Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/80 E. 2020/162 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/80 Esas
KARAR NO : 2020/162 Karar

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/03/2013
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların miras bırakanı …’nın 18.05.2011 tarihinde, davalı bankanın … Şubesi’nden 36 ay vadeli kredi çektiğini, kredi borçlusu miras bırakan için davalı bankaca, … katılım sertifika – poliçe numarası ile 3 yıllık 10.000,00 TL teminatlı sigorta yapıldığını, miras bırakanın 24.10.2011 tarihinde vefat ettiğini, davacıların gerekli tüm evrakı davalı banka şubesine ibraz etmelerine rağmen bu güne kadar kendilerine sigorta teminat bedelinin ödenmediğini, ödeme talebinin de 17.01.2012 tarihinde reddedildiğini, bu nedenle iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL alacağın 24.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların miras bırakanı olarak sigortalının 24.10.2011 tarihinde “…” nedeni ile vefat ettiğinin müvekkili bankaya ihbar edilmesi üzerine yapılan araştırma sonucunda, sigortalının poliçe başlangıç tarihinde öncesine dayanan “…” hastalıklarının mevcut olduğunun tespit edildiğini, sigortalının poliçenin tanzimine esas alınan 18.05.2011 tarihli beyan formunda, bu hastalıklarını gizleyerek gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, bu durumun, “Hayat Sigortaları Genel Şartları”nın C.2 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davacılara bu nedenle haklı olarak ödeme yapılmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, hayat sigortasından kaynaklanan sigorta tazminatının tahsili davasıdır.
Davacılar kök murisleri …’nın, 18.05.2011 tarihinde … bankası … Şubesinden, … nolu ve 36 ay vadeli kredi aldığını, davalı sigorta şirketinin de … poliçe numarası ile 18.05.2011-2014 arası üç yıl süreli ve 10.000.00 TL. sigorta bedeli ile hayat sigortası yaptığını, ancak kök murisin 24.10.2011 tarihinde vefat ettiğini, bu nedenle sigorta bedelini kendilerine ödenmesini talep etmişler ise de taleplerinin 17.01.2012 tarihinde red edildiğini, bu nedenle 10.000.00 TL. sigorta bedelinin 24.10.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava ettikleri görülmektedir.
Davalı taraf, müteveffanın sözleşme aşamasındaki beyanları doğrultusunda sigorta güvencesine alındığını, ölümünden sonra yaptıkları araştırmada, müteveffanın sözleşmeden önce Sol Mehipleji Fibrilasyon ve Hipertansiyon Hastası olduğunu öğrendiklerini ancak müteveffanın bu hususu sigorta sözleşmesi yapılırken TTK. m. 1290 ve Hayat sigortaları Genel şartları C.2 maddesi kapsamında kendilerine bildirmesi gerektiği halde kasıtlı olarak bildirmediğini, bildirmiş olsa idi sözleşmeyi yapmayacak veya daha ağır koşullarda yapacak olduklarını, bu nedenle sözleşmenin hükümsüz olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
İhtilaf, müteveffanın sözleşme aşamasındaki beyan yükümlüğüne aykırı davranıp davranmadığı davranmış ise bunun sözleşmenin hükümsüzlüğü sonucuna neden olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Bu kapsamda ispat yükü davalı taraftadır. Ancak müteveffanın ölüm nedeni hukuk dışında uzmanlık gerektiren alanlarda gerek talep, gerek re’sen HMK. m. 266 kapsamında bilirkişi incelemiş yaptırılabilir.
Bu kapsamda Tıp hekimi Dr. … ve Sigorta Uzmanı Doç. Dr. …’ından 12.09.2013 tarihli bilirkişi raporu ile müteveffanın 24.11.2011 tarihinde gerçekleşen kardiak arreste bağlı ölümünün kendisinde mevcut olan hipertansiyon, serebrovasküler hastalık ve artiyal fibrilasyon rahatsızlıkları ile bağlantılı olduğu ve ölümünün sigorta şirketine bayan edilmeyen hastalığın neden olduğu, bu kapsamda beyan yükümlüğünün ihlal edildiği tespit edilmiştir.
Tıp hekimi Kardiyolog Dr. … ve Sigorta Hukuk Uzmanı …’tan alınan 18.04.2017 ibraz tarihli bilirkişi raporu ile müteveffanın Kilis devlet Hastanesine başvurusuna ait epikiriz formunda önceden bilinen hipertansiyon, serebrovasküler hastalık ve artiyal fibrilasyon rahatsızlıkları nedeni ile yeniden serebrovasküler hastalık tanısı ile hastaneye yatırıldığı uygun tedaviye yanıt alınmaması nedeni ile 24.11.2011 tarihinde vefat ettiği, ölüm sebebinin serebral emboli olarak belirtildiği bu nedenle ölüm nedeni ile daha önceki hastalıklar arasında ilişki bulunduğu, ancak müteveffanın beyan formunuda önceki rahatsızlığı hakkında herhangi bir beyanda bulunmadığı, ancak bilgilendirilme yükümü kapsamında müteveffanın eksik beyanda bulunmamanın sonuçları ile ilgili olarak bilgilendirilip bilgilendirilmediğinin anlaşılmadığı, ancak sigorta şirketinin bilgilendirme yükümünü yerine getirdiği kabul edildiğinde poliçenin hükümsüz kabul edilebileceği tespit edilmiştir.
Bu raporlar arasındaki çelişki nedeni ile Sigorta Hukuku Uzmanı Doç. Dr. …’dan alınan 13.01.2020 tarihli bilirkişi raporu ile müteveffanın ölümüne neden olan hastalığın müteveffa tarafından önceden bilindiği ve beyan yükümlüğü kapsamında sözleşme yapılırken beyan edilmesi gerektiği, mahkemenin beyanda bulunmamayı kasıtlı bir hareket olarak değerlendirme halinde, sözleşmenin hükümsüz olacağı, ihmal olarak değerlendirmesi halinde tazminatta indirim yapılması gerektiği tespit edilmiştir.
Tüm dosya hep birlikte değerlendirildiğinde özelikle tıp hekimi Kardiyolog Dr. …ve Sigorta Hukuk Uzmanı …’tan alınan 18.04.2017 ibraz tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere, müteveffanın ölümünden önce … devlet Hastanesine başvurduğunda düzenlenen epikiriz formunda hipertansiyon, serebrovasküler hastalık ve artiyal fibrilasyon rahatsızlıklarını beyan ettiği ve bu nedenle bu rahatsızlıklarını önceden bildiği görülmektedir. Bu kapsamda sorun bildiği halde beyan edilmemesinin kasıt mı yoksa ihmal mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Sigorta ettirenin akit öncesi ihbar yükümlüğü, sigorta ettirenin bildiği ve fakat sigortacının bilmediği hususlardır. Aslında bu yükümlülük Borçlar Hukuku’nun genel hükümleri arasında kabul edilen sözleşme öncesi kusurdan doğan mesuliyet (culpa in contrahendo) ilkesinin özel bir halidir. Sigorta sözleşmeleri iyi niyete dayanan sözleşmeler olduğu için sigorta ettiren akit öncesi ihbar görevini yerine getirmek zorundadır. Buna göre sözleşme yapılırken, sigortacının gerçek durumu bildiği taktirde mukaveleyi hiç yapmamasını veya daha ağır şartlarla yani daha fazla prim istemek suretiyle yapmasını gerektiren bütün hususların, sigorta ettiren tarafından sigortacıya bildirilmesi gerekmektedir. Bir hususun sigorta ettirene sorulmamış olması sigorta ettireni kendiliğinden beyanda bulunma yükümlüğünden kurtarmaz. (Prof. Dr. Reyegan Kender (2005), Hususi Sigorta Hukuku, İstanbul: Oniki Levha, s.184-187) Bu kapsamda somut olaya bakıldığında, hayat sigortası yapma konusunda irade göstermiş birinin, hayatını etkileyen bir hastalığını bildiği halde beyan etmemiş olması kasıtlı bir hareket olarak değerlendirildiğinden davanın reddine kara vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 21,15 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 33,25 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/03/2020

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 21,15 TL
Karar Harcı : 54,40 TL
Noksan Harç : 33,15 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.120,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.800,00 TL
Posta Giderleri : 254,00 TL