Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/480 E. 2022/1041 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/480 Esas
KARAR NO : 2022/1041 Karar

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/04/2012
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan asıl (Alacak) ve birleşen (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davacı şirket ile davalı şirket arasında 01.11.2006 tarihinde imzalanan Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi sebebi ile davalı şirket ile iş ilişkisinde bulunduğunu, müvekkil şirket davalı ile akdedilen sözleşme uyarınca üçüncü kişi firmalara yeni hat açma, hat taşıma gibi işlemleri yaptığını ve bunun karşılığında da davalı şirketten prim ve diğer ödemeler almaya hak kazandığını, hak kazanılan bu primlerin başlıca Aktivasyon Primi, Tahsilat Primi, A Lisans Primi, Bağlılık Primi, Performans Primi vs. şeklinde sınıflandın la cağı m, müvekkil şirket ile davalı …Ş. ana hatlan ile açıklanan sözleşmeye uygun olarak ve tüm yükümlülüklerini yerine getirerek uzun yıllar boyunca çalıştığını, davalı şirket ortada herhangi bir sorun olmaksızın müvekkile… tarihinde gönderdiği … yevmiye nolu ihtarname ile müvekkilin satış hedeflerini uzun süredir akalayamaması iddiasına dayanarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkil ise … tarihli … yevmiye no.lu cevabi ihtarnamesi ile isnatları kabul etmediğini, davalı şirket tarafından halen kendisine ödenmeyen primleri olduğunu, her türlü alacak hakkım saklı tutması kaydıyla bu ödenmemiş primlerini ve diğer alacaklarının faizi ile ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirket gerçek olmayan ve haksız iddialarla müvekkil ile arasındaki sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilin hak kazandığı prim alacaklarım da ödemediğini, müvekkil şirket sözleşme gereği çeşitli primlere hak kazandığını, davalı …Ş. müvekkil şirket ile çalıştığı süre boyunca müvekkilin hak kazandığı prim ve alacaklarını ödediğini, Temmuz 2011 den itibaren müvekkilin hak kazandığı primleri ödememeye başladığını, hatta müvekkil şirket hak kazandığı primlerin bir kısmını davalı şirkete fatura ettiğini, davalı şirket faturalara herhangi bir itiraz etmediği gibi bu prim bedellerini ödemediğini, sonrasında davalı şirket müvekkile menetsiz ve haksız nedenlerle ceza kararlan göndermeye başladıklarını, dilekçe ekinde sunulan faturalardan da görüleceği üzere doküman ceza bedeli, F5 ceza bedeli vs. adlar altında ceza bedeli içeren fatura gönderdiğini, bu faturalar 30.12.2011 tarih …. no – 72124,95 TL, 30.12.2011 tarih … no 1668 TL, 30.12.2011 tarih … no – 404,65 TL, 31.01.2012 tarih … no 2236,16 TL, 31.01.2011 tarih … no – 100,01 TL ve 26.08.2011 tarih … no – 33072,50 TL olmak üzere toplam 109.606,36 TL miktarlı faturalar olduğunu, müvekkil şirket davalının alacaklarım ödemesini beklerken bahse konu cezaların kendisine tebliğ edilmeye başlandığında bu hususu davalı ile görüştüğünü, davalı şirket kendisine prim alacaklarının aleyhine kesilen ceza faturalarından mahsup edildiğini, bu sebeple kendisine herhangi bir ödeme yapılmayacağım, müvekkil cezalann nedenlerini sorması üzerine de kendisine herhangi bir açıklama yapılmadığını, davalı tarafından tek taraflı olarak yapılan şekilde bir ceza ve mahsup sistemi müvekkil tarafından anlamlandırıl madiğini, müvekkil şirket çalışma süresi boyunca yaptığı işlemlerin sonrasında kendisine davalı …Ş. tarafından bildirilen prim alacaklarını davalı şirkete fatura ettiğini ve davalı tarafından ödendiğini, başka bir deyişle müvekkilin alacağı prim ve alacaklar yayınlanan prim sistemine uygun olarak davalı tarafından belirlenerek bildirildiğini, müvekkil şirketin çalışma süresince hak kazandığı prim/alacaklar davalı şirket tarafından müvekkile herhangi bir şekilde bildirmediğini, Müvekkil şirket sözleşme gereği kazandığı primleri davalı şirketten olan alacağı tam olarak belirleyemediğini, mahkemece atanacak bilirkişiler tarafından yapılacak olan inceleme ile net bir rakama ulaşabilmesinin mümkün olmamasına rağmen müvekkilin hesaplayabildiği kadanyla davalı şirketten sadece primlerden dolayı yaklaşık 150.000,00 TL alacağı bulunduğunu, mahkeme tarafından müvekkilin ticari defteri incelendiğinde görüleceği üzere cari hesap da kesilen faturalar sebebi ile ayrıca 54.000 TL alacağı olduğunu, davalı şirkete gönderilen ihtarnamelere rağmen halen alacakların ödenmediğini, müvekkil davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı şirket