Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/163 E. 2021/15 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/163 Esas
KARAR NO : 2021/15

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda verilen 05/10/2017 tarih ve 2016/413 E- 2017/774 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 26/04/2018 tarih ve 2018/90 E- 2018/469 K. sayılı kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2018/3413 E 2020/693 K sayılı ilamı ile bozulmakla dosya yukarıda belirtilen sıraya kaydedildi ve yapılan yargılama sonunda ,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %35 hissedarı olduğunu, iflas erteleme sürecini başarıyla tamamlamış olan davalı şirketin tek malvarlığının şirket merkezinin de bulunduğu, … bölgesinde bulunan … isimli lokanta olduğunu, davalı şirketin oyçokluğuyla alınan 28.03.2016 tarihli ortaklar kurulu kararında, borç kalemlerinin yapılandırılmasında yetki verilmesi ve şirketin merkez adresinin değiştirilmesi yönünde karar alındığını, müvekkilinin genel kurul tutanağına yazıldığı üzere genel kurulun 1, 2, 3 ve 4 numaralı kararlarına karşı red oyu kullanarak muhalefet şerhini verdiğini, şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin 2. Maddenin TTK. 621. Maddesine aykırı olarak alınmış olup, bu kararın yok hükmünde olduğunu, zira şirket ana sözleşmesinin ancak sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebileceğin, anılan kararda bu karar nisabının bulunmadığını zira kararın %65 oyçokluğuyla alındığını, dava konusu 28.03.2016 tarihli genel kurulun birinci maddesinde de şirket müdürüne yetki verildiğini, TTK. 626/2. maddesinde şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş ya da diğer tüm ortaklarca yazılı olarak izin verilmemişse müdürlerin şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamayacağının ifade edildiği, müvekkilini ortaklıktan çıkartıp kendi yakınlarına çıkar sağlamaya çalışan rekabet yasağına aykırı davranan müdürün şirket borçlarının yapılandırılmasına ilişkin işlemlerinin objektif olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek davalı şirketin 26.03.2016 tarihli genel kurulunda alınan 1 ve 2 nolu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine 01.02.2016 tarihli genel kurul kararının iptali istemiyle … 14. ATM’nin … E. Sayılı dosyasında dava açıldığını, her iki davanın birleştirilmesi gerektiğini, dava konusu 28.03.2016 tarihli genel kurulun 2 nolu kararında şirket merkezinin değiştirildiğini, anılan kararın yasaya aykırı olmadığını, TTK. 447. Maddesinde ifade edilen hususlardan bulunmadığını, zira TTK. 622. Maddesi yollamasıyla limited şirketlerde de anonim şirkete ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğini, yine genel kurul kararındaki şirket borçlarının mevcut durum gözönünde bulundurularak yapılandırılmasıyla ilgili şirket müdürü …’a tam yetki verilmesine ilişkin 1 nolu kararının da ana sözleşmeye ve yasaya aykırı olmadığını, şirket müdürü olan …’ın davacının iddiası doğrultusunda haksız rekabet yaptığının kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesinde sözü edilen … A.Ş ile davalı şirket müdürünün hiçbir ilgi ve bağlantısının olmadığını, davalı şirketin iflas aşamasından son aşamada kurtulup esas sermayesini kaybetmemek ve borca batık halde olmamak için çabalayan bir şirket olduğunu, sermaye arttırımı ile iflastan kurtulduğunu ve davacı payına düşen sermayenin dahi diğer ortak şirket müdürü … tarafından ödendiğini belirterek genel kurulda alınan 1 ve 2 nolu kararların yasa ve ana sözleşmeye aykırı olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava konusu genel kurul toplantı tutanağı, davalı şirketin sicil dosyası, … 14. ATM’nin … E. Sayılı dosyası, şirketin iflasının ertelenmesine ilişkin … 12. ATM’nin … E. … K. sayılı ilamı, ihtarnameler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, uzman bilirkişilerden rapor alınarak dosya içine sağlanmış ve tüm deliller toplanmıştır.
… 14. ATM’nin … E. Sayılı dosyası incelendiğinde; tarafların bizim dosyamızdaki taraflarla aynı olduğu ve davalı şirketin 01.02.2016 tarihli genel kurul kararının butlanı olmadığı takdirde iptali istemine ilişkin bulunduğu, dava konusu yapılan bu genel kurulda davacının müdürlük sıfatına son verilip şirket müdürlüğüne 5 yıllığına …’ın atandığı ve şirketi münferit imza ile temsil ve ilzama yetkili olacağının kararlaştırıldığı, bu kararların dava konusu edildiği, anılan dosyanın derdest bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin iş bu dosyasında ise davalı şirketin 28.03.2016 tarihli genel kurul kararının butlanı olmadığı takdirde iptali istenilmiş olmakla dava konusu olan genel kurul kararlarının farklı tarihli olmaları nedeniyle her iki davanın birleşmesinin mümkün bulunmadığı kabul edilmiş ve davalı tarafın mahkememizin bu dosyasının … 14. ATM’nin … E. sayılı dosyasıyla birleştirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketin merkezinin Sultanahmet İstanbul adresinde kurulu olduğu anlaşılmakla TTK. 445. maddesi uyarınca mahkememizin iş bu davaya bakmaya kesin yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, davalı şirketin 28.03.2016 tarihli genel kurul kararının butlanı olmadığı takdirde iptali istemine ilişkindir.
Davalı bir limited şirket olup, 6102 Sayılı TTK. 622. Maddesinde, limited şirketlerin genel kurul kararlarının butlanı veya iptali yönünden anonim şirkete ilişkin hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir.
TTK. 445. maddesinde genel kurul kararının iptali, TTL 447. maddesinde de genel kurulun butlanına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
Dava, 19.04.2016 tarihinde açılmış olup, yine TTK. 445. Maddesinde ifade edildiği şekilde genel kurul karar tarihinden itibaren 3 aylık süre içinde açıldığı, zira genel kurulun 28.03.2016 tarihli olduğu, dava konusu yapılan 28.03.2016 tarihli genel kurulun 1 nolu maddesinde, ”şirketin mevcut borçlarının gözönünde bulundurularak söz konusu borç kalemlerinin (SGK, vergi ve üçüncü şahıslar) belirlenerek yapılandırılmasıyla ilgili şirket müdürü …’a tam yetki verilmesine” ,2 nolu maddesinde de, ”… adresinde bulunan şirket merkezinin adresinin … olarak değiştirilmesine” ilişkin kararların alındığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ortağı tarafından TTK. 446. Maddesi kapsamında red oyu kullanılarak kararlara muhalefet edildiği de tespit edilmiştir.
Dosyada mevcut bulunan uzman bilirkişilerce düzenlenen 11.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu genel kurulun 1 nolu maddesinde şirket müdürüne borç yapılandırılması konusunda tam yetki verilmesine ilişkin kararın geçerliliğini etkileyecek hukuka aykırı bir unsura rastlanmadığı, kararın kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılığının bulunmadığı, iptal sebeplerinin oluşmadığı, 2 nolu maddesinde şirket merkezinin değiştirilmesine ilişkin karar yönünden ise, karar nisabının sağlanamamış olmasından dolayı anılan kararın yok hükmünde olacağı, şirket müdürü olan …’ın aleyhine dava açılamayacağı, adı geçen müdürün genel kurul kararı iptali davasında hasım olarak gösterilemeyeceği açıklanmıştır.
Davalı şirketin 3 ortaklı olup, 8.000 payın 4.000.000,00 TL sermayeye tekabül ettiği ve bunun 4080 adet pay karşılığı 2.040.000,00 TL’sinin …, 2800 adet paya karşılık 1.400.000,00 TL sermayenin davacı …, 1120 adet paya karşılık 560.000,00 TL sermayenin de … ‘e ait olduğu anlaşılmış ve …’ın şirketteki payının ;%51, davacı …’in pay oranının %35, diğer ortak …’ün de payının şirket sermayesinin %14’üne tekabül ettiği, dava konusu genel kurula şirketin üç ortağının da katıldığı, ancak her iki kararın da … ve …’ün olumlu oyuna karşılık teşkil eden %65 oyla alındığı, davacı ortak …’in kararlara muhalefet ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce TTK. 589. Maddesindeki ve 621. Maddesindeki karar nisabının oluşmadığı gerekçesi ile şirket adresinin değiştirilmesine ilişkin 2 nolu maddesinin yoklukla malul olduğunun tespitine, 1 nolu maddesi yönünden ise butlan veya iptal edilebilirlik koşulunun oluşmaması nedeniyle 1 nolu karar yönünden talebin reddine karar verilmiş davalının kararı temyiz etmesi üzerine mahkememizin 05/10/2017 tarih ve 2016/413 E- 2017/774 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 26/04/2018 tarih ve 2018/90 E- 2018/469 K. sayılı kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2018/3413 E 2020/693 K sayılı ilamı ile bozulmakla dosya yukarıda belirtilen sıraya kaydedildi ve Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda genel kurul toplantısında alınan 2 nolu kararın dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edip etmediği ve iptal koşullarının bulunup bulunmadığı konusunda önceki bilirkişi heyetinden ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bilirkişilerin 29/09/2020 tarihli ek raporda özetle ” şirket adresinin değiştirilmesine ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu intibaı oluştuğu ” şeklinde görüş ve kanaat belirttikleri anlaşılmıştır.
Dava konusu genel kurulun 1 nolu maddesinde ise şirket müdürü olan …’a şirket borçlarının yapılandırılması konusunda tam yetki verildiği görülmektedir. TTK. 621. Maddesinde kanun ya da şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde tüm genel kurul kararlarının toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğuyla alınacağı belirtilmiştir. Genel kurulun 1 nolu maddesinde alınan karar temsil edilen salt çoğunluğuyla alınmıştır. Zira temsil edilen oylar %100 olup, %65’inin olumlu oyuyla anılan kararın alındığı tespit edilmiş olmakla kararın nisap bakımından yasaya aykırılık olmadığı kabul edilmiştir. Bunun dışında alınan kararın dürüstlük kurallarına aykırı olması halinde de iptal edilebilirliği TTK. 445. maddesinin amir hükmü olduğundan bu yönden de değerlendirme yapılmış, buna göre dosyada mevcut bulunan mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda açıklandığı şekilde, davalı şirketin iş bu davadan önce … 12. ATM’nin … E. … K. Sayılı ilamıyla iflasın ertelenmesine karar verildiği ve iflas erteleme sürecinden geçtiği, buna göre şirketin 31.03.2016 tarihi itibariyle 1.831.546,30 TL, 30.09.2016 tarihi itibariyle de 1.920.684,87 TL SGK borcunun olduğu ve vergi dairesine de 31.03.2016 tarihi itibariyle 3.315.651,10 TL, 30.09.2016 tarihi itibariyle de 3.746.124,09 TL vergi borcunun bulunduğu ve bu borçların henüz yapılandırılmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca … Ltd. Şti.’ye 1.078.946,86 TL ve … Ltd. Şti’ye de 181.800,00 TL borcun yapılandırıldığı, mevcut borcun taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, bu iki şirket dışında diğer alacaklı şirketler yönünden herhangi bir yapılandırmanın bulunmadığı ve şirket borçlarının yapılandırılmasına ilişkin olarak şirketi müdürü olan …’a tam yetki verilmesinde dürüstlük kurallarına aykırı bir yönün bulunmadığı, şirketin mevcudiyetinin sağlanması ve borçlarının yapılandırılmasının elzem olduğu dikkate alındığında bu kararın iptali için yasal neden bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
… 14. ATM’nin … E. sayılı dosyasında, dava konusu yapılan 01.02.2016 tarihli genel kurulunda şirket ortaklarından …’ın 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak atandığı ve şirketi münferit imza ile temsil ve ilzama yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, anılan bu kararın iptalinin dava konusu edildiği, anılan dosyanın derdest olduğu, şirket müdürü olarak tayin edilenin müdürlük yetkisinin devam ettiği, huzurdaki davada ise, şirket müdürü …’a şirket borçlarının yapılandırılması yönünde yetkinin verilmesine ilişkin kararın iptalinin istendiği, anılan dava dosyasında …’ın şirket müdürü olarak tayin edilmesine ilişkin kararın iptal edilmesi durumunda adı geçen şirket müdürü tarafından yapılan işlemlerin şirkete karşı hüküm ifade etmeyeceği, ancak iyiniyetli 3. kişiler yönünden işlemlerin geçerliliğinin korunacağının kabulü gerektiği, bu nedenle daha önceden … 14. ATM’nin anılan dosyasının neticesinin beklenmesi gerektiği yönünde karar verilmiş ise de, yukarıda ifade edildiği şekilde şirket müdürü olarak tayin edilmesine ilişkin kararının iptal edilmesinin veya red kararı verilmesinin bizim davamızda şirket müdürüne borç yapılandırılması konusunda tam yetki verilmesine ilişkin karar yönünden doğrudan bir etkisinin bulunmayacağı kanaatine varılmış, bu nedenle anılan dava dosyasının beklenmesine gerek görülmemiştir.
Sonuç olarak 28/09/2020 tarihli bilirkişi ek raporu ve dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; genel kurul toplantısında alınan 2 nolu kararda olumlu oyları bulunan davacı dışındaki ortaklarla akrabalık ilişkisi bulunan kişilerin kurucusu oldukları dava dışı şirketin adresi olarak ” …” adresinin gösterilmesi ve davalı şirketin faaliyetlerinin devamı için adres değişikliğinin zorunlu olmaması hususları dikkate alındığında, davalı şirket adresinin ” …” olarak değiştirilmesine ilişkin kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğu kanaatine varılmakla toplantıda bu yönde alınan 2 nolu kararın iptaline , 1 nolu kararın iptali isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile;
Davalı şirketin 28/03/2016 tarihli genel kurulunda alınan 2 nolu kararın iptaline,
Davalı şirketin 28/03/2016 tarihli genel kurulunda alınan 1 nolu kararın iptali isteminin reddine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 59,30TL olduğundan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 29,20-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 177,50-TL bilirkişi masrafı 1.300,00-TL olmak üzere toplam 1.477,50-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 738,75-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 118,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 59,25-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/01/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …