Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/493 E. 2023/267 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/493 Esas
KARAR NO : 2023/267

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının icra takibine yönelik itirazının haksız olduğunu, iflas masası tarafından müflis şirketin ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemelerinde davalı şirketin borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalı şirkete borcu ödenmesi için 26/02/2018 tarihinde muhtıra gönderildiğini, davalı şirketin gönderinle muhtıraya ve icra takibine rağmen cari hesap borcunu bugüne kadar ödemediğini, açıklanan nedenlerle davalının icra takibine yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirket uhdesinde herhangi bir cari hesap /fatura alacağının bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline gönderilen 26/02/2018 tarihli ödeme muhtırası üzerine müvekkili şirket kayıtları üzerinde incelemeler yapıldığını, bu incelemeler neticesinde müflis şirketin müvekkili şirketin tedarikçilerinden olduğunun ve zaman zaman hizmet alındığının ancak alınan hizmetlerin bedellerinin ödenmiş olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin bu durumu muhtıra cevabı ile davacıya bildirdiğini ve ilgili kayıtları da davacıya ilettiğini, davacının davacının takip dayanağı olarak sadece iflas dosyasından alınan bilirkişi raporunu gösterdiğini, alacağa dayanak olarak hiçbir kayıt ve belge sunmadığını, alacak iddiasını ispatlayamadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… Vergi Dairesinden celbedilen İflas Halinde …A.Ş.’ye ait BA-BS formları.
2-… Vergi Dairesinden celbedilen İflas Halinde …A.Ş.’ye ait BA-BS formları.
3… 3. İcra Dairesinin …İflas sayılı dosyası.
4-Bilirkişi raporu.
5-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası itirazın iptali davasıdır.
Dosyaya celp edilen davaya dayanak … 16. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına dayanan 35.919,00 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından süresi içinde takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Davacı takibe dayanak olarak, taraflar arasında mevcut cari hesaba dayanmıştır.
Tarafların ticari defterleri dosyaya sunulmuş, alanında uzman bir mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığa ilişkin rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan ve mali müşavir bilirkişi … tarafından tarafından tanzim edilen 01.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacı müflis şirketin incelenen 2014-2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, yine davacının ticari defterlerine göre davacı ile davalı şirket arasında cari hesap şeklinde yürütülmüş ticari ilişkisinin bulunduğunun tespit edildiği, davacı müflis şirketin iflas idaresinde bulunan 2014 – 2015 – 2016 yıllarına ait ticari defter kayıtlarına göre, ticari alacaklarını oda müşterileri, yerli ve yabancı seyahat acenteleri, şahıslar. şirket ve kurumlar şeklinde ana başlıklar altında (torba hesap şeklinde) takip ettiği, bu ana başlıklar altındaki ticari alacakları için hiç bir ayrım yapmadığı yani herhangi bir müşterisi için (davalı dahil) borç / alacak durumunu tespite yarayacak alt hesap açmadığı, müflis şirketin davalı şirket ile olan ticari ilişkisine dair işlemleri ticari defterlerine 120 nolu ALICILAR hesabı altındaki şirket ve kurumlar açıklamalı 120.01.310 kodlu hesaba kaydettiği, bu hesabın 2014 yılında 350.046.20 TL, 2015 yılında 1.072.925.55 TL ve son olarak 2016 yılında 1.072,925.55 TL tutarında BORÇ bakiyesi verdiği, bununla birlikte, müflis şirketin ticari defterlerine göre davalı dahil hiçbir müşterisi için açılmış olan herhangi bir alt hesap bulunmadığından, müflis şirketin ticari defterlerine göre yıllar itibariyle ve nihai olarak -davalı şirket ile olan ticari ilişkisine dair- borç / alacak durumunu tespit etmek ise mümkün olmadığı, davalının incelenen yine 2014 – 2015 -2016 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı şirketin ticari defter kayıt ve belgelerine göre müflis şirket ile 2014 yılı öncesine dayanan, 2017 yılı içerisinde sona eren cari hesap yani açık hesap şeklinde yürütmüş olduğu ticari bir ilişkisinin bulunduğu, müflis şirketten bir takım otel hizmetleri aldığının tespit edildiği, davalı şirketin usulüne uygun bir şekilde tutulmuş olan ticari defter kayıtları ile bu kayıtların dayanakları olan belgelere (faturalara vec makbuzlara) göre davalı şirketin müflis şirkete herhangi bir cari hesap borcunun bulunmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı tarafın itirazlarını karşılar ve dosyaya celp edilen taraflara ait BA BS formları nazara alınarak davacının varsa cari alacağının tespiti için bilirkişiden ek rapor alınmışsa da, bilirkişi, tanzim ettiği 04.03.2021 ve 27.12.2022 tarihli ek raporlarında kök raporundaki görüşlerini tekrar etmiş, davacı tarafından davalıdan cari alacağının bulunduğunu gösterir bir belge sunulmadığını bildirmiştir.
İspat, bir olayın veya hukuksal durumun varlığı veya yokluğu hakkında hâkimde kanaat uyandırmak için girişilen, ispat yükü üzerinde olan tarafın deliller vasıtasıyla yürüttüğü inandırma faaliyetidir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususu ispat yükü kavramıyla ilgilidir. İspat yükünün ne şekilde dağılacağına ilişkin genel kural 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesinin 1. fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmış; 2. fıkrada ise, karinelerin varlığı hâlinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Buna göre “(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
İspat yükü üzerine düşen taraf ancak ispata “elverişli” deliller ile iddiasının haklılığını kanıtlayabilir. Kanun koyucu HMK’nın 200. maddesinde belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-936 E., 2021/1090 K. sayılı kararında da değinilmiştir.( Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/356 Esas 2022/1013 Karar)
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan cari hesaba dayanan bir alacağının varlığını usulüne uygun olarak ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
Davacının davasının REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcın, peşin yatırılan 433,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 253,92 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, Davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 433,82 TL
Karar Harcı : 179,90 TL
Bakiye Harç : 253,92 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.862,00TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 100,00TL

Yargılama Gideri Detayları
Posta Giderleri : 278,90 TL (Davacı)
Posta Giderleri : 100,00 TL (Davalı)
Bilirkişi Gideri : 1.800,00 TL