Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/51 E. 2023/262 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/51
KARAR NO : 2023/262

DAVA : Şahsi İflas
DAVA TARİHİ : 01/01/1996
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

Mahkememizin 06/12/2010 tarih ve 1996/1248 Esas 2010/554 K sayılı kararı Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 24/10/2014 tarih ve 2013/7191 Esas, 2014/420 K sayılı ilamı ile bozulmakla Şahsi İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 04/02/1985 tarihli dava dilekçesinde; Bakanlar Kurulunun… tarih … sayılı Kararıyla, 70 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 63/4 maddesi hükmüne göre …’nın bütün aktif ve pasifi ile birlikte … Bankası’na devredilmesini müteakip yapılan incelemelerde 70 sayılı KHK’nin 63/4 maddesinin uygulanmasına kanuna aykırı karar ve işlemleriyle davalıların sebep olduğunun tespit edildiği, davalılarca, … grubuna dahil şirketlere bankanın iştirak etmesi, büyük miktarlara varan finansman sağlanması, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehdit edici boyutlara ulaşması bahasına sürdürülmüş, kaynaklarını yüksek maliyetle sağlayan bankanın gruba dahil şirketlere kredilerin düşük randımanla ve cari kredi faiz oranlarının altında faiz tahakkuk ettirilerek kullandırıldığı, banka geçici yönetim kurulunun Haziran 1983 tarihli raporundaki tespitlere göre; Bankanın … grubu üzerindeki nakdi kredi alacaklarının 14/03/1983 tarihi itibariyle devre faizi hariç 3.825.965.480 TL, teminat mektubu risklerinin toplamının ise 1.679.375.082 TL olduğu, Bankalar Kanununa aykırı kullandırılan bu kredilerin Bankalar Yeminli Murakıplığının… tarih … sayılı raporuna da konu edildiği, gruba dahil …, …, … firmalarının kredi kullanabilmesi için … Bankası, …, … Bankası ve .. nezdinde yapılan mevduatın … tarihi itibariyle bakiyesinin 143.745.000 TL olduğu, bankanın sermayesinin … grubunca alındığı tarih itibariyle 250 milyon TL , devir tarihi itibariyle ise 1 milyar TL olduğu, arttırılan 750 milyon TL sermayenin 1.474.750 TL kısmının nakden ödendiği, bakiyenin ise ödenmediği halde ödenmiş gösterildiği, bu hususun Bankalar Yeminli Murakıplığınca düzenlenen … tarih … sayılı rapora, bankanın geçici yönetim kurulunun … tarih … sayılı yazısına ve Maliye Bakanlığının … tarihli yazısına konu edildiği, yapılan bu tespitlerin bankanın büyük ortaklarının kötü niyetini, bankanın zaafa düşmesindeki sorumluluklarını açıkça ortaya koyduğu, bankanın mali bünyesinin düzeltilmesi için yapılan uyarılara rağmen ödemedikleri sermayeyi ödemiş gibi göstermek suretiyle resmi makamları, tasarruf sahiplerini ve kamuoyunu aldatarak, kasıtlı ve sorumsuzca davrandıkları, Bankalar Yeminli Murakıplarınca hazırlanan … tarih … sayılı raporunda, bankanın … şube müdürü olan davalı …’in Bankalar Kanununa aykırı olarak … A.Ş.’ne … sayılı Bankalar Kanununun 38 ve 44. maddelerine aykırı olarak kredi kullandırılmasından ve karşılığında nakit yerine vadeli çekler alınarak mevduat sertifikası satılmasından sorumlu olduğu, bankanın … şube müdürü olan davalı …, … şube müdürü olan davalı …’in bankanın iştiraklerine 7129 sayılı Bankalar Kanunun 38 ve 39. maddelerine aykırı olarak kredi kullandırdıkları, bankanın … şube müdürü olan davalı … ve … şube müdürü olan davalı …’un banka yönetim kurulu murahhas üyesi müteveffa … ve eski genel müdür…’in menfaat rabıtası ile bağlı bulundukları şirketlere 7129 sayılı Bankalar Kanununun 41. maddesine aykırı olarak kredi açtırıp kullandırdıkları, 23/11/1983 tarihli banka devir bilançosuna göre bankanın 30.118.403.782.88 TL zararının bulunduğu beyan edilerek banka hakkında 70 sayılı KHK’nin 63/3 ve 4.maddelerinin uygulanmasına sebep oldukları tespit edilen davalıların anılan KHK’nin 68,83 maddeleri ile 7242 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 3 ve 188 sayılı KHK’nin 3 ve 33. maddeleri uyarınca iflaslarına karar verilmesi istenmiş,
Mahkememizce açıklama istenmesi üzerine verilen dilekçeyle de davalı … ve davalı …’nin bankanın fiktif sermaye artırımından sorumlu oldukları, bankanın sermayesinin 500 milyon TL ve müteakiben 1 milyar TL’na arttırılması sırasında sermaye artırım işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığı, sermayedarların apel borçlarına mahsuben bankaya verilmiş gibi gözüken çeklerin gerçek olmadığı, bankaca söz konusu çeklerin aynı gün tahsil edilmiş gibi gösterilerek genel müdürlük özel kasasına alındığı, bu hesapta oluşan fiktif bakiyeyi azaltabilmek amacıyla gerçek dışı büyük montanlı faturaların alındığı, dolayısıyla banka sermayesinin 641.098.500 TL kısmının fiktif olarak arttırıldığının anlaşıldığı, davalı … ve davalı …’nin ise fiktif … tahsilat fişleri ile gerçek dışı fatura ödeme fişlerini imzaladığı, bu nedenle sorumluluklarının söz konusu olduğu, davalı …’in bankanın … şube müdürlüğü görevinde, …Ticaret A.Ş.’ne mevduat sertifikası satışında nakit yerine vadeli çekler alınmasında ve bu şirkete Bankalar Kanununun 38 ve 44. maddelerine aykırı kredi kullandırılmasında; …şube müdürlüğü görevinde ise Bankalar Kanununun 38. maddesine aykırı olarak …A.Ş.’ne tahsis edilen limitler üzerinde kredi kullandırılmasında sorumluluğunun söz konusu olduğu, davalı …’ın bankanın … şube müdürlüğü görevinde, bankanın iştirakleri olan … A.Ş. ile … A.Ş.’ne Bankalar Kanununun 38 ve … A.Ş.’ne 39. madde hükmüne aykırı olarak yasal sınırların üzerinde kredi kullandırılmasında, … A.Ş. ile … A.Ş.’ne bankacılık ilke ve esaslarına aykırı olarak usulsüz kredi kullandırılmasında, … Tic A.Ş.’ne bankacılık ilke ve esaslarına aykırı olarak muvazaa yoluyla kredi kullandırılmasında sorumluluğunun söz konusu olduğu, davalı …’nun bankanın … şube müdürlüğü görevinde bankanın eski genel müdürü … ile yönetim kurulu murahhas üyesi …’nun menfaat rabıtası ile bağlı bulunduğu şirketlere Bankalar Kanununun 41. maddesine aykırı olarak ve bir kısım şube müşterilerine de banka mevzuatına aykırı olarak kredi kullandırılmasında sorumluluğunun söz konusu olduğu, davalı …’un bankanın … şube müdürlüğü görevinde bankanın eski genel müdürü … ile yönetim kurulu murahhas üyesi …’nun menfaat rabıtası ile bağlı bulunduğu şirketlere Bankalar Kanununun 41. maddesine aykırı olarak ve bir kısım şube müşterilerine de banka mevzuatına aykırı olarak kredi kullandırılmasında sorumluluğunun söz konusu olduğu, davalı …Ş.’nin bankanın sermayesinin arttırılmasında yapılan usulsüzlük ile 28 sayılı KHK ile değişik 7129 sayılı Bankalar Kanununun 73. maddesine, TTK’nun 285, 288. maddelerine aykırı işlemlerden sorumlu bulunduğu beyan edilmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; davada bahsi geçen … firmasının bankanın iştiraki olduğu, şirkete açılan kredilerin normal limitler dahilinde yasalara uygun biçimde açıldığı, limit aşımlarının ise devre sonlarında tahakkuk ettirilen faizlerden kaynaklandığı, şirkete yazılı ihbarda bulunulduğu, Genel Müdürlüğe de bildirildiği, takip prosedürüne başlamanın şube müdürünün yetkisinde olmadığı, Genel Müdürlüğün uhdesinde bulunduğu, … şubesinde verilmiş olan kredilerin yönetim kurulu kararına bağlı olarak firmaların bizzat kendilerine kullandırıldığı beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; bankanın içine düştüğü durum açısından hiçbir mana ifade etmeyen küçüklükteki riskler için kredi açılışında bir karar organı olmayıp bir icra organı olan ve doğal olarak kendi şubesinin dışındaki genel riskleri bilemeyen, üst yöneticilerle kast ve eylem birliği içinde olduğu iddia bile edilmeyen bir şube müdürünün bankanın aczinden sorumlu tutulması ve bu nedenle iflasının istenmesi, bu yapılırken de bir çok müessesede görülebilecek bazı aksaklıkları ise abartılması hem yasanın amacına hem objektif duruma hem de insaf ölçülerine aykırı olduğu beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; şube müdürü olan müvekkilinin, iddia konusu şirketlere, Bankalar Kanununun 41. maddesine aykırı olarak kredi açtırıp kullandırmadığı, iddia konusu kredilerin şube müdürünün yetkisinin üzerinde olduğu, otorize kredi olduğu ve yönetim kurulu karar ve direktifleriyle açılmış olduğu, sorumlularının yetkisiz müvekkili olmayıp, doğrudan doğruya banka yönetimine ait bulunduğu, müvekkilinin banka hakkında 70 sayılı KHK’nin 63. maddesinin uygulanmasına neden olmadığı beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesinde; … şubesinde çalıştığı tarihlerde tarafından hiçbir usulsüz kredinin açılmadığı, 38 ve 39. maddelere aykırı olabilecek hiçbir usulsüz işlemin yapılmadığı, davalı olduğu … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … dosyasına konu bilirkişi raporunda hiçbir suçu ve aykırı fiilinin olmadığının saptandığı beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; davada 3182 sayılı yasanın 69. maddesinin uygulanması koşullarının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; müvekkilinin muhasebe bölümünden sorumlu ve ilgili yönetici olmamasına karşın, şeklen muntazam olduğu kanaatine vardığı ve imza tamamlamak için kendisine getirilen fişleri imzalamak durumunda kaldığı, sorumluluğunun söz konusu olamadığı beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; iddia konusu işlemlere muhasebe fişi düzenlenmesi aşamasında müdahil olduğu, görevinin ise onayı bulunması gereken ilgili birimlerin onayının varlığı ve onaya bağlı ödeme emirlerinin mevcudiyetini denetlemek olduğu, kanıt olarak sunulan fişlerin dayanakları fatura ve öteki belgelerde müvekkilini fiş düzenleme zorunluluğu altına sokan tüm onay ve imzaların mevcut olduğu, dolayısıyla müvekkilinin kanuna aykırı karar ve işleminden söz etmenin öncelikle olayların akışına aykırı olduğu, müvekkilinin imza yetkisinin bankanın iç işlemleri yönünden söz konusu olduğu, bu yetkinin üçüncü kişilere karşı hiçbir gücü içermediği, bankayı hukuksal bir yük altına sokamayacağı, bu nedenle de sorumluluğunun söz konusu olamadığı beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava , Banka hakkında 70 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 63’üncü maddesinin 3’üncü ve 4’üncü fıkralarının uygulanmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle banka ortağı ile banka yöneticilerinin şahsi iflasları istemine ilişkindir.
70 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’nin 68.maddesi ”Bir bankanın ortakları, yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, müdürleri ve imzaları ile bankayı ilzam eden memurları kanuna aykırı karar ve işlemleri ile bankanın iflasına veya hakkında 63.maddenin 3.ve 4. fıkralarının uygulanmasına sebep olmuşlarsa, Maliye Bakanı’nın talebi üzerine ,bunların şahsen iflaslarına mahkemece karar verilebilir. 63.maddenin uygulandığı hallerde bunların şahsi sorumluluğu, çıkarılacak ara veya devir bilançosuna göre tayin olunur.”
70 sayılı KHK ile değiştirilmeden önce 7129 sayılı Kanun’un İflasın Mesulleri başlıklı 78.maddesi “Bir bankanın iflası halinde o bankanın idare meclisi reisi ve azaları ile umum müdür, muavinleri, müdür ve imzaları ile bankayı ilzam eden memurlarının bu kanuna aykırı hareketleri iflasa sebep olmuş ise Maliye Vekaletinin talebi üzerine gerekirse bunların şahsen iflaslarına mahkemece karar verilebilir ve haklarında İİK’nun 5,6,7 nci madde hükümleri tatbik olunur ” şeklindedir.
…TAŞ (Banka)’nin 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun 28 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile değişik 60’ıncı maddesi hükmü uyarınca yönetiminin değiştirildiği ve Bankada geçici bir Yönetim Kurulu oluşturulduğu ardından Bakanlar Kurulu’nun… tarihli Kararı ile 70 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’nin 63/4’üncü fıkrası gereğince bütün aktif ve pasifleri ile … Bankası’na devredilmesine karar verildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalılardan …’in …TAŞ’nin … Şube Müdürü, …’nun … Şube Müdürü, … Şube Müdürü, …’ın … Şube Müdürü, …’in … Şube Müdürü, …’in … Şube Müdürü görevindeyken ; … ile …A.Ş.’nin ise banka hakim ortağı olması nedeni ile bankaya verdikleri zararın tahsili için şahsi iflasları talep edilmiştir.
Mahkememizce davalılar …, …, … hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine dair verilen 06/12/2010 tarih ve 1996/1248 Esas 2010/554 K sayılı karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 24/10/2014 tarih ve 2013/7191 Esas, 2014/420 K sayılı ilamı ile bozulmakla dosya yeniden esasa kaydedilmiş ve bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce uyulan Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 24/01/2014 tarih ve 2013/7191 Esas ve 2014/420 Karar sayılı ilamı doğrultusunda, tarafların iddia ve savunmaları ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle ortada bir zarar olup olmadığı hususunun tespiti ve davalıların sorumluluğunu gerektiren bir eylemleri veya zararın olup olmadığının tespiti için 02/05/2019 tarihli duruşma ara kararı ile dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, Bilirkişiler E. Bankalar Yeminli Murakıbı …, E. Bankalar Yeminli Başmurakıbı …, Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi … tarafından sunulan 12/02/2020 tarihli raporda özetle”… Mali bünyesi taahhütlerini karşılamayacak derecede bozulan …TAŞ’nin, 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun 28 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile değişik 60’ıncı maddesi hükmü uyarınca yönetimi değiştirilmiş ve 14-03-1983’de Bankada geçici bir Yönetim Kurulu oluşturulmuştur.
Ancak alınan tedbirlere rağmen mali bünyesinin güçlendirilmesi sağlanamamış ve Bakanlar Kurulu’nun 27-10-1983 tarihli Kararı ile 70 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’nin 63/4’üncü fıkrası gereğince bütün aktif ve pasifleri ile… Bankası’na devredilmesine karar verilmiştir.
Davacı TC. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (daha sonra … olmuştur) vekilinin sayın Mahkemenize sunduğu 04-02-1985 tarihli dava dilekçesinde;
Davalıların sermaye hakimiyeti ile Bankanın genel kurullarında yönetim ve denetim kurulu üyelerini seçme, Bankanın yönünü ve politikalarını belirleme imkanına sahip olmalarına rağmen; Banka’yı sağlıklı bir biçimde yönlendirmedikleri gibi, sahip oldukları imkanları aşırı ölçüde kötüye kullandıkları, iştiraklerine Banka’nın mali bünyesinin zaafa uğraması pahasına kredi kullandırdıkları, Banka’nın zor duruma düşmesini önlemek için olağan genel kurul toplantılarında hiçbir tedbir almadıkları,
… grubuna dahil şirketlere Banka’nın iştirak etmesi, Banka’ca büyük miktarlarda finansman sağlanması işlemlerinin, Banka’nın emin bir şekilde çalışmasını tehdit edici boyutlara ulaşması pahasına sürdürüldüğü, Banka kaynaklarının yüksek maliyetlerle sağlanmasına rağmen; bu kaynakların Grup şirketlerine düşük faizlerle kullandırıldığı,
Gruba dahil şirketlerin Banka kaynaklarını, Banka zararına mevduatsız ve ek hizmet geliri de olmaksızın kullandıkları gibi borçlarını zamanında ödemedikleri ve bu kredilerin Banka’ca düşük faizlerle taksitlendirildiği,
Banka’nın eski Genel Müdürü olan …ile Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi …’nun, Banka’yı azami ölçüde istismar ederek sahibi oldukları şirketler ile Banka ve Holding dışında kurdukları firmalara çok büyük boyutlarda kaynak aktardıkları,
Hayali çekler ve hesaplar üzerine işlemler yapılarak Banka sermayesinin fiktif olarak artırıldığı ve böylece Banka’nın mali bünyesinin düzeltilmesi için yapılan uyarılara rağmen; ödenmeyen sermayeyi ödenmiş gibi göstererek resmi makamların, tasarruf sahiplerinin ve kamuoyunun aldatıldığı,
İfade edilerek, aralarında, Banka’nın hakim ortakları …, …, … AŞ.,… AŞ. ve Banka’nın Genel Müdürlüğü’nü yapan …’inde aralarında bulunduğu Yönetim Kurulu Üyeleri ile merkez ve şube yöneticilerinin bulunduğu 30 kişi hakkında şahsi iflas talebi ile dava açılmıştır.
Sayın Mahkemenizin 12-03-1985 tarihindeki duruşmasında davalılardan;
1-… hakkında davadan vazgeçme, 2-… AŞ., 3-… AŞ., ve 4-… AŞ. hakkındaki davanın payları Banka sermayesinin % 10’unu aşmaması gerekçesi ile, 5- D. …, 6-…, 7-…, 8-…, 9-…, 10-…, 11-…, 12-…, 13-…, 14-…, 15-…, 16-…, 17-…, 18-…, 19-…, 20-…ve 21-…, hakkında ise 70 sayılı KHK’nın yürürlüğe girdiği 22-07-1983 tarihinden önce Bankadaki görevlerinden ayrıldıkları için banka yöneticisi ve görevlisi sıfatı ile açılan davaların REDDİNE, davası reddedilen …, 70 sayılı KHK.’nın yürürlük tarihi olan 22-07-1983 tarihinden sonra da %10’u aşan paydaş sıfatı ile görevini devam ettirdiğinden tekrar sorumlular arasına alınmasına karar verilmiştir (…’nun Genel Kurul Tutanaklarına ve Ticaret Sicil kayıtlarına göre; Banka’da 24,83 oranında payı bulunan …., % 10 payı bulunan … AŞ., ve %3.75 payı bulunan … AŞ.’yi; kontrol etmesi nedeniyle dolaylı sermaye payı % 10,00’un üzerindedir).
Sayın Mahkemenizin vermiş olduğu … tarih ve …sayılı davanın Reddi yönündeki Kararın, Yargıtay 23’üncü Hukuk Dairesinin 24-01-2014 tarih ve 2013/7191 Esas ve 2014/420 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, bu Karara uyulmasına ve uyulan bozma ilamı doğrultusunda tarafların iddia ve savunmaları ile Banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle,
Ortada bir zararın olup olmadığının tespiti ve
Uyulan bozma kararındaki gereklerin yerine getirilerek davalıların sorumluluğunu gerektiren eylemleri veya zararın olup olmadığının,
tespiti için Bilirkişi Heyetimiz görevlendirilmiştir.
Heyetimize verilen görev çerçevesinde tarafımıza ibraz edilen tüm bilgi, belge ve raporlar ayrıntılı biçimde incelenerek aşağıdaki sonuç ve kanaate ulaşılmıştır.
Önceki bölümlerde kapsamlı olarak açıklandığı gibi, mevzuata aykırı birçok usulsüz işlemle Banka aşırı derecede istismar edilmiş ve taahhütlerini karşılayamaz duruma getirilmiştir.
Maddi menfaatler sağlanarak krediler verilmiş ve birçok kredide emniyet, seyyaliyet ve verimlilik ilkelerine uyulmamıştır.
Banka, hakim hissedarların ilişkili oldukları şirketlerin finansörü gibi çalışmış, adeta hakim hissedarların yaşaması için Banka feda edilmiştir.
Tüm bu usulsüz ve mevzuata aykırı işlemler sonucunda çok ciddi bir zarar ortaya çıkmış ve Banka’nın başka bir bankaya devrine neden olunmuştur.
Sebebiyet verilen söz konusu zararlara ve bu zararlara neden olan halen davalı konumu devam eden yetkililere ilişkin toplulaştırılmış bilgiler bir önceki bölümün sonunda verilmiştir.
Bilirkişi Heyetimizce adı geçen davalıların Banka’nın başka bir bankaya devrine neden olan işlemlerde kusurlu olduğu, sebebiyet verdikleri bu zararlardan dolayı sorumluluklarına gidilebileceği düşünülmektedir.
Ancak Banka hakim hissedarı ve Yönetim Kurulu Murahhas Azası … ve % 24.83 oranındaki hissedar …. (Bankanın yönetim ve denetimini birlikte elinde bulunduran ortak) dışındaki davalılar, karar alıcı ve bu kararlara önemli ölçüde etki edebilir pozisyonda değillerdir.
Bir anlamda sorumluluk zincirinin son halkalarıdır. Nitekim karar alıcı ve kararlara önemli ölçüde etki edebilir pozisyonda olmadan, bu pozisyona sahip yetkililerle birlikte müştereken sebebiyet verdikleri düşünülen zarar toplamının Banka’nın toplam zararına oranı sadece %8’dir.
Dosya kapsamındaki mevzuata aykırı ve usulsüz işlemlerle ilgili olarak kamu denetim görevlileri tarafından düzenlenen bütün raporlarda; Banka’nın başka bir bankaya devrine neden olan usulsüz ve mevzuata aykırı işlemlerde, en etkili karar alıcı ve uygulayıcı olarak halen davalı sıfatı devam eden … ile davalı statüsünde olmayan Banka’nın eski Genel Müdürü …ve Banka Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi …başta olmak üzere diğer Yönetim Kurulu Üyeleri görülmektedir.
Ancak karar ve icraatları ile Banka’nın başka bir bankaya devrinde birinci derecede rol oynayan bu yetkililer, Banka hakim hissedarı ve Yönetim Kurulu Murahhas Azası … ve %24.83 oranındaki hissedar … A.Ş. dışında şu anda davalı konumunda değillerdir.” şeklinde görüş belirtmiştir.
Davalılar ve davacı itirazlarının değerlendirilmesi için 24/12/2020 tarihli duruşma ara kararı ile dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişiler E. Bankalar Yeminli Murakıbı …, E. Bankalar Yeminli Başmurakıbı …, Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi … 22/02/2021 tarihli ek raporda özetle”… Bilirkişi Heyetimizce adı geçen davalıların Banka’nın başka bir bankaya devrine neden olan işlemlerde kusurlu olduğu, sebebiyet verdikleri bu zararlardan dolayı sorumluluklarına gidilebileceği düşünülmektedir.
Ancak Banka hakim hissedarı ve Yönetim Kurulu … ve % 24.83 oranındaki hissedar …. (Bankanın yönetim ve denetimini birlikte elinde bulunduran ortak) dışındaki davalılar, karar alıcı ve bu kararlara önemli ölçüde etki edebilir pozisyonda değillerdir.
Bir anlamda sorumluluk zincirinin son halkalarıdır. Nitekim karar alıcı ve kararlara önemli ölçüde etki edebilir pozisyonda olmadan, bu pozisyona sahip yetkililerle birlikte müştereken sebebiyet verdikleri düşünülen zarar toplamının Banka’nın toplam zararına oranı sadece %8’dir.
Üstelik Kök ve bu Ek raporumuzun ilgili bölümlerin de belirtildiği üzere, bu konuda kesin bir kanaate sahip olabilmek için anılan sorumluluk tutarlarının takip eden süreçte ödenip ödenmediği, devam ediyor ise bugün itibari ile son bakiyesinin ve teminat durumlarının da bilinmesine ihtiyaç vardır. Ancak tarafımıza ibraz edilen dosyalarda bu konuda herhangi bir bilgi ve belge olmadığı gibi ilgili Bankadan da bu konuda bilgi alınması mümkün olamamıştır.
Sonuç olarak; dosya kapsamındaki mevzuata aykırı ve usulsüz işlemlerle ilgili olarak kamu denetim görevlileri tarafından düzenlenen bütün raporlarda; Banka’nın başka bir bankaya devrine neden olan usulsüz ve mevzuata aykırı işlemler ile nakdi menfaat sağlanarak gerçekleştirilen kredi kullandırımlarında, en etkili karar alıcı ve uygulayıcı olarak halen davalı sıfatı devam eden … ile davalı statüsünde olmayan Banka’nın eski Genel Müdürü …ve Banka Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi …başta olmak üzere diğer Yönetim Kurulu Üyeleri görülmektedir.
Ancak karar ve icraatları ile Banka’nın başka bir bankaya devrinde birinci derecede rol oynayan bu yetkililer, Banka hakim hissedarı ve Yönetim Kurulu Murahhas Azası … ve %24.83 oranındaki hissedar … A.Ş. dışında şu anda davalı konumunda değillerdir. ” yönünde görüş bildirmişlerdir.
7129 Sayılı Bankalar Kanunun 78. maddesi ile dava tarihi olan 04.02.1985 tarihinde yürürlükte bulunan (mükerrer) Bankalar Kanununa İlişkin 70 sayılı KHK’nın 68. Maddesi kapsamında davalıların bankanın iflasına neden olup olmadıkları, anılan yasa ve kararname kapsamında ayrı ayrı değerlendirme yapılarak 70 Sayılı KHK’nın 63. Maddesinin uygulanmasına neden olup olmadıklarının da değerlendirilmesi ve 63. Maddenin uygulanmasına hangi davalı veya davalıların ne şekilde neden olduklarının açıklanması ve tespitinden sonra yine KHK’nın 63. Maddesinin uygulanmasına neden olan davalıların sorumluluk bedellerinin çıkarılan ara bilanço veya devir bilançosuna göre saptanması ve bu şekilde rapor düzenlenmesi gerektiğinden davacının ara bilanço ve devir bilançoyu sunup sunmadığı, sunmuş ise ara bilanço ve devir bilançosuna göre sorumluluk bedellerinin tespit edilerek rapor tanzim edilmesi 15/04/2021 tarihli duruşma ara kararı ile yeni oluşturulacak bilirkişi heyetinden istenilmiş; Bilirkişiler Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi …, Em. Banka. Yeminli Başm. …, Em.Banka. Yem. Başm…. tarafından sunulan 21.02.2022 tarihli raporda özetle”… 7129 sayılı Bankalar Kanunu 22.07.1983 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe konulan 70 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) ile değişikliğe uğramıştır.70 sayılı KHK ile mali bünyesi zafiyete uğrayan bankanın mali bünyesinin güçlendirilmesi için Bankalar Kanunu’nun 63 maddesi ile; Denetlemeler sonucunda bir bankanın mali bünyesinin ciddi bir şekilde zayıflamakta olduğunun tespit edilmesi halinde, Maliye Bakanlığı, uygun bir süre vererek banka yönetim kurulundan sermayenin artırılmasını, ödenmeyen apel ödemelerinin ikmal edilmesini, banka mali bünyesinin güçlendirmesi için tedbirler alma konusunda Maliye Bakanını yetkili kılmıştır. 63.maddenin 4.bendine göre, yukarıda sayılan tedbirlere rağmen mali bünyesinin güçlendirilmesine imkan bulunmayan bankanın bütün aktif ve pasifi ile mevcut bir bankaya ya da kurulacak bir bankaya devredilmesine Maliye Bakanının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca karar verilebilir.
70 sayılı KHK’nin değiştirilen 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun 68.maddesinde; ”Bir bankanın ortakları, yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, müdürleri ve imzaları ile bankayı ilzam eden memurları kanuna aykırı karar ve işlemleri ile bankanın iflasına veya hakkında 63.maddenin 3.ve 4. fıkralarının uygulanmasına sebep olmuşlarsa, Maliye Bakanı’nın talebi üzerine ,bunların şahsen iflaslarına mahkemece karar verilebilir. 63.maddenin uygulandığı hallerde bunların şahsi sorumluluğu, çıkarılacak ara veya devir bilançosuna göre tayin olunur.
70 sayılı KHK ile değiştirilmeden önce 7129 sayılı Kanun’un İflasın Mesulleri başlıklı 78.maddesinde , “Bir bankanın iflası halinde o bankanın idare meclisi reisi ve azaları ile umum müdür, muavinleri, müdür ve imzaları ile bankayı ilzam eden memurlarının bu kanuna aykırı hareketleri iflasa sebep olmuş ise Maliye Vekaletinin talebi üzerine gerekirse bunların şahsen iflaslarına mahkemece karar verilebilir ve haklarında İİK’nun 5,6,7 nci madde hükümleri tatbik olunur” şeklindedir.7129 sayılı Kanun’un 78.maddesinin yerini 70 sayılı KHK’nin 68.maddesi almış bulunmaktadır.
İşte bu hükmü esas alan Sayın Mahkeme de 15.04.2021 tarihli Ara Kararında: Bakanlar Kurulunun… gün ve … sayılı Kararıyla, 70 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 63/4 maddesi uyarınca …,AŞ’nin bütün aktif ve pasifi ile birlikte …’na devredilmesi ile sonuçlanan hukuki sürecin sonunda, davalıların Bankada görev yaptıkları dönemde yapmış oldukları işlemleri ile, …T.A.Ş: nin … Bankası’na devredilmesine neden olup olmadıkları, kanuna aykırı karar ve işlemleri ile bankaya zarar verip vermedikleri, şahsi iflaslarına hükmedilebilmesi için aranan koşulların olup olmadığının tespit edilmesi için “Dosyanın öncekilerden farklı bir heyete tevdi edilerek 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun 78.maddesi ile dava tarihi olan 04.02.1985 tarihinde yürürlükte bulunan Bankalar Kanununa ilişkin 70 sayılı KHK nin 68.maddesi kapsamında davalıların bankanın iflasına neden olup olmadıkları, anılan yasa ve kararname kapsamında ayrı ayrı değerlendirme yapılarak 70 sayılı KHK nin 63.mddesinin uygulanmasına neden olup olmadıklarının da değerlendirilmesi ve 63.maddenin uygulanmasına hangi davalının ne şekilde neden olduklarının açıklanması ve tespitinden sonra yine KHK nin 63.maddesinin uygulanmasına neden olan davalıların sorumluluk bedellerinin çıkarılan ara bilanço veya devir bilançosuna göre saptanması ve bu şekilde rapor düzenlenmesi istenmiş bulunmaktadır.
…T.A.Ş.’nin tüm aktif ve pasifi ile…Bankası A.Ş. devredilmesine yol açan işlemlerin neticesinde, Kanunda sayılan banka ortakları ile banka yöneticilerinin iflaslarının istenebilmesi için bu kişilerin kanuna aykırı karar ve işlemleri sonucunda ya bankanın iflasına ya da bankanın bir başka bankaya devrine sebebiyet vermiş olmaları gerekir. Ancak, burada önemli unsur illiyet bağının ispat edilmesi çok önemlidir. Yani huzurdaki davada,…’nın…Bankası’na devredilmesinin davalıların karar ve işlemlerinin sonucu olarak gerçekleşmiş olduğu hususundaki illiyet bağının kanıtlanması şarttır. …yönetim kurulu tarafından yönetilmektedir. Yönetim kurulu tarafından alınan kararlar ise şube müdürleri tarafından icra edilmektedir. Şube müdürlerinin yetkileri Bankalar Kanununda son derece sınırlıdır. Bir bankanın bir başka bankaya devrine neden olan işlemlerin esasen yönetim kurulunun almış olduğu kanuna aykırı karar ve işlemlerinin neticesinde oluşan bir durumdur.Bundan dolayı görev ve yetkileri sınırlı olan Şube müdürleri tarafından bir bankanın iflasına sebebiyet verilmesi bankacaılık usul ve teamülleri ile hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun 28 sayılı KHK nin 60.maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından 14.03.1983 tarihinde …T.A.Ş. ‘ne geçici yönetim kurulu atanmış olmasına rağmen mali bünyesinin düzeltilmesine imkan görülmediğinden dolayı Bakanlar Kurulunun aldığı 27.10.1983 tarih ve … sayılı Kararı ile 70 sayılı KHK nin 63/IV fıkrası hükmüne göre ,anılan Banka’nın bütün aktif ve pasifi ile birlikte 24.11.1983 tarihinde … Bankası A.Ş. ne devredilmiş olduğu, bu nedenle kanuna aykırı karar ve işlemleri ile banka yönetim kurulu üyeleri, genel müdür ve genel müdür yardımcıları ile şube müdürleri hakkında işbu şahsi iflas davasının açılmış olduğu açıktır. Yapılan yargılama neticesinde; 70 sayılı KHK nin yürürlüğe girdiği 22.07.1983 tarihinden önce Bankadaki görevlerinden ayrılmış bulunan davalılar hakkında KHK nin 68 ve 3182 sayılı Kanun’un 69/1 maddesi hükümlerinin uygulanması olanağı bulunmadığından, ayrıca hissedarlık sıfatı nedeniyle sorumlu olanların bu sıfata dayalı eylemleri nedeniyle sorumluluklarına ilişkin iddia ve talep ayrık olmak üzere …, …, …,…, …, …, …, …, …, .., …, …, …, …, …, …,… hakkında maddi hukuk kurallarının geriye etkili olarak uygulanamayacakları gözetilerek (70 sayılı KHK nin yürürlüğe girdiği 22.07.1983 tarihinden önce bankadaki görevlerinden ayrıldıkları anlaşılan davalılar hakkında bu Kararnamenin 68.maddesi ve 3182 sayılı Kanun’un 69/1.maddesi hükümlerinin uygulama olanağı bulunmaz.) banka yöneticisi ve görevlisi sıfatı ile açılan davaların REDDİNE karar verilmiştir . Söz konusu Karar Yargıtay 11.HD tarafından onanmıştır.
70 sayılı KHK nin yürürlüğe girdiği 22.07.1983 tarihinden önce görev yapan banka genel müdürü ve banka yönetim kurulu üyeleri hakkında davanın red edilmiş olduğu gözetildiğinde; 22.07.1983 tarihi ile Bankanın … Bankasına bütün aktif ve pasifi ile birlikte devredildiği 24.11.1983 arasında görevde bulunan, ancak Maliye Bakanlığı’nın geçici yönetim kurulu üyelerini atadığı 14.03.1983 tarihinden sonra Geçici Yönetim döneminde Bankada yeni bir alınmış kararları ve işlemleri bulunmayan davalılar … ve …A.Ş.,(Bankadaki hissesi %10 u aşmakta) ile … Şube Müdürü …, … Şube Müdürü …, … Şube Müdürü …, … Şube Müdürü…, … Şube Müdürü müteveffa … ile genel müdür yardımcısı … ile muhasebe müdürü …’ün de 28 sayılı KHK nun yürürlükte bulunduğu geçmiş dönemlerde Banka Yönetim Kurulu tarafından alınmış kararlara dayanan işlemlerinden dolayı sorumluluklarının doğmayacağı hususu Sayın Mahkemenin takdirleridir.
Öte yandan … Bankası tarafından dava dosyasına gönderilmiş olan yazıda da açıkça belirtilmiş olduğu üzere,İstanbul Bankasının devredilmesinden sonra 1992-1993 yılları için oluşan görev zararı 5.308 TL ile 1994 yılı için oluşan görev zararı 8.946 TL dan oluşan toplam 14.254 TL nın Hazine tarafından … Bankası A.Ş. ye 1995 yılında ödenmiş olduğu, o tarihlerden sonra görev zararının oluşmadığı ve halihazırda Tasfiye İşlemlerinin izlendiği Hesaplarda Hazinenin alacağının oluştuğu, bu alacakların da 01.08.2006 tarihinde 77.209,21 TL,132.694,79 TL ,28.07.2006 tarihinde 4.850,00 USD olarak tahsil edilmiş oldukları ,netice itibariyle herhangi bir banka zararının bulunmadığı Banka kayıtları ile sabittir.
…Bankası nezdindeki devredilen banka hesaplarının incelenmesinde,…T.A.Ş.’nin devir bilançosu ile …Bankasına 23.11.1983 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile devredilmesinden sonra, bankanın tasfiye sonuçlarının 31.12.2021 tarihi itibariyle … numaralı Defter-i Kebir Hesabında tahsili imkansız alacak olarak 8.542,32 TL’nin zarar kalemine dönüşmüş kabul edilebileceği, ancak tasfiye sürecinde yapılan tahsilat ve satışlardan elde edilen gelirlerin izlendiği … numaralı Defter-i Kebir Hesabında 132.731,37 TL tasfiye fazlası gelirin bulunduğu, söz konusu gelirden zarar olarak kabul edilen tutarın düşülmesi halinde dahi (132.731,37 TL-8.542,32 TL=) tasfiyenin 124.189,05 TL tutarında gelir ile sonuçlanmakta olduğu, böylece … T.A.Ş. ye ait 28.11.1983 tarihli Devir Bilançosunun işbu sonuçları ile davalıların sorumluluklarının doğmadığı …” yönünde tespit ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
Davacının bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi ve özellikle varsa davalıların sorumluluk bedellerinin çıkarılan ara bilanço veya devir bilançosuna göre saptanması yönündeki itirazları değerlendirilmek suretiyle ek rapor tanzim edilmesi için 14/04/2022 tarihli duruşma ara kararı ile dosyanın son bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş bilirkişiler Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi …, Em. Banka. Yeminli Başm…., Em.Banka. Yem. Başm. … tarafından düzenlenen 05/07/2022 tarihli ek raporda özetle”… … A.Ş.’ye bazı firmalar üzerinden ileri keşide tarihli çekler karşılığında mevduat sertifikası düzenlenmesinden sorumlu olan banka yöneticilerinin kimler olduğunun belirlenmesi ile ilgili kök raporda yapılan değerlendirmelerde; “Banker … Grubundan …Bankasının alacağının bulunmadığı, … 9 no lu Tasfiye Kuruluna alacak yazdırılan 453.719.000 TL tutarında Kastelli’den olan alacakların tamamının tahsil edilmiş olduğu tespit edilmiştir. … Bankası’nda 31.12.2021 tarihi itibariyle Defteri Kebir de 296 numaralı hesapta Banker Kastelli’den tahsil edilememiş ve zarar dönüşen bir alacağın olmadığı” mütalaa olunmuştur. …T.A.Ş.’nin sermaye artırımın gerçeğe aykırı (fiktif) olmasından kaynaklanan sorumluluk ile ilgili kök raporda yapılan değerlendirmelerde; “70 sayılı KHK’nin yürürlüğe girdiği 22.07.1983 tarihinden önce Bankadaki görevlerinden ayrılmış bulunan genel müdür ve yönetim kurulu üyeleri hakkında KHK’nin 68 ve 3182 sayılı Kanun’un 69/1 maddesi hükümlerinin uygulanması olanağı bulunmadığından, …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …,…, …, …, …, …, … hakkında maddi hukuk kurallarının geriye etkili olarak uygulanamayacakları gözetilerek davalılar hakkında bu Kararnamenin 68. maddesi ve 3182 sayılı Kanun’un 69/1. maddesi hükümlerinin uygulama olanağı bulunmayacağı hakkındaki Mahkeme red kararı dikkate alınması gerektiği, … Bankası tarafından 500 milyon TL tutarındaki fiktif sermaye artırımından kaynaklanan banka alacağı için 1981-1994 arasında işlemiş yasal faizi ile birlikte…, … ve Reklam Müdürü … aleyhine 21 Haziran 1988 tarihinde … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan tazminat davasının banka lehine sonuçlandığı, Yargıtay Onamasından geçerek 1996 yılında kesinleştiği, söz konusu 500 milyon TL işlemiş yasal faizi ile birlikte …’den 5 milyar TL olarak tahsil edilmiş olduğu, bu nedenle fiktif sermaye artırımından dolayı … Bankasının Defter Kebir 296 numaralı Hesabında tahsil edilememiş zarar niteliğinde alacak kaydının bulunmadığı, …Bankası’nın 29.12.2021 tarihli cevabi yazısından da sermaye apel borcunun bulunmadığı, Banka sermayenin 500 milyon TL’dan 1 milyar TL’ye yükseltilmesi işlemlerinde fiktif banka çekleri kullanmış oldukları görülen …, …A.Ş.’nin sorumlulukları da, zamanın genel müdürü …’den fiktif sermaye artırım bedeli 500 milyon TL ile işlemiş yasal faizi dahil 5 milyar TL olarak tahsil edilmiş olduğundan dolayı adı geçen kişilerin sorumluluğu kalmadığı sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu” mütalaa olunmuştur. …T.A.Ş. şubeleri tarafından kullandırılan ve tahsil edilemeyen kredilerle ilgili olarak davalıların bankaya zarar verip vermedikleri ve zarar vermiş iseler sorumluluk miktarlarının incelenmesi ile ilgili kök raporda yapılan değerlendirmelerde; davalıların banka zararı ile ilgili sorumlulukları her bir kredi yönünden irdelenmiş olup, davalıların sorumluluk ve sorumlu oldukları miktar ile ilgili …T.A.Ş. in devir kayıtlarının ve tasfiye sonuçlarının izlenmekte olduğu 296, 396 ve 397 nolu Defter-i Kebir ve Yardımcı Kayıtlarının yer aldığı hesaplar üzerinde Bilirkişi Kurulumuz tarafından gerekli incelemelerde bulunulmuştur. Tasfiye sürecindeki bankalar ile ilgili takiplerin yapıldığı 296-Tasfiye Edilen Bankalar Alacakları hesabında ve 396-Tasfiye Edilen Bankalar Borçları hesaplarının incelenmesi, davalılar hakkında sorumluluk tespiti yapılabilmesi bakımından, tahsil edilmemiş alacaklar nedeniyle banka zararının bulunup bulunmadığının tespiti ve ilgili davalılar hakkındaki sorumluluk değerlendirilmesinin yapılabilmesi için gereklidir. İlgili takip hesaplarında banka zararı ve zararın kaynağı araştırılır ve sorumlular tespit edilerek ilgililerin sorumluluk miktarları hesaplanır. Davalıların sorumlulukları ve sorumlu olduğu tutarların tespit edilmesi için … T.A.Ş.’nin devir kayıtlarının ve devirden sonra hukuki takipler ile tasfiye sonuçlarının incelenmesi neticesinde tahsil edilmemiş bir alacağın kalmış olması ve halen devam eden bir banka zararının varlığından söz edilmesi mümkündür. Ancak … Bankası tarafından dosyaya sunulan 29.12.2021 tarihli cevabi yazısı ekinde yer alan … Devir Bilançosu ile Tasfiye İşlemleri hakkında yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere,ki bizatihi Maslaktaki Genel Müüdürlük kayıtları üzerinde Heyetimizin yaptığı inceleme sonucunda tespit edilmiş olduğu cihetle; Bankanın konsolide mizanına göre …T.A.Ş. ile ilgili olarak 30.10.2021 tarihi itibariyle 296-Tasfiye Edilen Bankalar Alacakları hesabında 12.030,83.-TL, 396-Tasfiye Edilen Bankalar Borçları hesabında 134.793,40.-TL bakiye bulunmakta olduğu, tasfiye hesaplarının artı ile sonuçlanmış olduğu hususu detaylı Bilirkişi Kurulu Kök Raporumuzda detaylı şekilde belirtilmiştir. …T.A.Ş.’nin … Bankası’na 23.11.1983 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile devredilmesinden sonra, Banka’nın tasfiye sonuçları 31.12.2021 tarihi itibariyle tasfiye olunacak alacaklardan 8.542,32.-TL’nin … numaralı hesapta tahsili imkansız alacak olarak zarar kalemine dönüştüğü, buna karşılık yapılan tahsilat ve satışların sonunda … numaralı hesapta 132.731,37.-TL olarak tasfiye fazlası gelir olarak devam ettiği, söz konusu gelirden zarar dönüşen tutarın düşülmesi halinde dahi (132.731,37.-TL-8.542,32.-TL=)124.189,05.-TL tutarında fazla ile sonuçlanmakta olduğu şeklindeki tespitleri Bilirkişi Kurulu Kök Raporu’nda mevcuttur.. Böylelikle oluşan 124.189,05.-TL’lik tutarın Banka tarafından …’ye ödenmesi gereken tasfiye fazlası tutar olarak ortaya çıkmıştır. 70 Sayılı KHK’nin 63ve 68.Maddelerinde getirilen hükümler kapsamındaBilirkişi Kurulu Kök Raporu’nda yapılan değerlendirmede; “70 sayılı KHK’nın yürürlüğe girdiği 22.07.1983 tarihinden önce görev yapan banka genel müdürü ve banka yönetim kurulu üyeleri hakkında davanın red edilmiş olduğu gözetildiğinde; 22.07.1983 tarihi ile Bankanın Ziraat Bankasına bütün aktif ve pasifi ile birlikte devredildiği, 24.11.1983 arasında görevde bulunan, ancak Maliye Bakanlığı’nın geçici yönetim kurulu üyelerini atadığı 14.03.1983 tarihinden sonra Geçici Yönetim döneminde Bankada yeni bir alınmış kararları ve işlemleri bulunmayan davalılar … ve … A.Ş.,(Bankadaki hissesi %10 u aşmakta) ile … Şube Müdürü …, … Şube Müdürü …, … Şube Müdürü …, … Şube Müdürü …, … Şube Müdürü müteveffa … ile genel müdür yardımcısı … ile muhasebe müdürü …’ün de 28 sayılı KHK’nın yürürlükte bulunduğu geçmiş dönemlerde Banka Yönetim Kurulu tarafından alınmış kararlara dayanan işlemlerinden dolayı sorumluluklarının doğmayacağı hususu Sayın Mahkemenin takdirleridir…” şeklinde görüşte bulunmuşlardır.
05/07/2022 tarihli ek raporda bankanın devir bilançosunda yer alan zarar miktarının 8.542,32 TL olarak alındığı ancak dava dilekçesinde ve ekinde sunulduğu belirtilen 23 nolu delil ile bankanın 23/11/1983 tarihli devir bilançosuna göre 30.118.403.782,88 (Eski) TL zararı bulunduğu belirtilmekle itibar edilecek devir bilançosunun 23/11/1983 tarihli devir bilançosu olarak esas alınması, bu devir bilançosuna göre bankanın devrine etkisi bulunduğu 08/09/2008 tarihli raporla tespit edilen davalıların sorumluluk tutarının belirlenmesi ve varsa yargılama sırasında tasfiye, tahsil sebebiyle sona eren zarar kalemlerinin ve sorumluların belirtilmesi için dosya yeniden son bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ,Bilirkişiler Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi …, Em. Banka. Yeminli Başm. …, Em.Banka. Yem. Başm. … tarafından sunulan 20/12/2022 tarihli 2.ek raporda”…T.A.Ş. nin tasfiye hesapları üzerinde Heyetimizce yeniden yapılan incelemede; 31.12.2021 tarihi itibariyle devir bilançosundaki banka aktif değerlerin fazlası ile tahsil edilmiş olduklarının görüldüğü, bundan dolayı tasfiye hesabının fazla vermekte olduğu tespit edilmiş olup, …T.A.Ş. nin 23/11/1983 tarihli devir bilançosunda yer alan 29.584.59 (Yeni) TL devir zararın davalıların şahsi sorumlulukları bakımından esas alınması halinde dahi huzurdaki şahsi iflas davasında şahsi iflas koşullarının oluşmadığı yönündeki kanaatimizi muhafaza ettiğimizi Mahkemenizin takdirlerine arz ederiz.” şeklinde kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Davalıların sorumluluğuna ve dolayısıyla şahsi iflaslarına karar verilebilmesi için davalılar tarafından yapılan işlemlerin kanuna aykırı olması, kanuna aykırı işlem ve eylemlerle bankanın zararına sebebiyet verilmesi, zarar ile davalıların hukuka aykırı ve kusurlu işlemleri arasında illiyet bağının bulunmasının zorunlu olduğu ancak banka kayıtlarında yerinde inceleme yapılarak düzenlenen son bilirkişi heyetinin 05/07/2022 tarihli ek raporu ile 20/12/2022 tarihli 2.ek raporundan … T.A.Ş. nin 23/11/1983 tarihli devir bilançosunda yer alan 29.584.59 TL devir zararının ortadan kalktığı, 31.12.2021 tarihi itibariyle devir bilançosunda tasfiye hesabının fazla vermekte olduğu, tasfiye hesabındaki banka aktif değerlerin fazlası ile tahsil edilmiş oldukları dolayısıyla zarar şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … mirasçısı… dışındaki diğer davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … mirasçısı … dışındaki diğer davalılara verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/03/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …