Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/738 E. 2020/331 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/738
KARAR NO : 2020/331

DAVA : Sorumluluk / Tazminat Davası
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sorumluluk/Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş döneminde yapılan haksız haciz işlemi nedeniyle mahkeme kararı neticesinde dava dışı … Bankası A.Ş’ye ödenen tazminatın … A.Ş’nin hakim ortak ve yöneticileri olan davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın aktif husumet yokluğu ile zamanaşımı nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, aralarında … AŞ’ nin de bulunduğu alacaklıların haksız haczi nedeni ile dava dışı şirket lehine hükmedilen tazminatın davacı tarafından ödenmesi sebebi ile ödenen bu tutarın haksız hacizden sorumlu olduğu iddia edilen banka hakim ortak ve yöneticilerinden tazminine yönelik sorumluluk davasıdır.
Davacı … tarafından, … T.A.Ş döneminde yapılan haksız haciz işlemi nedeniyle … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … K sayılı kararına istinaden dava dışı … Bankası Anonim Şirketine 22.01.2018 tarihinde, 28.736,13 USD ödendiği, ödenen tazminatın … T.A.Ş’nin hakim ortak ve yöneticilerinden BK 49 ve TTK. 553-555 m. Kapsamında tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
… A.Ş’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin Mülga 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 14/3-4 maddesi gereğince 06.12.2000 tarihinde Fon’a devredildiği, devre ilişkin 06.12.2000 tarihli 123 Sayılı BDDK kararının iptali istemiyle açılan davada Danıştay 10. Dairesi tarafından 05.12.2005 tarihinde kesinleşen karar ile devre konu işlemin iptaline karar verildiği, verilen kararın kesinleşmiş olduğu, iş bu dava konusu haksız haczin devir işleminden önce uygulandığı ancak davacı zararının devir işleminden sonra doğduğu anlaşılmaktadır.
Alacağın temliki, alacağı devralanla devreden arasındaki ilişki bakımından sebebe bağlı bir işlem olup bu temel ilişki ortadan kalkar ise temlik de geçerliliğini kaybeder.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/4370 Esas 2012/9936 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere … A.Ş’nin …’ye devrine ilişkin 06.12.2000 tarihli kararın Danıştay 10. Dairesinin 2004/8038 Esas 2004/7170 Karar sayılı kararı ile iptali edilmiş olması sebebiyle sebebe bağlı işlem niteliğinde olan alacağın temliki işleminin de geçerliliğini kaybettiği, davacı …’nin alacağı temlik alan sıfatıyla iş bu sorumluluk davasını ikame edemeyeceği, davacının temlik alan sıfatının geçerliliğini yitirmesi ve artık 3. kişi konumunda olan …’nin sorumluluk davasını ikame ettiğinin kabulü halinde 5411 Sayılı Yasanın 141. maddesinde yer alan 20 yıllık zamanaşımının somut olaya uygulanamayacağı anlaşılmaktadır. Esasen davacı da alacağın ,fon alacağı niteliğinde olduğunu iddia etmemiştir. Davacının 3. kişi olarak (Fon alacağı niteliği olmadığından) ödediği bedeli … T.A.Ş’nin yönetici ve hakim ortaklarından TTK. 553-555. maddesi ve TBK. 49. maddesi kapsamında rücu talebi bulunmakla öncelikle HMK 142. Maddesi kapsamında davalının zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
TTK. 560. maddesinde, zararı doğuran fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 5 yıl geçmekle davanın zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda haksız haciz nedeniyle hükmedilen tazminatın kaynağını oluşturan haksız fiilin, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ilamından da anlaşıldığı üzere 04.04.1991 tarihinde uygulandığı, dava tarihi itibari ile zararı doğuran haksız haciz işleminin üzerinden 5 yıldan (ve 20 yıldan) uzun bir zaman geçtiği anlaşılmakla davanın esasına girilmeden HMK. 142. maddesi ve TTK. 560. maddesi uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ZAMANAŞIMI nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin (8 adet davetiye gideri 159,50 TL) davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap ve takdir edilen 19.963,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/09/2020

BAŞKAN
e-imza
ÜYE
e-imza
ÜYE
e-imza
KATİP
e-imza