Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/140 E. 2020/346 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/140
KARAR NO : 2020/346

DAVA : Doğrudan İflas
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizin 2018/932 Esas sayılı dosyasından tefrik edilen iş bu dosya yukarıda belirtilen sırasına kaydedilerek yapılan yargılama sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, konkordatonun tasdikine ilişkin ikame edilmiş olup yargılama sırasında doğrudan iflas koşulları bulunup bulunmadığının incelenmesi için dosyanın tefrikine karar verilerek dosya yukarıda belirtilen sıraya kaydedilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Konkordato talep eden borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; tek ortaklı 17.000.000,00 sermayeli … A.Ş.’nin otel işletme faaliyetinde bulunduğunu, vadesi gelen borçlarını ödeyememe durumuyla karşı karşıya kaldığını ileri sürerek ve konkordatoya başvuru nedenleri de ayrıntılı açıklanmak suretiyle tüm borcun ödenmesi amacıyla konkordato teklif ettiğini, yargılama sürecinde projesini ve ödeme teklifini revize ederek borcun tamamını Mart 2020 tarihinden başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde 3 yıl içinde ödeme, ayrıca konaklama borçlarının aynen ifa şeklinde ödenmesine ilişkin konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce, İİK 286. maddesinde tanımlanan tüm belge ve bilgilerin eksiksiz sunulduğu kabul edilerek 15/10/2018 tarihi, saat 16:00’dan itibaren borçlu şirket yararına 3 ay geçici mühlet verilmiş ve konkordato komiser heyeti atanmıştır. İİK 287/4. maddesi gereğince, 3 aylık geçici mühlet 08/01/2019 tarihinden itibaren 2 ay uzatılmıştır.
Geçici mühlet içinde komiser heyetince gerekli incelemeler yapılarak ara raporlar dosyaya ibraz edilmiş, en son İİK 289/3. maddesi uyarınca, konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğunu belirten nihai raporun sunulmasından sonra mahkememizce konkordato ön projesinin başarı ihtimalinin bulunduğu kabul edilerek borçlu şirket yararına 21/02/2019 tarihinden itibaren 1 yıl kesin mühlet verildiği anlaşılmıştır.
Komiser heyetince İİK 302. maddesi uyarınca alacaklılar toplantısı 05/12/2019 tarihinde yapılmış, yasal 7 günlük iltihak süresini takip eden 7 günlük süre içinde 19/12/2019 tarihli tasdike esas nihai rapor sunulmuştur.
İİK 305. maddesinde tanımlanan konkordatonun tasdik koşullarının oluşup olmadığı, özellikle teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olup olmadığı ve teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişilerce 04/02/2020 tarihli kök ve 20/02/2020 tarihli ek rapor dosyaya ibraz edilmiştir. Ayrıca komiser heyetinden ek rapor alınma yoluna gidilmiş ve bu doğrultuda 19/02/2020 tarihli ek rapor dosya içine sağlanmıştır.
Komiser heyetince sunulan 04/02/2020 tarihli nihai raporda özetle; “borçlu şirketin Mart 2020 tarihinden başlamak üzere toplam 3 yıl içinde aylık eşit taksitler halinde 22.010.169,00 TL ana para ve 4.077.118,00 TL yasal faiz olmak üzere toplam 26.097.287,00 TL ödeme teklifinde bulunduğu, konkordato talep tarihinden önce doğmuş konaklama borcu olan 13.187.248,94 TL dahil 39.284.535,94 TL borcun yerine getirileceği, adi konkordatoya tabi olduğu tespit edilen 316 alacaklının alacaklarının toplam tutarının 35.102.027,46 TL olup, kabul beyanında bulunan 189 alacaklının alacaklarının toplam meblağının 28.114.754,44 TL’ye tekabül ettiği ve İİK 302/3-a bendi uyarınca, alacaklı sayısının ve alacak miktarının yarısı tarafından teklifin kabul edildiğine ilişkin koşulan gerçekleştiği, şirketin iflası halinde varlıklarının değerinin 9.431.877,07 TL olup, bu bağlamda iflas halinde alacaklıların eli geçecek tutarın, ödeme teklifin çok altında bulunduğu, borçlu şirketin para borçlarına dair ödeme teklifinin ( konaklama borçları hariç) 26.097.287,00 TL olup, nihai kaynaklarının ise mevcut malvarlığı, olası faaliyet geliri ve beklenen haklar toplamı 41.898.077,30 TL’den, konkordatoya tabi olmayan devlet alacaklar8ı, rehinli alacaklar, işçi alacakları, ödenmesine izin verilen küçük alacaklar toplamı olan 3.724.638,31 TL’nin tenzili ile 28.173.334,10 TL bulunduğu ve bu bağlamda ödeme teklifi ile malvarılığının orantılı olduğu, İİK 305/1. bendi çerçevesinde işçi alacakları için 344.554,12 TL teminat gösterilmesi gerekip, mühlet içinde komiserin izniyle doğan ve devam eden bir borcun bulunmadığı, yargılama gideri haricinde konkordato tasdik harcının 59.240,84 TL olduğu” açıklanmıştır.
Mahkememizce tayin edilen bilirkişiler tarafından düzenlenen 04/02/2020 tarihli raporda özetle, ” … rayiç değer bilançosuna göre şirketin 41.043.517,41 TL borca batık olduğu, ancak aktiflerde yer alan tesis, makine , cihaz ve demirbaşların değerinin teknik bilirkişiler vasıtasıyla belirlenerek rayiç değer bilançosunun yeniden hesaplanması gerektiği, mühlet içinde sermaye artışı ile … ve …’da mevcut otellerin kira sözleşmelerinin feshi nedeniyle faaliyet dışı nakit yaratıldığı, ancak bu kaynağın mühlet içinde harcandığı, alacaklılar toplantısında 122 adet alacaklının toplam 6.389.223,16 TL miktarındaki alacağı için vekaleten Av. … tarafından kabul yönünde oy kullanıldığı, ancak adına oy kullanılan alacakların bir kısmının temlik veya ödeme suretiyle tasfiye edildiği ve 31/12/2019 tarihi itibariyle bu alacakların mevcut olmadığı, alacaklılar listesinde yer olan grup şirketlerin, borçlu şirketten alacaklı değil aksine borçlu oldukları, Av. … tarafından kullanılan oyların geçersiz sayılması halinde, yeterli kabul çoğunluğunun sağlanamayacağı, teklif edilen tutarın iflasa nazaran alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu, ödeme teklifi içinde ön rezervasyon karşılığı acentalardan alınan avanslardan kaynaklanan 13.187.248,94 TL borcun dikkate alınmadığı, 30/11/2019 tarihi itibariyle elde edilmesi öngörülen muhtemel gelirlerinin tamamının sağlanması halinde dahi şirket kaynaklarının toplamının 28.332.382,26 TL olduğu, ödeme teklifine ilişkin borcun ise 39.284.535,94 TL olup, teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olmadığı, 04/02/2020 tarihli komiser heyeti raporunda, şirketin ilk 9 ayda 4.000.000,00 TL yıllık da 5.000.000,00 TL kar elde edeceği belirtilmiş olmasına rağmen şirketin 31/12/2019 tarihli mali tablolarına göre 596.334,64 TL zarar ettiği, ayrıca 2019 yılına ilişkin olan ödenmemesi nedeniyle gider kaydedilmeyen 3.435.999,33 TL SGK borcuda eklendiğinde toplam zararın 4.032333,97 TL’ye ulaştığı, bu nedenle şirketin 2019 yılında beklenen gelirleri elde edemediği ve kaynak eksiği oluşmasının muhtemel olduğu” ifade edilmiştir.
Yukarıda içeriği özetlenen bilirkişi raporunda, 05/12/2019 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında mevcut bulunan ancak 31/12/2019 tarihi itibariyle şirket bilançosunda sıfır görünen alacakların tespiti, toplantıdan sonra temlik yahut ödeme mi olduğunun belirlenmesi, bunun dışında bilançodaki alacakların netleştirilmesi bakımından aynı bilirkişi heyetinden alınan 20/02/2020 tarihli ek raporda da, “05/12/2019 tarihinde gerçekleştirilen alacaklılar toplantısına toplam 316 alacaklıya ait 35.102.027,46 TL tutarındaki alacaklıdan 195 alacaklının toplantıya katıldığı, yapılan oylamada 185 kabul oyuna karşılık 8 red oyununu verildiği, iki alacaklının ise oy hakkını baki tuttuğu, iltihak süresinde 4 alacaklının daha kabul beyanında bulunduğu, böylece kabul beyanında bulunan alacaklı sayısının 189 kişiye ulaştığının komiser heyeti raporunda ifade edildiği, 05/12/2019 tarihli alacaklılar toplantısında kabul oyu kullanmalarına rağmen 102 alacaklının toplam 650.504,87 TL alacağından iki alacaklının bir kısım alacak bakiyesi dışında kalan toplam 602.094,06 TL’sinin 31/12/2019 tarihinde … hesabına temlik edildiği, toplantının yapıldığı 05/12/2019 tarihi itibariyle hiç alacağı kalmamasına rağmen …Ltd. Şti’nin 177.757,74 TL için kabul oyu kullandığı, 103 alacaklı dahil toplam 122 adet kabul oyu kullanan alacaklıların Av. …’ın vekaletiyle kabul yönünde oy kullandıkları, toplantıda kabul yönünde oy kullandıktan sonra temlik nedeniyle herhangi bir fayda sağlamayan …’a alacaklarını temlik etmelerinin hayatın olağan akışına uygun olmayıp, toplantı nisabının sağlanabilmesi amacıyla söz konusu alacaklılara kabul oyu kullanmaları durumunda alacaklarının ödeneceği taahhüdünde bulunulduğu kanaatine varıldığı, temlik konu 103 adet alacaklının alacağının 828.262,61 TL olduğu, alacaklılar toplantısında kabul oyu kullanan grup şirketi … A.Ş. ile … Ltd. Şti’nin borçlu şirketten herhangi bir alacağının olmadığı, aksine borçlarının bulunduğu, bu haliyle kabul oyalarının geçerli kabul edilemeyeceği ve toplam oy kullandıkları alacak tutarının 4.593.823,55 TL olduğu, 05/12/2019 tarihli alacaklılar toplantısında kabul oyu kullanan 27 alacaklıdan bir kısımına toplantı tarihinden önce nakit ödeme, hesaben mahsup veya virman yapıldığı, …’nun alacaklılar listesinde iki kez yer aldığı, bilanço kayıtlarındaki tutarlar ile uyuşmayan toplam 27 alacaklının mevcut alacak tutarlarından 1.794.382,68 TL fazla kabul yönünde oy kullandıkları, mühlet içinde iki ayrı otel kira sözleşmesinin feshi nedeniyle elde edilen nakit bedelin, ayrıca 6.000.000,00 TL’lik sermaye artışında nakit olarak ödenen 875.603,00 TL tutarındaki bedelin konkordato mühleti içinde kullanıldığı” açıklanmıştır.
Borçlu şirketin rayiç değer bilançosunun çıkarılması ve alacaklılar toplantısından sonraki süreç ya da öncesinde temlik edilen yahut ödenen alacaklarla ilgili açıklama yapılması yönünden komiser heyetinden ek rapor alınmış ve 19/02/2020 tarihli bu ek raporda, “122 alacaklının Av. … vasıtasıyla kabul oyu kullanmasında yasal bir engel olmadığı, ancak Av. … vasıtasıyla oy kullandırılan 122 alacaklıdan 103 alacaklının alacağının sıfırlandığı, bu alacaklılardan 100 alacaklının toplam 675.657,48 TL tutarında oldukça düşük miktarlı alacaklılar olduğu, bu alacakların toplam sayısı ve meblağı, sıfırlanma zamanı, oy kullanma biçimleri, temlik zamanı, tek kişiye temlik edilmesi, temlik alanın menfaatinin bulunmaması, temlik alınan alacaklılar dışındaki alacaklılara yine … tarafından ödeme yapıldığı, bu alacak kayıtlarının 31/12/2019 itibariyle sıfırlandığı, öncesinde hiçbir kaydın girilmediği gibi bir çok farklı hususun alacağı sıfırlanan 103 alacaklının olumlu oy kullanması için farklı yollara başvurulduğuna işaret ettiği, bu bağlamda geçmiş borç ödememesi ve muhasebe kayıtlarına dair talimatlara aykırı davranıldığı, talimata aykırı bir eylem değil 103 eylem gerçekleştirildiği, bu aşamada talimata aykırılığın sonucunun giderilmesinin mümkün bulunmadığı ve eylemlerin İİK 334. maddesi uyarınca hileli işlem olup olmadığının değerlendirmeye açık bulunduğu, borçlu şirket ile bağlantılı şirketler arasındaki tam açıklanamayan para trafiğinin ve konkordato sürecinde bağlantılı şirketlerin alacaklı hale gelmesinin, borçlunun alacaklıların zararına hareket ettiğine delalet ettiği, bu sebeplerle İİK 292. maddesi uyarınca, mühletin kaldırılması ve şirketin borca batık olduğunun tespit edilmesi nedeniyle şirketin iflasına karar verilebileceği, ancak şirketin borca batık olduğu yönündeki tespitin oy çokluğuyla kabul edildiği, diğer komiser tarafından ayrık görüş bildirilerek şirketin borca batık olmadığı…. “belirtilmiştir.
Komiser heyetince rayiç değer bilançosunun çıkarılması bakımından bir teknik diğeri mali müşavir bilirkişi ataması yapılmış, teknik bilirkişi tarafından demirbaş, tesisat ve cihazların rayiç değerine ilişkin rapor sunulmuş, ayrıca mali müşavir bilirkişi tarafından şirketin gerçek malvarlığı bilançosu çıkartılmış ve şirketin borca batık olmadığı, aksine 12.480.826,83 TL özvarlığa sahip olduğu belirtilmiştir. Anılan bu rapor komiser heyetinden komiser … tarafından benimsenerek imzalanmış, diğer komiserler tarafından kabul edilmeyerek komiser heyetinde bulunan hesap uzmanı YMM … tarafından ayrı bir rayiç değer bilançosu hazırlanmış ve bu tespitte, borçlu şirketin 19.774.041,36 TL miktarında borca batık olduğu ifade edilmiştir.
İİK 305. maddesinde, konkordatonun tasdik şartları düzenlenmiştir. Bu düzenleme doğrultusunda, İİK 302. maddesindeki oylara ilişkin nisabın gerçekleşmesi tek başına tasdik için yeterli olmayacak, 305. maddede belirtilen tüm koşulların aynı anda gerçekleşmesi aranacaktır. Başka bir deyişle İİK 305. maddesindeki koşullardan herhangi birinin bulunmaması halinde konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleştiğinden söz edilemeyecektir.
Komiser heyetince ibraz edilen 19/12/2019 tarihli nihai raporda, İİK 305. maddesinde belirtilen, İİK 302. maddesindeki nisap, iflas haline nazaran alacaklıların eline geçecek tutarın fazla olması, ödeme teklifiyle borçlunun kaynaklarının orantılı bulunması koşullarının gerçekleştiği ve tasdik harcı ile teminatların miktarlarının hesaplanarak gösterildiği ve borçlu tarafından tasdik harcının ve İİK 206/1. sırasındaki işçi alacaklarını tam karşılar miktarda teminat yatırılması koşulunun da yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Ancak komiser heyetince ibraz edilen 19/02/2020 tarihli ek rapordaki tespitlerin, 19/12/2019 tarihli nihai rapordaki, İİK 305. maddesindeki tasdik koşullarının gerçekleştiği yönündeki tüm açıklamaları ortadan kaldırdığı görülmektedir. Ayrıca mahkememizce yaptırılan inceleme sonucunda alınan 04/02/2020 tarihli ve 20/02/2020 tarihli kök ve ek raporlarda tasdik koşullarının oluşmadığı açıklanmıştır.
Mahkememizce komiser heyetince düzenlenen 19/02/2020 tarihli ek rapor ile bilirkişiler tarafından ibraz edilen 04/02/2020 ve 20/02/2020 tarihli raporlara itibar edilmiştir.
İİK 305. maddesi uyarınca konkordatonun tasdik edilebilmesi için, borçlunun dürüstlük kuralları çerçevesinde muvazaalı veya fiktif alacaklılar yaratmaması ve bilançosundaki kayıtların dayanak kayıtlarla doğrulanıp gerçeği yansıtması da zorunludur.
Komiser heyetince yapılan çalışmalar doğrultusunda, borçlu şirketin bilançosunda kayıtlı olan veya alacaklılar toplantısı öncesinde İİK 299. maddesi uyarınca yapılan ilan üzerine alacak bildirimleri dikkate alınarak oluşturulan alacaklılar listesinde 316 alacaklının bulunduğu ve bu alacaklıların toplam alacağının 35.102.027,46 TL olduğu anlaşılmıştır.
Borçlu şirket tarafından ödeme planının revize edildiği ve nihai ödeme teklifinin, ana borcun tamamının ve kanuni faiz oranından olmak üzere işlemiş faiziyle birlikte ödeneceğinin belirtilerek 22.010.169,00 TL ana para ve 4.077.118,00 TL yasal faiz olmak üzere toplam 26.097.287,00 TL’nin ödenmesi, ayrıca 4 ayrı şirketten alınan avanslar nedeniyle oluşan konaklatma borcu olan 13.187.248,94 TL ile birlikte teklif edilen toplam tutarın 39.284.535,94 TL olduğu tespit edilmiştir.
İİK. 294/son maddesinde, konusu para olmayan alacakların, alacaklı tarafından ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirileceği, borçlunun, komiserin onayıyla taahhüdünün aynen ifasını üstlenmekle serbest olduğu belirtilmiştir.
Borçlu şirketin otelcilik faaliyeti yürüttüğü ve daha önceden bedelini tahsil ederek aldığı rezervasyonlar nedeniyle konaklatma borcu altına girdiği ve bu bedel karşılığında ilgili alacaklı acentanın müşterilerinin otelde konaklamasını sağlayıp hizmet vermek şeklinde İİK. 294/son maddesi uyarınca aynen ifasını üstlendiği anlaşılmıştır. Konusu para olmadığı için paraya çevrilen 4 alacaklı acentanın bu alacaklarının konkordato alacağı olduğu ve konkordatoya tabi olarak ödeneceği de tartışmasızdır. Bu kapsamda konaklatma borcunun konkordato teklifinin içinde yer aldığı kabul edilmiştir.
316 alacaklıdan toplantıya 195 alacaklının katıldığı ve 189 kabul oyunun bulunduğu ve kabul oyu veren alacaklıların alacak tutarının 28.114.754,44 TL miktarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak kabul oyu veren 189 alacaklıdan, 102 alacaklının İİK 302. maddesi gereğince alacaklılar toplantısının yapıldığı 05/12/2019 tarihi itibariyle mevcut olan toplam 650.504,87 TL alacak yönünden oy kullandıkları, toplantıdan sonra kesin mühletin içinde ve ancak tasdik duruşmasından önce 31/12/2019 tarihi itibariyle, alacaklılardan …’ın ve … Ltd. Şti’nin alacaklarının bir kısmını, diğer 100 alacaklının alacağının ise tamamını … isimli şahsa temlik ettikleri ve temlik edilen toplam tutarın 602.094,06 TL olduğu anlaşılmıştır. Toplantıda 177.757,74 TL alacak yönünden kabul oyu veren … Ltd. Şti’nin ise toplantı tarihinden önce 26/09/2019 tarihinde, bu alacağının 152.380,00 TL’sini … A.Ş.’ye temlik ettiği ve aynı tarihte bakiye 26.237,41 TL alacağından da feragat edip, toplantı tarihi 05/12/2019 tarihi itibariyle hiçbir alacağı olmamasına rağmen alacağı varmış gibi 177.754,74 TL alacak için kabul oyu kullandığı belirlenmiştir.
Davacı borçlu şirketin grup şirketi olan … A.Ş. ile … Ltd. Şti’nin toplantı tarihi 05/12/2019 tarihi itibariyle, davacı borçlu şirketten hiçbir alacakları olmamasına, aksine davacı şirkete borçlu olmalarına rağmen 4.593.823,55 TL alacak yönünden projeye kabul oyu verdikleri tespit edilmiştir.
Alacaklılar toplantısına katılan 26 alacaklının da, alacak tutarlarının mevcut alacaklarından fazla gösterildiği, bunların içinde 6 alacaklının toplantı tarihinde hiç alacakları olmadığı halde oy kullandırıldığı ya da alacağının az olmasına rağmen daha fazla tutar için oy kullandığı, bunun nedeninin, borçlu şirket tarafından, komiser heyeti talimatlara aykırı olarak yapılan ödemeler, virman ve mahsuplaşmalardan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Ayrıca alacaklı Kadıoğlu Unlu Mamullüleri- …’nun listede mükerrer olarak yer aldığı görülmektedir.
İİK 302. maddesi uyarınca 05/12/2019 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısından sonra, 7 günlük iltihak süre içinde 122 alacaklının aynı vekil vasıtasıyla kabul oyu kullandığı, aynı vekilin birçok alacaklıyı temsil etmesinde ve usulüne uygun vekaletnameyle kabul oyu kullanmasında yasal bir engel olmamakla birlikte anılan vekil tarafından temsil edilen alacaklıların içinde hiç alacağı olmayan … Ltd. Şti’nin bulunması ve toplantıdan hemen sonra 100 alacaklının alacağının tamamen, 2 alacaklının alacağının da kısmen temlik edilmiş olması, üstelik aynı vekilin borçlu şirketin grup şirketleri olan … A.Ş. ve … Ltd. Şti.’yi temsilen kabul oyu kullanması adı geçen iki grup şirketin toplantı tarihi itibariyle borçlu şirketten alacaklı olmadıklarının tespit edilmesi ve borçlu şirket kayıtlarına göre, adı geçen vekile borçlu şirket tarafından masraf ve avukatlık ücreti olarak 30.299,49 TL’nin ödenmiş olup, bakiye vekalet ücretinin de 2020 yılı içinde ödenecek olması nedeniyle artık kabul oylarının aynı vekil tarafından verilmesinin meşruluğunun tartışılır hale geldiği ve birçok alacaklıyı temsilen aynı vekilin toplantıya katılmasında yasal bir engel olmadığı olgusunu ortadan kaldırdığı kanaatine varılmıştır.
Alacağın temliki TBK’nun 183. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan düzenlemede, sözleşme ya da işin niteliği engel olmadıkça alacaklının, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü kişiye devredebileceği ve devrin geçerli olması için yazılı şekilde yapılmasının yeterli olduğu belirtilmiştir. Buna göre toplantı tarihinden sonra 100 alacaklının alacağını temlik etmesinde borçlu şirketin rızasının aranmasına gerek olmadığı ve bu haliyle temlike yasal bir engelin bulunmadığı açıktır. Ancak konkordato sürecinde olan bir şirketin 100 alacaklısının, İİK 302. maddesinde düzenlenen alacaklılar toplantısından sonra aynı tarih olan 31/12/2019 ‘da, aynı kişiye, alacağını temlik etmesi ve bu alacaklıların oy hakkını aynı vekile devretmesi, temliklerin muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini esasında gerçek bir temlik işlemi olarak kabul edilemeyeceğini ortaya çıkarmaktadır. Kaldı ki, komiser heyetince düzenlenen 19/02/2020 tarihli raporda da belirtildiği üzere, temlik eden 83 alacaklıya, temlik alan … tarafından ödeme yapıldığının beyan edildiği, temlik alacaklısının bu ödemeleri yapmasının da hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı, zira konkordato sürecinde olan ve borçlarını 2020 Mart ayından itibaren 36 ay vadede ödeyecek bir şirketin alacaklısının, alacağının satın alınmak suretiyle o şirketten alacaklı hale gelinmesinin hayatın olağan akışına aykırı olup kabul edilebilir olmadığı, dolayısıyla temliklerin muvazaalı olup, gerçek temlik işlemi olarak kabul edilemeyeceği, borçlu şirket kayıtlarında temlik olarak yer alan bu işlemlerin, borçlu şirket yararına yeterli kabul oyunun sağlanması için bu alacaklıların alacaklarının borçlu şirket tarafından ödenmiş olduğu ve daha önceden alacaklılarını tahsil eden alacaklıların toplantıda aynı vekil vasıtasıyla kabul oyu verdikleri ve toplantıdan sonra anılan işlemlerin temlik olarak borçlu şirket kayıtlarına geçirildiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu hususlar dosyada mevcut bulunan ve mahkememizce itibar edilen bilirkişi kök ve ek raporlarında ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Komiser heyetince düzenlenen tasdike esas 19/12/2019 tarihli rapor ve 19/02/2020 tarihli ek rapor içeriğinden anlaşıldığı üzere, 05/12/2019 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında borçlu şirketin 31/07/2019 tarihli bilançosundaki kayıtların dikkate alındığı ve bu tarih itibariyle mevcut kayıtlara göre listenin oluşturulduğu, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise, 31.07.2019 tarihi, toplantının yapıldığı 05/12/2019 ve 31/12/2019 tarihleri arasında geçen süre gözönüne alınarak raporun hazırlandığı, alacaklıların sayısı ve alacak miktarlarındaki farklılıkların ise baz alınan bilanço tarihlerinin farklı olmasından kaynaklandığı, komiser heyetince alacaklılar listesinin oluşturulmasında esas alınan 31.07.2019 tarihli bilançodan sonraki tarihlerde borçlu şirketin konkordatoya tabi borçlarının bir kısmını ödediği gibi fiktif ve muvazaalı işlemler yapmış olduğu sonucuna varılmıştır.
Komiser heyetinin borçlu şirkete “konkordato talep tarihinden önce doğan (biriken veya birikmeyen) hiçbir alacağın ödenmemesi ve kayıt dışı hiçbir işlemin yapılmaması, tüm işlemlerin muhasebe kayıtlarının muteber belgelere dayanması, yasal süre içinde ticari defterlere işlenmesi veya e-deftere kaydedilmesi, hesapların ve işlemlerin açık, net ve anlaşılır olmasına” ilişkin açık talimatının bulunduğu, yukarıda içeriği özetlenen iş ve işlemlerin İİK 292. maddesinde düzenlenen, komiser heyeti talimatlarına aykırılık işlemini oluşturduğu kanaatine varılmıştır.
İİK 292/-c bendinde, borçlunun komiser talimatlarına uymaması durumunun aynı maddede kesin mühletin kaldırılma nedeni olarak gösterilmiştir. İİK 297/3. maddesinde de, borçlunun komiserin talimatına aykırı davranması durumunda mahkemece, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisinin kaldırılabileceği ya da İİK 292. maddesi uyarınca kesin mühletin kaldırılmasına karar verilebileceği ifade edilmiştir.
Davacı borçlu şirket tarafından kesin mühlet içinde komiser heyetinin açık talimatına aykırı davranıldığı ve bu durumun yaptırımının İİK 292. ve İİK 297. maddelerinde gösterildiği, ancak dosyada tasdik yargılaması aşamasına gelindiği dikkate alındığında, borçlu şirketin bu eyleminin İİK 292. yahut İİK 297. maddeleri çerçevesinde değil, İİK. 305. maddesinde sayılan tasdik koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında ele alınması gerektiği kabul edilmiştir.
İİK 305. maddesindeki tasdik koşullarından biri İİK 302. maddesinde belirtilen nisabın sağlanmış olması, başka bir deyişle ödeme teklifinin alacaklı sayısı ve bu alacaklıların alacak miktarına göre belli bir oranda kabul edilmiş olması gerekmektedir. Temlik edilen ve hiç alacağı olmamasına rağmen oy kullanan veya mevcut alacağından daha fazla alacak yönünden oy kullanan 122 alacaklının alacak miktarının ve sayısının tenzil edilmesi durumunda, İİK 302. maddesindeki nisabın oluştuğu tespit edilmişse de, sadece İİK 302. maddesinde belirtilen alacaklı sayısı ve alacak miktarının yarısı yahut alacaklıların dörtte birinini ve alacaklıların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından ödeme teklifinin kabul edilmesi tek başına konkordatonun tasdiki için yeterli olmayıp, borçlunun TMK’nun 2. maddesi uyarınca, dürüstlük kurallarına uygun davranması gerektiği, muvazaalı işlemler yapmak suretiyle bir kısım borçlarını ödeyen veya fiktif alacaklar yaratan şirket yönünden konkordatonun tasdik şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
İİK 305. maddesi gereğince yine tasdik şartlarında biri, ödeme teklifi ile borçlunun kaynaklarının orantılı olmasıdır. Borçlu şirketin ödeme teklifi, ana para ve faiz olmak üzere toplam 26.097.287,00 TL para ödemesi aynen ifa şeklinde 13.187.248,94 TL bedelli konaklatma hizmetinin verilmesidir. Buna göre toplam ödeme teklifinin 39.284.535,94 TL olduğu anlaşılmıştır. Aynen ifası üstlenilen konaklatma borcu olan 13.187.248,94 TL’nin de konkordato talep tarihinden önce doğmuş ve bu haliyle konkordatoya tabi borç olduğu anlaşıldığından orantılılık şartının değerlendirilmesinde dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir. Ayrıca ödeme teklifiyle borçlunun kaynaklarının orantılı olup olmadığının tespiti noktasında tasdik tarihine en yakın olacak şekilde malvarlığının yahut kaynaklarının dikkate alınması gerekmektedir. Her ne kadar borçlu şirket tarafından konaklama hizmeti verilerek aynen ifa edilecek borcun para borcu olmayıp şirketin faaliyeti gereği zaten bu süreçte aynen ifa edileceği dolayısıyla orantılılıkta, ödeme teklifi içinde yer almaması gerektiği ileri sürülmüş ise de, konaklatma borcunun da konkordatoya tabi bir borç olması ve ödeme teklifinin içinde yer alması nedeniyle borçlu şirket vekilinin aksi yöndeki iddiasına itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Ayrıca borçlu vekili tarafından, ödeme teklifinin para borcu olan 26.097.287,00 TL olup, komiser heyetince ibraz edilen 19.12.2019 tarihli nihai raporda ifade edildiği şekilde mali kaynakların 28.035.816,40 TL olarak belirlendiği, bu durumda teklif edilen tutarla borçlunun kaynaklarının orantılı olduğu ileri sürülmüştür. Ancak ödeme teklifine konu yaklaşık 26 milyon TL para borcu dışında 13 milyon TL’lik konaklatma borcunun da konkordatoya tabi borç olması nedeniyle ödeme teklifinin yaklaşık 39 milyon TL olarak kabulü gerektiği, bu durumda borçlunun kaynakları olan 28.035.816,40 TL ile orantılı olmadığı, teklifin kaynaklarının çok üzerinde bulunduğu, ayrıca komiser heyetince sunulan 19.12.2019 tarihli raporda borçlunun kaynaklarının Ekim 2019 tarihli bilançodaki veriler dikkate alınarak belirlenmesi nedeniyle 28.035.816,40 TL olarak tespit edildiği, oysa mahkememizce itibar edilen ve dosyada mevcut bulunan 04.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere 31.12.2019 tarihli mali tablolara göre şirketin 596.334,64 TL zararda olduğu, 2019 yılına ilişkin olup ödenmemesi nedeniyle gider kaydedilmeyen toplam 3.435.999,33 TL SGK borcu da eklendiğinde toplam 4.032.333,97 TL zararda olduğunun anlaşıldığı, netice itibariyle 30.11.2019 itibariyle borçlunun kaynaklarının 28.332.382,26 TL, 31.12.2019 itibariyle ise 620.999,32 TL azalmayla 27.711. 382,94 TL olduğu ve mevcut bu halde de ödeme teklifinin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğunun kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, borçlu şirketin işlettiği otellerin faaliyeti devam ederken konaklatma borcunun aynen ifa edilecek olması nedeniyle esasında bu borç ifa edilirken aynı oranda adi konkordatoya tabi diğer alacaklılara olan borcun ödenmesi için elde edilmesi beklenen gelirde azalma olacağının kaçınılmaz olduğu açık olduğundan aksi yöndeki iddiaya ve tespite itibar edilememiştir. Mahkememizce tayin edilen bilirkişilerce düzenlenen 04/02/2020 tarihli raporda da aynı neticeye varılmıştır ve ödeme teklifinin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olmadığı açıklanmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle borçlu şirketin ödeme teklifine kabul oyu verilmesini teminen bir kısım alacaklıların alacağını ödediği, kayıtlarında anılan işlemlerin temlik olarak gösterilmesinin sonuca etkisinin olmadığı, muvazaalı olarak bu şekilde gösterildiğinin kabul edildiği, nisabın oluşturulması için hiç alacağı olmayan grup şirketleri veya grup dışı şirketlerin kabul yönünde oy kullandıkları, tüm bu işlemlerin dürüstlük kuralına aykırı olduğu hususlarının dosyada mevcut bulunan 04.02.2020 ve 20.02.2020 tarihli bilirkişi raporları ve komiser heyetince düzenlenen 19/02/2020 tarihli ek rapor içeriği ile sübuta erdiği anlaşıldığından davacı borçlu şirketin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
İİK 308. maddesi uyarınca, konkordato tasdik koşullarının oluşmaması halinde tasdik talebinin reddi ile birlikte aynı zamanda doğrudan iflas koşullarının bulunması halinde şirketin iflasına karar verilmesi gerekmektedir.
Resen araştırma ilkesinin uygulandığı konkordato tasdiki davasında tasdik koşullarının bulunmaması halinde şirketin gerçek malvarlığı bilançosuna göre borca batık olduğunun kesin olarak tespit edilmesi halinde doğrudan iflas kararı verilebilecektir. Borca batıklık, duruşma tarihine en yakın tarih baz alınarak belirlenecekt.
Konkordato komiser heyetince düzenlenen nihai raporlarda rayiç değer bilançosu çıkartılırken şirketin demirbaş, taşıt ve cihazlarının son güncel değerinin tespit edilmediği, daha önceki kıymet takdirlerine dayalı olarak bu emtiaların değerinin bilançoda yer aldığı, bilirkişi raporlarında da bu yönde bir tespitin olmadığı ve şirkete ait demirbaş, taşıt ve cihazların teknik bilirkişi vasıtasıyla değerlerinin yeniden tespit edilmesinin zorunlu olduğu mahkememizce konkordato komiser heyetine rayiç değer bilançosunun çıkartılarak ek rapor hazırlanması görevinin verildiği, komiser heyeti tarafından demirbaş, tesisat, taşıt ve cihazların değerinin tespiti için teknik bilirkişi tayiniyle birlikte ayrıca mali müşavir bilirkişinin de tayin edildiği, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen değer tespiti dikkate alınarak mali müşavir tarafından rayiç değer bilançosunun çıkarıldığı ve bu bilançoya göre şirketin borca batık olmayıp aksine yaklaşık 12 milyon artıda bulunduğunun ifade edildiği, komiser heyetinde bulunan komiser Tunahan Soylu tarafından çıkarılan rayiç değer bilançosunda şirketin 19.774.041,36 TL borca batık olduğunun belirtilmesi ve bu raporun sadece iki komiser tarafından oy çokluğuyla imzalanarak sunulması, diğer komiserin mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen ve şirketin 12 milyon TL artıda olduğunu belirten raporun imzalanarak benimsenmesi karşısında aralarında çok ciddi fark bulunan iki ayrı rayiç değer bilançosunun ortaya çıktığı, böyle bir çelişkinin giderilmesinin zorunlu olduğu, çelişkili bulunan rayiç değer bilançoları karşısında şirketin iflası konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesinin mümkün bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davacı borçlu şirket yararına verilen kesin mühlet 21/02/2020 tarihi itibariyle dolacaktır. Şirketin doğrudan iflas koşullarının anılan gün itibariyle tespit edilememiş olması ancak konkordato tasdik talebinin reddi yönünde mahkememizde tam bir kanaatin oluşması nedeniyle İİK. 304. maddesinin uygulanabilir olmadığı kabul edilmiştir. İİK. 304. maddesinde, tasdik yargılamasının kesin mühlet içinde tamamlanamayacağının anlaşılması halinde mühletin ve sonuçlarının en fazla 6 ay uzatılabileceği belirtilmiştir. Ayrıca İİK. 289/5. maddesi uyarınca de güçlük arzeden özel durumların ortaya çıkması durumunda yine en fazla 6 ay süre ile kesin mühlet uzatılabilecektir.
Somut olayda İİK 289/5. maddesinde tanımlanan “güçlük arz eden durumun” oluşmadığı gibi konkordato tasdik koşullarının da olmadığı veya konkordato talebinin kabul edilme ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmış olup, İİK. 304. maddesi uyarınca konkordato talebinin kabul edilme ihtimalinin bulunması, ancak bir kısım eksikliklerin kesin mühlette tamamlanamayacak olması halinde mühletin sonuçlarının devamına karar verilebileceği, borçlu şirket tasdik talebinin kabulünün mümkün bulunmadığı konusunda kesin bir kanaate varılmış olması nedeniyle İİK 304. maddesinin uygulanmasına gerek görülmemiş ve iflas koşulunun oluşup oluşmadığının tespiti bakımından dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilip, tefrik edilen dosya üzerinden doğrudan iflas koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılmasının en uygun çözüm olduğu sonucuna varılmış ve doğrudan iflasa ilişkin araştırmanın yapılmasını teminen tefrik edilen 2020/140 Esas sayılı dosyasına yürütülmesine karar verilmiştir.
Konkordato talep eden borçlu şirketin borca batık olup olmadığının tespiti için güncel ve gerçek malvarlığı bilançosunun çıkartılması zorunlu olup, şirket tarafından işletilen oteldeki demirbaş ve stokların değerinin 16.02.2020 tarihli raporla tespit edildiği, teknik incelemeye herhangi bir itirazın da bulunmadığı, dosyada mevcut bulunan raporlar arasındaki çelişkinin rayiç değer bilançosunda dikkate alınması gereken kalemlerin ne olduğu konusundaki görüş ayrılığından kaynaklandığı, başka bir deyişle komiser heyetince yaptırılan bilirkişi incelemesine göre düzenlenen 16.02.2020 tarihli rayiç değer bilançosunda aktiflerde yer verilen bir kısım kalemlerin konkordato komiseri … tarafından düzenlenen bilançoda dikkate alınmadığı ya da farklı değerde alındığı, mahkememizce atanan bilirkişilerce düzenlenen rayiç değer bilançosunda, yukarıda belirtilen raporlarda (komiser heyetince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu çıkartılan bilanço ve konkordato komiseri … tarafından düzenlenen rayiç değer bilançoları) aktiflerde yer verilen birçok kalemin aktiflerde dikkate alınmadığı, bu nedenle çelişkinin doğduğu anlaşılmakla bu kere mahkememizce resen seçilen finans-muhasebe uzmanı Prof. Dr. …, yeminli mali müşavir …, finans, muhasebe ve hesap uzmanı Prof. Dr. … vasıtasıyla inceleme yapılarak borçlu şirketin borca batık olup olmadığının tespiti için güncel ve gerçek malvarlığı bilançosunun hazırlanması istenmiş bilirkişiler 13/03/2020 tarihli raporlarında davacı şirketin 31/01/2020 tarihi itibariyle -42.525.707,11 TL borca batık olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtmişlerdir.
İcra ve İflas Kanunu’nun m.292/f.1 hükmü iflasa tâbi borçlu hakkında verilen geçici veya kesin mühletin hangi şartlarda kaldırılarak iflasının açılacağını dört bent halinde düzenlemektedir. Buna göre:
“a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse” borçlunun iflasına re’sen karar verilebilecektir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 292’nci maddesinin birinci fıkrası, madde gerekçesinde de belirtildiği gibi borçlunun mali durumunun düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı veya tasdikin sağlanıp sağlanamayacağı noktaları dikkate alınarak yorumlanmalıdır. Öğretide de benimsendiği gibi işletmenin devamına izin verilmesi önemli ve hissedilir ölçüde aktifleri azaltıyor ve/veya pasifleri arttırıyorsa ve bu durum konkordato süreci içinde geri dönüşü mümkün olmayan bir varlık-borç dengesizliğine yol açma ihtimalini gösteriyorsa iflas açılmalıdır. (Budak/Tunç Yücel, Öztek-Yeni Konkordato Hukuku,2018,Ankara,m.292, no.8)
Bu haliyle davacı şirket yönünden konkordatonun başarı şansının bulunmadığı, borçlunun mal varlığının korunması açısından iflasın açılmasında bu yönüyle yarar bulunduğu , davacı şirketin borca batık durumda olduğu tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli 13/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile de anlaşılmakla davacı şirketin iflasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı … ŞİRKETİ (Ticaret Sicil No: …)’nin (eski ünvanı … TURİZM ANONİM ŞİRKETİ) İFLASINA,
İflasın 17.09.2020 tarihi saat 16:40 itibariyle açılmasına,
İflas kararının İİK. 288. Maddesi atfı ile İİK. 166. maddesinde belirtilen usulle ilanına ,
Kararın derhal İstanbul İflas Müdürlüğüne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
2-Davacı şirket tarafından depo edilen iflas avansının İstanbul İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
3-Peşin harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/09/2020

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP