Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/654 E. 2021/173 K. 12.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/654 Esas
KARAR NO : 2021/173

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu ile müvekkili arasındaki hukuki ilişki çek hesabı açılış sözleşmesinden doğduğunu, bu hukuki ilişki borçlu tarafından da kabul edildiğini, … 25. Noterliği aracılığıyla borçlulara .. yevmiye numaralı … tarihli ihtarname çekilse de borç ödenmediğini, müvekkili alacağına kavuşmak amacı ile davalı borçlu aleyhine … 26. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış ise de davalı bu takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun 15.08.2019 tarihli dilekçesi ile yapmış olduğu borca itirazın yerinde olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; davalını … 26. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile başlatılmış olan icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.67’de düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dava dosyasına celp edilen … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı banka kaynağından ödenmiş 1 adet çek yaprak bedelinden kaynaklanan alacağına dayalı olarak 2.030,00 TL asıl alacağın davalıdan tahsili ile 5 adet çek yaprak sorumluluk bedeli karşılığı 9.720,00-TL’nin nakden depo edilmesine ilişkin olarak davacı takip alacaklısının, davalı/takip borçlusu aleyhine ilamsız yolla, alacağın tahsilini talep etttiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı/takip borçlusunun süresinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan takip sebebi itibarıyla davalıdan takip konusu davacı banka kaynağından ödenmiş 1 adet çek yaprak bedelinden kaynaklanan alacağının davalıdan talep edilip edilemeyeceği, ıslah sonrası 5 adet çek yaprak bedeli karşılığı 9.720,00-TL’nin nakden depo edilmesi talebinin yerinde olup olmadığı buna göre davacının davalının itirazının iptali talebinin yerinde olup olmadığı, her bir talep yönünden takip tarihi itibarıyla talebe konu alacak ve depo talep miktarların tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür.
Bankacı bilirkişiden alınan 14/09/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı banka ile davalı arasında 24.07.2017 tarihinde “Çek Hesabı Açılış Sözleşmesi” imzalandığı, işbu sözleşmeye istinaden davalının talebi üzerine 8002291-8002300 seri numaraları aralığında 10 adetlik çek koçanı verildiği sunulan banka kayıtlarından anlaşıldığı, davacı banka takip tarihi itibarı ile faiz talebinde bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin” Banka’nın Yükümlü Olduğu Tutarın Ödenmesi’başlıklı 5.maddesi,” Çek Kanunu veya bunun yerine geçecek kanun veya mevzuat gereğince Banka’nın karşılıksız olan her çek yaprağı için yasal olarak ödemekle yükümlü olduğu tutan, Banka’ya geri ödemekle yükümlüdür. Müşteri, İlgili mevzuat hükümleri uyarınca karşılığı bulunmayan veya yetersiz kalan çekleri dolayısıyla Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu miktann teminatım teşkil etmek üzere her bir çek yaprağı için Banka’da bulunan ve çek keşide ettiği hesabı Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu miktarı karşılayan bakiye kadar Banka’ya rehnetmiştlr. Banka baştan bu teminatı talep etmemiş olsa dahi daha sonra Müşteri’nin tüm çek yapraklan İçin Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu toplam tutar kadar teminat tutarım Müşteri’den talep edebilir. Bankaların çek hamillerine ödemekle yükümlü oldukları miktdnn TCMB tarafından arttırılması halinde, rehin konusu mevduat mîktan da bu oranda artırılacaktır. Banka’nın söz konusu tutari Ödemesi halinde Müşteri kendisine yapılacak ilk ihbarda/ihtarda verilecek süre içerisinde anılan tutan va işbu ihbar/ihtar tarihinden itibaren işleyecek Banka’ca Merkez Bankası’na bildirilmiş olan, kredi faiz oranının yıllık %50 (yüzde elli) fazlası olarak hesaplanacak oranda faizi île birlikte Banka’ya Ödeyecektir.” hükmünde olduğu, Ancak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/19-1650 E 2019/507 K Tarih 02.05.2019 ilamı ile “………….Somut olayda yanlar arasında 02.11.2011 tarihinde “Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi” imzalanmıştır. Sözleşmenin 45. maddesinde davalının sözleşmeden doğan borcunu ödemediği takdirde alacağın muaccel hâle geldiği tarihten itibaren bunları davacı bankaya sözleşme koşullannda tamamen geri ödeyeceği tarihe kadar geçen günler için kredinin cins ve niteliğine bakılmaksızın davacı bankanın mevzuat gereğince Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ile ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Ne var ki; Yargıtay uygulamasında bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir. O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibarıyla davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.
Bu durumda yerel mahkemenin belirtilen direnme gerekçesi, Özel Daire bozma kararında ve yukarıdaki belirtilen bu ilave gerekçeler dikkate alındığında usul ve yasaya aykırıdır.”denildiği, Yine; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2016/16260 KARAR NO : 2017/7164 T.23.10.2017 “…..Taraflar arasındaki sözleşmenin 8/2 maddesinde temerrüt faizi oranının davacı bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek faiz oram üzerinden hesaplanacağı hükme bağlanmıştır. Mahkemece uygulanacak faiz oranının anılan faiz oranına göre belirlenmesi gerekirken T.C. Merkez Bankası’na bildirilen oran üzerinden hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınması bozmayı gerektirmiştir.” denildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05.07.2017 tarih ve 2016/4051 Esas 2017/5602 Karar nolu diğer bir ilamında “………..Sözleşmelerde temerrüt faizi ve oranı konusunda düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenleme ” müşteri, temerrüt durumunda borcunu ve bu borcuna, Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın %50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi uygulanmasını ve bu şekilde hesaplanan faizi…. ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklindedir. Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri tarafları bağlayıcı olup uyuşmazlıkta öncelikle bu hükümlerin uygulanması gerekir. Mahkemece, banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılıp yukarıda bahsedilen sözleşme maddesi dikkate alınarak bankanın fiilen uyguladığı faiz oranı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar yerilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.”denildiği,
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 05.12.2017 tarih, 2016/6902 Esas, 2017/7727 Karar sayılı ilamında ise; “………Diğer yandan kredi alacağma uygulanacak olan temerrüt faizinin kredi hesabının kat edildiği tarihte aynı tür kredilere uygulanan akdi faiz tespit edilerek sözleşme hükümleri uyannca bunun %50 fazlasının temerrüt faizi olarak uygulanması gerekirken Merkez Bankası’na bildirilen ve krediye fiilen uygulanmayan temerrüt faizinin alacağın tespitinde esas alınmasında kabul seklinde doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek yeni bir bilirkişiden veya hükme esas alman bilirkişiden ek rapor alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” denildiği, davacı banka tarafından BCH kredilerine temerrüdün doğduğu 2019 Ağustos ayında kredilere FİİLEN uygulanan en yüksek faiz oranı sunulmadığı, TCMB na bildirilen faiz oranları genelgesinde “Kredi İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları” bildirilmiş olup bu oranların değişkenlik gösterebileceğinden, Kredi Kartları için TCMB tarafından deklere edilerek Uygulanması Zorunlu Olan Ve Fiilen Uygulanan akdi faiz oranı uygulanması gerektiği düşüncesinden hareketle 01.07.2019 tarihinde TCMB tarafından deklere edilen %24 akdi faiz oranmnın %50 fazlası olan (24 x l,50 = 36) % 36 temerrüt faiz oranı talep edebileceği, Ancak davacı bankanın takip talebinde %24 temerrüt faizi talebinde bulunduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı kalınması gerektiği, Takip Tarihi İtibarı ile Davacı Banka Alacağının tespiti hususunda; Davacı bankanın davalıya teslim etmiş olduğu çeklereden … seri nolu çekin karşılıksız kalması nedeniyle 12.07.2019 tarihinde banka sorumluluk bedeli 2.030.00 TL ödendiği görüldüğü, davacı banka takip tarihinde faiz talebinde bulunmadığından faiz hesabı yapılmadığı, takip talebinde yer alan çek ve teminat mektubu depo talebi hakkında Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 10. Maddesinde yer alan “Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında cek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gavri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir.” gereği, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğundan davacının ıslah ile artırmış olduğu depo talebi kabul edilmesi gerekmiş olup, davalının uhdesinde bilirkişi raporunda ayrıntılı dökümü yapılan 5 adet çek bulunduğu anlaşılmakla 2019 yılı için her bir çek karnesi sorumluluk bedellerinin 2.030.00-TL olup 5 adet çek karnesi için sözleşme şartlarına göre davalı asıl borçludan 2.030.00×5=10.150 TL çek depo talebinde bulunabileceği, ancak davacı banka takip talebinde 9.720.00 TL lık depo talebinde bulunduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı kalınması gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamından dosyada mübrez bilirkişi raporunda yer alan teknik tespit ve değerlendirmeler mahkmemizce yerinde bulunmuş ve hükme esas alınmış olup, detayları yukarıda verilen inceleme değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda: Davacı banka ile davalı arasında 24.07.2017 tarihinde “Çek Hesabı Açılış Sözleşmesi” imzalandığı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar neticesinde tespit olunan takip tarihi itibarı ile 2.030.00 TL alacaklı olduğuna, takip tarihinden borç ödeninceye kadar 2.030.00 TL asıl alacak üzerinden % 24 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV istenebileceği ve davacının 2019 yılı için her bir çek karnesi sorumluluk bedellerinin 2.030.00-TL olup 5 adet çek karnesi için sözleşme şartlarına göre davalı asıl borçludan 2.030.00×5=10.150 TL çek depo talebinde bulunabileceği fakat taleple bağlılık gereği 9.720.00 TL lık depo talebinin yerinde olduğu, davacı bankanın takip tarihi itibarı ile 9.720,00-TL gayri nakdi alacak talebinin de yerinde olduğu sabit olmakla, davacınınBankacı bilirkişiden alınan 14/09/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı banka ile davalı arasında 24.07.2017 tarihinde “Çek Hesabı Açılış Sözleşmesi” imzalandığı, işbu sözleşmeye istinaden davalının talebi üzerine … seri numaraları aralığında 10 adetlik çek koçanı verildiği sunulan banka kayıtlarından anlaşıldığı, davacı banka takip tarihi itibarı ile faiz talebinde bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin” Banka’nın Yükümlü Olduğu Tutarın Ödenmesi’başlıklı 5.maddesi,” Çek Kanunu veya bunun yerine geçecek kanun veya mevzuat gereğince Banka’nın karşılıksız olan her çek yaprağı için yasal olarak ödemekle yükümlü olduğu tutan, Banka’ya geri ödemekle yükümlüdür. Müşteri, İlgili mevzuat hükümleri uyarınca karşılığı bulunmayan veya yetersiz kalan çekleri dolayısıyla Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu miktann teminatım teşkil etmek üzere her bir çek yaprağı için Banka’da bulunan ve çek keşide ettiği hesabı Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu miktarı karşılayan bakiye kadar Banka’ya rehnetmiştlr. Banka baştan bu teminatı talep etmemiş olsa dahi daha sonra Müşteri’nin tüm çek yapraklan İçin Banka’nın ödemekle yükümlü olduğu toplam tutar kadar teminat tutarım Müşteri’den talep edebilir. Bankaların çek hamillerine ödemekle yükümlü oldukları miktdnn TCMB tarafından arttırılması halinde, rehin konusu mevduat mîktan da bu oranda artırılacaktır. Banka’nın söz konusu tutari Ödemesi halinde Müşteri kendisine yapılacak ilk ihbarda/ihtarda verilecek süre içerisinde anılan tutan va işbu ihbar/ihtar tarihinden itibaren işleyecek Banka’ca Merkez Bankası’na bildirilmiş olan, kredi faiz oranının yıllık %50 (yüzde elli) fazlası olarak hesaplanacak oranda faizi île birlikte Banka’ya Ödeyecektir.” hükmünde olduğu, Ancak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/19-1650 E 2019/507 K Tarih 02.05.2019 ilamı ile “………….Somut olayda yanlar arasında 02.11.2011 tarihinde “Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi” imzalanmıştır. Sözleşmenin 45. maddesinde davalının sözleşmeden doğan borcunu ödemediği takdirde alacağın muaccel hâle geldiği tarihten itibaren bunları davacı bankaya sözleşme koşullannda tamamen geri ödeyeceği tarihe kadar geçen günler için kredinin cins ve niteliğine bakılmaksızın davacı bankanın mevzuat gereğince Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ile ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Ne var ki Yargıtay uygulamasında bankaların T.C. Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir. O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibarıyla davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.
Bu durumda yerel mahkemenin belirtilen direnme gerekçesi, Özel Daire bozma kararında ve yukarıdaki belirtilen bu ilave gerekçeler dikkate alındığında usul ve yasaya aykırıdır.”denildiği, Yine; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2016/16260 KARAR NO : 2017/7164 T.23.10.2017 “…..Taraflar arasındaki sözleşmenin 8/2 maddesinde temerrüt faizi oranının davacı bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek faiz oram üzerinden hesaplanacağı hükme bağlanmıştır. Mahkemece uygulanacak faiz oranının anılan faiz oranına göre belirlenmesi gerekirken T.C. Merkez Bankası’na bildirilen oran üzerinden hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınması bozmayı gerektirmiştir.” denildiği,
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05.07.2017 tarih ve 2016/4051 Esas 2017/5602 Karar nolu diğer bir ilamında “………..Sözleşmelerde temerrüt faizi ve oranı konusunda düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenleme ” müşteri, temerrüt durumunda borcunu ve bu borcuna, Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın %50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi uygulanmasını ve bu şekilde hesaplanan faizi…. ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklindedir. Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri tarafları bağlayıcı olup uyuşmazlıkta öncelikle bu hükümlerin uygulanması gerekir. Mahkemece, banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılıp yukarıda bahsedilen sözleşme maddesi dikkate alınarak bankanın fiilen uyguladığı faiz oranı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar yerilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.”denildiği,
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 05.12.2017 tarih, 2016/6902 Esas, 2017/7727 Karar sayılı ilamında ise; “………Diğer yandan kredi alacağma uygulanacak olan temerrüt faizinin kredi hesabının kat edildiği tarihte aynı tür kredilere uygulanan akdi faiz tespit edilerek sözleşme hükümleri uyannca bunun %50 fazlasının temerrüt faizi olarak uygulanması gerekirken Merkez Bankası’na bildirilen ve krediye fiilen uygulanmayan temerrüt faizinin alacağın tespitinde esas alınmasında kabul seklinde doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek yeni bir bilirkişiden veya hükme esas alman bilirkişiden ek rapor alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” denildiği, davacı banka tarafından BCH kredilerine temerrüdün doğduğu 2019 Ağustos ayında kredilere FİİLEN uygulanan en yüksek faiz oranı sunulmadığı, TCMB na bildirilen faiz oranları genelgesinde “Kredi İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları” bildirilmiş olup bu oranların değişkenlik gösterebileceğinden, Kredi Kartları için TCMB tarafından deklere edilerek Uygulanması Zorunlu Olan Ve Fiilen Uygulanan akdi faiz oranı uygulanması gerektiği düşüncesinden hareketle 01.07.2019 tarihinde TCMB tarafından deklere edilen %24 akdi faiz oranmnın %50 fazlası olan (24 x l,50 = 36) % 36 temerrüt faiz oranı talep edebileceği, Ancak davacı bankanın takip talebinde %24 temerrüt faizi talebinde bulunduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı kalınması gerektiği, takip tarihi itibarı ile davacı banka alacağının tespiti hususunda; Davacı bankanın davalıya teslim etmiş olduğu çeklereden … seri nolu çekin karşılıksız kalması nedeniyle 12.07.2019 tarihinde banka sorumluluk bedeli 2.030.00-TL ödendiği görüldüğü, davacı banka takip tarihinde faiz talebinde bulunmadığından faiz hesabı yapılmadığı, takip talebinde yer alan çek ve teminat mektubu depo talebi hakkında; Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 10.maddesinde yer alan “Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında cek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir.” düzenlemesi gereği, Hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğundan davacının ıslah ile artırmış olduğu depo talebi kabul edilmesi gerekmiş olup, davalının uhdesinde bilirkişi raporunda ayrıntılı dökümü yapılan 5 adet çek bulunduğu anlaşılmakla 2019 yılı için her bir çek karnesi sorumluluk bedellerinin 2.030.00-TL olup 5 adet çek karnesi için sözleşme şartlarına göre davalı asıl borçludan 2.030.00×5=10.150 TL çek depo talebinde bulunabileceği, ancak davacı banka takip talebinde 9.720.00 TL lık depo talebinde bulunduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı kalınması gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamından dosyada mübrez bilirkişi raporunda yer alan teknik tespit ve değerlendirmeler mahkmemizce yerinde bulunmuş ve hükme esas alınmış olup, detayları yukarıda verilen inceleme değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda: Davacı banka ile davalı arasında 24.07.2017 tarihinde “Çek Hesabı Açılış Sözleşmesi” imzalandığı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar neticesinde tespit olunan takip tarihi itibarı ile 2.030.00 TL alacaklı olduğuna, takip tarihinden borç ödeninceye kadar 2.030.00 TL asıl alacak üzerinden % 24 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV istenebileceği ve davacının 2019 yılı için her bir çek karnesi sorumluluk bedellerinin 2.030.00-TL olup 5 adet çek karnesi için sözleşme şartlarına göre davalı asıl borçludan 2.030.00×5=10.150 TL çek depo talebinde bulunabileceği fakat taleple bağlılık gereği 9.720.00 TL lık depo talebinin yerinde olduğu, davacı bankanın takip tarihi itibarı ile 9.720,00-TL gayri nakdi alacak talebinin de yerinde olduğu sabit olmakla, davacının davasının kabulü ile davalının … 26. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına vaki tüm itirazlarının (nakdi ve gayri nakdi) iptali ile takibin takip talepnamesindeki koşullarla devamına, 2.030,00 TL’lik nakdi alacak yönünden alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranında 406,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin takip talepnamesindeki koşullarla devamına,
3-)2.030,00 TL’lik nakdi alacak yönünden alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranında 406,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 802,64 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 44,40 TL harcı ve 170,00 TL ıslah harcının mahsubu ile noksan kalan 588,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.026,50 TL yargılama gideri ile 44,40 TL peşin harç, 170,00 TL ıslah harcı, 44,40-TL başvuru harcı toplamı 1.285,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 44,40 TL
Islah Harcı : 170,00 TL
Karar Harcı : 802,64 TL
Noksan Harç : 588,24 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.050,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Giderleri : 226,50 TL