Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/653 E. 2020/251 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/653
KARAR NO : 2020/251

DAVA : Konkordato Tasdiki
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato Tasdiki davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin ana faaliyet konusunun kendine ait veya kiralanan gayrimenkullerin kiraya verilmesi olduğunu, 30.09.2019 tarihi itibarı ile şirket sermayesinin 109.200.000,00 TL olup sermayenin tamamının ödendiğini, muhtemel satış fiyatları ile değerlenerek düzenlenen rayiç değer bilançosunda varlıklarının toplam değeri 579.185.251,15 TL olarak tespit edildiğini, müvekkili …’nin ana faaliyet konusunun belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda büro mobilyaları ve aksesuarlarının perakende ticareti işleri olduğunu, 30.09.2019 tarihi itibarı ile şirketin sermayesinin 42.250.000,00 TL olup sermayenin tamamının ödendiğini, muhtemel satış fiyatları ile değerlenerek düzenlenen rayiç değer bilançosunda varlıklarının toplam değeri 262.263.976,44 TL olarak tespit edildiğini, muhtemel satış değeri ile varlıkların paraya çevrilerek borçların ödenmesi halinde alacaklıların alacağına kavuşma oranının %100 olduğu, şirketlerin içinde bulunduğu ekonomik durum ve konkordatoya başvuru nedenlerinin ayrıntılı olarak açıklandığını belirterek İİK. 287. maddesi uyarınca 3 ay geçici mühlet verilmesini, geçici komiser ataması yapılmasını, yargılama sonunda 1 yıl kesin mühlet verilerek konkordatonun tasdikine ve yasadan kaynaklanan tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, adi konkordatonun tasdiki davasıdır.
Adi Konkordato 2004 sayılı İİK. m. 285-309/ı arasında düzenlenmiştir.
Konkordato, borçlunun, kanunda öngörülen çoğunluktaki alacaklılar ile yapacağı ve ancak mahkemenin tasdiki ile borçlu ve alacaklılar bakımından (konkordatoya tabi ve ancak borçlu ile anlaşmaya varmayan alacaklılar dahil) bağlayıcı hale gelen bir cebri icra anlaşmadır. Konkordato kurumu, elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve ekonomik durumu bozulan veya bozulma ihtimali olan dürüst borçluları, iflastan korumak (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara: Adalet Yayınları, 2013 s.1443-1444) ve ödeme güçlüğü çeken borçlulara borçlarını yeniden yapılandırarak, işletmelerini iyileştirmelerine olanak sağlamak için ihdas edilmiştir. Konkordato kurumu ile borçluya, alacaklıların çoğunluğu ile anlaşarak borçlarını ödeme ve böylelikle iflastan kurtulma imkanı sağlanmak istenmiştir. Borçlu yapılacak olan anlaşma doğrultusunda borçlarını ödediğinde tüm borçlarından kurtulmuş olur. İsviçre doktrininde, konkordato sürecinde verilen konkordato kesin mühleti borçlunun mali durumunu iyileştirmesinin bir aracı olarak görülmektedir. İsviçre’deki kanun değişikliklerinin bir çoğunda açıkça iyileştirme kavramına yer verilmiştir. Konkordatoda alacaklıların menfaati olmakla birlikte esasen borçlunun menfaati daha ön plandadır. Adi konkordatoda, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda olduğu gibi malvarlığının tasfiyesi değil borçlunun mali durumunun iyileşmesi ve işletmenin faaliyetine devam etmesi amaçlanır.(Hakan Pekcanıtez/Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Yasa Çerçevesinde KONKORDATO, İstanbul: Vedat Kitapçılık 2018, s.3 ve6)
Konkordatonun tasdiki yargılaması bir dava olmayıp, HMK. m. 382/2-7’de öngörülen çekişmesiz bir yargı işlemidir. (Hakan Pekcanıtez/ Oğuz Atalay/Meral Sungurtekin Özkan/ Muhammed Özekes, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 6. Bası, İstanbul: Onikilevha, 2019 s.498; Kuru, İcra ve İflas El Kitabı, s.1487) Ancak alacaklılar itiraz etmişler ise yargılama sonunda verilen karar çekişmeli yargı kararına dönüşür.(Pekcanıtez/Ataley/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.506) Çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulü uygulanır ve re’sen araştırma ilkesi geçerlidir.( Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılımış İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 3. Baskı, Ankara: Yetkin Yayınları, 2019, s. 509) Ancak tasdik şartlarının oluşmama riski borçlu üzerinde olduğundan borçlu da şartların oluştuğunu ispat edebilir.(Pekcanıtez/Ataley/ Sungurtekin Özkan/Özekes, s.498)
Adi konkordato, geçici mühlet, kesin mühlet, konkordatoya tabi (nisaba esas) alacaklı ve alacaklıların tespiti, alacaklılar toplantısının yapılması ve tasdik raporunun mahkemeye ibrazı ile tasdik aşamalarından oluşmaktadır.
Geçici mühlet aşamasında; geçici mühlet kararı verilebilmesi için davacının İİK. m. 286 gereği, dava dilekçesi ekinde, konkordato ön projesini, borçlunun malvarlığının durumunu gösteren belgeleri, alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporunu mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Mahkemece, bizzat veya bilirkişi marifetiyle yapacağı inceleme neticesinde bu belgelerin tam olduğunun tespit edilmesi halinde İİK. m. 287/1 gereği borçluya derhal üç ay geçici mühlet verilmesi gerekir. Şartları mevcut olduğunda İİK. m. 287/4 gereği 3 aylık geçici sürenin 2 ay uzatılmasına karar verebilir.
Mahkememizce dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 18/11/2019 tarihli tensip tutanağı ile davanın niteliği itibariyle dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 119. maddesi hükmünde düzenlenen unsurları taşıdığı, davanın HMK’nın 316-322 maddeleri arasında düzenlenen BASİT yargılama usulüne tabi olduğu ve 6545 sayılı yasanın 45. maddesi gereğince davanın heyetçe yürütülmesi gerektiği, davacıların merkez adresinin … olması ve bu yerin mahkememizin yargı çevresi içinde kalması nedeniyle İİK. 285/3. maddesi yollamasıyla İİK. 154. maddesi gereğince iş bu dava bakımından mahkememizin görevli ve kesin yetkili olduğuna karar verilmiştir.
Mahkememizin 18/11/2019 tarihli geçici mühlet kararı ile İİK m.286/a-e’de öngörülmüş olan belgelerin dava dilekçesine ekli olduğu ve usulüne uygun olarak düzenlenmiş oldukları anlaşıldığından İİK m.287 gereği 18/11/2019 tarihinden itibaren davacı şirkete 3 aylık geçici süre verilmesine, kararın İİK m.288 kapsamında Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmamasının incelenmesi amacıyla alacaklı sayısı ve alacak miktarı nazara alınmak suretiyle 02/06/2018 tarih – 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Konkordato Komiserinin Niteliklerine ve Alacaklılar Kurulunun Zorunlu Olarak Oluşturulmasına Dair Yönetmeliğin 4 v.d. maddeleri kapsamında resen seçilen …, … ve …’ın geçici komiser heyeti olarak atanmasına, davacının geçici komiser heyetinin nezareti altında faaliyetine devamına, 3 aylık geçici sürenin dolmasından önce konkordato projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı yönündeki nihai komiser raporunun dosyaya sunulmasına karar verilmiştir.
Ayrıca 18/11/2019 tarihli tensip tutanağı ile geçici mühletin sona ereceği tarih nazara alınmak suretiyle kesin mühlete ilişkin duruşmanın 06/02/2020 günü saat 13:15’de icrasına karar verilmiştir.
Komiser heyetince dosyaya sunulan 09/12/2019 tarihli ara rapor ile; davacı şirketlerin İİK m.286 kapsamında dava dosyasına sunması gereken belgeleri sunmuş olduğu, davacı şirketler ile grup şirketi olan…Tic. AŞ ile … AŞ’nin de konkordato talebinde bulundukları ve geçici mühlet aşamasında oldukları, davacı şirketlerin konkordato projelerinin uygulanabilirliği bakımından grup şirketlerinin faaliyetlerinden bağımsız olarak ek önlemler alınarak konkordato projesinde tadilat yapması gerektiği, davacı şirketlerden … AŞ’nin %60, … AŞ’nin %40 oranında olmak üzere sahip oldukları arsı ve diğer varlıkların rayiç değerlerinin atanacak bilirkişiler vasıtasıyla yapılması gerektiği tespit edilmiştir.
06/02/2020 tarihinde icra edilen duruşmada komiser heyetince ibraz edilen raporların davacı şirketlerin konkordato projelerinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı konusunda mahkemede yeterli kanaat oluşmasını sağlayacak nitelikte olmadığı, keza İİK m.289 kapsamında kesin mühlet verilip verilmemesi yönünde olumlu veya olumsuz görüş de beyan edilmediği, bu nedenle dosyanın komiser heyetine tevdi ile davacı şirketlerin konkordato projelerinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı yönünde değerlendirme yapılarak ve özellikle her iki davacı şirkete ait arsa üzerinde icra edileceği iddia edilen UNIT projesinin değerlendirilerek konkordato projelerinin başarıya ulaşıp ulaşmadığı konusunda rapor ibraz için bilirkişi heyetine 1 haftalık süre verilmesine ve duruşmanın 14/02/2020 tarihinde icra edilmesine karar verilmiştir.
Komiser heyeti üyeleri Prof. Dr. … ve … tarafından dava dosyasına 13/02/2020 tarihinde sunulan 13/02/2020 tarihli geçici mühlet – nihai ek raporu ile; her iki davacı bakımından yapılan değerlendirme neticesinde konkordato projesinin başarıya ulaşmasının her iki davacıya ait ve …’de bulunan taşınmaz üzerinden icra edilmesi düşünülen … projesinden elde edilecek gelire bağlı olduğu, bu projenin yarım kaldığı ve ancak 2020 Temmuz ayı itibariyle inşaatlara başlanacağı, davacı şirketin 3/5 hisse sahibi olduğu arsa üzerinde yürütülecek proje başarısının …’nun …’ne kararlı bir şekilde el atması ve bölgede altyapı yatırımları yapması ile bu nev’i projelere mevzuat değişikliği ile sağlanacak kolaylıklar ve teşviklere bağlı olduğunu, bu çerçevede …’nin 2023 yılı başlarında tamamlanabileceği, bu arsanın rayiç bedelinin saptanması için bilirkişi atandığı ve ancak değer tespitinin yapılamadığı, değer tespitine yönelik bilirkişi raporunun gelmesi akabinde değerlendirmelerin yapılacağı, şirketin içinde bulunduğu mali krizin kendi faaliyetlerinden değil ve fakat grup şirketi olan …, …Tic. AŞ ve …AŞ unvanlı şirketler tarafından kullanılan banka kredileri ile sair ticari borçlarına kefil olmasından veya ipotek vermesinden kaynaklandığı, bu kapsamda davacı şirkete ait arsada davacı şirket hissesi üzerinde … Bank AŞ yararına 1. sırada ve diğer banka ve alacaklılar lehine de 2, 3 ve 4. sıralarda ipotek bulunduğu, bu nedenle davacı şirket ortağının 1.000.000,00 TL tutarındaki sermaye artışı vaadinin projenin başarısına etki etmeyeceği, tüm bu hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde konkordato projesinin başarıya ulaşması ve nihayetinde tasdik edilmesinin takdirinin mahkemede olduğu, fakat grup şirketlerine ait faaliyetlerin konkordato projesinin başarıya ulaşmasına etki edeceği, geçici mühlet içeresinde topluluk şirketlerinden … AŞ’nin …bank’a olan 113.455.065,62 TL borcunu ödemiş olması nedeniyle davacı şirket borcunun aynı oranda azılmış olduğu, bunun da projenin başarıya ulaşması yönünde delil olacağı, bu nedenle davacılara verilen 3 aylık geçici sürenin 2 ay uzatılması yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
Komiser heyeti üyelerinden Dr. İnş. Müh. … tarafından sunulan 13/02/2020 tarihli ayrık rapor ile de benzer gerekçeler ile davacılara verilen 3 aylık geçici sürenin 2 ay uzatılması yönünde görüş bildirdiği görülmektedir.
Mahkememizce 14/02/2020 tarihinde duruşma yapılmak suretiyle yapılan değerlendirme neticesinde verilen 14/02/2020 tarihli geçici mühletin uzatılmasına yönelik karar ile; “Geçici konkordato komiser heyetince ibraz edilen 30/01/2020 ve 13/02/2020 tarihli ek raporun çoğunluk görüşü ve ayrık görüş içeriği dikkate alındığında davacılar yararına verilen geçici mühletin 2 ay uzatılması gerekmiş ve 18/11/2019 tarihinden itibaren başlayan 3 aylık geçici mühletin 14.02.2020 tarihi saat 14:11’den itibaren 2 ay süreyle uzatılmasına karar verilmiş ve bu kararın İİK. m.288/2 uyarınca ilanına karar verilmiştir.
Komiser heyeti üyelerinden …’ın 14/02/2020 havale tarihli dilekçesi ile komiserlik görevinden affını talep etmiş olması nedeniyle mahkememizin 18/02/2020 tarihli ara kararı ile …’ün komiser heyetine üye olarak eklenmesine karar verilmiştir.
Kesin mühlet aşamasında; konkordatonun başarışa ulaşmasının mümkün olup olmadığı araştırılmaktadır. Bu kapsamda davacı borçlunun talebi, alacaklıların itirazları ile komiser heyetinin görüşü hep birlikte değerlendirilerek İİK. m. 289 kapsamında “konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu” kanaatine varıldığında borçluya bir yıl kesin mühlet verilmesi gerekir. Ancak kesin mühlete ilişkin kararın İİK. m. 289/1 kapsamında geçici süre içinde ve İİK. m. 289/2 kapsamında duruşmada verilmesi gerekir. Ayrıca şartları mevcut olduğunda 1 yıllık sürenin İİK. m. 289/5 gereği altı ay uzatılmasına karar verilebilir.
Bu kapsamda davacı tarafa 14/02/2020 tarihinden başlamak üzere verilen 2 aylık geçici mühletin uzatılması süresinin 14/04/2020 tarihinde bitecek olması nazara alınarak kesin mühlete ilişkin duruşmanın 26/03/2020 tarihinde yapılmasına karar verilmiş ve geçici komiser heyetinin bu süre bitmeden duruşmadan önce “konkordato projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı” yönündeki raporunu ibraz etmesi gerekmekte ise de mahkememizin 16/03/2020 tarihli ara kararı ile dünyada ve ülkemizde görülmekte olan COVID19 salgını ile HSK’nın 13/03/2020 tarihli genelgesi ile mahkemelerin duruşmaları 1 ay süre ile erteleyebileceği öngörülmüş olduğundan duruşmanın 06/04/2020 tarihine ertelenmesine karar verilmiştir.
Ancak 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi b bendi ile konkordato sürelerinin 22/03/2020-30/04/2020 tarihleri arası (bu tarihler dahil) durdurulmuş olması nedeniyle, 2 aylık geçici mühletin 23/05/2020 tarihinde dolacağı, bu nedenle kesin mühlete ilişkin olarak 06/04/2020 tarihinde yapılacak olan duruşmanın da 21/05/2020 tarihine ertelenmesine karar verilmiştir.
30.04.2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararı ile konkordato sürelerinin 30/04/2020 – 15/06/2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) durdurulmuş olması nedeniyle mahkememizin 04/05/2020 tarihli ara kararı ile 2 aylık uzatılan geçici mühletin 09/07/2020 tarihinde sona erecek olduğu tespit edilmiş ve kesin mühlete ilişkin duruşmanın 16/06/2020 tarihinde icra edilmesine karar verilmiştir.
Geçici konkordato komiser heyeti tarafından dava dosyasına 17/06/2020 tarihinde ibraz edilen 16/06/2020 tarihli “konkordatonun başarıya ulaşıp ulaşmayacağı yönündeki nihai rapor” ile; davacı … AŞ ile … Tic. AŞ’nin geçici mühlet süresi içinde komiser heyeti talimatlarına uygun hareket ettikleri, her iki davacıya ait … Mah. 3828 Ada 7 Parsel … olarak tapuda kain ve … yerleşkesi içerisinde yer alan ve konkordato projesinin dayanağını teşkil eden … projesinin inşa edilecek olduğu, arsanın 21/04/2020 – 31106 sayılı R.G.’de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile … AŞ adına tescil edilmek üzere Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele olarak kamulaştırılmasına yönelik olarak idari işlem tesis edildiği, akabinde Maliye Hazinesi tarafından … 32. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasından kamulaştırma bedelinin tespiti davası açıldığı, bu dava üzerinden atanan bilirkişi marifetiyle bu gayrimenkulün değerinin davacı … AŞ’ye ait 3/5 pay itibariyle 56.400.000,00 TL, davacı …Tic. AŞ’ye ait 3/5 pay itibariyle 37.600.000,00 TL olmak üzere toplam 94.000.000,00 TL olarak belirlendiği, davacı … Yat. AŞ’nin ödenmiş sermayesinin 109.000.000,00 TL olduğu, kaydi değerlere göre bu şirketin -26.282.859,70 TL kadar borca batık olduğu, ancak bilirkişi raporları doğrultusunda yapılan hesaplamalar itibariyle şirketin özsermayesinin +70.120.320,54 TL olduğu, ancak kamulaştırma bedeli esas alındığında şirketin -25.518.079,46 TL borca batık olduğu, ayrıca şirketin kefalet ve grup şirketi lehine verilen ipotekler nedeniyle toplam 764.097.045,00 TL borcu bulunduğu, şirketin grup şirketi lehine verilen kefalet ve ipoteklerden kaynaklanan borçları esas alındığında tespit edilen rayiç değerlere göre -692.976.724,46 TL kadar, kamulaştırma bedeli değer olarak esas alındığında -789.615.124,46 TL kadar borca batık olduğu, davacı … Tic. AŞ’nin ödenmiş sermayesinin 42.250.000,00 TL olduğu, kaydi değerlere göre bu şirketin özsermayesinin -9.452.989,00 TL borca batık olduğu, ancak bilirkişi raporları doğrultusunda yapılan hesaplamalar itibariyle şirketin özsermayesinin +101.709.438,44 TL olduğu, ancak kamulaştırma bedeli esas alındığında şirketin +37.283.088,44 TL olduğu ve borca batık olmadığı, ayrıca şirketin kefalet ve grup şirketi lehine verilen ipotekler nedeniyle toplam 764.097.045,00 TL borcu bulunduğu, şirketin grup şirketi lehine verilen kefalet ve ipoteklerden kaynaklanan borçları esas alındığında tespit edilen rayiç değerlere göre -662.387.606,56 TL kadar, kamulaştırma bedeli değer olarak esas alındığında -726.813.206,56 TL kadar borca batık olduğu, ancak davacı şirketlerin şu ana kadar herhangi bir revize proje sunmadıkları ve mevcut konkordato projesinin üzerine inşa edildiği ve UNIT olarak nitelendirilen projenin kamulaştırma kararı nedeniyle başarıya ulaşma şansı olmadığından bu projenin başarıya ulaşması şansının olmadığı, ayrıca davacı taraf davadan feragat etmediğinden başarısızlık nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilebilecek ise de İİK m.292 kapsamında iflasın değerlendirilemeyeceği yönünde görüş beyan edilmiştir.
Ayrıca raporun 6. sayfasında 15/09/2018 tarihli ve 30536 sayılı R.G.’de yayınlanan 6102 sayılı TTK m.376’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkındaki tebliğ ve bu tebliğin geçici 1. Maddesi ile 01/01/2013 tarihine kadar sermaye kaybı ve borca batık olma durumuna ilişkin hesaplamalarda henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararlarının dikkate alınmayacağı yönündeki hüküm doğrultusunda hesaplama yapıldığında davacı … AŞ’nin 30/09/2019 tarihi itibariyle 379 değer borç ve gider karşılıkları hesabında takip edilen 14.972.605,14 TL ifa edilmemiş kur farkı zararı dikkate alındığında şirketin özvarlık değerinin +14.472.673,17 TL olduğu, keza rayiç değer bilançosuna göre de şirketin aktif malvarlığı toplamının 579.185.251,15 TL, borç toplamının 235.937.637,01 TL olduğu, buna göre şirketin özvarlık toplamının +343.247.614,14 TL olduğu, ifa edilmemiş kur farkı zararı olan 14.972.605,14 TL eklendiğinde şirketin özvarlıklarının +358.220.219,28 TL olduğu, bu durum karşısında şirketin rayiç değer bilançosuna göre de borca batık olmadığı tespit edilmiştir.
06/07/2020 tarihinde icra edilen duruşmada davacı vekilleri ile müdahil vekilleri dinlendikten sonra, geçici komiser heyetince dosyaya sunulan 17/06/2020 tarihli konkordato projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağına yönelik komiser nihai raporu ile; konkordato talep eden şirketlerin borca batık olduğu yönünde görüş beyan edilmiş ise de, her iki şirketin kendi ticari faaliyetinden kaynaklanan borçları ile ve bu şirketlerin grup şirketlerine kefaletleri ile grup şirketleri lehine verdikleri ipotekten kaynaklanan borçların da dahil edilmek suretiyle borca batıklık durumunun değerlendirilmiş olması ve fakat Yargıtay 23. HD’nin istikrar kazanmış kararlarına göre grup şirketlerinin birbirlerine kefaletten kaynaklanan borçlarının borca batıklıkta nazara alınmayacağı (Yargıtay 23. HD. 21/12/2017 tarih 2016/6496 E. – 2017/3802 K., 23. HD. 26/10/2017 tarih 2016/570 E. – 2017/2910 K.,23. HD. 12/12/2018 tarih 2016/5651 E. – 2018/5785 K., 23. HD. 07/02/2019 tarih 2016/5305 E. – 2019/347 K.,23. HD. 05/04/2019 tarih 2016/5327 E. – 2019/1381 K.) yönündeki kararları doğrultusunda davacı şirketlerin grup şirketlerine kefalet ve grup şirketi lehine vermiş olduğu ipoteklerden kaynaklanan borç dışında borca batık olup olmadıklarının değerlendirilmesi gerektiği ancak bunun zaman alacak olması ve ayrı bir incelemeyi gerektirmesi, 6102 Sayılı TTK. m. 376 ve İİK. m. 175. kapsamında şirketlerin borca batıklığı halinde iflaslarına yönelik talep ve dava resen araştırma ilkesine tabi olmakla birlikte davacı şirketlerin rayiç bilanço esasına göre tespit edilen değerler ile kamulaştırma dosyasında tespit edilen değerlerin farklılık arz etmesi ve bu çelişkinin giderilmesinin yine zaman alacak olması, 15/09/2018 tarihli ve 30536 sayılı R.G.’de yayınlanan 6102 sayılı TTK m.376’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkındaki tebliğ ve bu tebliğin geçici 1. maddesi kapsamında 01/01/2013 tarihine kadar sermaye kaybı ve borca batık olma durumuna ilişkin hesaplamalarda henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararlarının dikkate alınmayacağı yönündeki hüküm doğrultusunda yapılan hesaplamaların mevcut hali ile tereddütleri giderecek nitelikte olmaması, neticeten mevcut komiser raporunun borca batıklık yönüyle şirketlerin iflasına karar verilebilmesi için denetime açık ve hüküm kurmaya yeter düzeyde olmaması nedeniyle ve fakat konkordato davasının sıkı süre şartlarına tabi olması nedeniyle borca batıklık yönünden karar vermeyi beklemeksizin karar verilmesini gerektirmesi nedeniyle davacı şirketlerin borca batıklık nedeniyle iflasına yönelik ve re’sen araştırmaya tabi davanın iş bu davadan tefriki ile başka bir esasa kaydına karar verilerek tefhimle duruşmaya devam olunmuştur. Tefrik edilen dava mahkememizin 2020/329 Esas sayılı dosyasından kayıt görmüştür.
Tüm dosya, davacının yazılı ve sözlü beyanları ile itiraz edenlerin sözlü ve yazılı beyanları ile komiser heyetinin 17/06/2020 tarihli konkordato projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı yönündeki raporu ile davacı şirketlerin konkordato projesi kapsamında şirketlerin başarıya ulaşmasının ve mali durumlarını iyileştirerek ticari yaşamlarına devam edebilmeleri için kaynak akışının her iki şirkete ait ve … projesi kapsamında inşa edilecek yapının inşası ve satışından elde edilecek gelire bağlanmış olması ve fakat bu projenin inşasına tahsis edilmiş olan arsanın 21/04/2020 – 31106 sayılı R.G.’de yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile … AŞ adına tescil edilmek üzere Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele olarak kamulaştırılmasına yönelik olarak idari işlem tesis edilmiş olması ve akabinde Maliye Hazinesi tarafından … 32. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasından kamulaştırma bedelinin tespiti davası açılmış olması ile bu projenin hayata geçmesinin fiilen imkansız hale gelmiş olması nedeniyle mevcut konkordato projesinin başarıya ulaşma şansının sona ermiş olması, komiser heyetinin konkordato projesinin başarıya ulaşmayacağı yönünde kanaat belirtmiş olması ve davacıların geçici mühlet süresince başarısız olacağı anlaşılan projelerini revize etmemiş olmaları nazara alındığında davacı şirketlerin konkordato projelerinin İİK. m. 292/1-b. kapsamında başarıya ulaşamayacağı anlaşıldığından davacı şirketler hakkında 18.11.2019 tarihinde verilen geçici mühlet kararının ayrı ayrı kaldırılmasına, kesin mühlet talebinin reddine, geçici komiser heyetinin görevlerine son verilmesine, geçici mühlet kararıyla verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına, İİK. 288/son maddesi uyarınca geçici mühletin kaldırıldığı ve komiserlerin görevlerine son verildiği, ayrıca tüm tedbirlerinde kaldırıldığı hususunun ilgili kurumlara bildirilmesine ve bu hususun İİK. 166. maddesindeki usulle ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı şirketlerin konkordato projelerinin İİK. m. 292/1-b. kapsamında başarıya ulaşamayacağı anlaşıldığından davacı şirketler hakkında 18.11.2019 tarihinde verilen GEÇİCİ MÜHLET KARARININ AYRI AYRI KALDIRILMASINA, KESİN MÜHLET TALEBİNİN REDDİNE,
Geçici komiser heyetinin GÖREVLERİNE SON VERİLMESİNE,
Geçici mühlet kararıyla verilen tüm TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
İİK. 288/son maddesi uyarınca geçici mühletin kaldırıldığı ve komiserlerin görevlerine son verildiği, ayrıca tüm tedbirlerinde kaldırıldığı hususunun ilgili kurumlara bildirilmesine ve bu hususun İİK. 166. maddesindeki usulle İLANINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcından, peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/07/2020

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır