Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/488 E. 2020/373 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/488 Esas
KARAR NO : 2020/373 Karar

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1 nolu davacıya ait işyeri ile işyerinin bulunduğu, 2 nolu davacıya ait binanın davalı şirketçe sigortalandığını, 24.06.2010 tarihinde meydana gelen su baskını nedeniyle sigortalı işyerinde bulunan demirbaşlar ile şahsi eşyalar ve 3. kişilere ait eşyaların ve sigortalı bina kıymenin hasara uğradığını, davalı şirkete hasar ihbarında bulunulduğunu ve ihbar üzerine davalı şirket nezdinde hasar dosyalarının açıldığını ve ekspertiz incelemesi başlatıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından zararın karşılanmadığını, toplamda 202.495,12 TL zararın karşılanmasının istendiğini, davalı şirket tarafından toplam zarar miktarının 78.419,97 TL olduğu belirtilerek ibraname karşılığında bu miktarın ödenebileceğinin bildirildiğini, bu miktarın davalı şirket tarafından ödendiğini ancak bakiye kalan 124.075,15 TL’nin ödenmediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1 nolu davacı için 8.000,00 TL, 2 nolu davacı için 8.000,00 TL olmak üzere temerrüt tarihi olan 28.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı zararının giderildiğini, dava dilekçesinde talep edilen miktarın sigorta poliçe teminatında bulunmadığını, kurutma işlemlerinin bina ve demirbaşlardaki hasarı azaltma yönünde bir artısı bulunmadığını, suyun vidanjör ile boşaltılması ve kullanılan temizlik malzemeleri için yapılan masrafların bina ve demirbaş için müştereken yapıldığından sigorta bedellerine göre proporsiyonel hesaba tabi tutulup ödenen tazminat tutarı içinde demirbaşa isabet eden kısım yönünden davacıya ödendiğini, davaya konu temizlik malzemelerinin kişisel eşya olduğunun kanıtlanmaması nedeniyle talep edilen tutarın tazminat hesabında yer almadığını, koloksiyon niteliğindeki takvimlerin Vural Nihat Hakverdi’ye ait olduğunu teyit eden hiçbir belgenin müvekkiline ibraz edilmediğini, koloksiyon niteliğindeki takvimlerin poliçede belirtilmesi gerektiğini, %2 muafiyetin grupların her biri için ayrı ayrı uygulanacağını, sigortacının muafiyet miktarını aşan kısımdan sorumlu olduğunu, yeni değer klozu gereğince hasar tespit çalışmalarını yapan eksper tarafından hasara uğrayan ve eskime oranı %20’yi aşmayan kalemlerde eskime uygulanmadığını, tamziya olan kalemlerde sigortalı kıymetlerin rayiç bedeller üzerinde sigortalanması nedeniyle yeni bedellere kıymet kazanma tenzili uygulandığını belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, sigorta tazminatının tahsili davasıdır.
Mahkememizin 24/12/2014 tarih 2014/769 Esas ve 2014/296 Karar sayılı kararı ile; “Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delil ve belgeleri dosyaya sunulmuş, hasar dosyası dosyaya temin edilmiştir.
Mahkememizce … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak binada yapılan işlemlerin hasarların artmasını önlemek amacıyla olup olmadığı, binanın eski haline getirilip getirilmeyeceğine ilişkin olduğu ve demirbaşların defter ve kayıtların incelenmesi suretiyle kayıtlarda yer alıp almadığının belirlenmesi için inceleme yapılmasına karar verilmiş ve yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın bodrum katına sızan suların kendiliğinden tahliye olmasının mümkün olmadığı, zeminde meydana gelebilecek ıslanmadan dolayı bölme duvarlarının yer yer çatladığı, sıvaların kabarıp döküldüğü, ahşap doğramaların bükülüp taban döşemelerinin çökmesine ve tavan alçıpanlarının dökülmesi ile elektrik sistemlerinin zarar görmesine sebebiyet vereceğinden yapılan işlemlerin binadan meydana gelen hasarların artmasını önlemek amacıyla yapıldığını ve binanın eski haline getirilmesi için yapılıp su tahliye işleminin tamamlandığı, duvar, zemin ve tavanların kurutularak meydana gelen hasarların tamamen giderildiğinin gözlendiği yasal kayıtlarda demirbaşların mevcut olup maliyet bedellerinin 220.411 TL amortizman tutarlarının ise 170.172,70 TL olup net defter değerlerinin ise 50.538,34 TL olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Davacılar vekilince 19.06.2012 tarihli dilekçe ile 16.000 TL üzerinden kısmen açılan davanın ıslahı ile 108.000 TL daha arttırılması sonucu toplam miktarın 124.000 TL’ye yükseltildiğini belirterek bu bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketi tarafından davacılara 24.06.2010 tarihinde meydana gelen sel zararının azaltılması için koruma kurtarma önlemleri adı altında ödemesi gereken bir tazminatın bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacılar vekili bilirkişi raporuna beyanında sigorta konusunda uzman bilirkişi …’in davalı şirketin … döneminde şirket genel müdürlüğü görevinde bulunduğu nedenle yeni bir bilirkişinin görevlendirilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin bu beyanları nazara alınarak yeni bir bilirkişi atanmak suretiyle yeniden inceleme yapılmasına karar verilmiş ve inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketi tarafından koruma kurtarma önlemleri adı altında 1 nolu davacıya 4.500 TL fazla mesai ücreti ve 2.500 TL temizlik malzemesi bedelinin ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Davacılar vekili bilirkişi raporuna beyanında; bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi için yeni bir heyetten rapor alınmasını beyan etmiştir.
Davalı vekili ise bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, suyun boşaltılması işinin binanın eski haline getirebilmek için yapılan masraf tutarının bir parçası olduğunu, temizlik malzemelerinin ise işyerlerinde ortak kullanım için bulunan kıymetler olduğu nedenle tazmiant hesabında yer almadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir heyetten inceleme yapılamak suretiyle rapor alınması için karar oluşturulmuş ve inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda demirbaşların 350.000 euro olarak sigorta bedeli ile sigortalandığı, makina tesisat sigorta bedelinin de 350.000 euro olarak belirtildiği, muafiyet tutarının 14.000 euro olup bina ile ilgili yapılan hesaplamada 73.991,95 TL’nin binada meydana gelen hasar olarak hesaplandığı ve bu hasar miktarının muafiyet tutarının altında kaldığı için 2 nolu davacının tazminat talep hakkı olmadığı, seylap dolayısıyla zarar görmüş olası olan temizlik malzemeleri kapsamında alınan malzemelerin hiç kullanılmadığının kabul edilmesi durumunda 2.040,48 TL olarak hesaplanıp fatura tarihiyle hasarın meydana geldiği tarih arasında geçen sürelerin değerlendirilmesinde malzemelerin %50’sinin sarfedilmesi halinde 1.020,24 TL temizlik malzemesi için hasar miktarına ilave edilebileceği, pirelli takvimlerinde meydana gelen hasarın ne ekspertizlerle ne de keşfen bilirkişi incelemesiyle tespit edilemediği, hasarın meydana gelip gelmediğinin tespit edilemeyeceği için zararın ödenmemesi gerektiğinin özellikle elektronik cihazlarda uygulanan indirimlerin raicinde olduğu, serverlerın işletim sisteminde oluşan hasarların ve veriyi kurtarma işlemini harcamalarını doğrudan zarar niteliğinde olmadığından poliçeye dahil olmadığını, makine demirbaş tazminatı için hesaplanan 78.419,97 TL’nin uygun olduğu, temizlik malzemeleri zararı olarak 1.020,21 TL hasar tazminatının 1 nolu davacıya davalı tarafından ödenebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişilerden ek rapor alınmış ve ek inceleme sonrası dosyaya sunulan bilirkişi raporunda kök raporda yapılan detaylı açıklamalar ve varılan kanaati değiştirecek yeni bir bilgi ve belge sunulmadığından kök rapordaki kanaatin aynen korunduğunu belirtmişlerdir.
Davacı ve davalı vekili beyanları, dosyaya sunulan deliller, inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre davacı şirketin işyeri olup diğer davacıya ait binada bulunan emtiların hasara uğradığı, davalı sigorta şirketine hasar ihbarının bulunup hasar dosyasının açıldığı; ancak hasar bedelinin ödenmediği, davacılar tarafından TTK’nun 1401 ve devamı maddelerince bu bedelin talep edilip ayrıca bina maliki tarafından bina kıymeti üzerinde zararın büyümesini engellemek amacıyla başvurulan tedbirlerden doğan masrafların talep edildiği, talimatla yapılan keşif sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda taşınmazın bodrum katına sızan suların kendiliğinden tahliye olması mümkün olmadığı nedenle yapılan işlemlerin binada meydana gelen hasarların artmasını önlemek amacıyla yapıldığı ve meydana gelen hasarların tamamen giderildiğinn belirtilip, Mahkememizcede alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş olup bu raporda davacı yanın ayrıca koruma kurtarma önlemleri başlığı alıtnda talep ettiği harcamaların hasar hesaplarında gözönüne alındığı nedenle ayrıca talep edemeyeceğinin belirtilip olay tarihinde yürürlükte olan eski TTK’nun 1293. maddesi gereğince talep edilen bu söz konusu harcamalar değerlendirilerek talep edilemeyeceği, davacı şirket tarafından talep edilen hasar bedelleri yönünden ise söz konusu yerde bulunan pirelli takvimleri yönünden hasar meydana geldiğinin belirlenemediği, elektronik cihazlarda yapılan indirimin uygun olduğu kanaatine varılıp,
Serverlerin iletişim sisteminde oluşan hasarların ve veri kurtarma işlemlerine yönelik harcamaların zarar niteliğinde olmadığı anlaşılıp bilirkişi raporunda ekspertiz raporuna itiraz edilmediği belirtilmekle bunun dikkate alınmasının zorunlu olmadığı, dosyadaki mevcut belgeler ve incelemelerden talepleri teminat kapsamı dışında kalıp sadece temizlik malzemeleri yönünden alım tarihi ve hasarın meydana geldiği tarih aralığı değerlendirildiğinde bu malzemelerin faturaya dayalı olduğu gözönüne alındığından fatura bedelide değerlendirilerek belirlenen miktar olan 1.020,2 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile davacı … bakımından davanın reddine, davacı …Tic. AŞ bakımından ise davanın kısmen kabulü ile 1.020,24 TL’nin 28/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar aleyhine davacılar vekili ile katılma yolu ile davalı vekilinin temyiz kanun yoluna başvurması akabinde Yargıtay 11. HD’nin 12/07/2017 tarih 2017/1990 Esas ve 2017/4097 Karar sayılı kararı ile, “1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacılar vekili dava dilekçesinde her bir davacı yönünden ayrı ayrı 8.000 TL olmak üzere, toplam 16.000 TL’nin davalıdan tahsili talep etmiş, 19.06.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 124.000 TL’ye yükseltilmiş ise de hangi davacı için ne kadar miktarda ıslah talebinde bulunduğunu belirtmemiştir. Mahkemece bu husus davacılar vekiline açıklattırılmaksızın hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Kabule göre, mahkemece davacı … yönünden açılan davada tespit edilen hasar tutarının muafiyet miktarının altında kaldığı gerekçesi ile davanın reddine, diğer davacı şirket yönünden ise bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 1.020,24 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasına rağmen, birbirinden bağımsız olarak açılabilecek bu davalar hakkında her iki davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediği gibi, karar tarihinde yürürlükle bulunan 2014 yılı AAÜT’nin Üçüncü Kısmında yer alan oranlar dikkate alınmaksızın vekalet ücretinin tespiti de doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma akabinde mahkememizin 2019/488 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada mahkememizin 22/06/2020 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilerek aynı duruşmada tesis edilen 2 nolu ara karar ile davacı vekiline ıslah dilekçesi ile talep ettiği 124.000,00 TL’nin ne kadarını hangi davacı için talep ettiği hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmesi akabinde davacı vekilinin 23/09/2020 tarihli duruşmada ıslah dilekçesinde talep ettiği 124.000,00 TL’nin 28.000,00 TL’sinin davacı … için, 96.000,00 TL’sinin ise davacı … AŞ için talep edildiğini beyan etmesi ve beyanının altını imza etmesi ile bozma gereği ifa edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere bozma gereğinin ifası ile araştırılacak başka husus kalmadığından davacı …’nin açtığı davanın reddine, davacı … AŞ’nin açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile 1.020,24 TL’nin 28/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’nin açtığı davanın REDDİNE,
2-Davacı … AŞ’nin açmış olduğu davanın kısmen kabulü ile;
1.020,24 TL’nin 28/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 69,69 TL nispi karar harcının, 237,60 TL peşin harç ile 1.603,80 TL ıslah harcı toplamı 1.841,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.771,71 TL harcın kararın kesinleşmesi halinde davacılara iadesine,
Davacı … A.Ş. vekille temsil edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 15.633,08 TL nispi vekalet ücretinin (davacı …Tic. A.Ş. 12.973,08 TL’den sorumlu olmak üzere) davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı …Tic. A.Ş. tarafından yapılan toplam 8.633,20 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 72,09 TL yargılama gideri ile 69,69 TL nispi karar harcı ve 17,15 TL başvuru harcı toplamı 158,93 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı …Tic. A.Ş.’ye verilmesine, bakiye kısmın bu davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/09/2020

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 237,60 TL
Karar Harcı : 69,69 TL
Islah Harcı : 1.603,80
Bakiye Harç : 1.771,71 TL

Davacı … A.Ş. Gider Avansı
Yatırılan Avans : 9.500,80 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 8.300,00 TL
Keşif Harcı : 129,20
Posta Giderleri : 333,20 TL