Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/732 E. 2020/568 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/732 Esas
KARAR NO : 2020/568

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …. A.Ş. ve iştiraki … A.Ş. Uluslararası, …’ne (…) akredite turizm acenteleri olduğunu, sahibi olduğu online seyahat sistemleri vasıtasıyla acenteler ile havayolu şirketleri gibi seyahat ürün tedarikçilerini buluşturarak uçak bileti, konaklama gibi seyahat ürünlerinin satışını sağladığını, havayolu taşımacılığında kullanılan uçak biletlerinin yolculara satışını gerçekleştirebilmek için …’ya üye olmak bir zorunluluk olmasa da havayolu şirketleri acentelere satış yetkisi verirken ilgili acentenin …’ya akredite olmasını bir güven kriteri olarak aradığını, bu çerçevede …’ya akredite olmak bir bağlayıcılık içermemekle birlikte …’ya akredite olmayan seyahat acentelerinin sektörde hayatta kalabilmesinin neredeyse imkansız olduğunu, her ne kadar …, havacılık sektöründeki sorunları çözmek ve sektörde yeknesaklığı sağlamak için kurulmuş bir birlik olsa da ilerleyen süreçte acentelerin kendisine bağımlı hale gelmesinden yararlanarak acentelere tek taraflı dayatmalarda bulunmaya başladığını, … tarafından… ismi verilen ve acenteler ile havayolu arasındaki hesap sistemlerinde ve satış acenteliği kurallarında revizyonlar içeren bir program yayınlandığını ve bu program çerçevesinde 812 sayılı bir karar alındığını, … programı ile tüm … akreditasyonu bulunan acenteler ile … sistemini kullanan havayolu şirketleri, kararın yürürlüğe girmesi ile söz konusu karar içeriğindeki düzenlemelere uymakla yükümlü tutulduğunu, …’nın 818g sayılı karardan 812 sayılı karara geçişi Türkiye için uyguladığı tarihinin 16.10.2019 olduğunu, karar ile … tarafından turizm acentelerinden istenilen teminat miktarları acenteleri finansal açıdan kilitleyecek derecede yükseltildiğini, karar ile Türkiye’deki neredeyse tüm acentelere satış yapabilme kapasitesi oranında teminat yatırması şartı getirilmesi sebebiyle birçok acente kepenk kapatma noktasına geldiğini, acentelerin bu tepkisinin basına da yansıdığını, müvekkilinin de bu karardan olumsuz yönde etkilendiğini ve faaliyetleri durma noktasına geldiğini, müvekkilinin … nezdinde grup şirketleriyle birlikte toplam 23.078.000- USD tutarında teminat mektubu bulunmasına rağmen …, 812 sayılı kararı bahane ederek gurup şirketleri dahil müvekkilinden toplamda 60.712.000 USD istediğini, taraflar arasında görüşmeler sürerken müvekkili şirketi maddi ve manevi zarara uğratmaya çalışan …’nın kötü niyeti, uzlaşma görüşmelerine aykırı bir şekilde teminat mektuplarını paraya çevirmesi ile gün yüzüne çıktığını, 23.078.000 USD tutarındaki teminat mektuplarının bir anda çözülmesiyle birlikte, müvekkili şirketin ticari itibarı, sarsılmanın da ötesine geçerek bitme noktasına geldiğini, teminat mektuplarının paraya çevrilmesi ile bankalar mevcut kredileri kat ederek müvekkilimiz aleyhine ihtiyati haciz başvurularında bulunduğunu, malvarlıkları üzerinde haciz uyguladıklarını, davalı ilk olarak müvekkilinin satış ekranlarını kapatıp bu hususu bütün havayollarına ve tedarikçilere bildirerek müvekkilinin havayolları/tedarikçiler nezdindeki ticari itibarını sarstığını, daha sonra teminat mektuplarını tanzim ederek bankalar nezdindeki kredibilitesini de yok ettiğini, müvekkilini felç etmek için bütün kozlarını kullandıktan sonra da nihayetinde müvekkili ile olan sözleşmeyi feshettiğini, bu nedenlerle 812 sayılı Karar’ın uygulanmasına yönelik davalının dayatmaları sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu zararlardan -HMK’nın 107. Maddesi gereği talebini artırma hakkı saklı kalmak üzere- şimdilik 1.000.000 USD’nin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/A maddesi gereğince dava tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işlemiş faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve vekalet ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki tahkim sözleşmesi uyarınca dava konusu uyuşmazlığın tahkimde çözümünün zorunlu olduğunu, mahkemenin somut uyuşmazlığın çözümünde görevsiz ve yetkisiz olduğunu, bu itibarla sair yönler incelenmeksizin tahkim itirazımızın kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesini, usule ilişkin itirazın reddi halinde kabul anlamına gelmemekle birlikte esasa ilişkin olarak müvekkil …’ya akredite olmayı talep eden her acenteden havayolu firmalarının uğrayabileceği zararı temin etme amaçlı teminat mektubu talep edildiğini, davacılar acentelerin sözleşmesi bilet satış bedellerine ilişkin tutarı ödeyememesi nedeni ile sona erdirildiğini, teminat mektupları hakkında tedbir kararı verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, davacıların uğradığını iddia ettiği zararlar gerçeği yansıtmadığını, … tarafından yapılan düzenlemeler genel işlem şartı niteliğinde olmadığını, acente el kitabının genel işlem koşulu teşkil etmediğini, teşkil etse bile davacıları bağlamadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükmüne göre, dava konusu uyuşmazlığı çözme konusunda Tahkim Mahkemesi yetkili olduğunu, mahkemenin yetkisiz ve görevsiz bulunduğunu, bu konudaki tahkim itirazımızın kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesini, müvekkil aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen yolcu bileti satış acentesi sözleşmesinin eki niteliği olan seyahat acentesi el kitabının 812 sayılı kuralının genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı, teminat tutarının arttırılmasına ilişkin kuralın yazılmamış sayılmasını gerektiren şartların bir arada bulunup bulunmadığı ve tahkim itirazının yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
“…Davacı ile davalı … arasında akdedilen 03/03/2010 tarihli Yolcu Bileti Satış Acentesi Anlaşmasının 14.maddesi ile, bir konunun Satış Acentesi Kuralları uyarınca tahkime götürülmek istenmesi durumunda, acentenin bu kurallar uyarınca tahkime başvurmayı ve tahkim prosedürlerine uygun davranmayı ve ayrıca verilen tahkim kararına bağlı kalmayı kabul ettiği hüküm altına alınmış, 2.1.a maddesi ile, taşımacı ve acente arasındaki ilişkide geçerli olan şartlar ve koşulların, acente idarecisinin yetkisi altında zaman zaman yayınlanan ve bu anlaşmaya da eklenen Seyahat Acentesi El Kitabında yer verilen kararlarda (ve bu el kitabından alınan diğer hükümlerde) belirtildiği, 2.1.b maddesi, bu kuralların, kararların ve zaman zaman tadil edilen haliyle diğer hükümlerin bu anlaşmanın bir parçası kılındığının kabul edileceği, taşımacı ve acentenin bunlara uymayı kabul ettiği kararlaştırılmıştır.
Seyahat Acentesi El Kitabı’nda yer alan 820e numaralı Karar uyarınca, taraflar arasında çıkan ihtilafların nihai çözüme kavuşturulmasının tahkim yoluyla inceleme bağlı olmak kaydıyla seyahat acentesi komiseri tarafından gerçekleştirileceği ve devamında hangi uyuşmazlıkları çözeceği kararlaştırılmış, El Kitabı’nın 12.2.1 maddesinde ise, seyahat acentesi komiserinin aldığı bir karardan doğan veya o kararla bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm ihtilafların, nihai olarak Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Kuralları çerçevesinde ve bu Kurallara göre atanan bir veya daha fazla hakemce çözüme kavuşturulacağı ve hakemlerin kararının yetkili herhangi bir mahkemede onaylatılıp kayda geçirilebileceği, 12.2.3. maddesi ile, tahkim yerinin taraflar aksi üzerinde mutabık kalmadıkça onaylanmış lokasyonun bulunduğu ülkede veya başvuruya konu lokasyonun bulunduğu ülkede olacağı, yukarıdaki hükme bakılmaksızın o ülkenin kanunları Madde 12.2.5 hükmüyle çelişiyorsa,…2.bölge olarak verilmiş bir karar söz konusu ise tahkim yerinin Cenevre İsviçre olacağı, 12.2.5. maddesinde ise, hakem kararının taraflar açısından kesin ve nihai surette bağlayıcı olacağı ve karara içerdiği koşullara göre riayet edileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Ülkemiz hukuk sisteminde ise (HMK m.439.) hakem kararlarına karşı iptal davası açılabildiğinden, Ülkemiz kanunlarının El Kitabının 12.2.5 m. hükmüyle çeliştiği, dolayısıyla somut uyuşmazlık açısından tahkim yerinin Cenevre İşviçre olduğu kabul edilmiştir.
Tahkim iradesi tahkim sözleşmesinin kurucu unsuru olup, tahkim iradesinin bulunmadığı uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunu kabul edebilmek mümkün değildir. Ayrıca uyuşmazlığın belirli olması gerekir. Somut olayda uyuşmazlığın öncelikle seyahat acentesi komiseri tarafından çözümlenmesi, aksi halde tahkim yoluyla çözümlenmesi kabul edilmiş olup tahkime başvurulmadan önce komisere başvurulması tahkim iradesini ortadan kaldırmaz, tahkimden vazgeçildiği anlamına gelmez. Ayrıca yukarıda açıklandığı üzere seyahat acentesi komiserinin hangi uyuşmazlıkları çözeceği açıklanmış olup, komiserin aldığı bir karardan doğan veya onunla bağlantılı olarak ortaya çıkacak tüm ihtilaflar için tahkime gidilebileceğinden, tahkime ilişkin uyuşmazlıkların da belirli olduğu kabul edilmelidir. O halde tahkim sözleşmesi geçerli bir sözleşmedir… (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2019/2337 E sayılı emsal ilamı)
Somut olayda da, 4686 sayılı milletlerarası tahkim kanunun 5. Maddesinin yollamasıyla HMK’nun 413.maddesinde belirlenen hükümler göz önüne alınarak davacılar ve davalı arasında akdedilen 01/02/2013 ve 04/04/2013 tarihli sözleşmelerin uygulanmasından çıkan uyuşmazlıkların Seyahat Acenteleri El Kitabı’nın 812 nolu kararının 12.2.3 bölümündeki düzenlemeye göre, davacı şirketin 2 . bölgede bulunması nedeni ile Türkiye’deki acenteler için Cenevre veya İsviçre Tahkim merkezleri görevli ve yetkili kılındığı, her iki sözleşmede geçerli bir tahkim şartının düzenlendiği , davalının da ilk itiraz olarak tahkim itirazında bulunduğu anlaşılmakla davacıların davasının HMK. 413, HMK 116/1-b maddeleri gereği usulden reddine dair aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının HMK. 413, HMK 116/1-b maddeleri gereği davanın usulden reddine,
2-Peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk faaliyeti nedeniyle suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, tahsilat ve gereği için mahkeme yazı işleri müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/12/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …