeçtiği şeklinde yorumlanamaz. …, bu alacaklarını her zaman için ayrıca talep edebilir.
f) YETKİLİ SATICI, …’e borçlandığı ve cari hesap sözleşmesi gereğince borçlanacağı meblağın ödenmesi için tevdi ettiği ve edeceği kambiyo evrakı ve diğer senetler hakkında:
…’in bu senetleri ve kambiyo evrakını kabul ve tesellüm etmiş olmasının, …’in YETKİLİ SATICI’nın borcunu bu senet vadelerine tecil etmiş olduğu veya bu senetler ile tediye ve itfa edilmiş olduğu mana ve maksadı ile vuku bulmadığını,
Bu senetlerin ve kambiyo evrakının … hesaplarına kaydedilmiş olmasının, Türk Ticaret Kanunu madde 90/1-c’e göre, ancak bedelinin tahsil edilmesi halinde muteber olabilme şartına bağlı olarak yapılmış addedileceğini; ayrıca, işbu senetlerin ve kambiyo evrakının tahsili için yapılacak dava, icra takip v.s. yargılama ve takip masraflarının YETKİLİ SATICI’nın cari hesabına borç kaydedileceğini,
Bu senetlerin ve kambiyo evrakının … tarafından kabul edilmiş olmasının, YETKİLİ SATICI tarafından …’e verilen diğer asli senetlerin hükümsüzlüğü manasına gelmeyeceğini, …’in YETKİLİ SATICI’nın temin ettiği mevcut diğer senetleri veya borcun doğumunu teşkil eden satınalma bedellerini, …’in resmi ticari defter kayıtlarına müsteniden tutulan cari hesabın kesilmesinden doğacak bakiye alacağın …’in YETKİLİ SATICI’dan talep etmekte her zaman için serbest ve haklı olacağını,
Bu senetler ve kambiyo evrakındaki borçlu, aval, kefil ve cirantalarına ait imzaların sahte veya taklit edilmiş olduğu veya senetlerin bedelsiz hatır senedi, açığa tanzim edilmiş bulunduğu ve her türlü usulsüzlük ile senedin eksikliklerine ait iddia ve taleplerden dolayı …’in sorumluluğu bulunmayacağını ve bu sebeplerle … aleyhine bir dava açılması halinde bu davada …’in mahkeme ve icra masrafı ile avukatlık ücretinin YETKİLİ SATICI’ya ait olacağını, YETKİLİ SATICI’nın ilgili meblağın …’e derhal tediye ile mükellef olduğu gibi YETKİLİ SATICI hesabına borç yazılmasında da …’in haklı olacağını, keza bu senetlerin herhangi birisinin ödenmemesi nedeniyle …’in icra takibi yapması, dava açması gibi nedenlerle doğacak masrafların da YETKİLİ SATICI’ya ait olacağını ve tüm bunların YETKİLİ SATICI’nın hesabına borç yazılmasını,
Bu senetlerin ve kambiyo evrakı bedellerinin borçlusu veya ara cirantalar tarafından kısmen olsun …’e ödenmesi halinde, senet bedeli bakiyesi talep ve tahsil etmemekte tamamen serbest olarak, bu takdirde tahsil edilen miktarın YETKİLİ SATICI’nın alacağına geçirmekle yetineceğini, senedin bakiye bedeli mevzuunda …’e karşı YETKİLİ SATICI’nın hiçbir karşı talebinin olmayacağını
kabul beyan ve taahhüt eder.
g) YETKİLİ SATICI’nın ödemeye ilişkin verdiği kıymetli evraktan herhangi birisinin karşılıksız çıkması veya protesto görmesi gibi durumlar dâhil olmak üzere borçlarını vadesinde ödememesi halinde, cari hesap … tarafından kesilebilir ve çıkan bakiyeye cari hesabın kesildiği tarihten itibaren asıl alacak ve vade farkı haricinde ayrıca TCMB avans faiz oranı üzerinden hesaplanacak yıllık avans faizinden düşük olmamak kaydıyla aylık % 1,5+KDV oranında temerrüt faizi hesaplanarak cari hesaba ilave edilir.Ancak bu temerrüt faizinin cari hesaba ilave edilmemiş olması …’in bu hakkından vazgeçtiği anlamına gelmez. YETKİLİ SATICI’nın kesilen ve kendisine temerrüt faizi ve/veya madde 5/d’de yazılı olan vade farkını eklenmeksizin bildirilen hesabı ödemesi, …’in vade farkını ve temerrüt faizini talep hakkını ortadan kaldırmaz. …, Türk Ticaret Kanunu’nun 8/2. maddesi hükmü uyarınca faize faiz yürütme hakkına sahiptir. … söz konusu vade farkını ve temerrüt faizini işbu Sözleşme’ye dayalı olarak her zaman isteyebilir. Bununla birlikte … ödemeye ilişkin olarak verilmiş ve karşılıksız çıkmış kıymetli evrakı icra takibine konu ettiği takdirde aylık %2+KDV vade farkını ve ilaveten gecikmenin söz konusu olması halinde temerrütten itibaren aylık %1,5+KDV temerrüt faizini icra takibiyle de isteyebilir. Faiz hesapları günlük esasa göre adat usulü kullanılmak suretiyle hesap edilir.Aylık % 1,5+KDV oranında temerrüt faizinin TCMB avans faiz oranı üzerinden hesaplanacak yıllık avans faizinden düşük olması halinde TCMB avans faiz oranı işletilecektir.
h) YETKİLİ SATICI tarafından …’e verilen senetlerden (kambiyo senetleri ve yazılı ödeme taahhütleri) herhangi biri vadesinde ödenmediği takdirde diğer senetler de muaccel hale gelecektir. YETKİLİ SATICI, cari hesabın kati halinde …’in kendisi aleyhine teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı almasına muvafakat eder.
i) YETKİLİ SATICI tarafından …’e yapılacak ödemeler banka havalesiyle yahut çekle yapılacaktır. YETKİLİ SATICI, hamili etmeyecek, …’in herhangi bir personeli adına ödeme yapmayacak, havale çıkarmayacak, çek senet veya bono tanzim etmeyecektir. Senetler veya çekler Türk Ticaret Kanunu’nun 648. maddesine göre, tam ciro şeklinde ciro edilecektir. Her türlü ödeme için makbuz, çek alındısı, senet bodrosu ödeme anında mutlaka alınacaktır. Belgeye bağlı olmayan ödemelerden dolayı YETKİLİ SATICI herhangi bir talepte bulunmayacağını beyan, kabul ve taahhüt eder.
j) YETKİLİ SATICI, …’in işbu Sözleşmede yer alan vade farkı ve cezai şart oranlarında her yıl hangisi fazla ise o orana göre olmak kaydıyla,TCMB avans faiz oranında veya enflasyon oranında artış yapma hakkına sahip olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder. Yeni oran, …” in, artış oranını YETKİLİ SATICI’ nın KEP adresine bildirdiği tarih itibariyle geçerli olacaktır.
k) YETKİLİ SATICI, borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, her türlü alacağının, …’ de bulunan veya herhangi bir zaman ve şekilde bulunabilecek olan bütün kıymetli evrak, mal ve eşyalarının üzerinde …’in hapis hakkı bulunacağını ve bunların ve bütün alacaklarının ve hesaplarının …’e rehnedilmiş olduğunu ve …” in her türlü alacaklarını ilgili mevzuata uygun olarak bunlarla takas ve mahsuba yetkili olduğunu kabul eder.” şeklinde kararlaştırılmıştır.
Vade farkı istenebilmesi için, taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşmenin ya da bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün bulunması şarttır (Y.İ.B.K.’nun 27.6.2003 gün ve E:2001/1, K:2003/1 Sayılı ilamı). Teamülün mevcut olduğunun kabulü için ise en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir.(HGK’nın 2004/19-470 E. 2004/462 K. sayılı kararı) Somut olayda , taraflar arasında akdedilen her iki sözleşmede davalının vade farkı talep edilebileceğinin kararlaştırılmış olması karşısında davacının 2015 yılından itibaren ihtirazi kayıt koymadan ödediği vade farkı içerikli fatura tutarlarının iadesini talep edemeyeceği kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 8.538,75-TL harçtan tahsil edilmesi gereken 80,70-TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 8.458,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 1.400,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 73.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/12/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …