Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/700 E. 2021/922 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1187
KARAR NO : 2021/925

DAVA : TAZMİNAT (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesi ile davalı banka ile birlikte 12 bankanın aldığı ortak karar ile 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat krediler ve kredi kartları hizmetleri bakımından ortak fiyat tespitine giderek kartel oluşturduklarının Rekabet Kurulu’nun … tarih … numaralı kararı ile tespit edildiği, bu eylemin Rekabet Kanununa aykırılık ve haksız fiil-sözleşmeye aykırılık olarak nitelendirilmesi gerektiği 10 yıllık dava zaman aşımına tabi olduğu zararın ne kadar olduğunun henüz bilinmemesi sebebiyle belirsiz alacak davası olarak davanın açıldığı, davacının davalıdan 2008-2010 (… dönemi içerisinde) yıllarında davalının … Şubesinden iki ayrı hesap üzerinden ipotek ve nakit para karşılığı olmak üzere toplamda 450.000,00 TL’ye varan miktarda kredi kullandığını, davalıya çok yüksek faizler ödendiğini, bu nedenle toplam zararın tespitini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalınarak şimdilik 3.000,00 TL’nin sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile 3 katı oranında davalı banka aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde Rekabet Kurulu kararının Danıştay karar düzeltme aşamasında olup henüz kesinleşmediğini, söz konusu Rekabet Kurulu kararında davalı …hakkında ihlal kararı verilmediği, ihlal eden bankaların isimlerinin açıkça sayılıp bunlarda …’ın yazılmadığını, karara karşı yapılan Danıştay başvurusunun kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiği, … iddiasının Rekabet Kurulu kararında dahi olmadığını, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, haksız fiilden doğan tazminat sorumluluğunun şartlarının oluşmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
Her ne kadar davalı taraf zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de dava Rekabet Kurumunun tespit ettiği karara dayalı haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olup zaman aşımı kural olarak zararın öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl içinde (Türk Borçlar Kanununun 72. Maddesi) açılması gerekiyor ise de, 4054 Sayılı Yasanın 16. maddesi idari para cezası öngördüğünden ceza davasına bağlı olarak Kabahatler Kanununun 20. maddesi gereği uzamış zaman aşımı söz konusudur. Yargı İçtihatları gereği uzamış zaman aşımı için cezanın adli ceza olmasına gerek olmayıp Kabahatler Kanunu gereği verilen idari para cezalarına bağlı olarak uzamış zaman aşımı da oluşacağından davalının zaman aşımı kabul görmemiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/1672 Esas – 2019/5015 Karar). Rekabet Kurumunun kararına karşı verilen ret kararı karar düzeltme yolunda Danıştay 13. Dairesinin 21/05/2019 tarih 2016/4058 Esas – 2019/1782 Karar sayılı kararı ile bozulmuş olup yargılama Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2019/1091 Esas sayılı dosyası üzerinden devam etmekte ise de kredinin ticari kredi olması göz önüne alınarak idari yargı kararının neticesinin beklenilmesine gerek yoktur. Aynı mahiyette ülkemizin bir çok yerinde açılan davalarda davalının da sunduğu Bölge Adliye Mahkemesi İçtihatlarında da geçtiği gibi ticari kredi ve tüketici kredisi ayırımına gitmek gerekir. Gerek ilk derece mahkemeleri gerekse de Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarında 08/03/2013 tarihli dava konusu rekabetin ihlali kararının konut ihtiyaç ve taşıt kredileri için olduğunu ticari kredileri kapsamadığını belirtmişlerdir. Rekabet Kurulu kararı incelendiğinde kararın ticari ihtiyaç kredilerinde de kartel faizi uygulandığına dair bir tespitinin olmadığı, davalı banka tarafından davacıya yönelik Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde ise taksitli ticari kredi olduğu açıktır. Faiz oranı ise aylık %1,65 olarak belirlenmiş olup gerek Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunlarındaki tacirler arasında sözleşme serbestliği ilkesi gerekse de aylık faizin dönemine göre merkez bankası ve diğer bankalarla uyumlu ve uygun olması, fahiş bir faiz olmaması ayrıca dava konusu Rekabet Kurumu kararının ticari kredilere ilişkin olmaması hususları göz önüne alındığında davalının davacı tarafından mevzuata aykırı olarak zarar verildiğine dair delil olmadığından davanın reddi yoluna gidilmiştir. Gerek mahkememizde gerekse de başka mahkemelerde aynı konuda açılan davalarda alınan bilirkişi raporlarında anılan Rekabet Kurumu kararının ticari kredileri kapsamadığına ilişkin raporlar ve taraflar arasındaki sözleşmede söz konusu kredinin açıkça ticari kredi olduğuna dair belgeler göz önüne alındığında usul ekonomisi ve yargıda hedef süre ilkeleri göz önüne alınarak ayrıca bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir. Taraflar arasındaki Genel (Ticari) Kredi Sözleşmesinin tarihi 17/09/2009 olup uyap sistemi üzerinden yapılan sorgulamada bulunan faiz oranları ile yine dosyaya celbedilen farklı bankaların belirlemiş olduğu faiz oranları karşılaştırıldığında taraflar arasında varılan kredi anlaşmasına uygulanan faiz oranlarının makul ve uygun olduğu Rekabet Kurumu kararının ticari faizlere ilişkin olmadığı hususları göz önüne alındığında davacının zararının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 51,24 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 8,06 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 14,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza