Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/715 E. 2022/631 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/715 Esas
KARAR NO : 2022/631

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 09/12/2019
KARAR TARİHİ : 24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … ilinde müflis şirkete ait araçların bakım ve onarımlarını yaparak düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, … 1.İflas Müdürlüğüne yapılan başvuru neticesinde müvekkili şirket alacağına ….sırada yer verilerek tamamının reddedildiğini, müvekkili şirketin müflis şirketten iflas tarihi itibarıyla 6.635,41 TL alacağı bulunduğunu, açıklanan nedenlerle; müvekkilinin kabul edilmeyen 6.635,41 TL alacağının iflasın açılma tarihi itibarıyla işlemiş faizleri ile birlikte masaya kayıt ve kabulüne karar verilerek, masanın bu alacağı ödemeye mahkum edilmesine, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı hakkında … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E. ve … K. Sayılı 06.11.2018 tarihli ilamı ile iflas kararı verilmiş olup, kararın hali hazırda kesinleşmediğini, müflis şirket iflasının … 1. İflas Müdürlüğü … iflas sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, davacı tarafça talep edilen alacağın resmi bir hesaplama ve yargılama yapılmadan sadece davacının beyanı ile masaya alacak olarak kaydedilmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle; öncelikle dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmaksızın açılan davanın usulden reddine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK 235.maddesine dayalı kayıt kabul davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf,Davacının iflas tarihi itibariyle müflisten alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu, araç bakım ve onarım fatura bedelinden kaynaklı bakiye kabul edilmeyen 6.635,41 TL alacağın masaya kaydı talebinin yerinde olup olmadığı, buna göre masaya kaydı gereken alacağın varlığı ve miktarının tespiti hususlarından kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce deliller toplanıp dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, Muhasebe-Finans Uzmanı Bilirkişi … tarafından hazırlanan 06/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Huzurdaki dava Kayıt Kabul davası olup Davacı, müflis şirketten 6.635,41 TL alacaklı olduğu iddiası ile; … 1. İflas Müdürlüğünce reddedilen 6.635,41 TL alacak miktarının iflasın açılma tarihi itibarıyla işlemiş faizleri ile birlikte masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmekte olduğunu, dosyaya sunulan belgelerin tetkikinde; davacı şirketin alacak talebini oluşturan, davacı şirket tarafından tanzim edilen 2018 yılına ait e-faturalar muhatabının davalı müflis şirket olduğu görülmekte olup, e-fatura içeriklerinin; araç bakımları ve muhtelif araç servis hizmetlerinden oluştuğu görüldüğünü, söz konusu her bir faturaya ait Müşteri İstek Formu ve İş Emri Formları bulunduğunu,
09.01.2018 tarihli …. no.lu 901,15 TL tutarlı,
25.05.2018 tarihli … no.lu 966,20 TL tutarlı,
06.06.2018 tarihli … no.lu 1.197,18 TL tutarlı,
24.07.2018 tarihli … no.lu 1.915,48 TL tutarlı,
25.07.2018 tarihli … no.lu 823,63 TL tutarlı,
03.08.2018 tarihli … no.lu 831,77 TL tutarlı,
Toplam 6.635,41 TL
Davacı şirket tarafından tanzim edilen e-faturaların davalı şirkete elektronik ortamda iletilmiş olduğu anlaşılmakta olup, söz konusu faturalara karşı yasal itiraz süresi içerisinde müflis şirket tarafından yapılan herhangi bir itiraza dosya kapsamında rastlanılmamış olduğunu, davacı şirketin 6.635,41 TL alacağının iflas masasına kaydı hakkında … 1. İflas Müdürlüğü’ ne 07.06.2019 tarihli başvuru dilekçesi sunulmuş olduğu görülmekte olduğunu, … 1. İflas Dairesi’ nin 22.01.2020 tarihli yazısında; Müflis şirket hakkındaki iflas kararının temyiz edilmiş olduğu, henüz kesinleşmediğinden 2.alacaklılar toplantısının yapılamadığı, davacı şirketin alacak kayıt dilekçesine ilişkin kararın alacaklıya 20.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiş olduğunu, mahkememizin müzekkeresi ile … Asliye Ticaret Mahkemesinden Davacı şirket ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılması talep edilmiş olup, … Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/110 Talimat sayılı dosyasına sunulan 23.11.2020 tarihli Bilirkişi Raporu’ nun sonuç kısmında; “Davacının resmi defterlerine ait E-Defter beratlarının kanuni süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmiş olduğu, Resmi defterlerin usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacının alacak talebi olan davacı tarafından müflis … A.Ş. unvanına düzenlenmiş faturaların davacı resmi defterinde cari hesapta kayıtlı olduğu ve tutarının 6.635,41 TL olduğu, alacağın cari hesaba dayandığı, Davacının .. tarih … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi İflas Sıra Cetveli ilanına ise İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğine 09.12.2019 tarihinde açıldığı dava dilekçesi ile yasal süresi içerisinde dava açtığı, Kayıt talebinin yerinde olduğu” kanaati bildirilmiş olduğunu, Müflis … A.Ş. nin ticari defter kayıtlarının tetkikinde; incelenen müflis şirkete ait 2017-2018 yılları ticari defterlerden; yevmiye defteri ve defteri kebir e-defter beratlarının zamanında ve usulüne uygun verilmiş olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğu görülmüş olup, müflis şirkete ait ticari defterlerin delil niteliğinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davacı şirket ile olan ticari münasebetin … no.lu hesap kodu altında takip edilmekte olduğu, davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların cari hesaba alacak olarak kaydedilmiş olduğu, bu faturalara karşılık yapılan ödemelerin borç olarak kaydedilmiş olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan 2018 yılına ait faturaların cari hesapta kayıtlı olduğu, müflis davalı şirketin iflas tarihi olan 06.11.2018 tarihi itibarıyla davacı şirkete ait … no.lu cari hesap bakiyesinin 5.734,21 TL alacaklı durumda olduğu tespit edilmiş olduğunu, buna göre; müflis şirketin ticari defter kayıtlarında iflas tarihi itibarıyla davacı şirkete 5.734,21 TL borcu bulunmakta olduğunu, davacı şirket ticari defter kayıtlarının incelenmiş olduğu talimat raporunda davacı şirketin cari hesaba dayalı alacağının 6.635,41 TL olduğunun belirtilmiştir. Buna göre; talimat raporunda sadece davacı alacağına dayanak olan faturaların dikkate alınmış olduğu ve bu fatura bedellerine istinaden davalı müflis şirket tarafından yapılan ödeme belgesi bulunmadığının tespit edilmiş olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde gerçekleşen tüm cari hesap bakiyesi (cari hesap alacağı) olarak değerlendirme yapılmamış olduğu anlaşılmakta olduğunu, incelenen müflis şirket ticari defter kayıtlarında; davacının alacak talebine konu edilen faturaların kayıtlı olduğu ve davacı şirket cari hesap bakiyesinin 5.734,21 TL olduğu tespit edilmiştir. Taraf şirketlerin ticari defter kayıtlarına göre iflas tarihi itibarıyla (6.635,41-5.734,21 =) 901,20 TL cari hesap farkı bulunduğunu, söz konusu cari hesap farkına ilişkin davalı müflis şirket ticari defter kayıtlarında yapılan tespitlere yönelik açıklamalar aşağıda sunulduğunu, öncelikle taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılından beri süregeldiği ve davacı tarafından düzenlenen her bir fatura bedelinin birebir davalı şirket tarafından ödenmiş olduğu, davalı müflis şirket tarafından 01.12.2017 tarihinde 557,26 TL tutarında davacı şirkete ödeme yapılmış olduğu ve cari hesaba borç kaydı verilmiş olduğu, ancak bu ödeme miktarına istinaden herhangi bir fatura alacak kaydı bulunmadığı, davacının alacak talebi içerisinde yer alan 901,15 TL fatura alacağından cari hesapta bulunan 557,26 TL tutarının tenzilinden sonra cari hesapta kalan 343,89 TL tutarının davacıya 12.01.2018 tarihinde ödenmiş olduğu ve cari hesaba borç kaydı verilmiş olduğu görülmekte olduğunu, davalı müflis şirketin ticari defter kayıtlarında tespit edildiği üzere; davacı tarafından tanzim edilmiş olduğu düşünülen 557,26 TL fatura bedelinin dikkate alınması halinde, davacının davalıdan 6.291,47 TL alacaklı durumda olacağı, aksi halde davacının davalıdan 5.734,21 TL alacağı bulunduğu sonucuna ulaşılmakta olduğunu, bu nedenle; davalı müflis şirket tarafından 01.12.2017 tarihinde yapılan 557,26 TL tutarındaki ödemeye ilişkin faturanın ve faturayı destekleyecek ilgili belgelerin davacı tarafından dosyaya sunulması gerektiği hususunda nihai takdiri mahkemeye ait olduğun, sonuç olarak, davacı şirketin alacak talebini oluşturan, davacı şirket tarafından tanzim edilen 2018 yılına ait e-faturalar muhatabının davalı müflis şirket olduğu, e-fatura içeriklerinin; araç bakımları ve muhtelif araç servis hizmetlerinden oluştuğu, söz konusu her bir faturaya ait Müşteri İstek Formu ve İş Emri Formları bulunduğu, Davacı şirket tarafından tanzim edilen e-faturaların davalı şirkete elektronik ortamda iletilmiş olduğu, faturalara karşı yasal itiraz süresi içerisinde müflis şirket tarafından yapılan herhangi bir itiraza dosya kapsamında rastlanılmadığı, davacı şirket ticari defter kayıtlarının incelenmiş olduğu talimat raporunda davacı şirketin cari hesaba dayalı alacağının 6.635,41 TL olduğunun belirtildiği, Buna göre; talimat raporunda sadece davacı alacağına dayanak olan faturaların dikkate alınmış olduğunun ve bu fatura bedellerine istinaden davalı müflis şirket tarafından yapılan ödeme belgesi bulunmadığının tespit edilmiş olduğunun, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde gerçekleşen tüm cari hesap bakiyesi (cari hesap alacağı) olarak değerlendirme yapılmamış olduğunun anlaşıldığı, incelenen müflis şirket ticari defter kayıtlarında; davacının alacak talebine konu edilen faturaların kayıtlı olduğu ve davacı şirket cari hesap bakiyesinin 5.734,21 TL olduğu, taraf şirketlerin ticari defter kayıtlarına göre iflas tarihi itibarıyla (6.635,41-5.734,21 =) 901,20 TL cari hesap farkı bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılından beri süregeldiği ve davacı tarafından düzenlenen her bir fatura bedelinin birebir davalı şirket tarafından ödenmiş olduğu, taraf şirketler arasındaki cari hesap farkına ilişkin; Davalı müflis şirket tarafından 01.12.2017 tarihinde 557,26 TL tutarında davacı şirkete ödeme yapılmış olduğunun ve cari hesaba borç kaydı verilmiş olduğunun, ancak bu ödeme miktarına istinaden herhangi bir fatura alacak kaydı bulunmadığının, davacının alacak talebi içerisinde yer alan 901,15 TL fatura alacağından cari hesapta bulunan 557,26 TL tutarının tenzilinden sonra cari hesapta kalan 343,89 TL tutarının davacıya 12.01.2018 tarihinde ödenmiş olduğunun ve cari hesaba borç kaydı verilmiş olduğunun tespit edildiği, davalı müflis şirketin ticari defter kayıtlarında tespit edildiği üzere; davacı tarafından tanzim edilmiş olduğu düşünülen 557,26 TL fatura bedelinin dikkate alınması halinde, davacının davalıdan 6.291,47 TL alacaklı durumda olacağı, aksi halde davacının davalıdan 5.734,21 TL alacağı bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile alınan bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olup, bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler yerinde bulunmuş olmakla; İİK 235.maddesine dayalı kayıt kabul davasında taraflar arasındaki ihtilafın, davacının müflis bankadan iflas tarihi itibariyle alacak miktarı ve iflas masası tarafından reddedilen miktar yönünden kayıt ve kabulüne karar verilip verilemeyeceği hususlarından kaynaklandığı, İflas masasının bu safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), “alacakların ödenmesine tahsis olunur” (İİK m.184,I,c.1). Buradaki “alacaklar” teriminden maksat, aslında yalnız “iflas alacaklarıdır.” İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilirken (masaya yazdırılabilirken), müflisin iflas açılmasından sonra doğan alacakları, iflas alacağı olmadığından, iflas masasından talep edilemez. Bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.
İİK’nın 235. maddesine göre, kural olarak sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesine dava açabilirler. Ancak aynı Kanun’un 223. maddesi hükmüne göre alacaklı tebligata elverişli adresini bildirip kararın tebliği için avans yatırmışsa 15 günlük dava açma süresi, kararın tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar. Davacının kararın tebliği için gerekli avansı yatırdığı, davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından, Mahkememizin 2018/789 E. Sayılı iflas kararının Yargıtay ilgili dairesince bozulması sonrası dosyanın yeniden mahkememizin 2021/825 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Bilindiği üzere davanın konusuz kalması durumunda HMK m.331 hükmü uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun araştırılması gerekir. Esasen haklılık durumunun araştırılması sonrası tarafların lehine veya aleyhine kısmen veya tamamen yargılama gideri takdir edilecektir. Ne var ki hükmün verildiği tarih itibariyle davalı şirketi temsil eden iflas masasını temsil etmekte olan iflas idaresinin görevi son bulmuştur. Bir başka deyişle kayıt kabul davasında doğal olarak davalı konumunda bulunan iflas masasının bu davada taraf olma durumu sona ermiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle davalı sıfatına haiz olan tarafın bu sıfatının sonradan kalkması durumunda artık verilecek hükmün infaz kabiliyeti olamayacağından davanın açıldığı tarih itibarıyla tarafların haklılık durumunun araştırılmasında hukuki yarar dahi yoktur.
HMK madde 33 uyarınca davanın konusuz kalması nedeniyle tarafların haklılık durumunun araştırılması ve buna göre taraflar lehine veya aleyhine yargılama giderinin takdiri ancak bu yargılama giderine hükmedildiği aşamada tarafın mevcut olması durumunda uygulanabilecek bir hükümdür. Oysaki davalı tarafında bulunan iflas masasının görevi sona ermiştir. Nitekim mahkememizce kabul edilen bu uygulama başkaca ilk derece mahkemeleri ve BAM uygulamalarında da kabul görmüştür. “Artık başvuru yapılan masanın kanuni temsilcisi olan iflas tasfiyesi ile ilgili iflas dairesinin görevi sona ermiş olduğundan bir an için aksinin kabulü ile yargılama giderlerine karar verilmesi halinde iş bu dosyada müflis şirket taraf olmayıp iflas idaresi taraf olduğundan infazı mümkün bulunmayacaktır. Bu nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesindeki düzenleme kapsamında esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderleri ile ilgili hükmün uygulanması mümkün görülmemektedir.” (İstanbul BAM 17.HD 2021/894E 2021/1052K.sayılı ilamı)
Nitekim davanın konusuz kaldığı tarihten sonra iflas durumu ortadan kalkan davalının dahi davada taraf olabilmesi söz konusu olamayacaktır. Zira iflas kararının kaldırıldığı an itibariyle dava konusuz kalmış, konusuz kaldığı an itibariyle ise dava dilekçesinde davalı konumunda olan müflis şirketin iflas masasının bu davada taraf sıfatı sona ermiş, davacı dava açmakta haklı olsa dahi infaz edilebilecek bir karar kalmamıştır. Hal böyle olunca iflas kararının kaldırıldığı tarih sonrası konusuz kalan davada artık sonradan davalı şirket adına vekaletname sunulması da vekalet ücreti hükmedilmesini imkansız kılmaktadır. Dava tarihinden sonra iflas kararı hukuken ve kesin olarak kaldırılmış olmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmelidir.
Tüm dosya kapsamı ile ilk derece mahkemesince Yargıtay ilamında belirtilen eksikliğin giderilmesi sonrasında yapılacak yargılama sonrasında, yeniden iflas kararı verilmesi sonrası davacı vekilinin, mahkememiz dosyasında yaptırılan hüküm vermeye ve denetime elverişli bilirkişi incelemesi neticesinde hesaplanan alacak tutarı bakımından … 1. İflas Dairesinin … İflas sayılı dosyasına alacak kayıt başvurusunda bulunulduğu anlaşılmış olmakla anılan bozma ilamı ile iflas kararı ortadan kalkmış bulunduğundan, sıra cetveli, reddedilen (İİK 234/2) bir davacı alacağının bulunmaması nedeniyle, alacak kaydı talep edilen iflas müdürlüğü dosyası bulunmadığından, konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Konusu kalmayan dava ile ilgili esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, ,
3-)Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)İflas kararı kaldırıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen miktar itibarıyla KESİN nitelikteki karar açıkça okunup anlatıldı. 24/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 44,40 TL
Karar Harcı : 80,70 TL
Noksan Harç : 36,30 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans :3.178,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans :00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1700,00 TL
Posta Giderleri : 218,00 TL