halen bu alacakların haksız ve keyfe keder kesilen cezalardan mahsup edildiğini, hatta müvekkilin kendilerine borçlu olduğunu iddia ederek bu sebeple müvekkilin kendilerine sözleşme gereği verdiği 04.06.2010 tarih … mektup no.lu 100.000 USD değerindeki banka teminat mektubunu bozdurarak bu alacaklarım tahsil edeceği yönünde beyanlarda bulunduğunu, müvekkilin davalıdan atacağı bulunmasından ve mahsup iddiası ile kesilen cezalann hukuka aykın olmasından dolayı, müvekkil banka teminat mektubunun bozdurulması tehlikesi ile karşı karşıyadır ki bu durum müvekkili oldukça mağdur edeceğini, bu sebeple Öncelikle mahkemeden söz konusu 100.000 USD bedelindeki teminat mektubunun davalı tarafından bozdurulmasının yargılamanın sona ermesine kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin talep edildiğini, neticeten; fazlaya ilişkin her türlü talep hakkının saklı kalması kaydıyla öncelikle müvekkil tarafından davalı şirkete verdiği 04.06.2010 tarih …. mektup no.lu 100.000 USD değerindeki banka teminat mektubunun bozdurulmasının yargılamanın sonuna kadar tedbiren durdurulmasını, müvekkil şirket alacağının şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının temerrüt tarihi olduğu 05.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından haksız şekilde nakte çevrilmiş bulunan 04/06/2010 Tarih ve … NOLU 100.000.usd Bedelli Banka teminat Mektubunun nakte çevrilmiş olan 21.735.TL.USD lik kısmının nakte çevrilme tarihi olan 19/06/2012 Tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacı taraf ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkil şirket arasında Kobi Satış Kanalı sözleşmesi imzaladığını, davacı tarafında dava dilekçesinde belirttiği … A.Ş. ile davacı taraf arasında 01,11.2006 tarihli Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmedeki tüm hak ve alacaklar davacı tarafın kabulü ile 01.05.2010 tarihinden itibaren … A.Ş.’ye devrettiğini, taraflar arasındaki sözleşme 10.08.2011 tarihinde müvekkil şirket tarafından sözleşmenin 19.5 maddesi gereğince feshedildiğini, taraflar arasındaki sözleşme … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile müvekkil şirket tarafından sözleşmenin 19/5 maddesi gereğince feshedildiğini,Müvekkil şirketin hiçbir sebep göstermeden ve hiçbir süreyle bağlı olmadan sözleşmeyi feshetme hakkı bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 19.5 maddesinde “… 7 gün önceden Firmaya yazılı olarak bildirmek kaydıyla iş bu sözleşmeyi her zaman ve tek taraflı olarak feshetmek hakkına sahiptir.,,” hükmü bulunduğunu .Davacı tarafa gönderilen fesih ihtarnamesinde hükme atıf yapıldığım, taraflar arasındaki sözleşmenin 19.5 maddesi gereğince feshedildiğinin davacı tarafa bildirdiğini, davacı tarafa usulsüz işlemleri nedeniyle muhtelif dönemlerde ceza faturaları kesildiğini, müvekkil şirket ile davacı taraf arasında imzalanan sözleşmenin sona ermesinden sonra müvekkil şirket tarafından yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olarak davacı tarafa ceza faturaları kesildiğini, davacı tarafa tebliğ edildiğini, söz konusu faturaların tebliği üzerine davacı taraf faturaları ödemediğini ve iade ettiğini, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından davacı tarafa gönderilen … 19. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile faturaların tekrar davacı tarafa gönderildiğini, davacı tarafın müvekkil şirketten prim alacağı bulunmadığını, davacı taraf gönderilen … 19. Noterliğinin 02.03.2012 tarih ve …yevmiye no.lu ihtarname de davacı tarafa söz konusu faturaların ödenmemesi halinde alacaktan mahsup veya teminat mektubunun paraya çevrilmesi haklannı kullanacağını bildirdiğini, davacı tarafın söz konusu faturalan Ödememesi nedeniyle müvekkil şirket sözleşmeden kaynaklanan haklannı kullandığını, faturalan davacı tarafın alacağından mahsup ettiğini, bu nedenle 01.06.2012 tarihi itibariyle faturalann mahsup edildikten sonra müvekkil şirketin davacı taraftan 17.756,44 TL alacağı olduğunu, bu durumda müvekkil şirketin davacı tarafa borcu olmadığı gibi davacı taraftan alacaklı konumda olduğunu, Neticeten; Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Esas dava, taraflar arasında akdedilmiş olan Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi nedeniyle davacının davalıdan prim ve diğer ödemeler nedeniyle alacaklı olup olmadığı varsa miktarının tespiti ile tahsili davası, birleşen dava ise davacının davalıya vermiş olduğu teminat mektubundan tahsil edilen bedelin iadesi davasıdır.
Mahkememizin 07/10/2015 tarih 2014/811 Esas ve 2015/547 Karar sayılı kararı ile; “Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Hernekadar davacı taraf taraflar arasında düzenlenen 01/11/2006 Tarihli Kobi satış Sözleşmesi sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafın hiçbir sebep yokken gönderdiği ihtarname ile Sözleşmeyi tek taraflı fesih ettiğini,davalı tarafın ödemediği pirimleri olduğunu,bu pirimlerle birlikte diğer alacaklarının da ödenmesini talep etmiş,Birleşen dava ile Davalı tarafından haksız şekilde nakte çevrilmiş bulunan 04/06/2010 Tarih ve … NOLU 100.000.usd Bedelli Banka Teminat Mektubunun nakte çevrilmiş olan 21.735.TL.USD lik kısmının nakte çevrilme tarihi olan 19/06/2012 Tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile davalıdan tahsili talep etmiş ise de;Taraflar arasında ki ticari ilişkinin temelini ” Kobi Satış Kanalı Sözleşmesinin ” oluşturduğu,Bu sözleşme ile Davacı şirketin bu sözleşme ile 3. Kişi firmalara yeni hat açma,hat taşıma gibi işlemleri yapmakta ve bunun karşılığı olarakta davalı şirketten prim ve diğer ödemler almaya hak kazanmakta olduğu hususunun
kararlaştırıldığı, taraflar arasında düzenlenen Sözleşmenin 5.md sinde ”Satış Hedefleri ve firmanın faaliyetinin Değerlendirilmesi ” hususlarının düzenlendiği,Bu madde ile Davalı Şirketin davacı şirketi yetersiz ve başarısız görmesi halinde tek taraflı olarak Sözleşmeyi fesih edebileceği hususunun kararlaştırıldığı,Davacı tarafın davalarının haklı olup olmadığı karşı taraftan bedel talep edip edemeyeceği hususunun davalı tarafça davacı tarafa gönderilen Fesih ihtarnamesinin ve 144.669.TL.lik Faturanın haklı olarak düzenlenip düzenlenmediği hususunun çözümüne bağlı olduğu görülmüştür.Öncelikle yapılan Bilirkişi incelemesi ile belirlendiği üzere davacı tarafın Ticari defterlerinin 6102 Sayılı Kanunun 64.md/3f kapsamında usulüne uygun tutulmadığı ve bu haliyle 6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca davacı tarafın lehine delil olamayacağı, davalı tarafın ibraz edilen defterlerinin 6102 Sayılı Kanunun 64.md/3f kapsamında usulüne uygun tutulduğu,6100 Sayılı Kanunun 222.md uyarınca davalı tarafın lehine delil olma niteliğinin bulunduğu anlaşılmakla birlikte davacı taraf aleyhine kesilen ceza faturalarının davalı tarafın Ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve bu faturaların haklı sebeple kesilmiş olduğu belirlenmesi halinde davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olamayacağı hususunun rapor ile tespit edildiği görülmüştür.Davalı tarafça kesilen Ceza faturalarının davacı tarafça …adına düzenlenmiş bulunan Sözleşmeler ile 111 adet hat satışı yapılması ve 23 adet cihaz verilmesinden kaynaklandığı,davalı tarafça davacı tarafa gönderilen mail ile davacı tarafın bu kişiye hat satışı yapmaması konusunda uyarıldığı, kaldı ki uyarıda bulunulmasa dahi bu miktarda hat satın alımasının hayatın olağan akışı içinde her kişi veya işletme açısından mümkün bulunmadığı bu kişinin iş yerinin niteliğinin,bu kadar hattın kullanılmasının mümkün olup olmadığı hususunun basiretli tacir olarak davacı tarafça araştırılmasının gerektiği hususu mahkememizce tartışmasız görülmüştür.Bu haliyle davalı tarafça Sözleşmenin fesih edilmesi haklı sebebe dayandığı gibi davalı tarafça kesilen cezai fatura da yerinde görülmüş;bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamalar ile bu haliyle davacı tarafın alacağı bulunmadığı hususu sabit bulunduğundan davacı tarafın davalarının reddi yönünde aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine davacı tarafın temyiz kanun yoluna başvurması neticesinde Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 22/10/2018 tarih 2016/1078 Esas ve 2018/4855 Karar sayılı ilamı ile; “Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince prim ve diğer ödemelere ilişkin tazminat davasıdır.
1-HMK 266. maddesi uyarınca çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi halinde hakim bilirkişi görüşüne başvurmak zorundadır. Bilirkişi tek olabileceği gibi heyet halinde de olabilir. Bu hususlar HMK 275/1 maddesinde belirlenmiştir. Somut olayda mahkemece uyuşmazlığın teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi incelemesine başvurulmuş, ilk etapta oluşturulan 2 kişilik bilirkişi heyeti raporunu ibraz ettikten sonra bu heyete 3. bir kişi eklenerek 3 kişilik bilirkişiden rapor alınmış olması HMK 275/1 maddesine aykırıdır. Dosyada aldırılan bilirkişi raporu yukarıda belirlendiği üzere HMK 275. maddesine aykırı olduğu gibi gerekçesi gösterilmeden bu rapora itibar edilmemesi de HMK 266. maddesi hükmü karşısında çelişki oluşturmuştur. Bu durumda mahkemece konusunda uzman 3 kişiden bilirkişi heyeti oluşturularak dosyanın heyete tevdi ile davalının 17/08/2011 tarihinde sözleşmeyi feshetmesinden sonra ceza faturaları kesmesinin hukuki olup olmadığı, fesihten önce kesilen faturaların içerik itibariyle oluşa uygun bulunup bulunmadığı, hususları değerlendirilerek ve prim alacakları hususunda ihtilaf bulunmadığıda göz önünde bulundurularak rapor tanzim ettirilip sonucuna sonuca göre karar verilmelidir.
2- Mahkemenin gerekçe kısmında sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği belirtilmiş ise de davacının veya davalının sözleşmenin haklı veya haksız feshine ilişkin talepleri olmadığı gibi, feshe dayalı bir talepleri de yoktur. Mahkemenin bu nedenle gerekçe kısmında davalı feshinin haklı olduğundan bahsetmesi yerinde görülmemiştir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma akabinde mahkememizin 2019/480 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davanın yapılan yargılamasında mahkememizin 11/12/2019 tarihli duruşmasında usul ve esas bakımından yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bu kapsamda Muhasebe – Finans Uzmanı bilirkişi Nükhet Bağdatoğlu, Bilgisayar Mühendisi bilirkişi … ve Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğr. Gör. Bilirkişi …’den alınan 11/06/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; davalının, davacının prim ve diğer alacaklarına mahsup ettiği ceza faturalarını sözleşmenin fesih tarihinden sonra düzenlediği, kural olarak sözleşmesin feshinden sonra davalının davacı aleyhine ceza faturası kesmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu kapsamda yapılan incelemede davacının davalı aleyhine düzenlemiş olduğu 30/12/2011 tarih … nolu ve 72.124,95 TL miktarlı ceza faturası ile 26/08/2011 tarih … nolu ve 33.072,50 TL miktarlı ceza faturasına sebep gösterilen hususun fraud olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle bu faturanın geçersiz olduğu, 30/04/2012 tarih … nolu ve 11.253,25 TL miktarlı ceza faturası kapsamının ise dosya kapsamıyla ispat edilemediği için toplamı 116.450,7‬0 TL olan 3 adet faturanın dikkate alınamayacağı, buna karşılık 30/12/2011 tarih … nolu ve 1.668,00 TL miktarlı ceza faturası ve eksik ve sorunlu evrak nedeniyle düzenlenen ceza faturası niteliğinde olduğu, 30/12/2011 tarih … nolu ve 404,65 TL miktarlı, 31/01/2012 tarih … nolu ve 2.236,16 TL miktarlı, 31/01/2012 tarih … nolu ve 100,01 TL miktarlı 4 adet faturanın ise ceza faturası niteliğinde olmadığı bu faturaların davacının bazı işlemlerdeki hataları nedeniyle abonelerin faturalarına yansımış olan bedellerin davacıya yansıtılması niteliğinde olması nedeniyle 4 adet faturaya konu 4.408,82 TL alacağın davalı tarafından davacı alacağına mahsup edilmesinin yerinde olduğu, bu hususlar dikkate alındığında (72.124,95 TL + 33.072,50 TL = 105.197,45 TL – 18.436,62 TL = 86.760,83 TL) 86.760,83 TL haksız kesinti yapıldığının tespit edildiği, keza birleşen dava itibariyle de davalının teminata mektubunu 01/06/2012 tarihinde nakde çevirmesi nedeniyle 21.735,00 USD’yi (TL karşılığı 40.796,60 TL) tahsil etmesi nedeniyle davacının davalıdan (cari hesap alacağı olarak 94.206,05 TL + teminat mektubu alacağı olarak 40.496,60 TL = 135.002,65 TL) 135.002,65 TL alacaklı olduğu, bu alacaktan 86.760,83 TL mahsup edildiğinde davacı şirketin birleşen dava itibariyle davacı şirketin davalıdan 48.241,82 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Kök rapordaki tespit ve işlemlerin ve de elde edilen neticenin tutarsız olması nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden alınan 26/03/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; rapor içeriğinde açıklandığı üzere kök rapordaki kanaat yinelenmiştir.
Fakat kök ve birinci ek raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle kurulan ara karar doğrultusunda aynı bilirkişi heyetinden alınan 16/11/2021 tarihli ikinci ek raporda davalı tarafından davacıya yönelik düzenlenmiş olan 26/08/2011 tarih … nolu ve 33.072,50 TL miktarlı ve 30/12/2011 tarih … nolu ve 72.124,95 TL miktarlı ve fraud açıklamalı faturaların kapsam ve nitelik olarak uygun olmadığı, buna karşılık 30/12/2011 tarih … nolu ve 1.668,00 TL miktarlı ve döküman ceza açıklamalı yansıtma faturanın, 30/12/2011 tarih … nolu ve 404,65 TL miktarlı ve mil ceza açıklamalı yansıtma faturanın, 30/01/2012 tarih … nolu ve 2.236,16 TL miktarlı ve mil ceza açıklamalı yansıtma faturanın, 30/01/2012 tarih … nolu ve 100,01 TL miktarlı ve fraud ceza açıklamalı yansıtma faturanın ise yerinde olduğu bu hususun ek ve kök raporda açıklandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesi ile davalı şirket defter ve kayıtlarının münhasır delil olarak kabul edildiği, davalı şirketin defter kayıtları esas alındığında davalı defterleri itibariyle davalının davacıdan dava tarihi olan 10/04/2012 tarihi itibariyle 18.436,62 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, dolayısıyla geçersiz faturalar nedeniyle yapılan kesintiden bu alacak düşüldüğünde (72.124,95 TL + 33.072,50 TL = 105.197,45 TL – 18.436,62 TL = 86.760,83 TL) 86.760,83 TL alacaklı olduğu, birleşen davada ise davacının davalıdan 27/04/2012 tarih 7.445,22 TL prim faturası nedeniyle 7.445,22 TL alacaklı olduğu, keza davalının davacı tarafından kendisine tevdi edilen 100.000,00 USD bedelli teminat mektubunu nakde çevirmek suretiyle 01/06/2012 tarihinde 21.735,00 USD (40.796,60 TL) tahsilat yapmış olması nedeniyle ve bu tahsilatın da haksız olması nedeniyle birleşen dava tarihi olan 18/07/2012 tarihi itibariyle (7.445,22 TL + 40.796,60 TL (21.735,00 USD) = 48.241,82 TL) 48.241,82 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Kök ve ek raporlar arasındaki çelişki nedeniyle çelişkinin giderilmesi suretiyle rapor düzenlenmesi yönündeki ara karar doğrultusunda aynı bilirkişi heyetinden alınan üçüncü ek rapor ile; faturalara yönelik tespit aynı olmak suretiyle taraflar arasındaki sözleşmesinin 17. maddesi gereği davalı şirket defterlerindeki kayıtlar kesin delil kabul edilmek suretiyle asıl davada dava tarihi olan 10/04/2012 tarihi itibariyle davalının davacıdan 18.436,62 TL alacaklı olduğu, geçersiz olan 72.124,95 TL miktarlı ve 33.072,50 TL miktarlı iki faturadan davacının bu alacağı mahsup edildiğinde davacının davalıdan (72.124,95 TL + 33.072,50 TL = 105.197,45 TL – 18.436,62 TL = 86.760,83 TL) 86.760,83 TL alacaklı olduğu, birleşen davada ise birleşen dava tarihi olan 17/07/2012 tarihi itibariyle davacının davalıdan 27/04/2012 tarih 7.445,22 TL miktarlı prim faturası nedeniyle 7.445,22 TL, 01/06/2011 tarihinde nakde çevrilen teminat mektubu nedeniyle davalı tarafından tahsil edilen 21.735,00 USD teminat mektubu bedeli nedeniyle de 40.796,60 TL olmak üzere 48.241,82 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, alınmış olan bilirkişi raporları ve dosyanın bozma öncesinde almış olduğu esas da nazara alınmak suretiyle davalının davacıya kesmiş olduğu 72.124,95 TL miktarlı ve 33.072,50 TL miktarlı iki faturanın geçersiz olması nedeniyle davacının davalıdan bu faturalar nedeniyle yapılan mahsuptan dolayı 72.124,95 TL + 33.072,50 TL = 105.197,45 TL alacaklı olduğu, bu alacaktan davalının defter kayıtlarına göre davalının davacıdan olan 18.436,62 TL alacağı mahsup edildiğinde davacının davalıdan (72.124,95 TL + 33.072,50 TL = 105.197,45 TL – 18.436,62 TL = 86.760,83 TL) 86.760,83 TL alacaklı olduğu, ayrıca davacının davalıdan 27/04/2012 tarih 7.445,22 TL miktarlı prim faturası nedeniyle 7.445,22 TL alacaklı olduğu dikkate alındığında davacının esas davada davalıdan 86.760,83 TL + 7.445,22 TL = 94.206,05 TL alacaklı olduğu, birleşen davada ise haksız yere paraya çevrilen teminat mektubu nedeniyle davacının davalıdan 21.735,00 USD alacaklı olduğunun anlaşılması nedeniyle esas davanın kısmen kabulü ile, 94.306,05 TL alacağın 05/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, birleşen davanın kabulü ile, 21.735,00 USD’nin 19/06/2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında USD cinsinden mevduata 1 yıl süreyle devlet bankaları tarafından uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ESAS DAVADA:
1-ESAS DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
94.306,05 TL alacağın 05/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.442,05 TL nispi karar harcından, 148,50 TL peşin harç ile 2.630,00 TL tamamlama harcı toplamı 2.778,50 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 3.663,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 15.088,97 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 17.454,09 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 6.359,55 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 2.939,92 TL yargılama gideri ile 148,50 TL peşin harç, 2.630,00 TL tamamlama harcı ve 21,15 TL başvuru harcı toplamı 5.739,57 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
BİRLEŞEN İstanbul 9. ATM (KAPATILAN 34. ATM) 2012/176 ESAS SAYILI DAVADA:
2-BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜ İLE;
21.735,00 USD’nin 19/06/2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında USD cinsinden mevduata 1 yıl süreyle devlet bankaları tarafından uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın birleşen dava tarihindeki TCMB Efektif Satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 2.688,97 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 583,70 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 2.105,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 583,70 TL peşin harç ile 21,15 TL başvuru harcı toplamı 604,85 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2022

Katip …

Hakim …

ESAS DAVA/
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 148,50 TL
Tamamlama Harcı: 2.630,00 TL
Karar Harcı : 6.442,05 TL
Noksan Harç : 3.663,55 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 6.359,55 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 530,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 6.250,00 TL
Posta Giderleri : 635,50 TL

BİRLEŞEN DAVA/
Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 583,70 TL
Karar Harcı : 2.688,97 TL
Noksan Harç : 2.105,27 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 120,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL