Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/670 E. 2021/874 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/670
KARAR NO : 2021/874

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müflis borçlu şirket ile davacı şirket arasında tarafların serbest iradesi ile Genel Kredi Sözleşmesi İle Yeddiemin Menkul Rehin Sözleşmesi ve Deniz Yatırım Çerçeve Aracılık Hizmetleri Sözleşmesi imzaladıklarını, taraflar arasında imzalanan işbu sözleşmelere istinaden müflis borçluya krediler ve kredi kartları kullandırıldığını, davacının müflis şirkete sözleşmeler kapsamında kullandırılan kredi ve kredi kartları neticesinde … kredi kartından kaynaklı 47.808.34- TL anapara, … hisse senedi kredisinden kaynaklı 636.135,85- TL anapara borcu bulunduğunu, bu borçlarını ödemeyen müflisin davacı bankayı zarara uğrattığını, müflis şirkete, hisse senedi teminatı karşılığı kullandırılan kredilerin, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun değişik 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendine dayanılarak düzenlenmiş olan Seri V No 65 sayılı “Sermaye Piyasası Araçlarının Kredili Alım, Açığa Satış ve Ödünç Alma ve Verme İşlemleri Hakkında Tebliğ” düzenlemesi gereğince SPK mevzuatına tabii kredi niteliğinde olduğunu, bunun yanı sıra, müflisin ülkenin bulunduğu siyasi ve ekonomik durum, ulusal ve uluslararası piyasalardaki dalgalanmalar, Dolar/TL ve Euro/TL paritelerindeki ön görülemeyen artışlar nedeniyle … adına kayıtlı hisse senetleri değerini kaybetmekte ve iflas kararı nedeniyle hisse senetlerinin satışlarının gerçekleştirilememesi hisse senetlerinin kıymetlerinin azalmasına sebebiyet vermekle birlikte bu durumun davacı bankadaki bankamızın borç miktarının artmasına neden olduğunu, davacının müflisten iflas tarihi itibariyle alacaklı olduğu 683.944 24- TL anapara alacağının iflas masasına kaydı talebiyle 09.10.2019 tarihinde … 1. İflas Müdürlüğü’nün…İflas sayılı dosyasına alacak kaydında bulunulduğunu, … 1. İflas Müdürlüğünün 28.10.2019 tarihli kararında “alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebi ile reddine” şeklinde karar vererek talebin reddedildiğini, … 1. İflas Müdürlüğü’nün 28.10.2019 tarihli kararına itirazlarının kabulü ile müvekkili şirketin borçlu ile imzaladığı sözleşmeler gereğince tahakkuk ettirilen faturalardan kaynaklı alacağının sıra cetveline dahil edilmesine karar verilmesini talep ettiğini, müflis-borçlu firma Genel Kredi Sözleşmesi ile Yeddiemin Menkul Rehin Sözleşmesi ve Deniz Yatırım Çerçeve Aracılık Hizmetleri Sözleşmesi gereğince müvekkil şirketten kredi almış ve bu kredilerin karşılığında ekstreler düzenlendiğini, ekstrelerden kaynaklı borç ödenmediğinden iflas masasına alacak kaydı talep edildiğini iflas masası tarafından alacağın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddine karar verildiğini, ancak, işbu kararın yerinde olmadığını, yerleşik Yargıtay Kararlarına göre, ekstreler ve sözleşmeler kapsamında belirli ya da belirlenebilen, bunun için mahkeme kararma gerek duyulmayan likit bir alacak konusunu oluşturduğunu, bu nedenle … 1. İflas Müdürlüğünün 28.10.2019 tarihli alacak kaydı başvuru talepli dilekçe ekinde de sunulan alacağın dayanağını oluşturan sözleşme ve ekstreler incelendiğinde alacağın yargılamayı gerektirmediği ve müflis şirket tarafından belirlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmakta olduğunu belirterek iflas masasına alacak kaydı taleplerinin kabulünü, … 1. İcra İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasında verilen alacağın reddine ilişkin karara itirazının kabulü ile, müvekkili şirketin müflis şirketten, faiz ve fer’ileri hariç olmak üzere 683.944,24-TL alacaklı olduğunun tespitine, alacağının kabul edilerek iflas masasına kaydının yapılması ve sıra cetveline dahil edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idaresine usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizin 02.07.2020 tarihli duruşmasında dosyanın mahkememizce resen seçilecek bankacı bilirkişiye tevdi ile dava dosyası, taraf defter ve belgeleri ile banka kayıtları incelenmek suretiyle davacının iflas tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarı konusunda rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi … 19/10/2020 tarihli dilekçesi ile iş bu dava dosyasında genel bankacılık işlemleri dışında dava konusu alacağın çok önemli bir kısmının hisse senedi alım kredisinden kaynaklandığını, kendi ihtisas alanının genel bankacılıkla ilgili olduğunu, hisse senedi ile ilgili ayrıntılı mevzuat hakkında uzmanlığının bulunmadığını, dava konusu alacağın bu bölümünün incelenerek değerlendirilebilmesi için menkul kıymetler konusunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişinin de eklenerek bir heyet oluşturulması kanaatinde bulunduğu, Mahkememizin 23.10.2020 tarihli ara kararı ile bilirkişi …’in yanına bilirkişi olarak bilirkişi …’nın dahil edilmesine, bilirkişi heyetinden dava dosyası, taraf defter ve belgeleri ile banka kayıtları incelenmek suretiyle davacının iflas tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarı konusunda rapor alınmasına karar verildiği ve bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 22.03.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, davacı bankanın alacağı ile ilgili olarak açıklandığı üzere, Kredi Kartından kaynaklanan ve hisse senedinden kaynaklanan, borç bakiyesi ve hesap kat tarihleri, çekilen ihtarname ve uygulanan temerrüt faiz genelgelerinin belgelenmesi istenmiş ancak ibraz edilemediğini, mevcut kayıtlarda müflise ait kredi kartı ekstrelerinde en son 13.07.2016 tarihli ekstrede borç tutarı 23.481,04TL olarak gözüktüğünü, ancak, davacı banka tarafından davalı Müflis … iflas masasına kayıt talebinde bulunulan 28.06.2019 tarihi itibariyle, talep edilen 636.135,85TL Hisse Senedi Kredisi ve 47.808,34TL Kredi Kartından kaynaklı alacak talebinde bulunduğu bu tutarın dayanağı belgelerin ibrazı gerektiğini, bu nedenle davacı bankanın alacak talebinde bulunduğu tutarların detaylarını içeren belge ve ekstrelerinin ve 28.09.2019 tarihine kadar talep edilen toplam tutarın da görüleceği hesap hareketlerinin de ibrazı halinde alacak tutarının hesaplanabileceği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 29.04.2021 tarihli duruşmasında dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdine, varsa davacının alacak miktarı konusunda rapor tanzim edilmesinin istenmesine karar verildiği ve bilirkişiler …ve … tarafından sunulan 28.06.2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, davacı banka ile davalı müflis arasında; bankacılık açısından, 6382 SPK açısından imzalanması gereken sözleşmelerin usule uygun odluğunun görüldüğünü, ancak, davacı bankanın alacağı ile ilgili olarak açıklandığı üzere, kredi kartından kaynaklanan ve hisse senedinden kaynaklanan, davacı alacak tutarına ilişkin hesap kat tarihleri, çekilen ihtarname, davalının temerrüdüne ilişkin olarak son durumu belirten bir belgenin sunulmadığı en son 13.07.2016 dan 28.06.2019 talep tarihi arasında geçen zaman zarfında davalının hesaplarına uygulanan, alacağın tahsiline ilişkin bir ihtar, bir talep bir hesap hareketini gösteren belge talep edilmesine rağmen ibraz edilmediğinin tespit edildiğini, davacı alacağına ilişkin son ekstre işlem tarihinden iflas masasına alacak talebinde bulunduğu 28.06.2019 tarihine kadar geçen 3 yılı aşkın bir sürede ne yapıldığı hesapların durumu, talep ettikleri alacak rakamına nasıl ulaştıkları belgelenmesi istenmiş ancak davacı tarafından ibraz edilemediğini, mevcut kayıtlarda müflise ait kredi kartı ekstrelerinde en son 13.07.2016 tarihli ekstre de borç tutarı 23.481,04TL olarak gözüktüğünü, (Ancak bu borcun daha sonra ne kadar kısmı ödendiği veya ödenip ödenmediği belli değildir) ancak, davacı banka tarafından davalı Müflis … iflas masasına kayıt talebinde bulunulan 28.06.2019 tarihi itibariyle 636.135,85TL hisse senedi kredisi (hisse senetlerinden kullandırılan ve talep edilen alacak tutarının bir önceki raporda tespit edilen hususlara ilave bir belge ibrazı olmamıştır.) ve 47.808,34TL Kredi Kartından kaynaklı alacak talebinde bulunduğu bu tutarın dayanağı belgelerin ibrazı gerekmektedir denilmiş olmasına rağmen ibraz edilmediğini, bu nedenle davacı bankanın sözleşmeler dayalı olarak işlem yapmış olması kendine göre alacak talebi bulunacağı anlamını taşımaz davalı ile aralarında gerçekleştirilen ve davalının borçlu, davacının alacaklı olduğu tutarların denetime açık hesaplanabilir olması gerektiğini, davacının alacak talebinde bulunduğu tutarların detaylarını içeren belge ve ekstrelerin müflis davalıya son hali ile bildirimi, ihtarı ve son ekstre tarihinden sonra geçen 3 yıl boyunca neler yapıldığı ve 28.06.2019 tarihine geçen süre zarfında talep edilen toplam tutarın nasıl oluştuğunun da görüleceği hesap hareketlerinin de ibrazı halinde, alacak tutarının hesaplanabileceği, mevcut belgelere göre davacının müflisten alacak tutarının hesaplanabilmesinin mümkün olamayacağı yönünde görüş ve kanaatine belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Davalı hakkında verilen iflas kararının kesinleşip kesinleşmediğinin bildirilmesi için … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan müzekkereye davalı hakkında … E sayılı dosyada verilen iflas kararının kaldırıldığı ve dosyanın yeni esasa kaydedildiği, duruşmasının 17/06/2021 tarihine bırakıldığı belirtilmiştir.
İflas kararı sonucunda düzenlenen sıra cetveline yönelik kayıt kabul davaları, alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup, belli bir miktarın ödenmesine yönelik eda davası niteliğinde değildir.(Yargıtay 23. HD. 2014/6115 E. 2015/4448 K. sayılı ilamı)
Bu durumda iflas kararının kaldırılması/bozulması halinin, açılan kayıt kabul davasının niteliği gözetilerek, kayıt kabul davasına usuli etkisi değerlendirilmelidir.Yargıtay uygulamasında kabul olunduğu üzere iflas kararının bozulmasına dair ilamın kesinleşmesiyle birlikte iflas kararının tüm sonuçları ortadan kalkar; artık bu şartlarda ileride yeniden iflas kararının verilmesi ile birlikte ise iflasın sonuçları yeniden doğar. O halde davalı hakkında verilen iflas kararının kaldırılması karşısında iflasın sonucu olarak açılan kayıt kabul davası da (iflas yargılamasında tekrar iflasa karar verilmediği sürece) ortadan kalkacaktır; yani kayıt kabul davası konusuz kalacaktır.Zira yukarıda açıklandığı üzere artık iflas kararı bozulmuş/kaldırılmış ve bu iflas kararına istinaden alacağı kaydedecek bir iflas masası hukuken kalmamış, müflisin de fiil ehliyetini ve temsil yetkisini yeniden kazanmıştır.
Somut dava açısından kayıt kabul davasına esas iflas kararı ortadan kalkmış olmakla bu karara istinaden açılan kayıt kabul davası da konusuz kalmış olur.Nitekim ilk derece mahkemesi tarafından kayıt kabul davası ile ilgili konusuz kalma kararı verilmiş olsa dahi yeniden ticaret mahkemesi tarafından iflas kararı verilmesi durumunda iflas masasına başvuru ve reddi halinde ise kayıt kabul davası açma imkanı hukuken imkan dahilindedir.(Yargıtay 19.HD. 2010/1798 E. 2010/3789 K.sayılı ilamı)
Hal böyle olunca mahkememizce bu davanın konusuz kaldığına karar verilse dahi davacının ileride yeniden kayıt kabul davası açma imkanı olduğu gibi, iflas kararı kaldırılan davalı aleyhine alacak davası açma veya icra takibi yapma hak ve imkanı da mevcuttur.
Yapılan açıklamalar karşısında davalı hakkında açılan iflasta sıra cetveline yönelik kayıt kabul davasında, davalı hakkındaki iflas kararının kaldırılması değerlendirilerek, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/893 E 2021/1064 K sayılı emsal kararı da dikkate alınarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı hakkındaki iflas kararı kaldırıldığından ve dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Peşin harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …’ın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/12/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …