Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/71 E. 2020/244 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/71
KARAR NO : 2020/244

DAVA : Konkordato Tasdiki
DAVA TARİHİ : 13/02/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan konkordato tasdikine ilişkin esas ve birleşen davada dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ESAS DAVA /
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yaklaşık 30 yıldır sektörde elektrik ve aydınlatma malzemelerinin satışı ile ambalaj, matbaa ve yayıncılık alanında faaliyet gösterdiğini, şirketin hali hazırdaki faaliyeti elektrik ve aydınlatma malzemelerinin satışı ile ambalaj, matbaa ve yayıncılık alanında yurt içinde bir çok firmaya satım yaptığını, müvekkilleri … ve …’nın müvekkili şirketin %50 pay sahibi ortağı olup müvekkili şirket … ‘ın tüm borçlarında aynı zamanda müteselsil kefil sıfatına haiz olduğunu, şirketin içine düştüğü ödeme güçlüğünü yenebilmek için çaba ve emek gösterdiğini, müvekkili şirketin borçları ile müvekkili şirketin ortakları arasında organik bir bağ ve tam bir entegrasyon mevcut olduğunu, bu bağlamda, müvekkili şirket ve hem müteselsil hem şahsi kefaleti bulunan şirket ortaklarının ödeme güçlüğüne düştüklerini, konkordato talep etme nedenleri açıklandıktan sonra İİK. 286. maddesindeki belgelerin dilekçe ekinde sunulduğu belirtilerek İİK. 285. ve devamı maddeleri çerçevesinde 3 aylık geçici mühlet verilmesini daha sonra 1 yıl kesin mühlet verilerek konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiş ve kanundaki öngörülen yasal tedbirlerin ve malvarlığının korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını, ayrıca müvekkilleri hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasına, müvekkillerinin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının müvekkili şirkete ödenmesine, müvekkillerinin muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların şirkete iadesine, müvekkillerinin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik İİK md.89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA /
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün … sicil numarasında kayıtlı … Limited Şirketi’nin kablo üretimi alanında faaliyet gösterdiğini müvekkili …’nın … Ticaret Limited Şirketi’nin müteselsil kefil ve ipotek maliki olduğunu, son dönemlerde hissedilen küresel kriz ve kurdaki dalgalanmalardan dolayı maliyetlerin yükselmesi ve genel tahsilat sıkıntısı nedeni ile ödeme yükümlülüklerinin ifasında bazı aksamalar meydana geldiğini, müvekkili şirketin nakit akışının olumsuz döngüden çıkması borçların ön projede belirtilen oran ve vadelerde alacaklılar arasında adil bir denge çerçevesinde tasfiyesinin sağlanması, müvekkili şirketin faaliyetlerinin devamının mümkün hale gelmesi için şirket yönetimi tarafından makul ve gerçekleştirilebilir bir planlama yapıldığını, dava dilekçesi ekinde sunulan konkordato ön projesinde açık ve ayrıntılı bir şekilde izah edildiği üzere müvekkili şirketin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına tam olarak kavuşmasının mümkün olmadığını müvekkili şirket hakkında iflas kararı verilmesi durumunda şirketin mal varlıklarının değerinin çok altında bir değerde satılacağını bu durumda hem ekonominin temel taşlarından olan bir işletmeninin ortadan kalkacağını hem de alacaklıların alacağına kavuşamayacağını bu nedenle müvekkili şirketin konkordato projesi çerçevesinde faaliyetini sürdürmesi ve projeyi gerçekleştirmesi halinde alacaklıların alacağına kavuşmasına ve alacaklıların menfaatlerine uygun ve olumlu katkı yapacak bir yapının ortaya çıkacağını bunun yanında şirketin faaliyetlerinin devam etmesini sağlanacağını bu nedenle müvekkili şirket hakkında İİK 287. Maddesi gereğince 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, İİK 287/2 gereği geçici komiser tayini kararı verilmesini, davacı şirketin İİK nın 297/2. maddesinin doğrultusunda, malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına karar verilmesini, İİK. 288/1 maddesine göre geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından, mühlet içinde 6183 sayılı amme alacaklarının tahsili usulü hakkındaki kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın davacı şirket aleyhine her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına ve yeni takip yapılmamasına karar verilmesini, şirketlerin aktiflerinde bulunan menkuller ile üçüncü kişilerin şirketler lehine alacaklılara tahsis ettiği rehin ve ipotek işlemlerine ilişkin rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerde satışların durdurulmasına karar verilmesini, şirket aleyhine yapılmış ve yapılacak her türlü takipteki muhafaza, teslim ve tahliyeye dair icrai işlemlerin durdurulmasına karar verilmesini, şirketlerin elde ettikleri gelirler ve mevduatlar üzerine haciz veya ihtiyati haciz uygulanması halinde şirketler faaliyetlerine devam edemeyeceğinden davacı şirketlerin hak ve alacaklarına haciz veya ihtiyati haciz yolu ile haciz ihbarnamesi gönderilmemesi, gönderilmiş ise kaldırılması yönünde tedbir kararı verilmesini, davacı şirketlerin araçları üzerine haciz veya ihtiyati haciz yolu ile yakalama kararı konulmaması konulmuş ise kaldırılması yönünde tedbir kararı verilmesini, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu bir yıllık kesin mühlet verilmesine, İcra İflas Kanununda belirlenen kesin süre içinde yapılacak yargılama sonucu konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava, adi konkordatonun tasdiki davasıdır.
Adi Konkordato 2004 sayılı İİK. m. 285-309/ı arasında düzenlenmiştir.
Konkordato, borçlunun, kanunda öngörülen çoğunluktaki alacaklıları ile yapacağı ve ancak mahkemenin tasdiki ile borçlu ve alacaklılar bakımından (konkordatoya tabi ve ancak borçlu ile anlaşmaya varmayan alacaklılar dahil) bağlayıcı hale gelen bir cebri icra anlaşmadır. Konkordato kurumu, elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve ekonomik durumu bozulan veya bozulma ihtimali olan dürüst borçluları, iflastan korumak (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara: Adalet Yayınları, 2013 s.1443-1444) ve ödeme güçlüğü çeken borçlulara borçlarını yeniden yapılandırarak, işletmelerini iyileştirmelerine olanak sağlamak için ihdas edilmiştir. Konkordato kurumu ile borçluya, alacaklıların çoğunluğu ile anlaşarak borçlarını ödeme ve böylelikle iflastan kurtulma imkanı sağlanmak istenmiştir. Borçlu yapılacak olan anlaşma doğrultusunda borçlarını ödediğinde tüm borçlarından kurtulur. İsviçre doktrininde, konkordato sürecinde verilen konkordato kesin mühleti borçlunun mali durumunu iyileştirmesinin bir aracı olarak görülmektedir. İsviçre’deki kanun değişikliklerinin bir çoğunda açıkça iyileştirme kavramına yer verilmiştir. Konkordatoda alacaklıların menfaati olmakla birlikte esasen borçlunun menfaati daha ön plandadır. Adi konkordatoda, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda olduğu gibi malvarlığının tasfiyesi değil borçlunun mali durumunun iyileşmesi ve işletmenin faaliyetine devam etmesi amaçlanır.(Hakan Pekcanıtez/Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Yasa Çerçevesinde KONKORDATO, İstanbul: Vedat Kitapçılık 2018, s.3 ve6)
Konkordatonun tasdiki yargılaması bir dava olmayıp, HMK. m. 382/2-7’de öngörülen çekişmesiz bir yargı işlemidir. (Hakan Pekcanıtez/ Oğuz Atalay/Meral Sungurtekin Özkan/ Muhammed Özekes, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 6. Bası, İstanbul: Onikilevha, 2019 s.498; Kuru, İcra ve İflas El Kitabı, s.1487) Ancak alacaklılar itiraz etmişler ise yargılama sonunda verilen karar çekişmeli yargı kararına dönüşür.(Pekcanıtez/Ataley/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.506) Çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulü uygulanır ve re’sen araştırma ilkesi geçerlidir.( Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılımış İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 3. Baskı, Ankara: Yetkin Yayınları, 2019, s. 509) Ancak tasdik şartlarının oluşmama riski borçlu üzerinde olduğundan borçlu da şartların oluştuğunu ispat edebilir.(Pekcanıtez/Ataley/ Sungurtekin Özkan/Özekes, s.498)
Adi konkordato, geçici mühlet, kesin mühlet, alacaklılar toplantısının yapılması (konkordato teklifinin kabulü veya reddi) ve tasdik aşamasından oluşmaktadır.
Davacının İİK. m. 286 gereği, dava dilekçesi ekinde, konkordato ön projesini, borçlunun malvarlığının durumunu gösteren belgeleri, alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporunu mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Mahkeme, bizzat veya bilirkişi marifetiyle yaptıracağı incelme neticesinde bu belgelerin tam olduğunu tespit ettiğinde m. 287/1 gereği derhal borçluya üç ay geçici mühlet vermesi gerekir. Şartları mevcut olduğunda bu sürenin m. 287/4 gereği altı ay uzatılmasına karar verebilir.
Bu kapsamda mahkememizce dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde dava dilekçesi ekinde İİK m.286/a-e’de öngörülmüş olan belgelerin dava dilekçesine ekli olduğu ve usulüne uygun olarak düzenlenmiş oldukları anlaşıldığından 18/02/2019 tarihli ara kararı ile saat 16:00’dan itibaren davacıya 3 aylık geçici süre verilmesine ve geçici komiser heyeti atanmasına karar verilmiştir.
Geçici mühlet kararı ile birlikte atanan komiser heyeti tarafından İİK m.287 kapsamında dava dosyasına ibraz edilen 08/05/2019 ve 14/05/2019 havale tarihli ara raporları ile konkordatonun başarıya ulaşıp ulaşmayacağı yönündeki nihai raporun 3 aylık süre içeresinde hazırlanamamış olması nedeniyle geçici mühletin İİK m.287/4 kapsamında 2 ay süreyle uzatılması yönünde görüş bildirildiğinden, davacı vekilinin talebi ve komiser görüşü mahkememizce yerinde görüldüğünden 16/05/2019 tarihli karar ile İİK m.287/4 kapsamında 16/05/2019 tarihi itibariyle 2 ay uzatılmasına karar verilmiştir.
Keza birleşen davada İİK m.286 kapsamında dava dilekçesi ekinde sunulması gereken belgelerin ekli olduğunun tespit edilmesi nedeniyle birleşen davanın davacıları yararına 12.07.2019 tarihi saat 16:00’dan itibaren 3 ay geçici mühlet verilmiş ve geçici konkordato komiser heyeti atanmıştır.
Geçici mühlet aşamasında, atanan komiser heyetinin de katkısı ile hazırlanan konkordato projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı değerlendirilmektedir. Kesin mühletin verilmesine ilişkin kararın, İİK. m. 289/1 kapsamında geçici süre içinde ve İİK. m. 289/2 kapsamında duruşmada verilmesi gerekir. Talep hakkında komiserlerin görüşü ile alacaklıların itirazları da nazara alınmak sureti değerlendirme yapılır. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde mahkeme m. 289 gereği “konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu” kanaatine vardığında borçluya bir yıl kesin mühlet vermesi gerekir. Şartları mevcut olduğunda bu sürenin m. 289/5 gereği altı ay uzatılmasına karar verilebilir.
Geçici konkordato komiseri tarafından sunulan 02.07.2019 havale tarihli raporda özetle; ”ön projedeki imzana esas 31.12.2018 tarihinden 3. Ara rapora esas olan 15.06.2019 tarihine kadar 4.451.064,64 TL’lik net satış hacmi gerçekleştirildiği, 2018 yılı ortalama aylık satış rakamı olan 2.245.667,73 TL ile karşılaştırıldığında bu tutarın satışlarda çok büyük oranda gerilemeye işaret ettiği, şirket beyanına göre satışlardaki azalışın, konkordato öncesi ve konkordatoya giriş sonrası yaşanan sıkıntılar nedeniyle satış ve pazarlama faaliyetlerine yoğunlaşılamamasından kaynaklandığını, şirketin faaliyette bulunduğu sektördeki durgunluğun da şirketin satışlarını azalttığı, ramazan bayramını takip eden dönemden Haziran sonuna kadar (özellikle 15.06.2019 tarihinden sonra) 1,6 milyon civarında satış yapıldığı, söz konusu hususun şirketin öngördüğü hedeflere ulaşması yönünde olumlu bir gelişme olduğu, satışlardaki düşüşün sona erdiğini gösterdiği, şirketin genel olarak borçlarını konkordato projesinde belirtilen tarihten önce kapatma niyetlinde olduğu, bu kapsamda ticari mal stokonun bir kısmının tedarikçilere iadesinin gerçekleştirildiği, kredilere teminat olarak verilen çeklerin bankalarca tahsili sonucu kredilerde büyük oranda azalış gerçekleştiği, inceleme döneminde yeni sabit kıymet yatırımı yapılmadığı, 17 olan personel sayısının 10’a indirildiği, mahkemeye sunulacağı beyan edilen revize proje ile konkordato döneminde nakit sermaye artışı ve gayrimenkul satışı ile şirkete kaynak girişi öngörüldüğü, olumlu ve olumsuz gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde kanunun öngördüğü kesin mühletin verilmesi yönündeki imkandan faydalanmasının uygun olacağı, revize projenin konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edilme ve başarıya ulaşma ihtimalinin olduğu olduğu kanaatine varıldığından davacılar yararına bir yıl kesin mühlet verilmesi gerektiği” açıklanmıştır.
Mahkememizce konkordato geçici komiseri tarafından düzenlenen nihai rapordaki açıklamalar, alacaklı vekillerinin dilekçeleri birlikte incelendiğinde davacıların İİK. 288. maddesi çerçevesinde konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu kanaatine varıldığından davacılar yararına kesin mühlet verilmesi gerekmiştir.
Konkordato Komiserlerinin Niteliklerine ve Alacaklılar Kurulunun Zorunlu Olarak Oluşturulmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesi uyarınca davacı şirketin borçlu olduğu kişilerin sayısı veya borç miktarı dikkate alınarak alacaklılar kurulunun oluşturulmasının zorunlu olmadığı, gerekli görülmesi halinde konunun yeniden ele alınarak karar verilebileceği açık olduğundan şimdilik alacaklılar kurulunun oluşturulmasına yer olmadığına ve yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı yararına 1 yıl kesin mühlet verilmesine ilişkin karar verilmiştir.
Birleşen dosya bakımından iş bu dosyadan 12/07/2019 tarihinden başlamak üzere 3 aylık geçici mühlet verilmiş ve yasanın öngördüğü şekilde geçici konkordato komiserleri tayin edilmiş ve 3 aylık süre sona ermeden önce geçici konkordato komiser heyeti tarafından 02.10.2019 havale tarihli nihai rapor rapor dosyaya ibraz edilmiştir. İİK. 289/1. maddesi uyarınca kesin mühlet hakkındaki kararın geçici mühletin içinde verilmesi gerektiği, 3 aylık uzatım süresinin 12.10.2019 tarihinde dolacağı gözetilerek bu süre dolmadan önce İİK. 289/2. maddesindeki düzenleme uyarınca duruşma açılmış ve itirazda bulunan alacaklıların dilekçeleri de dikkate alınarak kesin mühlet hakkındaki talep duruşmalı yapılarak değerlendirilmiştir.
Geçici konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 02.10.2019 havale tarihli raporda özetle; ”borçlu şirketin mühlet tarihi itibariyle ve 31.08.2019 tarihi itibariyle borca batık durumda olmadığı, geçici mühletin ilk iki aylık döneminde beklenen hasılatın yakalanamadığı ancak bunda yaz döneminin etkisinin olduğu, buna rağmen dönemi 78.196,47 TL kar ile kapatıldığı, konkordato kapsamında şirketin kendine ait bir borç yükünün neredeyse bulunmadığı, kefalet nedeniyle ortaya çıkan risklerinde asıl borçlu şirket tarafından ortadan kaldırılmaması halinde bu borçların ödenmesinde önemli katkıda bulunulabileceği, şirketin konkordato komiser heyetinin talimatlarına uygun hareket etmekte olduğunu, İİK. 292. maddesi uyarınca konkordatonun reddi ve hakkında iflas kararı verilmesini gerektirir sebeplerin bulunmadığı, ödenemeyecek borçlarının bulunduğu sadece grup şirketlerine kefalet nedeniyle finansal sorun yaşadığı, grup şirketlerinin bu sorunu aşması halinde bu şirket açısından da sorun kalmayacağı görüldüğünden kesin mühlet verilmesinin uygun olacağı” açıklanmıştır.
Mahkememizce konkordato geçici komiseri tarafından düzenlenen nihai rapordaki açıklamalar, alacaklı vekillerinin dilekçeleri birlikte incelendiğinde davacıların İİK. 288. maddesi çerçevesinde konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu kanaatine varıldığından davacılar yararına kesin mühlet verilmesi gerekmiştir.
Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmeliğin 21. maddesi uyarınca davacıların borçlu olduğu kişilerin sayısı veya borç miktarı dikkate alınarak alacaklılar kurulunun oluşturulmasının zorunlu olmadığı, gerekli görülmesi halinde konunun yeniden ele alınarak karar verilebileceği açık olduğundan şimdilik alacaklılar kurulunun oluşturulmasına yer olmadığına ve yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacılar yararına 1 yıl kesin mühlet verilmesine ilişkin karar verilmiştir.
Her ne kadar esas ve birleşen dava dosyalarında davacılar kesin mühlet içinde ise de, davacılar vekili Av. …, esas davada …, … ve … yönünden 25.06.2020 havale tarihli, birleşen davada … ve … yönünden 11.06.2020 havale iki ayrı dilekçe ile davadan feragat edildiği yönünde beyanda bulunduğundan bu feragat beyanı doğrultusunda davanın reddi ile kesin mühletin kaldırılması ve kesin mühlete bağlı verilen tüm tedbirlerin kaldırılması, ayrıca konkordato komiser heyetinin görevine son verilmesi gerekmiştir.
İİK. 292/1-d bendinde, borca batık olduğu anlaşılan bir şirketin konkordato talebinden feragat etmesi halinde mahkemece kesin mühletin kaldırılarak iflasına karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Somut olayda davacı taraf davasından feragat etmiş olup, bu nedenle davanın reddi gerekmiştir.
Konkordato komiser heyetince sunulan 18/06/2020 havale tarihli raporda, her iki şirketin kaydi değerlerle mühlet tarihi itibariyle ve 30.04.2020 tarihi itibariyle borca batık durumda olmadığı anlaşıldığından iflas kararı verilmesi mümkün görülmemiş ve davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Esas ve birleşen davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
Esas davada; … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … nosunda kayıtlı …, …. T.C. Kimlik nolu … ve … T.C. Kimlik nolu … hakkında verilen KESİN MÜHLETİN KALDIRILMASINA,
Birleşen davada; … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … nosunda kayıtlı … ve … T.C. Kimlik nolu … hakkında verilen KESİN MÜHLETİN KALDIRILMASINA,
Komiser heyetinin GÖREVİNE SON VERİLMESİNE,
Kesin mühlete bağlı tüm TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
Kesin mühletin kaldırıldığına ilişkin ilanların yapılmasına ve ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilmesine,
Esas davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Birleşen davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Esas ve birleşen davada davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Esas ve birleşen davada Davacılar tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/07/2020

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır