Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/530 E. 2019/822 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/530
KARAR NO : 2019/822

DAVA : Konkordato Tasdiki
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato Tasdiki davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hurda alüminyum malzemesi üzerinden eritme işlemi yapılarak alüminyum külçe imalatı, alüminyum deoksidan ve alaşımlı külçe imalatı ile uğraştığını ayrıca anı sözleşmesinde yazılı diğer işlerle iştigal ettiğini, 31/07/2019 tarihinde merkez adresinin Kağıthane/İstanbul olarak belirlendiğini, şirketin üretim tesislerinin ise Tuzla/İstanbul adresinde bulunduğunu, sermayesininn 800.000,00 TL olup, 200.000,00 TL’sinin ödendiğini, tek ortaklı bir şirket olduğunu belirterek, şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum ve konkordatoya başvuru nedenlerinin ayrıntılı olarak açıklandığı borca batık durumda olmadığını, ön projenin vade konkordatosu teklifini içerdiğini, alacaklılarla 24 ay vade konusunda anlaşarak konkordatonun tasdik tarihinden itibaren ödeneceğini ileri sürerek İİK. 287. maddesi uyarınca 3 ay geçici mühlet verilerek geçici komiser ataması yapılmasına ve yasadan kaynaklanan tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Konkordato mühleti verilmesi ve daha sonra konkordatonun tasdikine ilişkin bu davada İİK 286 maddesi ve maddeye dayalı olarak çıkarılan Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkındaki Yönetmeliğin 5,6,7,8,9.maddelerinde belirtilen belgelerin talep dilekçesine ekli olduğu tespit edilmiş olmakla, davacı şirket yararına 20/08/2019 tarihli kararla bu tarihten itibaren 3 ay geçici mühlet verilmiş ve geçici konkordato komiser heyeti görevlendirilmiştir. Mühlet kararı ilgili kurumlara bildirilmiş ve İİK 288.maddesi uyarınca İİK 166. maddesindeki usulle ilanlar yaptırılmıştır.
Konkordato geçici komiser heyeti mühletin verilmesiyle birlikte göreve başlamış ve 05/09/2019 tarihli ön rapor, 20/09/2019 tarihli ara rapor ve şirketin makinelerin rayiç değerine ilişkin bilirkişi raporunu dosyaya ibraz etmişlerdir.
Geçici konkordato komiser heyetinin 20/09/2019 tarihli raporunda, ”şirketin Ankara Ticaret Sicil Memurluğuna 15.02.2017 tarihinde tescil ile kurulduğu, 31.07.2019 tarihinde sicil adresinin Kağıthane İstanbul’da olduğu belirlendiği, mühletin verilmesinden hemen sonra 22.08.2019 tarihinde şirketin sicil adresinde ilk toplantının yapılarak tutanağa bağlandığı ve davacının malvarlığının rayiç değerlerinin tespitine ihtiyaç duyulduğun dan bilirkişi görevlendirilmesi yapılarak Prof. Dr. …’den 16.09.2019 tarihli makine ve teçhizatların rayiç değerine ilişkin raporun alındığı, şirketin eski merkezi olan Ankara Sincan’daki adrese ziyaret yapıldığı ve bu adreste şirketin ön muhasebe personeli ile görüşme gerçekleştirildiği, adı geçen tarafından, Sincan’daki adreste kendisinin ve genel müdürünün çalıştığı, şirket adına olan makine ve teçhizatların patronların talebiyle başka yere taşındığı, hacizlerden korunmak amacıyla bu işlemin gerçekleştirildiği, kira sözleşmesinin halen devam ettiği şeklinde beyanda bulunduğu açıklanmış, şirketin davanın açıldığı tarih itibariyle merkez adresi olan Kağıthane’deki ofisteki toplantıda ise şirket yetkilisinin Sincan Ankara adresindeki ofise ilişkin kira sözleşmesinin devam ettiği, gerekli incelemelerin yapılabilmesi için gerekli bilgi ve belgeleri açıklamalarıyla sunacaklarını, Ankara’daki adresten tamamen taşınıldığı, Tuzladaki tesise götürülmeyen makine ve teçhizatları yine Tuzladaki bu adrese naklinin yapılacağı ve çalışanlarının olmadığının beyan edildiği, yapılan tüm tespit ve incelemeler sonucunda, davacı şirketin temel fonksiyonlarını sürdürdüğü yerin Tuzla adresindeki idari bina olduğu, sicilde kayıtlı olan Kağıthane adresindeki ofiste şirketin işletme fonksiyonlarına dair hiçbir bilgi, belge olmayıp, işin bu yerden yürütülmediği ve bu adreste iki masa, iki patron koltuğu, iki sandalye, iki kişilik koltuk ve çalıştırılmayan bir bilgisayar ve yazıcının bulunduğu, bunun dışında hiçbir evrak ya da kaydın bulunmadığı, dava dışı … Ltd. Şti. ile aynı adreste Tuzlada faaliyet gösterdiği, tüm iş ve işlemlerini bu yerde ve limited şirket üzerinden yürüttüğü, sicil kayıtlarında davacı şirketin yetkilisi ve tek ortağı …gözükse de yapılan tüm toplantılarda şirketin faaliyet ve konkordato süreciyle ilgili muhataplarının ve bilgi veren kişinin dava dışı … Ltd. Şti’nin yetkisi ve tek ortağı …olup, adı geçenin davacı şirketin tüm operasyonlarını yönettiği, şirketin kayıtlarında bulunan makinelerin bila bedel Tuzladaki limited şirket tarafından kullanıldığı, milyonlarca borcu olan bir şirketin hiç karşılık olmadan tek malvarlıkları olan makineleri bu şekilde kullandırmasının ticari teamüllere ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, komiser heyeti olarak göreve başladıklarından beri hiçbir işlem onayı ya da mali veri akışının sağlanmadığı, şirketin eski sicil adresinin bulunduğu yerde yapılan incelemede bir kısım makine ve cihazlarının gizlendiğinin belirlendiği ve şirket kayıtlarında görülmesine rağmen Tuzlada yapılan tespitte şirket kayıtlarında olan bir kısım makinelerin fiilen olmadığının belirlendiği ve yapılan değerlemede rayiç değerlerinin sıfır olarak alındığı” açıklanmıştır.
Konkordato geçici komiser heyetinin bu raporu üzerine duruşmada beyanın alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Nitekim İİK 289/2. maddesinde mahkemece gerekli görülmesi halinde komiser heyetinin beyanına başvurulabileceği ifade edilmiştir. Bu düzenleme uyarınca komiser heyeti 18/10/2019 tarihli celsede dinlenmiş ve beyanlarında, ”davacı şirketin bir şubesinin daha önceki bir tarihte Tuzlada kurulduğu, ancak hacizlerin gelmesi üzerine bu şubenin kapatıldığı ve bu adreste aynı isimli limited şirket kurulduğu, limited şirketin kuruluşunun 2019 yılı olduğu, davacı şirketin Ankara’daki adresine 2019 yılının Temmuz ayında Kağıthane’ye taşıdığı, bu adreste yapılan toplantıda istenen evrakların verilmediği ve Tuzlada makinelerin bulunduğu yerin esasında şirketin tüm muamelelerini yaptığı, ticari defterlerinin bulunduğu, operasyonel işlemlerini yürüttüğü adres olduğu, sicilde kayıtlı görülen Kağıthane’de şirketin hiçbir operasyonel faaliyetini yürütmediği, bunun çok açık bir şekilde anlaşıldığı, aynı zamanda tüm işlemlerini limited şirket üzerinden devam ettirdiği, her ne kadar sicilde kayıtlı olan merkez adresi Kağıthane olsa da şirketin muamele merkezinin Tuzla/ İstanbul olduğunu” ifade etmişlerdir.
Adi konkordato İİK 285. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
İİK 285/3. maddesinde “yetkili ve görevli mahkeme, iflasa tabi olan borçlu için 154. maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazlı yerdeki, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir” denilmiştir.
İİK 285. maddesinin atıf yaptığı İİK 154. maddesinde iflas takiplerinde yetkili icra dairesi ve iflas davalarında yetkili mahkemenin düzenlendiği görülmektedir.
İİK 154/3. maddesinde iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamayacağı ve iflas davalarının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağı belirtilmiştir.
Bir şirketin sicildeki adresi o şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer bakımından karine olarak kabul edilmektedir. Başka bir deyişle kural olarak bir şirketin sicilde kayıtlı olan adresi muamele merkezidir. Ancak bu kuralın aksi her zaman ve her türlü delille ortaya konulabilecektir.
Konkordato tasdiki davası kamu düzenine ilişkin çekişmesiz yargı niteliğinde bir davadır ve bu davanın iflasa tabi borçlu yönünden muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde görülmesi zorunludur. Şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinin yetkisi kesin olup, HMK 114. ve 115. maddeleri kapsamında mahkemenin yetkili olup olmadığını resen araştırması gerekmektedir.
Somut olaya gelindiğinde dava, 09/08/2019 tarihinde açılmıştır. Davacı şirketin sicil kaydı incelendiğinde şirketin kuruluşunun 20.02.2017 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği ve merkez adresinin Sincan Ankara olduğu, 26.07.2019 tarihli genel kurul kararı ile Sincan da kurulu olan merkez adresinin Kağıthane İstanbul adresine nakline karar verildiği ve bu kararın 31.07.2019 tarihinde sicile tescil edilip 06.08.2019 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Komiser heyetince şirketin eski merkezinin bulunduğu Sincan’daki adresinde yapılan incelemede ön muhasebe sorumlusu olduğu tespit edilen kişinin beyanının alındığı ve bir kısım makinelerin başka bir yere taşındığını beyan ettiği, yapılan incelemede şirketin sadece tabelasının bulunduğu, ancak fabrika binasındaki makine ve teçhizatların tamamının taşınmış olduğunun tespit edildiği, bu gözlem ve tespitlerin 09.09.2019 tarihli tutanakla kayıt altına alındığı, şirketin makine ve teçhizatlarının bulunduğu Tuzladaki adreste davacı şirketle aynı unvanlı limited şirketin faaliyette bulunduğunun tespit edildiği, davacı şirketin makine ve teçhizatlarının bulunduğu Tuzladaki adreste tüm operasyonel işlemlerini yürüttüğü, sicilde kayıtlı olan Kağıthane’deki adresinde çalışmayan bir bilgisayar, yazıcı ve birkaç koltuk dışında şirketin işletme fonksiyonlarıyla faaliyetiyle ilgili tek bir belge ya da kaydın bulunmadığı, tüm ticari defter, kayıt ve belgelerinin bulunduğu yerin Tuzladaki adres olduğu, ayrıca üretimin de aynı adreste yapıldığı tespit edilmiştir.
Dosyadaki delillerden, komiser heyetinin bizzat yaptığı incelemeler ve buna göre ibraz ettikleri rapor içeriği ve duruşmada alınan beyanlarına göre, şirketin muamele merkezinin sicil adresinin bulunduğu Kağıthane/ İstanbul olmadığı sonucuna varılmıştır. Nitekim sicil adresinde bulunan ofisin sadece kağıt üzerinde merkez adresi olarak gösterilen bir yer olduğu, eski sicil adresinin Sincan/ Ankara olup, tüm makine ve teçhizatlarının Tuzlaya taşındığı, aynı zamanda faaliyetinin bu adreste yürüttüğü, defter ve kayıtlarının da anılan yerde bulunduğu, Kağıthane’deki adresin muamele merkezi olarak kabul edilemeyeceği dosya içeriğiyle sabit olduğundan iş bu davaya bakma konusunda mahkememizin yetkisinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır. HMK 285.maddesinde düzenlenen yetki kesin yetki olup, mahkemece resen dikkate alınmalıdır. HMK 114.maddesinde kesin yetkinin dava şartı olduğu belirtilmiş, HMK 115.maddesinde de dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiği açıklanmıştır. Tespit edilen hukuki durum bu olduğundan davanın dava şartı yokluğu- usulden reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Geçici mühlet kesin yetkili mahkeme tarafından verilmelidir. Mahkememizin yetkisiz olduğunun saptanması karşısında artık yetkisiz olan mahkememizce verilen geçici mühletin kaldırılması ve geçici komiser heyetinin görevine son verilmesi gerektiği kabul edilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizce davacı şirket yararına verilen 20.08.2019 tarihli GEÇİCİ MÜHLETİN KALDIRILMASINA,
Konkordato geçici komiser heyetinin GÖREVLERİNE SON VERİLMESİNE,
Geçici mühletin kaldırıldığı hususunun İİK. 166. Maddesindeki usulle ilanına ve ilgili kurum ve kuruluşlara bildirilmesine,
Davanın kesin yetki-dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın İSTANBUL ANADOLU ASLİYE TİCARET MAHKEMELERİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331. Maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece karar altına alınmasına,
Dair, davacı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük süre içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/10/2019

BAŞKAN
¸e-imzalıdır
ÜYE
¸e-imzalıdır
ÜYE
¸e-imzalıdır
KATİP
¸e-imzalıdır