Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/639 E. 2021/489 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/639 Esas
KARAR NO : 2021/489

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/11/2019
KARAR TARİHİ : 02/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıda 3.şahıs konumunda olan müvekkili … Ltd.Şti’nin iş adresinde haksız ve mesnetsiz haciz işlemi yapıldığını, muhafazayı önlemek maksadı ile diğer müvekkili … tarafından itirazı kayıtlı borcun ödendiğini, haciz mahallindeki malların icra borçluusu … Ltd.Şti’ye ait olmadığını, müvekkili şirkete ait olduğunun … 1.İcra Hukuk Mahkemesi’nin …E. ve … K. sayılı kararı ile ve İstanbul BAM 20.Hukuk Dairesi 2017/1817 E. ve 2018/33 K. sayılı ilamı ile tespit edilerek kesinleştiğini, bu sebeplerle yapılan 24.434,00 TL ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde haciz tarihi olan 30.04.2014 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve müvekkili … Ltd.Şti için 10.000,00 TL manevi tazminatın haciz tarihi olan 30.04.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ödediği meblağın … 11. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının takip borcu olduğunu, dolayısıyla kanunen ve hukuken geçerli bir borcun ifasından ibaret olduğunu, kabul anlamına gelmemek şartıyla, söz onusu haciz ve ödeme işlemi 30.04.2014 tarihinde gerçekleştiğinden davacının sebepsiz zenginleşmeden doğan talebe ve haksız fiil nedeniyle talep ettiği manevi tazminat karşı zamanaşımı definde bulunduklarını, işbu davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri açık olduğundan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve aleyhlerine avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, mülkiyet karinesi alacaklı yararına olduğunu, menkullerin borçlu ile davacıda birlikte elde bulundurulduğunun kabulü gerektiğini, İİK’nın 97/A maddesinde alacaklı yararına düzenlenen mülkiyet karinesinin aksi ancak kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilebileceğini, haksız fiilin şartlarının oluşmadığını, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin ağır kusuru ya da kötü niyeti olmadığını, davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, haksız haciz nedeniyle icra dosyasına ödenen bedelin haksız zenginleşme hükümlerine göre iadesi ile haksız haciz nedeniyle uğranıldığı iddia edilen manevi tazminat talebinin tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, haksız haciz nedeniyle … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ödenen bedelin iadesi ile haksız haciz nedeniyle uğranıldığı iddia edilen manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
Davacı yanın 05/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan haksız haciz nedeniyle Davacı … tarafından ödenen 24.434,00-TL’nin ödeme tarihi olan 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesi ile haksız haciz nedeniyle … Ltd. Şti.’ nin 10.000,00-TL manevi tazminatın haciz tarihi olan 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Mahkememizce … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının UYAP’tan celbedilen bir suretinin incelenmesinde; huzurdaki davanın davalısı/takip alacaklısı … A.Ş. Tarafından 27/03/2014 tarihinde dava dışı … Ltd. Şti. İle yine dava dışı … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatmış olduğu, söz konusu icra müdürlüğünün talimatı gereği … 13. İcra Dairesinin … Talimat sayılı dosyasından takip dosyasının tarafı olmayan davacı … Tic. Ltd. Şti.’nin adresinde haciz işlemi başlatılmış olduğu anlaşılmaktadır. Mahkememizce celbedilen … 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 07/02/2017 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararı ile davacılar … ile …Tic. Ltd. Şti.’nin davalı faktoring şirketi ile takip borçluları aleyhine açmış olduğu istihkak davasının kabulüne karar verilmiş olmakla 31/03/2014 tarihinde yapılan haczedilen malların davacıya ait olduğunun tespitine dair verilen kesinleşmiş mahkememe kararının dosyamızda mübrez olduğu görülmüştür.
Takip alacaklısı firmanın takip alacağını, borçlu olmayan bir 3. Şahıstan alması da onun açısından sebepsiz zenginleşme sayılmak durumundadır. Zira 6098 sayılı TBK’nın 77/1. Maddesine göre sebepsiz zenginleşen kişi, maddenin ifadesine göre aynen” Haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen” olarak tanımlanmıştır. Mevcut dava konusu olayda takip alacaklısı, takiple alakası olmayan davacı firmanın haklı bir sebebe dayanmayan ödemesi neticesi sebepsiz zenginleşmiştir. Davacı firmanın adresinde gerçekleştirilen fiili haciz baskısı takip alacaklısı açısından haklı bir sebep sayılamaz. Takip alacaklısı elbette alacağını almak durumundadır .fakat bu alacağını borçların nispiliği kuralı çerçevesinde borçludan almak durumundadır.
İcra mahkemelerinin verdiği kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Ancak istihkak davaları bu kurala istisnadır. Çünkü bu davalarda HUMK’da yazılı tüm kanıtlara (tanık, yemin, ikrar, bilirkişi, keşif) taraflarca ispat aracı olarak dayanılabilir ve icra hukuk mahkemesince bu kanıtlar serbestçe takdir olunur. (İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/2042 E. -2020/1234 K. Sayılı ilamı)
Türk Borçlar Kanunu 58/1. maddesi, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” Davalının eylemi, Türk Borçlar Kanunu 49. maddesi uyarınca, hukuka aykırı haksız fiil niteliğinde olduğundan davacının söz konusu haksız hacizden dolayı uğradığını iddia ve ispat ettiği manevi zararlarından davalı sorumludur. Kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmü uyarınca manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken aynı Kanunun 51. maddesi uyarınca durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önünde tutmalıdır. Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hükmüdür. Bu kapsamda manevi tazminatın miktarı belirlenirken tarafların kusur oranı, sıfatı, statüsü, sosyal ve ekonomik durumları ile eylemin işleniş biçimi ve yöntemi dikkate alınmalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilmiş olup, manevi tazminat adı altında hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek nitelikte olmalı fakat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği unutulmamalıdır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davacının iş yerinde yapılan haksız haciz işlem neticesinde davacının sıfatı eylemin işleniş biçimi, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi, hak ve nesafet kurallarına dayanılarak davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilerek, 1.000,00 TL manevi tazminat alacağının haciz tarihi olan 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı …Ltd.Şti’ne verilmesine karar verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacının takip borçlusu şirket ile aralarında organik bağ bulunduğuna yönelik takip alacaklısı tarafından öne sürülen savunmalar, davacı ile takip borçlusu arasında organik bir bağ bulunduğunu kabul etmeye imkan verecek nitelikte görülmemektedir. Tarafların aynı iş kolunda faaliyette bulunmaları aralarında organik bağ bulunduğunu göstermez. Bunun dışında haciz tutanağına yansıdığı ve icra mahkemesince alınan bilirkişi raporunda belirtildiği şekliyle dosya borcunu haciz esnasında ödeyen davacı şirketin ortak ve yetkilisi davacı …’nın takip borçlusu şirketin eski ortaklarından olması takip konusu borcun doğumundan çok öncesinde şirketi temsil ve ilzam yetkisi sona eren …’nın kuruluş dönemi ortakları arasında yer alması, şirketler arasında organik bir bağ olduğunu kabul etmeye imkan vermemektedir. Organik bağ bulunduğu çıkarımının yapılabilmesi için şirket ortakları ve faaliyet dahil yoğun bir ilişki bulunması hukuki bir sonuca varabilmek için gerekli sayılmalıdır. (Aynı yönde … 12. Hukuk Dairesi’nin … E, … K. Sayılı ilamı) İstirdat davasında, takip borçlusu ile borcu ödeyen 3. Şahsın aralarında organik bağ bulunmadığı ve ödemenin haciz baskısı gibi tazyik altında yapıldığı bir başka deyişle serbest irade ile yapılmadığı hususları maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden İcra Mahkemesi dosyasında net bir biçimde aydınlatılmıştır. Her ne kadar davalı yan icra mahkemesinin istihkak davasında dar yetkili mahkeme olduğuna dair ve İcra mahkemesince yapılan tespitlerin mahkememizce hükme esas alınmasının yerinde olmadığına yönelik beyanda bulunmuş olsa da icra mahkemesinin istihkak davasına ilişkin incelemesinin İİK 97. madde kapsamında genel hükümler dairesinde yapıldığından, istihkak davasına ilişkin icra mahkemesi kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil edecek nitelikte kararlardan olması göz önüne alınarak ve her iki davada da davalı yanın taraf olduğu hususu , haciz yapılan adreste … adresinde bulunan ve davacı takip borçlusu olmayan 3.kişiye ait …Ltd. Şti.’nin evrak araştırmasında sadece davacı 3.kişi temsilcisi … tarafından icra takip borçlusu şirket adına yatırılan bir adet dekont dışında belgeye rastlanılmamasına rağmen, ayrıca icra takibine konu edilen senedin düzenleme tarihinin 20/01/2014, ödeme tarihinin 17/03/2014 olduğu dikkate alındığında davacı 3.kişi …Tic. Ltd. Şti.’nin temsilcileri ve ortaklarının takip borçlusu … Ltd. Şti.’deki hisselerinin takip borçlusuna devir tarihlerinin borcun doğumundan önceki bir tarih olan 28/05/2013 tarihinde devrettikleri sabit olmakla, takip alacaklısının şirketler arasında organik bağ olduğu hususunun ispatlanamadığı, borçlu şirketin eski ortaklarının davacı 3. kişi ortakları olmasının tek başına organik bağın ispatı olmayacağı, takibe konu miktarın ödenmeyen bir senedin bakiye kısmı olduğu nazara alındığında muvazalı işlemlerin de ispat edilememesi sebebiyle davacının istihkak iddiasının kabulüne dair verilen kararın mahkememizce de hükmümüze esas alınması gerektiği anlaşılmış olmakla, sonuç olarak alacaklı tarafın gösterdiği adreste yapılan haciz baskısı altında davacı 3. Şahsın takip dosyasının tarafı ve ilgisi olmamasına rağmen (takip borçlusu ile aralarında organik bir bağ da bulunmadığı halde) borcu ödediği, davalı takip dosyasının alacaklısının borcu ödeyen 3. kişi açısından haklı bir neden olmaksızın zenginleştiği, davacının, takip alacaklısına borçlu olmadığı ve takip dosyasının borçlusu firma ile de aralarında organik bir bağ bulunduğunu kabul etmeye yetecek nitelikte bir ispat vasıtası bulunmadığından, … 13. İcra Müdürlüğü’nün …Talimat sayılı dosyası incelendiğinde; haciz tutanağından da anlaşılacağı üzere haczin uygulanan adresin ödeme emrinde yer alan adres olmadığı sabit olmakla, haciz uygulanan adreste davacının ticari faaliyetini sürdürdüğü, takip borçlusunun haciz uygulanan adresle resmi kayıt ve belgelere göre herhangi bir ilişkisinin tespit edilemediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı sabit olmakla davacıların davasının kısmen kabulü ile 24.434,00 TL’nin ödeme tarihi olan 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 1.000,00 TL manevi tazminat alacağının haciz tarihi olan 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … Ltd.Şti’ne verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Davacıların davasının kısmen kabulü ile 24.434,00 TL’nin ödeme tarihi olan 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-)1.000,00 TL manevi tazminat alacağının haciz tarihi olan 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
3-)Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.669,09 TL nispi karar harcı ile kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 68,31 TL nispi karar harcı toplamı 1.737,40 TL harcın peşin yatırılan 588,05 TL peşin harçtan mahsubu ile noksan kalan 1.149,35 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından yapılan toplam 41,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 30,28 TL yargılama gideri ile 588,05 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı toplamı 662,73 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 974,99 TL’nin davalıdan, 345,01 TL’nin ise davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
10-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının HMK 345 maddesi gereğince taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek ve istinaf başvuru ve karar harçları ile istinaf gider avansının tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenebilmesi için tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 588,05 TL
Karar Harcı : 1.737,40 TL
Noksan Harç : 1.149,35 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 345,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 00,00TL
Posta Giderleri : 41,00 TL