Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/586 E. 2021/390 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/586 Esas
KARAR NO : 2021/390

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 11/10/2019
KARAR TARİHİ : 31/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … adresinde, … Ticaret Sicil no.su ile … Ticaret Odası’na bağlı olarak faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, …Tic. Ltd. Şti. her nevi tekstil ve tekstilden mamul iç ve dış giyim eşyalarının konfeksiyonun hammadde ve yardımcı madde temin edip üretmek, alım satım ithalat ve ihracatını yapmak ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işleri yapmak amacıyla kurulu olduğunu, müvekkil şirketin 5.000 m2 kapalı alanda kurulu üretim tesisinde 137 çalışanı ile faaliyetine devam ettiğini, şirketin ilk olarak 1997 yılında şirket ortağı … adına şahıs işletmesi olarak kurulduğunu, kurulduğu yıllarda kendi atölyesi yanında, fason atölyelere de ürettirdiği bayan triko ürünlerinin iç piyasaya satışını gerçekleştirdiğini, 1999 yılında, satışların artmasına paralel olarak üretimde de artış olunca 1999 yılında … Ltd. Şti’nin., …, … ve … ortaklığında kurulduğunu, müvekkili şirketin 2011 yılı sonlarına kadar … pazarına yüksek miktarda üretim ve pazarlama yaptığını, 2005-2011 yılları arası … pazarından gelen talebe cevap verebilmek için gerek üretim tesisi olarak, gerekse personel anlamında hızla büyüdüğünü, 2011 yılı sonlarında pazardaki daralma dikkate alınarak ihracat yapmaya karar verildiğini, müvekkilinin, katıldığı fuarlar, dış ticaret konusunda alınan danışmanlıklar ve yapılan yatırımlar sonunda İngiltere, Almanya, İspanya, Amerika, Fransa, İsveç vb. ülkelerin önemli markalarına ihracat yapılmaya başlandığını, halen bu ülkelere ihracatı devam ettiğini, iç piyasada ise defacto, zara, mango markalarının önemli tedarikçisi durumunda olduğunu, 2012 yılından 2018 yılına kadar geçen süreçte işletme olarak büyüyen ve gelişen bir trend izlediğini, müşterilerine kaliteli hizmet verebilmek adına finansal kiralama yolu ile son teknoloji makineler alındığını, üretim kapasitesinin artırıldığını, örme, yıkama, konfeksiyon, ütü paket bölümleri kurulduğunu, müvekkilinin halen entegre bir tesis olarak faaliyetine devam ettiğini, şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum ve konkordatoya başvuru nedenlerinin ayrıntılı olarak açıklandığı, ön projenin vade ve tenzilat konkordatosu teklifini içerdiğini, 4 yılda 3’er aylık dönemler halinde borçların ödeneceğini, İİK. 287. maddesi uyarınca 3 ay geçici mühlet verilerek geçici komiser ataması yapılmasına ve yasadan kaynaklanan tedbirlerin alınmasına karar verilmesini, ayrıca takip borçlusu olduğu takiplerde aleyhine veya 3. şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik İİK md.89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Dava İİK. 286 ve devamı hükümlerinden kaynaklanan konkordatonun tasdiki talebine ilişkindir.
Adi Konkordato 2004 sayılı İİK. m. 285-309/ı arasında düzenlenmiştir.
Konkordato, borçlunun, kanunda öngörülen çoğunluktaki alacaklılar ile yapacağı ve ancak mahkemenin tasdiki ile borçlu ve alacaklılar bakımından (konkordatoya tabi ve ancak borçlu ile anlaşmaya varmayan alacaklılar dahil) bağlayıcı hale gelen bir cebri icra anlaşmadır. Konkordato kurumu, elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve ekonomik durumu bozulan veya bozulma ihtimali olan dürüst borçluları, iflastan korumak (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara: Adalet Yayınları, 2013 s.1443-1444) ve ödeme güçlüğü çeken borçlulara borçlarını yeniden yapılandırarak, işletmelerini iyileştirmelerine olanak sağlamak için ihdas edilmiştir. Konkordato kurumu ile borçluya, alacaklıların çoğunluğu ile anlaşarak borçlarını ödeme ve böylelikle iflastan kurtulma imkanı sağlanmak istenmiştir. Borçlu yapılacak olan anlaşma doğrultusunda borçlarını ödediğinde tüm borçlarından kurtulmuş olur. İsviçre doktrininde, konkordato sürecinde verilen konkordato kesin mühleti borçlunun mali durumunu iyileştirmesinin bir aracı olarak görülmektedir. İsviçre’deki kanun değişikliklerinin bir çoğunda açıkça iyileştirme kavramına yer verilmiştir. Konkordatoda alacaklıların menfaati olmakla birlikte esasen borçlunun menfaati daha ön plandadır. Adi konkordatoda, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda olduğu gibi malvarlığının tasfiyesi değil borçlunun mali durumunun iyileşmesi ve işletmenin faaliyetine devam etmesi amaçlanır.(Hakan Pekcanıtez/Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Yasa Çerçevesinde KONKORDATO, İstanbul: Vedat Kitapçılık 2018, s.3 ve6)
Adi konkordato, geçici mühlet, kesin mühlet, konkordatoya tabi (nisaba esas) alacaklı ve alacaklıların tespiti, alacaklılar toplantısının yapılması ve tasdik raporunun mahkemeye ibrazı ile başlayan tasdik aşamalarından oluşmaktadır.
Geçici mühlet aşamasında; geçici mühlet kararı verilebilmesi için davacının İİK. m. 286 gereği, dava dilekçesi ekinde, konkordato ön projesini, borçlunun malvarlığının durumunu gösteren belgeleri, alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporunu mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Mahkemece, bizzat veya bilirkişi marifetiyle yapacağı inceleme neticesinde bu belgelerin tam olduğunun tespit edilmesi halinde İİK. m. 287/1 gereği borçluya derhal üç ay geçici mühlet verilmesi gerekir. Şartları mevcut olduğunda İİK. m. 287/4 gereği 3 aylık geçici sürenin 2 ay uzatılmasına karar verebilir.
Dosyada İİK. 286. maddesinde yer alan belgelerin eksiksiz sunulduğu anlaşılmakla 15/10/2019 günü saat 13:30 itibariyle davacı lehine üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş ve geçici komiser heyeti görevlendirilmiştir.
Konkordato komiser heyetince sunulan 03/01/2020 tarihli raporda özetle; davacı şirketin Mahkeme konkordato ön projesinin “vade ve tenzilat konkordatosu” teklifi olduğu, likidite sıkışıklıkları ve borçlann ödenmesindeki sorunların konkordato müracaatından önce gerçekleştiği nazara alındığında, şirketin finansal sorun yaşamasının kaçınılmaz olduğu, davacı şirkette yapılan ilk görüşmeden rapor tarihine kadarki süreçte şirketin aktif olarak faaliyetlerine devam ettiği, şirketin yöneticilerinin şirketin işleyişinde görev olarak aldığının görüldüğünü, davacı şirketin 30/11/2019 tarihi itibarıyla kaydi değerlere göre hesaplanan bilançosuna bakıldığında borca batık durumda olduğu, henüz bilirkişi inceleme raporları tamamlanmadığından rayiç değer bilançosu hazırlanamadığı için rayiç anlamda borca batık olup olmadığının belirlenemediği, şirketin gerçekleşen satış tutarı planladığı satış tutarı tutarının üstünde olduğu, bu durum şirketin devamlılığı ve projenin başarıya ulaşılabilirliği açısından olumlu bir gelişme olarak görüldüğü, şirketin zararlı olması şirketin devamlılığı ve projenin başarıya ulaşılabilirliği açısından olumsuz bir gelişme olarak görüldüğü, hem satışların hem de özellikle karlılığının daha da arttırılması gerektiğinin aşikar olduğu, davacının geçici mühlet kararından önceki maruz kaldığı haciz baskılarının etkilerinin halen devam ettiği, borçlu şirketin teklif ettiği vade ve tenzilat konkordatosu ile konkordatoya tabi alacaklar bakımından iflas haline nazaran daha fazla bir meblağın alacaklılar eline geçebileceği, yukarıdaki olumlu ve olumsuz gelişmelere rağmen konkordato talep eden firmanın faaliyetine ilişkin yazışmalarını ve çabalarının bir süre daha izlenmesinin uygun olacağı, şirketin faaliyetlerinin karlılığa etkisinin takibi bakımından, geçici mühletin uzatılması yönündeki imkandan faydalandırılmasının uygun olacağı, henüz bilirkişi inceleme raporları tamamlanmadığından rayiç değer bilançosu hazırlanamadığı için rayiç anlamda borca batik olup olmadığının belirlenemediğinden dolayı geçici mühletin uzatılması imkanından yararlandırılması gerektiği, keza bu 2 aylık süreçte davacıların faaliyetlerini izleme imkanı olacağından, geçici mühlet süresinin 2 ay süre ile uzatılmasının yerinde olabileceği yönünde görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır. Mahkememizce İİK. 287/4. maddesi uyarınca 07/01/2020 tarihi saat 13:30’dan itibaren geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar verilmiştir.
Geçici konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 19/02/2020 tarihli raporda özetle; davacı şirketin Mahkeme konkordato ön projesinin “vade ve tenzilat konkordatosu” teklifi olduğu, likidite sıkışıklıkları ve borçların ödenmesindeki sorunların konkordato müracaatından önce gerçekleştiği nazara alındığında, şirketin finansal sorun yaşaması kaçınılmaz olduğu, davacı şirkette yapılan ilk görüşmeden rapor tarihine kadarki süreçte şirketin aktif olarak faaliyetlerine devam ettiği, şirketin yöneticilerinin şirketin işleyişinde görev olarak aldığı görüldüğü, şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği görülmekte olup, bilirkişi raporlarındaki değerlerde belli seviyede mevcut stokları, taşıtlari, demirbaşları ve gayrimenkulü bulunduğu, şirket yetkilileri tarafından komiser heyetine ibraz edilen anlaşmalarda yeni siparişlerin alındığı ve bunun fimanın gerek satışlarına gerekse de karlılığına olumlu şekilde etki edeceği belirtildiği, davacı şirketin konkordatoya esas 31/08/2019 tarihli mali tablolarından Rapor tarihi itibariyle geçen 5 aylık süreç sonundaki mali tablolan kıyaslandığında yaklaşık 500.000,00 TL kar elde ettiği, davacı şirketin 31/08/2019 – 31/12/2019 ve 31/01/2020 tarihi itibarıyla kaydı değerlere göre hesaplanan bilançolarına bakıldığında borca batık durumda olduğu, davacı şirketin ön projeye esas 31/08/2019 ve 31/01/2020 tarihi itibarıyla rayiç değerlere göre hesaplanan bilançosuna bakıldığında borca batık durumda olduğu, şirketin gerçekleşen satış tutarı planladığı satış tutarı tutarının üstünde olduğu bu durum şirketin devamlılığı ve projenin başarıya ulaşılabilirliği açısından olumlu bir gelişme olarak görüldüğü, şirketin 2019 yılında (8.294.992,44) TL zarar etmesi, 31/12/2019 tarihi itibariyle geçmiş yıl zararlan dahil toplamda (12.342.378,98) TL zarar etmesi, şirketin devamlılığı ve projenin başarıya ulaşılabilirliği açısından olumsuz bir gelişme olarak görüldüğü, şirket 31.01.2020 tarihi itibariyle hedefledigi satış tutarının altında satış gerçekleştirmesine rağmen hedeflediği kara (45.833,33 TL) ulaşmış göründüğü, hedeflenen kara ulaşılmış olması şirket için olumlu bir gelişme olarak görülse de 31/12/2019 tarihi itibariyle geçiniş yıl zararları dahil toplamda (12.342.578,98) TL zarar olduğu dikkate alındığında elde edilen karın firmayı artıya çıkarmak için çok yetersiz kaldığı, özkaynağın negatif olması durumu dikkate alındığında, bu durum firmanın finansal bağımsızlığının olmadığını gösterdiği gibi işletme için ciddi bir risk unsuru oluşturduğu, şirketin likidite oranları incelendiğinde cari oranın, asit test oranının ve nakit oranın genel kabul görmüş ortalamaların çok altında olduğu, likidite oranlarının düşük olması firmanın finansal durumuna çok temkinli yaklaşılması gerektiğini gösterdiği, şirket ortakları nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 1.5 milyon TL’sini 2019 yılında, 1.5 milyon TL’sini 2020 yılında kalan 2 milyon TL’sini ise 2021 yılında ödemek üzere toplam 5 milyon TL’yi sermaye artışı yapmayı taahhüt ettikleri, ancak rapor tarihi itibariyle 2019 ve 2020 yıllarında herhangi bir sermaye artışı gerçekleştirilmediği, davacının geçici mühlet kararından önceki maruz kaldığı haciz baskılarının etkilerinin halen devam ettiği, borçlu şirketin teklif ettiği vade ve tenzilat konkordatosu ile konkordatoya tabi alacaklar bakımından iflas haline nazaran daha fazla bir meblağın alacaklılar eline geçebileceği, davacının geçici mühlet kararından önceki maruz kaldığı haciz baskılarının etkilerinin halen devam ettiği, borçlu şirketin teklif ettiği vade ve tenzilat konkordatosu ile konkordatoya tabi alacaklar bakımından iflas haline nazaran daha fazla bir meblağın alacaklılar eline geçebileceği, yukarıdaki olumsuz gelişmeler dikkate alındığında; 15/10/2019 tarihli geçici mühlet kararından itibaren geçen 5 aylık süreçte davacının konkordato talebi ile amaçladığı iyileşmenin gerçekleşmesinin gerçekçi olmadığı ve tüm bu olumsuz gelişmeler nedeniyle konkordatonun başarıya ulaşmasının ihtimal dahilinde olmayacağı yönünde görüş ve kanaatlerini belirtmişlerdir.
Mahkememiz dosyasında 27/02/2020 tarihli duruşma ara kararı ile; komiser heyetince ibraz edilen raporda şirketin 2019 yılı itibariyle proforma tablolarında öngördüğü satış hedefini yakaladığı, 2020 yılı ocak ayı itibariyle satış hedefini yakalayamasa da hedeflediği karı yakaladığının ifade edildiği, bunun dışında şirketin pazarlama sıkıntısının hiçbir zaman olmadığı, satışlarını ve buna bağlı olarak gelirini arttıracağının da belirtildiği, ayrıca iflas haline nazaran konkordatonun tasdiki halinde alacaklıların daha fazla tatmin edileceğinin bildirildiği, neticede ise varılan sonucun projenin başarıya ulaşma ihtimalinin gerçekçi olmadığının açıklandığı, bu hususunda 2019 yılı dahil geçmiş yıllardan kaynaklanan zarara dayandırıldığı, borçlu şirket vekilince rapora itiraz edildiği ve şirketin 2019 yılı itibariyle projeksiyonda öngördüğü sermaye artışını gerçekleştirdiğini beyan ettiği buna ilişkin belgeleri ibraz ettiği, ayrıca konkordatoya tabi olduğu bildirilen bir kısım alacaklıların kabule ilişkin beyanda bulunacaklarına ilişkin dilekçe sunduğu anlaşılmakla dosyanın komiser heyetine tevdi ile şirketin 2019 yılı için öngördüğü sermaye artışını yapıp yapmadığı hususunun tüm defter ve kayıtlarından tetkiki ile konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin iki şekilde olabileceği, bunlardan birinin şirketin iyileşme ihtimalinin bulunması, diğerinin ise konkordato tasdik koşullarının yaklaşık olarak ispat edilmesi olduğu, rapor içeriğinde iflas haline nazara alacaklıların daha fazla tatmin edileceğinin belirtilmesinin konkordatonun tasdik koşullarının gerçekleşme ihtimalinin olup olmadığı anlamına mı geldiğinin açıklanması, borçlu vekilinin itirazlarının karşılanması, ayrıca her ne kadar adi konkordatoya tabi olmasa da rehinli alacaklıların alacak miktarının ve rehin konularının da açıklanıp projenin başarı ihtimalinin yeniden gerekçeli ve ayrıntılı bir şekilde ek rapor hazırlanması istenmiştir.
Geçici konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 03/03/2020 tarihli raporda özetle; davacı şirket ortakları ön projede belirtildiği üzere şirketin nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 2019 yılında sermaye artışı yapmamış ve ön projedeki taahhüdünü gerçekleştirmediği, davacı şirket 2020 yılında sermaye artısı gerçekleştirdiği, davacı şirketin kaydi değerlere göre hesaplanan bilançolarına bakıldığında borca batık durumda olduğu, davacı şirketin rayiç değerlere göre hesaplanan bilançosuna bakıldığında borca batık durumda olduğu, net satışlar açısından değerlendirildiğinde hedeflenin altında bir satış yapılması heyetçe ön projeye göre başarısız ve uyumsuz bir durum olarak değerlendirildiği, alınan siparişler, şirketin karlılık (zarar) performansının oldukça kötü olduğu dikkate alındığında, söz konusu siparişlerin şirkete ciddi bir finansman sağlaması gerçekçi görünmediği, şirketin 2019 yılında (8.294.992,44) TL zarar etmesi, şirketin devamlılığı ve projenin başarıya ulaşılabilirliği açısından çok ciddi olumsuz bir gelişme olarak görüldüğü, şirket 31/01/2020 tarihi itibariyle hedeflediği satış tutarın altında satış gerçekleştirmesine rağınen hedeflediği vergi sonrası kara (35.803,95 TL) ulaşmış göründüğü, hedeflenen vergi sonrası kara ulaşılmış olması şirket için nispeten olunlu bir gelişme olarak görülse de 31.12.2019 tarihi itibariyle geçmis yıl zararları dahil toplamda 12.342.578,98 TL zarar olduğu dikkate alındığında, elde edilen karın firmayı artıya çıkarmak için çok yetersiz kalacağı görüldüğü, şirketin 31/08/2019 – 31/12/2020 tarihli brüt satış karı, faaliyet karı ve dönem karı negatif olduğundan tüm karlılık oranları da negatif sonuç verdiği, şirketin yeniden hesaplanan ödeme tablosunda elindeki kaynaklarla (26.721.237,40) ödenmesi planlanan borçların (36.149.446,03) ödenemeyeceği, yaklaşık 9,5 milyon TL kadar daha borcun kalacağı görüldüğü, bu durum, davacı sirketin ön projesindeki ödeme tablosunun başarıya ulaşabileceğine yönelik gerçekçi olmadığını gösterdiği, davacı şirket vekilinin heyanında olumlu oy kullanacak alacaklıların alacak tutarı toplam 22.844.482,77 TL belirtildiği, komiser heyeti olarak oranın 22.844.482,77 / 48.199.261,37 = %47,4 olarak hesaplandığı, dolayısıyla davacı şirket vekilinin beyanında olduğu gibi olumlu oy kullanacakların oranı %72.6 gerçeği yansıtmadığı, oran komiser heyetince %47,4 olarak hesaplandığı, nitekim rehinli alacakların teminatsız kalan bakiye alacakları bu hesaba dâhil edilmediği, dâhil edilmesi halinde bu oranın daha da düşeceği heyetçe öngörüldüğü, alacaklıların konkordato sürecine ilişkin söz konusu beyan yazıları olumlu olmakla birlikte bu durum alacaklıların nihai kararlarını yansıtmadığı, özkaynağın negatif olması durumu dikkate alındığında, bu durum firmanın finansal bağımsızlığının olmadığını gösterdigi gibi işletme için ciddi bir risk unsuru oluşturmadığı, şirketin likidite oranları incelendiğinde cari oranın, asit test oranının ve nakit oranın genel kabul görmüş ortalamaların çok altında olduğu, likidite oranlarının düşük olması firmanın finansal durumuna çok temkinli yaklaşılması gerektiğini gösterdiği, yukarıdaki olumsuz gelişmeler dikkate alındığında; 15/10/2019 tarihli geçici mühlet kararından itibaren geçen 5 aylık sürecin sonucunda sürecin devamı için davacının konkordato talebi ile amaçladığı iyileşmenin mali sonuçların oldukça kötü olması, ön projedeki bazı taahhütlerin gerçekleşmemesi, ön projedeki kaynak/borç ödeme tablosunun gerçekçi olmadığı gibi nedenlerle davacının konkordato talebi ile amaçladığı iyileşmenin gerçekleşmesinin gerçekçi olmadığı ve tüm bu olumsuz gelişmeler sebebiyle konkordatonun başarıya ulaşmasının ihtimal dahilinde olamayacağı yönünde görüş ve kanaatlerini belirtmişlerdir.
Mahkememizce İİK. 289. maddesi gereğince davacı yararına 04/03/2020 tarihinden itibaren 1 yıl kesin mühlet kararı verildiği, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendinde yer alan ”9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla,bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.” şeklindeki düzenleme kapsamında kesin mühlet sürecinde, 30.04.2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.04.2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararıyla durma süresinin 15.06.2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatıldığı, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi ve yukarıda zikredilen Cumhurbaşkanı kararı gereğince 04/03/2020 tarihi ile davacı borçlu yararına verilen 1 yıl kesin mühletin 04/03/2021 tarihinde dolacağı ancak 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi gereğince bu sürenin 22/03/2020 (dahil) tarihinden 15/06/2020 (dahil) tarihine kadar durdurulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, durma tarihi olan 22.03.2020 ile durma süresinin son günü olan 15.06.2020 tarihleri (bu tarihler dahil) arasında geçen 86 günlük sürenin mühletin sona ereceği 04/03/2021 tarihinden itibaren eklenmesi gerekmektedir. O halde, 04/03/2021 tarihinden itibaren 86 günlük sürenin eklenmesi neticesinde kesin mühletin sona ereceği tarihin 29/05/2021 olduğu ancak 29/05/2021 tarihinin Cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle takip eden mesai günü olan 31/05/2021 tarihinde kesin mühletin sona ereceği anlaşılmıştır.
Konkordatoya tabi (nisaba esas) alacaklı ve alacaklıların tespiti, alacaklılar toplantısının yapılması ve tasdik raporunun mahkemeye ibrazı aşamasında; komiser heyeti tarafından konkordato kesin mühleti içinde (bir yıl veya uzatılmış altı ay içinde) konkordatoya tabi alacaklıların tespit edilerek alacaklılar toplantısının yapılması ve 7 günlük iltihak süresini takip eden 7 gün içerisinde raporun hazırlanması ve mahkemeye sunulması gerekir.
Bunun için komiser heyetince bilançoda görünen alacaklar tespit edildikten sonra, İİK m.299 kapsamında bilançoda kayıtlı olmayan alacaklıların alacaklarını bildirmeye davet edilmesi ve bu davetin İİK m.288 kapsamında ilan edilmesi, bu kapsamda bildirilen alacaklar bakımından borçlunun beyana daveti ile borçlu tarafından kabul edilmeyen çekişmeli alacaklar bakımından, alacaklının ibraz etmiş olduğu belgeler ile borçlunun defter ve belgeleri incelendikten sonra kendi görüşünü içeren raporu mahkemeye sunması ve İİK. m.302/5 kapsamında çekişmeli alacakların nisaba dahil edilip edilmeyecekleri hususunda mahkemeden karar alması gerekir.
Komiser heyetinin, alacaklılar toplantısının bitimini takip eden yedi günlük iltihak süresinin (m. 302/7) bitmesini takip eden yedi gün içinde, konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair kendi görüşünü içeren gerekçeli raporu (m. 302/8) ve dosyayı (m304/1) mahkemeye tevdi etmesi gerekir.
Mahkememizce 25/03/2021 tarihli ara karar ile davacı vekilinin 23/03/2021 havale tarihli dilekçesi ekinde sunulan 22/03/2021 tarihli konkordato revize projesinin komiser heyetine tebliğ edilerek revize projenin uygulanabilir olup olmadığı hususunda inceleme yapılarak yazılı görüşlerini sunmaları istenmiş, aynı hususta ve ayrıca davacı şirketin güncel rayiç değerlere göre borca batık durumda olup olmadığına dair rapor tanzim edilmesi için mahkememizce resen seçilen bilirkişiler …, …ve … vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Konkordato komiser heyeti 05/04/2021 tarihli ara raporunda özetle; davacı şirketin kaydi değerlere göre hesaplanan bilançolarına bakıldığında borca batık durumda olduğu, davacı şirketin rayiç değerlere göre hesaplanan bilançosuna bakıldığında borca batık durumda olduğu, şirketin 29/03/2021 tarihli SGK Borç Sorgulamalarında Sosyal Güvenlik Kurumuna kesinleşmiş 558.823,81 TL sosyal güvenlik prim borcu bulunduğu, şirketin tasdik edilen 29/03/2021 tarihli dilekçesinde 224.125,66 TL vergi borcu olduğu, şirket 28/02/2021 tarihi itibariyle hedeflediği satış tutarının üzerinde satış gerçekleştirdiği ancak hedeflediği kara ulaşamadığı, şirketin ağırlıklı olarak COVİD-19 pandemi sürecinde faaliyetini durdurması nedeniyle 2020 yılı sonunda satışlarında belirgin bir düşüş meydana gelmiş olup, satışları 16.025.536,53 TL olarak gerçekleştiği, şirketin 31/12/2019 döneminde 12 aylık süreçte 49.248.901,43 TL satışlarının olduğu göz önüne alındığında, 2020 yılı sonunda firmanın faaliyet sonuçlarının çok olumsuz olarak değerlendirildiği, özkaynağın negatif olması durumu dikkate alındığında, bu durum firmanın finansal bağımsızlığının olmadığını gösterdiği gibi işletme için ciddi bir risk unsuru oluşturduğu, şirketin likidite oranları incelendiğinde cari oranın, asit test oranının ve nakit oranın genel kabul görmüş ortalamaların çok altında olduğu, likidite oranlarının düşük olmasının firmanın finansal durumuna çok temkinli yaklaşılması gerektiğini gösterdiği, şirket ortakları nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 1.5 milyon TL’sını 2019 yılında, 1.5 milyon TL’sını 2020 yılında kalan 2 milyon TL’sını ise 2021 yılında ödemek üzere toplam 5 milyon – TL’sı sermaye artışı yapmayı taahhüt etmektedirler. Davacı şirket ortakları ön projede belirtildiği üzere şirketin nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 2019 yılında yapmayı taahhüt ettiği sermaye artışını 2020 yılında gerçekleştirmiş olup, 2020 yılı için yapmayı taahhüt etitği 1,5 miyonluk sermaye artışının rapor tarihi itibariyle yalnız 479.273 TL’sini gerçekleştirdiği, şirket, Türk Ticaret Kanununun 376. maddesi gereği borca batık olduğu için sermayenin yeni şekli ile 19.885.425,00 TL olması gerektiği, ödenmiş sermaye artışı işlemi yetersiz olduğu için taahhüt edilen sermaye artışı gerçekleşmemiş olup, şirket ortaklarınca söz konusu nakit girişlerinin özkaynak kalemlerinde sermaye yedeklerine aktarıldığı, COVİD-19 salgını hasebiyle şirketin faaliyetlerini durdurduğu ancak Eylül ayı itibariyle çalışmaya başlayacağını heyetimize bildirdiği ve faaliyete tekrar başladığı, alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet ilanı 14/09/2020 tarihinde Basın-İlan Kurumunun Resmî ilân Portalında, 16/09/2020 tarihinde Ticaret Sicili Gazetesinde ilan yapıldığı, alacaklılar tarafından ilanlar kapsamında heyetçe yapılan alacak beyanları tamamlanmış olup, çekişmeli olan ve olmayan alacak beyanlarını içeren raporun mahkemeye sunulduğu, alacaklılar toplantısının 16 Nisan 2021 tarihinde yapılmasına karar verildiği ve ilanların yapıldığı, 23/03/2021 tarihli revize projede yer alan konkordato kaynaklarının borçları ödeyebilmek için yeterli olamayacağının değerlendirildiği, işbu raporda açıklanan hususlar çerçevesinde konkordato sürecinin başarıya ulaşabilmesi ihtimali revize proje kapsamında da pek mümkün görünmemekle beraber, İİK m. 292/b uyarınca Mahkemece borçluların iflasına re’sen karar verilebileceği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … 05/04/2021 tarihli raporunda özetle; konkordato talep eden şirketin Mahkemeye sunmuş olduğu 22/03/2021 tarihli revize konkordato projesinin “vade ve tenzilat konkordatosu” teklifi olduğu, konkordatonun tasdiki halinde konkordatoya tabi borçların 1 yıl ödemesiz 4 yılda %50’sinin ödeneceği, konkordato talep eden şirketin revize konkordato projesinin dikkate alındığı 31.12.2020 tarihli kaydi değerlere göre düzenlenmiş bilançosunda (-) 4.041.803,21 TL tutarında borca batık durumda olduğu, konkordato talep eden şirketin bilirkişi heyetince rayiç değerlere göre hesaplanan bilançosunda (-) 41.970.014,62 TL tutarında borca batık durumda olduğu, konkordato talep eden şirketin 22/03/2021 tarihli revize projesinde göstermiş olduğu 42.147.697,34 TL tutarındaki konkordato kaynaklarının afaki değerlerden oluştuğu ve gerçekçi bulunmadığı, konkordato talep eden şirketin 2019 ve 2020 yıllarındaki gerçekleşen satış ve kârlılık oranları dikkate alındığında, 22/03/2021 tarihli revize konkordato projesindeki satış ve kârlılık öngörülerinin gerçekçi ihtimal dahilinde bulunmadığı, anılan dönemlerde firmanın faaliyet sonuçlarının son derece olumsuz olarak gerçekleştiği ve ulaşılabilir hedefleri içermediğinin değerlendirildiği, komiser heyetinin X. raporunda da belirtildiği üzere; şirket ortakları nakit sıkıntısını gidermek amacı ile 2020 yılında yapmayı taahhüt ettikleri nakit sermaye artışının tamamını gerçekleştiremedikleri, bu hususta başkaca bir somut belge ve gösterge yer almadığından bilirkişi heyetimizce yapılan incelemede; revize projede yer alan toplam 1.5 milyonluk nakit sermaye artışı ön görüsünün temenniden ibaret olarak değerlendirildiği, üçüncü kişinin verdiği rehinle teminat altına alınan alacakların konkordato nisâbında dikkate alınıp alınmayacağı meselesinin konkordato hukukunun güncel tartışmaları arasında yer aldığı, revize konkordato projesinde üçüncü kişinin verdiği rehinle teminat altına alınan alacakların rehinli alacaklı olarak değerlendirildiği, rapor içerisinde ayrıntılı olarak açıklandığı her iki görüş doğrultusunda hesaplamada bulunulduğu, her iki hesaplama sonucunda da kaynak eksiğinin ortaya çıktığı, sonuç itibarıyla; belirtilen konkordatoya tâbi olmayan ve kaynaklardan indirilmesi gereken veriler göstermektedir ki; somut olayda konkordato talep eden şirketin projesine dayanak olan mali kaynaklar ile, şirketin nakit akışına etki eden ve proje içerisinde gösterilen kaynakların, borçlunun önceden doğmuş ve gelecekte doğacak diğer borclarını ödeyebilecek duruma gelmesine neden olamayacağı, projenin “gerçekçi ihtimal” kapsamında değerlendirilemeyeceği ve dolayısıyla, ulaşılabilir hedefleri içermediği ve bu bağlamda uygulanabilir olmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Tasdik aşamasında; komiser heyetinin tasdike ilişkin raporunu sunması ile tasdik yargılaması süreci başlamış olmaktadır. Konkordatonun tasdiki yargılamasını, geçici veya kesin mühlet kararını veren Asliye Ticaret Mahkemesi, konkordato şartlarını içerik olarak incelemek suretiyle konkordato talebinin tasdikine veya reddine karar verir. Bu aşamada mahkemenin yapacağı iş dosyanın kendisine tevdinden önce yapılması gereken işlerin kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetlemek ve İİK. m. 305’te öngörülen konkordato tasdik şartlarının mevcut olup olmadığını tespit etmektir. (Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, 2. Bası, Ankara: Seçkin, 2018, s. 195; Öztek/Budak/Yücel/Kale/Yeşilova, Yeni Konkordato, s.355) Bu şartlar kapsamında; teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek miktardan fazla olması(m. 305/a), teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (m. 305/b), teklif edilen tutarın m. 302’deki çoğunlukla kabul edilmiş olması (m. 305/c) İİK. m. 206 birinci sıra imtiyazlı alacakların ve komiserin izni ile akdedilmiş borçların kural olarak ödenmiş olması veya teminata bağlanmış olması (m. 305/d), yargılama harç ve giderlerinin depo edilmiş olması (m. 305/e) ve kanunda açıkça yazılı olmasa da konkordato teklifinin dürüstlük kuralına uygun olması gerekir.
Konkordatonun tasdiki için m. 305’te öngörülen şartlar kamu düzenine ilişkin olup bu şartların tamamının sağlanması gerekir. Mahkeme her ne kadar komiserin rapor ile bağlı değil ise de konkordatonun tasdiki veya reddi hakkında bir karar verirken komiserin beyanlarını ve kanaatini dikkate alması gerektiğinden eksiklik veya çelişki varsa mahkemenin eksiklik ve çelişkileri tasdik duruşmasından önce gidermesi gerekir. Bu nedenle mahkemenin lüzumu halinde komiserden ek rapor alması ve bilirkişi incelemesi yaptırması mümkündür. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını da isteyebilir.(m. 305/son)(Kuru, İcra ve İflas Ders,s.510)
Mahkeme, duruşmada komiseri ve itiraz eden alacaklıları dinler. (Kuru, İcra ve İflas El Kitabı,s.1489; Uyar, Yeni Konkordato, s.120) Ancak alacaklı sayısı çok ve dinlenmeleri uzun sürecek ise alacaklıların yazılı itirazları ile yetinebilir.(Uyar, Yeni Konkordato, s. 120) Mahkeme, komiseri, alacaklıları ve borçluyu dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde konkordato hakkındaki kararını verir.(m.304/1-c.2) (Kuru, İcra ve İflas Ders,s. 509; Pekcanıtez/Erdönmez, Konkordato, s. 117) Mahkeme kararını kesin mühlet içinde vermek zorundadır.(Öztek/Budak/Yücel/Kale/Yeşilova, Yeni Konkordato, s. 355 ve 358)
Konkordato komiser heyetince, İİK. 302. maddesi uyarınca alacaklılar toplantısının yapıldığı, toplantıyı takip eden 7 günlük iltihak süresinin geçmesinden sonra yine yasa gereği en geç 7 günlük süre içinde nihai raporun dosyaya ibraz edildiği, Konkordato Komiserinin iltihak süresi sonunda sunduğu 27/04/2021 tarihli nihai gerekçeli raporda özetle; borçlu şirketin kaydi ve rayiç bilançosunun çıkarıldığı, kaydi bilanço değerleri üzerinden (-) 3.765.996,49 TL borca batık olduğu, rayiç bilanço değerleri üzerinden (-) 36.909.356,17 TL tutarında borca batık olduğu, rehinli alacaklılarla müzakereler neticesinde borçlunun anlaşma teklifi İİK.m.308/h’de öngörülen çoğunluk ile kabul edilmediği, adil alacaklılar toplantısı neticesinde borçlunun konkordato teklifinin, İİK m.302’de öngörülen nisap ile kabul edilmediği, bu nedenle borçlunun konkordato talebinin İİK m.308 uyarınca reddi gerektiği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 02.02.2021 tarihli konkordato tasdik duruşması tensip tutanağı ile İİK. 304/1 maddesi yollamasıyla İİK. 288. maddesi uyarınca duruşma gününün ilan edilerek konkordato komiserleri adına duruşma gününün bildirir davetiye tebliğ edildiği ve 31/05/2021 tarihli duruşmada tasdik yargılamasına başlanılmıştır.
Konkordato komiser heyeti nihai raporu ve tasdik koşulları ile ilgili mahkememizce yaptırılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporlarında da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davacı şirket bakımından tasdik şartlarının sağlanamadığı anlaşılmış, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporlardan da davacı şirketin borca batık durumda olduğu anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308. maddesinde, konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlığı ile konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemenin konkordato talebinin reddine karar vereceği ve bu kararın 288’ci madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirileceği, borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkemenin borçlunun iflasına karar vereceği belirtilmiştir.
Komiser heyeti görüşü ve bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davacı şirketin borca batık durumda olduğu, tasdik yargılaması için kesin mühletin uzatılmasını gerektiren bir durumun mevcut olmadığı, İİK 308. maddesi gereği iflas kararı verilebilmesi için doğrudan iflas sebeplerinden birinin mevcut olmasının yeterli olduğu ve davacı şirketin borca batık durumda olduğu, davacının revize projesinin ulaşılabilir hedefleri içermediği ve revize projenin uygulanabilir nitelikte olmadığı da anlaşılmakla davacının konkordatonun tasdiki talebinin reddine, davacı … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) yararına mahkememizce 15/10/2019 tarihi saat 13:30’dan başlamak üzere verilen 3 aylık geçici mühletin, 07/01/2020 tarihi saat 13:30’dan itibaren 2 ay uzatılmasına ilişkin geçici mühletin, 04/03/2021 tarihinden itibaren verilen kesin mühletin ve tüm tedbirlerin 31/05/2021 günü saat 13:40 itibariyle tümden kaldırılmasına, 31/05/2021 günü saat 13:40 itibariyle konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine, konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin … Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, davacı … ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) iflasına, 31/05/2021 günü saat 13:40 itibariyle, … LİMİTED ŞİRKETİ’nin iflasın açılmasına, kararın derhal … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine, iflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına, davacının konkordato talebinin red olunduğunun, geçici ve kesin mühletlerin tümünün kaldırıldığının, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirimde bulunulmasına ve kararın İİK 166 ve İİK 288. maddesi gereği ilanına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Davacının konkordatonun tasdiki talebinin REDDİNE,
Davacı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) yararına mahkememizce 15/10/2019 tarihi saat 13:30’dan başlamak üzere verilen 3 aylık geçici mühletin, 07/01/2020 tarihi saat 13:30’dan itibaren 2 ay uzatılmasına ilişkin geçici mühletin, 04/03/2021 tarihinden itibaren verilen kesin mühletin ve tüm tedbirlerin 31/05/2021 günü saat 13:40 itibariyle tümden kaldırılmasına,
31/05/2021 günü saat 13:40 itibariyle konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine,
Konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
b)Davacı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:419478-0) İFLASINA,
31/05/2021 günü saat 13:40 itibariyle, … LİMİTED ŞİRKETİ’nin iflasın açılmasına,
Kararın derhal … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
İflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına,
Kararın İİK 288 maddesi gereği ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Davacı şirket tarafından depo edilen iflas avansının … İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
c)Davacının konkordato talebinin red olunduğunun, geçici ve kesin mühletlerin tümünün kaldırıldığının, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirimde bulunulmasına,
2-Bu dava nedeniyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile kalan 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından harcanan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının iadesine,
Dair, konkordato hakkında verilen karara karşı konkordato talep eden borçlu yönünden kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararının ilanından itibaren on gün içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip