Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/478 E. 2019/779 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/471
KARAR NO : 2019/715

DAVA : ALACAK (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2016
KARAR TARİHİ : 24/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2013/12 döneminde ihtiyacı olan elektrik enerjisini serbest tüketici sıfatıyla Elektrik Enerjisi Satın Alma Sözleşmesi’ne istinaden davalı şirketten elektrik hizmeti satın aldığını, müvekkili şirketin döneminde davalı şirketin düzenlemiş olduğu elektrik faturasının bedeli olarak tahakkuk ettirilen 53.331,98 TL’yi ödediğini, müvekkilinin ödediği bu bedel üzerinden davalı şirket tarafından kayıp kaçak bedeli adı altında 7.623,56 TL – dağıtım bedeli adı altında 3.597,30 TL ve sayaç okuma bedeli adı altında 0,45 TL olmak üzere toplam 11.221,31 TL’nin haksız olarak tahsil edildiğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre bu bedellerin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalı şirketin müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tahsil etmiş olduğun toplam 11.221,31 TL’nin işbu davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kayıp – kaçak bedellerinin tahsil edilmesinin idari kararlar ile olduğunu ve bu uyuşmazlıkların çözümünün adli yargının alanı dışında kaldığını, davaya konu taleplerin muhatabının müvekkili şirket olmadığını ve bu sebeple de pasif husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin tahsil ettiği ve davaya konu edilmiş olan fatura bedellerinin müşterilerden tahsil edilmesinin mevzuattan doğan bir yükümlülük olduğunu ve mevzuata uygun yapıldığını, davacının kaçak elektrik borcunu öderken herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmediğini, davacı şirketin taleplerinin tacir sıfatıyla bağdaşmadığını, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, tüm bu nedenlerden dolayı işbu davanın adli yargının görev alanı içerisinde yer almaması sebebiyle görev yönünden reddini, müvekkili şirketin taraf sıfatına haiz olmaması ve müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden davanın usulden reddini, nihayetinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Mahkememiz 2016/79 Esas – 2017/7 Karar sayılı 17/01/2017 tarihli kararının Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/16809 Esas – 2019/5178 Karar sayılı ve 30/05/2019 tarihli kararı ile bozulmasına (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi’ nin 2017/805 esas, 2017/663 karar sayılı 16/06/2017 tarihli istinaf başvurusunun reddi kararının da kaldırılmasına) karar verildiği ve mahkememize gönderilen dosyanın kaydı yapılarak iş bu dosya numarasını almakla, usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, hizmet bedeli karşılığı olmayan ve haksız yere kesildiği belirtilen kayıp-kaçak, iletim, perakende, satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerin iadesine yönelik alacak davasıdır.
6446 sayılı yasayı değiştiren 6719 sayılı kanun 04/06/2016 tarihinde kabul edilmiş ve yargılama sırasında 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/1.maddesinde, “Bu kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere kurula sunulur. Kurul mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi halinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler kurul tarafından onaylanan tarifelere uymakla yükümlüdür. ” denilmiş,
17/3.maddesinde, “Onaylanan tarifeler içinde söz konusu tüzel kişinin tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında piyasa faaliyetleriyle ilgili doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer almaz. İletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.” şeklinde düzenleme yapılmış,
17/6.maddesinde, kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri şunlardır, denilerek, maddede; bağlantı, iletim, toptan satış, dağıtım, perakende satış, piyasa işletim, son kaynak tedarik tarifeleri tek tek sıralı bentlerde ayrı ayrı açıklanmıştır.
Anılan düzenleme incelendiğinde, dağıtım bedeli, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, iletim bedellerinin maliyet bedeli içerisinde bulunduğu ifade edilmiştir.17/ç bendinde; dağıtım sistemi harcaması, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme bağlama hizmet maliyet, sayaç okuma maliyet, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyeti yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerin dağıtım tarifesini oluşturacağının açıklandığı görülmektedir.
6719 sayılı kanunun 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 20.maddede, ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinde, elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinin elektrik faturalarına yansıtacakları bedellerin, tarifelerin ne şekilde hazırlanacağı ve bu tarifelerin içerdiği unsurların ne olacağı açıkça hüküm altına alınmış ve dava konusu yapılan tüm bedellerin maliyet bedeli olduğu ve tarifeler içinde yer alması gerektiği belirtilmiştir.Bu durumda, yargılama sırasında yürürlüğe giren kanun ile dava konusu bedellerin yasal düzenleme içine alındığı kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, daha önceden EPDK kararlarına ve tebliğe dayalı olarak yapılan tahsilatların kanuni düzenlemeye konu edildiği ve dayanağının yasal hale getirildiği görülmektedir.
Kanunun geçici 20. maddesinde de, geçmişe etkili bir düzenleme yapılarak kurul kararlarına uygun bir şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleriyle ilgili açılmış olan davalar hakkında da 17.maddenin uygulanması gerektiğine işaret edilmiş ve daha önce yapılan tahsilatlar da kanun kapsamına alınarak dayanağının yasa olduğu belirtilmiştir.Başka bir deyişle, davanın açılmasından sonra kabul edilen ve yürürlüğe giren kanunun geçici 20.maddesindeki düzenleme çerçevesinde geriye doğru etkili hale getirilerek iş bu davanın açıldığı tarih itibarıyla dava konusu bedellerin yasal hale getirildiği görülmektedir.
6446 sayılı yasada yapılan bu değişiklikler göz önüne alındığında huzurdaki davaya konu edilen ve haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen bedellerin artık yasal hale getirildiği ve davalıdan istenmesinin mümkün bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Kanunun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/10.maddesinde; ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleriyle mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimiyle sınırlıdır.” denilmektedir. Buna göre, mahkemelerce sadece elektrik enerjisi dağıtım şirketleri tarafından yapılan tahsilatların EPDK tarafından çıkarılan tarifelere uygun olup olmadığı araştırmasının yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle 6446 sayılı kanunun 17. maddesinin 6719 sayılı kanunun 21. maddesiyle değiştirilerek, dava konusu olan tüm bedellerin maliyet bedeli olarak yasal düzenlemeye konu edildiği, aynı kanunun geçici 20. maddesi ile daha evvelden açılmış olan davalarda da 17. madde hükümlerinin uygulanmasının gerektiği işaret edildiği, kanunun 17/06/2016 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmakla bu yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın konusunun kalmadığı kabul edilmiştir.
Nitekim Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2017/2534 E. – 2017/3956 K.sayılı 28/03/2017 tarihli kararıyla, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişikliğin davanın konusunun kalmadığı neticesini doğuracağı ifade edilmektedir, davanın açıldığı tarih itibarıyla haklı durumunda bulunan davacı tarafın yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi nedeniyle yargılama giderinden sorumlu tutulması mümkün değildir, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişikliğin sonucu olduğundan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ancak, davacı yararına maktu vekalet ücretinin (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 E. – 2017/3956 K. sayılı 28/03/2017 tarihli kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/16809 Esas – 2019/5178 Karar sayılı bozma kararına konu ilam ) takdirine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçeli yukarıda belirtildiği üzere;
6719 Sayılı Yasa ile 6446 Sayılı Yasa hükmü değiştirildiğinden bu değişiklik nedeniyle davanın konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 191,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 147,24 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 872,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMK 361 ve 373/4 maddeleri uyarınca 2 haftalık süre içerisinde Yargıtaya TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/09/2019

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)

Harç/Masraf Dökümü
Peşin Harç : 191,64 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 147,24 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 935,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 170,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 600,00 TL
Posta ve Diğer Giderler : 403,00 TL