Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/668 E. 2021/378 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/668
KARAR NO : 2021/378

DAVA : İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179))
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin 2015 yılında kurulmuş olup, 1-2 yıl boyunca alt yapı yatırımlarını gerçekleştirmiş ve borç altına girmiş ancak daha sonraki faaliyetleri neticesinde mevcut durumda borçlarını ödeyemez duruma geldiğini, icra takiplerine maruz kaldığını, çalışanların ücretlerini ödeyemediğini ve bu nedenle personelini kaybettiğini, aynı zamanda vergi, sigorta borçlarının yükseldiğini bu borçlarını ödeyemediğini, … Üniversitesi Rektörlüğü tarafından … 19. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibi neticesinde 09.01.2019 tarihinde şirketin faaliyet konusuna ait alt yapı yatırımlarından oluşan mallarının haczedilerek muhafaza altına alındığını ve şirket faaliyetini yürütemez hale geldiğini, aktiflerinin muhtemel satış fiyatları üzerinden ara bilanço düzenletildiğini, bu bilançoya göre şirketin borca batık olduğunun anlaşıldığını belirterek müvekkili … Anonim Şirketinin borçlarının aktiflerden fazla olduğuna ve bu nedenle şirketin mevcudunun borçlarını karşılamaya yetmediğini belirterek müvekkili şirketin iflasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar iflas avansı yatırılmamış ise de, iflasın kamu düzenini ilgilendirdiği gerçeği karşısında HMK’nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılmasına karar verilmiş, Mahkememizce, davanın borca batıklık nedeniyle İİK. 179. Maddesi kapsamında doğrudan iflas davası olduğu dikkate alınarak şirket merkezi ve şirkete ait tüm malvarlığı yerinde görülmek suretiyle şirketin güncel gerçek malvarlığı bilançosunun çıkarılarak borca batık olup olmadığı ve İcra İflas Kanununun 179. Maddesindeki zorunlu iflas koşulunun oluşup oluşmadığı konusunda rapor tanzim edilmesi istenilmiş, mahkememizce resen seçilen bilirkişi … 30.11.2020 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin 31.12.2019 tarihli kaydi bilançosu, dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin, 23.11.2020 tarih … sayılı … Vergi Dairesi yazısı ve 2019 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile Bilanço Gelir Tablosunun incelenmesi neticesinde davacı şirketin rayiç değerleri ile toplam varlıklarının (aktif toplam) 2.456.764,61 TL toplam borcunun 34.551.946,27 TL olduğu, davacı şirketin varlıklarının (aktiflerinin) toplam borçlarından 32.095.181,66 TL az olduğu, davacı şirketin güncel kaydi ve rayiç değerlere göre borca batık olduğu yönünde görüş ve kanaat belirttiği görülmüştür.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, İİK’nın 179. madde hükümlerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.
Dava, borca batık durumda bulunan şirketin resen borca batık durumda olduğunun belirtilerek iflasın ihbarı niteliğinde bulunan iflas davası istemine ilişkindir. Konuyu düzenleyen 2004 sayılı İİK nın 178-179 ve 6102 sayılı TTK’nın 376.maddelerinde sermaye şirketlerinin herhangi bir icra veya iflas takibine maruz kalmadan temsilcileri tarafından borca batık durumda oldukları mahkemeye yapılacak bir başvuru ile iflasını isteyebilecekleri düzenlenmiştir.
İİK’nın 178. ve 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Aciz hali borçlunun ödeme araçlarından yoksunluğu nedeniyle, derhal ödemesi gereken para borçlarını ödemek konusundaki iktidarsızlığıdır, borca batıklıkta ise, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. Borçlunun aciz hali ne kadar ağır olursa olsun (İİK.nun 178/III deki durum olmadıkça) kendi iflasını isteyen borçlu aciz halinde bulunduğunu ispat etmek zorundadır. İflas talebi üzerine mahkemede bilirkişi incelemesi yaparak iflas talebinin yerinde olup olmadığını belirler. Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için mahkemeye ibraz edilen bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklık, TTK’nın 324. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerini belirlemek ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.” (Bkz. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/1607-1904 E. K. sayılı ilamı)
İİK. 181. Maddesinde de, İİK. 159, 160, 164,165,166. Maddelerinin bu fasıl hükümlerine göre vukua gelen iflaslara da tatbik olunacağı ifade edilmiştir.
Anılan düzenlemeler çerçevesinde İİK. 166. Maddesi kapsamında ticari sicil gazetesi ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetede ilan yapılarak dosya içine sağlanmıştır.
Davacı şirketin sicile kayıtlı olduğu adresin … olduğu görülmekle bu davaya bakmakta mahkememizin kesin yetkili olduğu tespit edilmiştir.
İİK. 179. Maddesine dayalı doğrudan iflasa dayalı bu davada davacı şirketin gerçek malvarlığı bilançosunun çıkarılması ve borca batıklığının tespiti bakımından uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor alınmış ve 30.11.2020 tarihli raporda davacı şirketin güncel kaydi ve rayiç değerlere göre borca batık olduğu ve doğrudan iflas halinin mevcut olduğu ifade edilmiştir.
Dosyada mevcut bulunan ve mahkememizce itibar edilen raporda belirtildiği üzere davacı şirketin rayiç değerleri ile toplam varlıklarının (aktif toplamı) 2.456.764,61 TL, toplam borcunun (-) 34.551.946,27 TL olduğu, rayiç özkaynakların (-) 32.095.181,66 TL olduğu, davacı şirketin güncel kaydi ve rayiç değerlere göre borca batık olduğu ve İİK. 179. Maddesi uyarınca şirketin borca batık olduğunun tespit edilmesi halinde doğrudan iflasına karar verileceği açık olduğundan davacı şirketin iflasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile, İİK 179 maddesi gereği davalı … ŞİRKETİ’nin (… sicil nolu) İFLASINA,
İflasın 27/05/2021 tarihi saat 15:16 itibariyle açılmasına,
İflas kararının İİK. 166. maddesinde belirtilen usulle ilanına,
Kararın derhal … İflas Müdürlüğüne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
2-Peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,40 TL’nin davacıdan alınıp hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Haksız çıkan taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 887,36 TL ile bilirkişi ücreti 1.500,00 TL olmak üzere toplam 2.387,36 TL’nin davacıdan alınıp hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/05/2021

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP