Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/186 Esas
KARAR NO : 2021/619 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/07/2016
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin teslim ettiği kumaşlardan fason üretim ve dikim hizmeti ifa ettiğini, verilen hizmetler nedeniyle müvekkilinin davalı şirketten 31.806,84 TL alacaklı olduğunu ancak davalının biriken borcu ödememesi üzerine … 19. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, davalının takibe itirazı nedeniyle takibin durduğunu borçlu şirketin itirazı likit alacaklarının sürüncemede bırakmak amacı ile haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini, tüm bu nedenlerden dolayı davalının…E sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında uzun süredir ticari ilişki bulunduğunu, davacının davalı adına fason imalat yaptığını, taraflar arasında imzalanan 25/02/2016 tarihli fason sözleşmesinin 4. maddesinde “Terminden kaynaklanan tüm nakdi ve iskonto giderleri fasoncuya yansıtılır.” şeklinde olduğunu, bu kapsamda gecikmeden kaynaklanan maliyetlerin faturalandırılmak suretiyle davalıya yansıtıldığını, bu şekilde oluşan fatura bedelleri davacı tarafın cari hesabını mahsup edilmek suretiyle takibe konu borcun 2.890,34 TL’si kabul edilmek suretiyle takibe konu borcun artan kısmına itiraz edildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE/
Dava İİK m.67 kapsamında itirazın iptali davasıdır.
Dava dosyasına celp edilen … 19. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı/ borçlu aleyhine 24/06/2016 tarihinde ilamsız yolla ödenmeyen faturaya dayalı olarak, 31.806,84 TL asıl alacağın işleyecek yıllık %10,50 ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep etttiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı/ borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Davacı vekili müvekkili davacı şirketin, davalı şirket tarafından teslim edilen teslim kumaşlardan fason üretim ve dikim hizmeti yaptığını ve ancak karşılığı olan 31.806,84 TL’nin ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, takibe konu alacağa yönelik itirazın haksız olması nedeniyle iptali ile takibin devamını, %20 oranındaki tazminatın davalıdan tahsili ile kendilerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise, davacının bir kısım işleri geç teslim ettiğini, geç teslim nedeniyle oluşan maliyetlerin davacıya fatura edildiğini, bu şekilde oluşan alacağın takas ve mahsubu suretiyle cari hesaptan düşülmesi sonucu takibe konu borcun 2.890,34 TL’si dışındaki borca itiraz ettiklerini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için alacağın dayanağı fatura ve taraf defterlerinin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür.
Mahkememizin 08/11/2017 tarih 2016/744 Esas ve 2017/908 Karar sayılı kararı ile; “Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Her nekadar davalı taraf icra dosyasına itiraz ile borçlu olmadığını iddia etmiş; Mahkememize hitaben verdiği cevap dilekçesi ile taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu kabul etmekle beraber taraflar arasında ki cari hesaplarda ki farklılığın davalşı tarafça kesilen iade faturasının davacının kayıtlara almamasından kaynaklandığını bu nedenle davalı tarafın davacı tarafa borçlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; Dosya kapsamına ibraz edilen deliller ve düzenlenen bilirkişi raporu ile davacı ile davalı arasında 18/05/2016 Tarihine devam eden cari hesap şeklinde hesabı belirlenen ticari ilişki bulunduğu,davacı tarafın icra takibine talebinin 6102 Sayılı Kanunun 21.md kapsamında değerlendirilen muhtelif faturalardan kaynaklı cari hesap alacağından kaynaklı bakiye alacağın tahsiline yönelik olduğu, davacı tarafın cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalı tarafın borcunun bulunmadığına yönelik itirazı ile takibin durduğu, davacı tarafın davasının İ.İ.K.’ nun 67.md de ifadesini bulan İtirazın İptali Davası olduğu ve hak düşürücü süre içinde davanın açıldığı görülmüştür. Taraflarca ibraz edilen ve talep edilen delillerin toplanılmasını müteakiben Mali Müşavir Bilirkişi Vasıtası ile yapılan inceleme ile; Tarafın ibraz edilen defterlerinin 6102 Sayılı Kanunun 64.md/3f kapsamında usulüne uygun tutulduğu,6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca tarafların lehine delil olma niteliğinin bulunduğu,incelenen tarafların ticari defterleri ile 18/05/2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 34.016,80 .TL. alacaklı olduğu, 30/05/2016 Tarihi itibariyle ise davalının ticari defterlerine göre davalının düzenlediği 4 adet iade faturası ile davacının alacak bakiyesinin 2.890,34.TL.olarak görüldüğü , davacı tarafın Ticari defterlerinde ise iade faturalarının davalı tarafa iade edilmesi nedeniyle kayıtlarında yer almadığı tespit edilmiştir.Davacı tarafın 34.016,80.TL.alacak miktarına konu faturaların davalı tarafın defterlerine usulüne uygun olarak kaydının yapıldığı ve davalı tarafça 6102 Sayılı Kanunun 21.md/2 f. maddesi uyarınca 8 günlük süre içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmadığı bu hali ile faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı anlaşılmakla birlikte davalı tarafça tanzim edilen iade faturalarının içeriği dikkate alındığında teslimatın süresinde ve geç ifasına yönelik olduğu ancak davacı tarafça teslim edilen ürünlerin davalı tarafça itirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alındığı anlaşılmakla mali müşavir bilirkişi vasıtası ile yapılan hesaplamalar yerinde görülmüş olmakla davacı tarafın davasının kabulü yönünde hüküm tesis edilmiş,davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve davacı tarafın alacağını geç almasına sebep olacak nitelikte bulunduğu anlaşılmakla davalı taraftan icra inkar tazminatının alınarak davacı tarafa verilmesi yönünde aşağıda ki şekilde karar tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile davacı tarafın davasının kabulü ile, davalı tarafın … 19.İcra Dairesinin …sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 28.916,50.TL.asıl alacak ve takip tarihinden sonra asıl alacağa değişen oranlarda (yıllık 10,50 oranını aşmamak üzere) avans faizi yönelik itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davalı vekilinin bu karar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurması neticesinde İstanbul BAM 15. HD’nin 26/02/2020 tarih 2018/484 Esas ve 2020/323 Karar sayılı kararı ile; “Taraflar arasında fason imalatı nedeniyle eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Davacı yüklenici bakiye bedel alacağı için takip talebinde bulunmuş; davalı taraf ise, işin geç teslim edilmesi ve sair sebeplerle zarara uğradıklarını belirterek iade faturası kestiklerini belirterek ve borcun 2.850,34 TL’sini kabul ederek iade faturası tutarınca kalan borçtan sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Mahkemece sadece defter incelemesi yapılarak ve iade faturasının davacı defterinde kayıtlı olmaması nedeniyle davacının takip miktarınca alacaklı olduğu belirterek davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık işin geç teslim edilip edilmediği, edilmiş ise kimin sorumlu olduğu ve varsa zarar miktarına ilişkindir. Davalı geç teslim dışında da sair sebepler ile de iade faturaları düzenlediklerini iddia etmiş, ancak mahkemece defter incelemesi ile yetinilerek sonuca gidilmiştir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin bedele hak kazanabilmesi için işi sözleşme ve varsa eklerine, fen ve sanat kurallarına, iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak imal edip kararlaştırılan şekilde, belirlenen yer ve zamanda iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Davalı iş sahibi işin geç teslim edilmiş olduğu, sözleşmenin 4.9 maddesinde ayıp ihbarının süreyle bağlı olmaksızın yapılabileceği, e-mail yazışmalarıyla ayıp ihbarında bulunulduğu ve sair sebepler belirtilerek iade faturası düzenlediklerini iddia etmiştir. Mahkemece davalı tarafça ileri sürülen bu iddia ve sebepler hiç incelenip değerlendirilmemiştir. Öyleyse, mahkemece bu hususlar üzerinde durulup, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle iade faturasında belirtilen sebepler, gösterilen miktar ve tutarlar da araştırılarak davalının herhangi bir zararının bulunup bulunmadığı usulünce belirlenmeli ve bu talep kapsamında bir zararının bulunduğunun tespit edilmesi halinde talep edilen bedelden düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna uygun yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. ” şeklindeki gerekçe ile istinaf talebinin kabulü ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf akabinde mahkememizin 2020/186 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada istinaf kararı doğrultusunda daha önceki mali müşavir …’ye tekstil mühendisi bilirkişi … eklenmek suretiyle alınan 03/09/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; taraf ticari defterlerine göre 18/05/2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 34.016,79 TL alacaklı olduğu, ihtilafın davalının davacıya düzenlemiş olduğu 30/05/2016 tarihli …, …, … ve … reklamasyon faturalarına konu maliyetin davacıya yansıtılıp yansıtılamayacağı olduğu, bu kapsamda yapılan incelemede davacının 5979 order nolu 22644 adet ürünü davalıya geç teslim ettiği, süresinde teslim edilmiş olsaydı malların yurtdışındaki müşteriye gemi ile gönderilecek olmasına rağmen geç teslim nedeniyle tır ile gönderilmek zorunda kalınması nedeniyle davalının 3.500,00 EURO (+ %18 KDV= 17.856,06 TL) fazla nakliye bedeli ödemek zorunda kaldığı ve bu tutarı 30/05/2016 tarih … nolu 17.856,06 TL fatura ile davacıya yansıttığı, ancak bu faturaya konu alacağın davacıdan istenebileceği, … nolu order için 250,00 TL, … nolu order için 500,00 TL ve … nolu order için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.250,00 TL gold seal bedelini taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacıdan talep edilebileceği ve bu kapsamda davalı tarafından düzenlenen 30/05/2016 tarih … nolu ve 1.250,00 TL miktarlı fatura ile davacıya yansıttığı, … ve … order nolu siparişlerin geç teslimi sonucu mesaili indirim, randevu gecikmesi ve konteyner beklemesi nedeniyle davalının 5.965,00 TL zararı oluştuğu, 5986 nolu order için 500,00 TL (KDV dahil) gold seal bedeli oluştuğu ve bu bedelin davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacıdan talep edilebileceği ve bu kapsamda davalı tarafından düzenlenen 30/05/2016 tarih … nolu ve 6.703,60 TL (KDV hariç) miktarlı fatura ile davacıya yansıttığı ve bu kapsamda davacının her 3 faturaya konu 22.985,85 TL + 4.137,45 TL = 27.123,30 TL alacağının davacıya yansıtılabileceği ve ancak 30/05/2016 tarih … nolu faturaya konu 3.112,00 TL’nin (KDV dahil) davalı tarafından davacıya yansıtılıp yansıtılamayacağı hususunun sabit olmadığı tespit edilmiştir.
Tarafların bu rapora yönelik itiraz ve beyanları nazara alınmak suretiyle aynı bilirkişilerden alınan 13/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ile; istinaf sonrası kök rapordaki beyanlar tekrarlanmak suretiyle davacının davalıya yönelik olarak düzelmiş olduğu 30/05/2016 tarih … nolu ve 17.856,06 TL (KDV dahil) miktarlı faturaya konu bedelin geç teslim nedeniyle ödenmek zorunda kalan fazla taşıma ücretinden kaynaklandığı, 30/05/2016 tarih … nolu ve 1.250,00 TL (KDV dahil) miktarlı faturaya konu bedelin geç teslim nedeniyle fazla mesaiden kaynaklandığı, 30/05/2016 tarih … nolu ve 8.908,40 TL (KDV dahil) miktarlı faturaya konu bedelin ise geç teslimden kaynaklanan yükleme, boşaltma ve bekleme ücretlerinden kaynaklandığı ve bu nedenle her 3 faturadan kaynaklanan 28.014,46 TL’nin davalı tarafından davacıya yansıtılabileceği, buna mukabil 30/05/2016 tarih 139051 nolu ve 3.112,00 TL’nin davalı tarafından davacıya yansıtılıp yansıtılamayacağı sabit olmamakla birlikte %50 oranında ve her iki taraf arasında pay edilebileceği, taraf defterlerindeki cari hesap nazara alındığında davacının davalıdan 34.016,79 TL alacaklı olması nazara alınmak suretiyle mahsubu gereken 3 faturaya konu miktar ile mahsubu şüpheli olan faturanın yarısı bu alacaktan mahsup edildiğinde davacının davalıdan 4.456,33 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından her ne kadar lojistik uzmanı bilirkişiden de rapor alınması yönünde talepte bulunulmuş ise de yargılamanın başından itibaren davacı tarafından takas ve mahsubu talep edilen faturalara konu alacağın miktarının muvazaalı olabileceği nedeniyle eksik veya fazla gösterildiği konusunda herhangi bir iddia da bulunulmadığından ve de takas ve mahsubu talep edilen faturalara konu davalı zararının takas ve mahsubu için bu zararın davacının edim yükümünü geç ifasından kaynaklandığının tespitinin yeterli olması ve bu tespitin yapılması için de tekstil mühendisi bilirkişinin yeterli olması nedeniyle davacı vekilinin bu talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, istinaf sonrası alınmış olan kök ve ek bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde 6098 sayılı TBK m.112 hükmü gereği borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle alacaklının zarara uğraması halinde borçlunun zarardan sorumlu olduğu öngörülmüş olduğundan ve alınmış olan bilirkişi raporları ile de 30/05/2016 tarih … nolu ve 17.856,06 TL miktarlı, 30/05/2016 tarih … nolu ve 1.250,00 TL miktarlı ve 30/05/2016 tarih … nolu ve 8.908,40 TL miktarlı faturaya konu toplam 28.014,46 TL davalı zararının davacının edim borcunu geç ifa etmiş olmasından kaynaklandığının tespit edilmiş olmasına rağmen davacının bu gecikmeden dolayı kendisine herhangi bir kusur yüklenemeyeceğini, dosya kapsamıyla ispat edememiş olması ve 30/05/2016 tarih … nolu ve 3.112,00 TL miktarlı faturaya konu zararın ise davacının edim borcunu ihlalden kaynaklandığı dosya kapsamı ile ispat edilememiş olduğundan, bilirkişilerce her ne kadar taraf defterlerindeki cari bakiye nazara alınmak suretiyle takas ve mahsup işlemi yapılmış ve bu nedenle de davacının davalıdan olan bakiye alacağı 4.456,33 TL olarak tespit edilmiş ise de takip talepnamesinde davacının 31.806,84 TL’ talep etmiş olması ve taleple bağlılık ilkesi gereği 31.806,84 TL’den davalı tarafından kabul edilen 2.890,34 TL mahsup edildikten sonra kalan 28.916,50 TL’den 28.014,46 TL takas ve mahsup edildiğinde davacının takip dosyası itibariyle bakiye 902,04 TL alacağı kaldığından davanın kısmen kabulü ile davalının … 19. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu borca yönelik itirazının 902,04 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, İİK m.67/2 kapsamında 180,40 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının … 19. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu borca yönelik itirazının 902,04 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki şartlarla DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
İİK m.67/2 kapsamında 180,40 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 61,62 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 493,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 432,21 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 902,04 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.202,17 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 2.176,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 67,87 TL yargılama gideri ile 61,62 TL nispi karar harcı ve 29,20 TL başvurma harcı toplamı 158,69 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 42,50 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 41,17 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzene karşı kabul edilen kısım bakımından KESİN, reddedilen miktar bakımından gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/09/2021
Katip …
Hakim …
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 493,83 TL
Karar Harcı : 61,62 TL
Bakiye Harç : 432,21 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.495,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 150,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 2.000,00 TL
Posta Giderleri : 218,50 TL