Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/587 E. 2022/336 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/587
KARAR NO : 2022/336

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında Televizyon Dizisi Yapım Sözleşmesi ve Gelir Paylaşımına ilişkin Protokol akdedildiğini, bu sözleşmelere göre dizinin yurtdışı satışından elde edilecek gelirin taraflar arasında yarı yarıya paylaştırılacağını ve yurtdışı satışlarının da dava dışı … A.Ş tarafından yapıldığını, adı geçen şirketçe yapılan satışlara istinaden davalı şirketin KDV’si ile birlikte satış tutarını içeren faturayı … AŞ’ye düzenlediğini ve bu faturaya istinaden de sözleşmeye göre temsilci olan … AŞ’nin sadece satış tutarının davalı payı olan %50’si ile KDV tutarının tamamını davalıya ödediğini, geri kalan satış bedelinin %50’sinin müvekkiline ödendiğini, davalı şirketin iflas istemiyle dava açmasından sonra … AŞ’nin, müvekkiline düşen tüm ödemeleri davalı şirkete yapmaya başladığını, davalının iflas davasını kötüniyetle açtığını, zira borca batıklığının tespit edilemediğini, iflas dosyasında muhafaza tedbiri bulunmadığını, davalıya gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle alacağın tahsili için … 37. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasındaki haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin tebliğinin yasaya aykırı olduğunu, tebligattan 06.12.2018 tarihinde haberdar olunduğunu, bu nedenle süresi içinde cevap verildiğini, davanın …bank A.Ş’ye ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkilinin aktif husumetinin olmadığını, zira müvekkili şirketin … 13. ATM’nin… E. Sayılı dosyasında açtığı iflas davasında mahkeme tarafından tedbir kararı verildiğini ve bu kararda, … AŞ tarafından komisyon bedelleri düşüldükten sonra bakiye miktarın üçüncü şahıs … AŞ tarafından aynı şekilde …bank A.Ş … Şubesindeki hesaplara aktarılmasına, Star TV’ye ödemelerin bu hesaptan yapılmasına denildiğini, buna göre tedbir kararında yapılacak ödemenin ne şekilde olacağının açıklandığını, müvekkilinin borç ilişkisinin tarafı olmayıp bir ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, protokol ve tedbir kararı gereğince borcun müvekkili şirketin borcu olmadığı gibi gelir-gider takibi açısından şirket adına açılan banka hesabına yatırılan paranın da müvekkilinin olmayıp …’ye ait olduğunu, bu para üzerinde herhangi bir tasarruf haklarının ve yetkilerinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizin 20.02.2020 tarihli duruşmasında alınan 1 nolu ara karar ile tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, taraf defterleri özellikle dayanılan sözleşme hükümleri, … A.Ş’den gelen yazı cevabı, … 13. ATM dosyası içeriği birlikte değerlendirilerek mahkememizce resen seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme yapılarak davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir alacağının olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu konusunda rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler …, … ve … tarafından sunulan 19.10.2020 tarihli raporda özetle, davacı şirket ile davalı (Yapımcı) arasında 19.12.2014 Televizyon Dizisi Yapım sözleşmesi ve anılan Sözleşme doğrultusunda taraflar arasındaki gelir paylaşımının düzenlendiği 30.12.2016 tarihli Protokol akdedilmiş olup, Taraflar arasında, televizyon Dizisi Yapım Sözleşmesi ve 30.12.2016 tarihli Protokolün varlığı ve içeriği konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkide … A.Ş. tarafından yapılan satışlardan …’in (Temsilci) Komisyonu düşüldükten sonra kalan kısım taraflar arasında akdedilen protokolün 3, 4.2, 4.3, 4.4, 4.6 ve 4.7 maddeleri uyarınca %50’şer oranında pay edilerek ödenmesi gerekmekte olup, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili … 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2 No’lu Muhafaza Tedbir Kararına ilişkin ek kararı “Yönetim kayyımları heyeti ve …bank … Şubesi tarafından Mahkememizce verilen muhafaza tedbir kararının uygulanmasında tereddüte düşülmüş olmakla; Mahkememizce evveliyatta verilen özellikle 18.12.2017 tarihli “Muhafaza Tedbirleri 2. kararının 4. maddesi ve 2. paragrafına göre, “…” dizisine ait olmak üzere sözleşmeler ve özellikle 30.12.2016 tarihli protokol kapsamında … 37. İcra Müdürlüğünün … Esas saylı dosyası da nazara alınarak, … Yapımcılık Tic. A.Ş. tarafından, … A.Ş. adına …bank … Şubesindeki hesaplara gönderilen ve ilgili banka tarafından 23.07.2018 tarihinden itibaren … A.Ş. adına blokeli olduğu bildirilen miktarların ve süregelen … payının … A.Ş.’ne ödenmesinde yasal engel bulunmadığına, Kayyımlar heyetine ve …bank … şubesine işbu kararın tebliğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi. 22.11.2018” hükümlerini içermekte olduğu, anılan Sözleşme, Protokol Hükümleri ve Kesin Delil Hükmündeki 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.11.2018 Tarihli 2 No’lu Muhafaza Tedbir Kararına İlişkin EK KARARI uyarınca, davacı adına … Şubesine gönderilen tutarların, davalı şirket tarafından dava dışı bankaya yazılacak talimat ile ödenmesinin sağlanması gerektiği, dava dışı … ile davacı ve davalı arasında üçünün de taraf olduğu bir hukuki ilişkinin bulunmadığı, dava konusu edilen blokeli olduğu belirtilen tutarlar üzerinde tasarrufta bulunma yetkisinin yukarıda izah olunduğu üzere sadece davalı şirkete ait olduğu, davacının davalı şirketten olan alacağının yukarıda gösterildiği şekilde 1.120.058,93 USD olduğu, davacıya ödenmesi gereken tutara hesaba geçtiği tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi durumunda davacı alacağının 1.120.058,98 USD asıl alacak, 15.805,61 USD işlemiş faiz hesaplanmakla birlikte taleple bağlılık ilkesi gereği talebiyle bağlı olduğundan 940 USD işlemiş faiz olmak üzere 1.120.998,93 USD olduğu, davacı şirketin icra takip tarihinden itibaren tahsiline kadar, 1.120.058,93 USD asıl alacak üzerinden tahsiline kadar Kamu Bankalarınca Mevduatlara Fiilen uygulanan Azami Faiz Oranları – 1 yıla kadar Vadeli USD Mevduat faizi üzerinden faiz talep edebileceği, tarafların hukuki nitelikteki talepleri ile masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin mahkemenin takdirleri içinde kaldığı yönünde görüş ve kanaat belirtmişlerdir.
Taraf vekillerinin rapora itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile ek rapor sunulmasının istenilmiş bilirkişiler …, …ve … tarafından sunulan 12.01.2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle, davacı şirket ile davalı (Yapımcı) arasında 19.12.2014 Televizyon Dizisi Yapım sözleşmesi ve anılan Sözleşme doğrultusunda taraflar arasındaki gelir paylaşımının düzenlendiği 30.12.2016 tarihli Protokol akdedilmiş olup, sözleşme ve protokol hükümlerinin geçerli olduğu ve tarafları bağladığı, anılan sözleşme, protokol hükümleri ve kesin delil hükmündeki 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.11.2018 Tarihli 2 No’lu muhafaza tedbir kararına ilişkin ek kararı uyarınca, davacı adına… Şubesine gönderilen tutarların, davalı şirket tarafından dava dışı bankaya yazılacak talimat ile ödenmesinin sağlanması gerektiği ve söz konusu blokeli olduğu belirtilen tutar üzerinde tasarruf yetkisinin davalı şirkete ait olduğu yönündeki kanaatlerini yinelediklerini, anılan sözleşme, protokol hükümleri ve kesin delil hükmündeki 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.11.2018 Tarihli 2 No’lu muhafaza tedbir kararına ilişkin ek kararı uyarınca, davacı adına … Şubesine gönderilen tutarların, davalı şirket tarafından dava dışı bankaya yazılacak talimat ile ödenmesinin sağlanması gerektiği, dava konusu edilen blokeli olduğu belirtilen tutarlar üzerinde tasarruf yetkisinin davalı şirkete ait olduğu, Tv Dizisinin yurt dışı satışlarından, davacının payı olarak dava dışı …bank A.Ş. ‘nin … Şubesi nezdindeki “…Ltd. Şti.’nin … IBAN numaralı USD hesabına gelen tutarlar 1.120.058,93 USD olduğundan kök raporda hesaplandığı üzere davacı şirket alacağının 1.120.058,93 USD asıl alacak, 15.805,61 USD işlemiş faiz hesaplanmakla birlikte taleple bağlılık ilkesi gereği 940 USD işlemiş faiz olmak üzere (1.120.058,93 + 940 USD) = 1.120.998,93 USD olduğu yönündeki kanaatlerinden ayrılmayı gerektirecek bir hususa rastlanılmadığı, diğer hususların kök raporda açıklandığı gibi olduğu, tarafların hukuki nitelikteki talepleri ile masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin mahkemenin takdirleri içinde kaldığı yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 11.03.2021 tarihli duruşmasında alınan 1 nolu ara karar ile bilirkişi kök ve ek raporunun denetime elverişli olmadığı anlaşılmakla dosyanın bir sektör, bir bankacı finans bilirkişisi ile şirketler hukukundan uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek taraflar arasında akdedilen 30.01.2016 tarihli gelir paylaşımına ilişkin protokol kapsamında 28.01.2020 tarihli … A.Ş cevabı yazısında değerlendirilerek davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı (TL karşılığı da gösterilmek suretiyle) konusunda rapor tanzim edilmesi istenilmiş bilirkişiler …, … ve … tarafından sunulan 14.09.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle, davacı şirket ile davalı şirket (Yapımcı) arasında 19.12.2014 tarihli Televizyon Dizisi Yapım Sözleşmesi ve anılan Sözleşme doğrultusunda taraflar arasındaki gelir paylaşımının düzenlendiği 30.12.2016 tarihli Protokol akdedilmiş olup, taraflar arasında, Televizyon Dizisi Yapım Sözleşmesi ve Protokol’ün varlığı ve içeriği konusunda bir uyuşmazlık ve/veya çekişmenin bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkide … A.Ş. tarafından yapılan satışlardan …’in (Temsilci) komisyonu düşüldükten sonra kalan kısmın, taraflar arasında akdedilen Protokol’ün 3, 4.2, 4.3, 4.4, 4.6 ve 4.7 maddeleri uyarınca yüzde 50’şer oranında pay edilerek ödenmesi gerekmekte olup, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili … 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin “2 No’lu Muhafaza Tedbir Kararına İlişkin ek kararı “Yönetim kayyımları heyeti ve …bank … Şubesi tarafından Mahkememizce verilen muhafaza tedbir kararının uygulanmasında tereddüte düşülmüş olmakla Mahkememizce evveliyatta verilen özellikle 18.12.2017 tarihli “Muhafaza Tedbirleri 2.” kararının 4. Maddesi ve 2. Paragrafına göre, “…” dizisine ait olmak üzere sözleşmeler ve özellikle 30.12.2016 farihli Protokol kapsamında … 37. lcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası da nazara alınarak, … Yapımcılık Tic. A.Ş. tarafından, … A.Ş. adına …bank … şubesindeki hesaplara gönderilen ve ilgili Banka tarafından 23.07.2018 tarihinden itibaren … A.Ş. adına blokeli olduğu bildirilen miktarların süregelen aylık … payının … A.Ş.’ne ödenmesinde yasal engel bulunmadığına, Kayyımlar Heyetine ve …bank … şubesine iş bu kararın tebliğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi. 22.11.2018” hükümlerini içermekte olduğu, anılan Sözleşme, Protokol hükümleri ve kesin delil hükmündeki 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.11.2018 tarihli “2 No’lu Muhafaza Tedbir Kararına İlişkin ek kararı uyarınca, davacı adına … Şubesine gönderilen tutarların, davalı şirket tarafından dava dışı bankaya yazılacak talimat ile ödenmesinin sağlanması gerektiği, dava dışı …bank ile davacı ve davalı arasında üçünün de taraf olduğu bir hukuki ilişkinin bulunmadığı, dava konusu edilen ve blokeli olduğu belirtilen tutarlar üzerinde tasarrufta bulunma yetkisinin yukarıda izah olunduğu üzere anılan mahkeme kararına istinaden sadece davalı şirkete ait olduğu, davacının takip tarihi itibariyle alacaklarının fazlaya ilişkin (244.754,63 TL) 52.937,09 USD (1.173.936,02- 1.120.998 935) reddi durumunda, takip tarihinden başlamak üzere 1.120.058,93 USD (5.178.592,46 TL) asıl alacak tutarı tamamen ödeninceye kadar 3095 sayılı Kanunun m. 4/a hükmü uyarınca yıllık %4 oranında işleyecek temerrüt faizi ile birlikte istenilebileceği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
14/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda, taraf defterlerindeki mutabakatsızlık sebeplerinin tespit edilemediği belirtilmekle dosyanın, aralarında yeminli mali müşavir bulunan 3 kişilik bağımsız denetçiden oluşan heyete tevdi ile takip konusu faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davalı defterlerinde fatura bedellerinin ödendiğine, borcun sona erdiğine dair varsa kayıtlarının dayanaklarının neler olduğu, davacı defterlerinde görünen alacağın ödeme ile sona erip ermediği, davacı defterlerinde yer aldığı (bilirkişi raporunun 10. sayfasında) belirtilen ödemelerin borcu sona erdirip erdirmeyeceği, taraf defterlerindeki mutabakatsızlık sebebi ve nihayetinde davacının takip tarihindeki alacak miktarının tespiti konularında rapor tanzim edilmesi istenilmiş bağımsız denetçi bilirkişiler …, … ve … tarafından sunulan 01.03.2022 tarihli heyet raporunda özetle, Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden; Tacir olan tarafların 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile e-defter kullanan mükelleflerden olduğu, dava konusu 2017-2018-2019 yılları Defteri Kebir ile Yevmiye defterlerini GİB onaylı beratlarını süresinde almış olduğu görüldüğünü, dava konusu olan 8 adet toplamı 5.461.639,83 TL (1.384.135,10 USD) faturaların davacı ve davalı defterlerine kayıt edildiği, takip tarihi olan 29.06.2018 itibari ile Şüpheli Alacaklar ve Müşteri Hesapları toplamı ile davalıdan 6.665.226,23 TL. (6.788.362,88 -123.136,65) 1.172.996,02 USD alacak bakiyesi olduğu, dava konusu fatura ödemelerinin takip tarihine kadar yapılmadığı tespit edildiğini, taraflar arasında yapılan dövizli ödeme tutarları birbirini teyit etmekle birlikte farklı kurlardan kayıtlara alınmasından kaynaklı kur farkından TL karşılığındaki bakiyelerin birbirini tutmadığı tespit edildiğini, dava dışı … A.Ş. tarafından …Payı olarak davalının … Şubesi nezdinde bulunan USD hesabına gönderilen tutarların toplamının 1.120.058,57 USD olduğu, davacının takip tarihi itibari ile asıl alacağının 1.172.996,02 USD olduğu, … nezdinde bulunan 1.120.058,57 USD’nin davacıya ödenmesi durumunda 52.937,45 USD (1.172.996,02 — 1.120.058,57) alacak bakiyesinin kalacağının tespit edildiği yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, taraflar arasında akdedilen dizi yapım sözleşmesi ve gelir paylaşımına ilişkin protokolden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tarafların tacir olması halinde, davacının verdiği hizmet veya satımdan doğan alacağının ve davalının ise aldığı hizmet veya satım nedeniyle doğan borcunun TTK 66 ve devamı maddeleri gereğince ticari defterlerinde kayıtlı olması gerekmektedir. Bu nedenle TTK 80 ve devamı maddeleri uyarınca, davaya konu alacağın var olup olmadığı ve miktarı, her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yapılacak bir incelemeyle açıklığa kavuşturulur. 6100 Sayılı HMK’nın 222. maddesinde ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olması, defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ve bunun yanında diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların da bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Davacının alacağın varlığı, sadece kendi defterlerinin incelenmesi suretiyle de ispatlanamaz. Bunun için dayanak belgelerin, faturaya dayalı olması halinde tebliğ ve tesliminde yapıldığının ispatlanması gerekir.
6102 Sayılı TTK’un 64. maddesine göre her tacir, ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak münasebetlerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri tespit etmek amacıyla, işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri tutmakla yükümlüdür. Anılan Kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. Şu kadar ki; kanuna uygun olan defterlerde sahibi lehine olan kayıtlar dahi aleyhindeki kayıtlar gibi muteber olup bunlar birbirlerinden ayrılamaz.
Yukarıda açıklanan ilkeler göstermektedir ki; TTK.65/2 ve 3. Maddelerine göre, hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden, borç ve ödemelerin davacı defterinde kayıtlı olması ile varılan sonuç, alacağın miktarı konusunda da davacı aleyhine karine oluşturur.
6100 Sayılı TTK. 65/2 maddesinde, “Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır.
65/3 maddesinde,” Bir yazım veya kayıt, önceki içeriği belirlenemeyecek şekilde çizilemez ve değiştirilemez. Kayıt sırasında mı yoksa daha sonra mı yapıldığı anlaşılmayan değiştirmeler yasaktır.”şeklinde düzenlemeler bulunduğu gibi, ticari defter ve kayıtlarının, Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun olması gerektiği de yer almaktadır.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı için incelenir. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği de açıkça anlaşılmaktadır.
Davacı ve davalı arasında 19/11/2014 tarihli Televizyon Dizisi Yapım Sözleşmesi ile 30/11/2016 tarihinden itibaren geçerli olduğu kararlaştırılan 30/12/2016 tarihli ve konusu Dizi’nin yurtdışına lisanslanması, satışının yapılması ve söz konusu lisanslama ve satışlardan elde edilecek gelirlerin tahsili hususunda Yapımcı tarafından yetkilendirilmiş olan Temsilci’nin Dizi’nin yurtdışı satışlarından doğan ve 01/12/2016 tarihinden itibaren yapacağı tahsilatlardan elde edeceği bedellerin Protokol uyarınca paylaşılmasına ilişkin hususları düzenleyen protokol akdedildiği, sözleşme konusu hizmetin sunulduğu ,davacının 19/11/2014 tarihli Televizyon Dizisi Yapım Sözleşmesi ile 30/11/2016 tarihinden itibaren geçerli olduğu kararlaştırılan 30/12/2016 tarihli protokolden kaynaklı alacaklarının ödenmesi için davalıya … 11.Noterliğinin …tarihli …. yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği, borca batıklık nedeni ile davalı tarafından doğrudan iflas talebiyle ikame edilen … 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında 22/11/2018 tarihli ara karar ile mahkemece daha önce verilen tedbir kararlarına açıklık getirilmesi amacıyla ” … ” dizisine ait olmak üzere sözleşmeler ve özellikle 30/12/2016 tarihli protokol kapsamında ,… 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası da nazara alınarak … AŞ. tarafından ,… AŞ. Adına … şubesindeki hesaplara gönderilen ve ilgili banka tarafından 23/07/2018 tarihinden itibaren … AŞ. adına blokeli olduğu bildirilen miktarların ve süregelen aylık … payının ,… AŞ.ne ödenmesine yasal engel bulunmadığına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının gelir paylaşımına dair protokolden kaynaklı alacak miktarının ne kadar olduğu, taraf defterlerindeki mutabakatsızlığın hangi hususlardan kaynaklandığının tespiti için yaptırılan son bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve denetime elverişli bulunan 01.03.2022 tarihli heyet raporundan; usulüne uygun tutulan davacı defterlerinde kayıtlı 8 adet toplamı 5.461.639,83 TL (1.384.135,10 USD) tutarlı faturaların davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacının takip tarihi olan 29.06.2018 itibari ile Şüpheli Alacaklar ve Müşteri Hesapları toplamı ile davalıdan 6.665.226,23 TL. (6.788.362,88 -123.136,65) 1.172.996,02 USD alacak bakiyesi bulunduğu, taraflar arasında yapılan dövizli ödeme tutarlarının birbirini teyit ettiği, mutabakatsızlığın ise davalı tarafından yapılan ödemelerin taraflarca farklı kurlar üzerinden kayıtlara alınmasından kaynaklandığı, bu durumun düzeltilmesi hâlinde davacının takip tarihi itibari ile asıl alacağının 1.172.996,02 USD olduğu, kendi kayıtlarına göre 1.172.996,02 USD borçlu olduğu tespit edilen davalı tarafından alacağın ödendiğinin ispat edilememesi karşısında davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının … 37. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 1.172.996,02-USD asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacağa devlet bankalarınca USD cinsinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranı (%9,75’i geçmemek kaydı ile) yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacak likit olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Davalının davacıdan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Tahsili gereken harç 492.753,13 TL olduğundan peşin alınan 95.755,12 TL’nin mahsubu ile bakiye 396.998,01 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen 95.755,12 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 25.000,00 TL bilirkişi masrafı, 396,60 TL posta ve tebligat masrafı toplamı 25.396,60 TL yargılama giderinin kabul oranına göre 25.355,94 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesi kapsamında hesap ve takdir edilen 160.702,09 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesi kapsamında hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31/03/2022

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP