Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/474 E. 2021/683 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/474 Esas
KARAR NO : 2021/683

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. ile davalı … A.Ş. arasında düzenlenen … bilgisayar kampanyası nedeniyle kampanya iştirakçilerinden …’e kredi kullandırıldığı, kredinin borcunun ödenmemesi nedeniyle takip başlatıldığı, … Tarafından … 3.Tüketici Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile müvekkili banka, … firması ve …Şti aleyhine menfi tespit davası ikame edildiği, …’e 17.08.2000 tarihinde 1.000,05 TL tutarında 36 ay vadeli … … kredisi kullandırıldığı, anılan kredinin masrafları düşüldükten sonra 993,73 TL olarak firma hesabına gönderildiği, kampanya iştirakçisi kredi borçlusu borcu ödemediği için icra takibine geçildiği, anılan … kampanyada yararlanmadığını iddia edip borca itiraz ettiği, bu meyanda davalı şirkete 03.07.2013 tarihinde yazı yazıldığı ve bilgisayarın teslim edilip edilmediği konusunda bilgi istenildiği, davalı bu yazıya yanıt vermediği, … tarafından … 3.Tüketici Mahkemesi nezdinde …E. sayılı dosya ile menfi tespit davası açıldığı, işbu dava müvekkil aleyhine sonuçlandığı ve kararın kesinleştiği, kredi kullandırım tarihi 17.08.2000’den itibaren %100 oranında kredi faizi, BSMV’si ile aleyhe sonuçlanan dava nedeniyle yapılan 374,08 TL masrafın 04.04.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, … tarafından 17.08.2000 tarihinde dava dışı Tüketiciye kredi kullandırıldığını iddia etse de, kredi bedelinin firma hesabına gönderildiğini ispata yarayan herhangi bir delilin sunulmadığını, kampanya iştirakçisi 17.08.2000 tarihinde başvuruda bulunduğu, ancak 31.08.2000 tarihinde kampanyandan ayrıldığına ilişkin dilekçeyi müvekkile gönderdiği, davacı ise bu durumun kendisine haber verilmediği gerekçesiyle, kredinin kullandırılıp kredinin müvekkil hesabına gönderildiği iddia olunduğu, talep edilen %100 oranındaki faizin anlamsız ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, …A.Ş. ve … A.Ş. arasında düzenlenen bilgisayar kampanyası nedeniyle, oluşturulan kredilerden biri olan dava dışı … aleyhine başlatılan takip sonrası takip borçlusunun … 3.Tüketici Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyasında menfi tespit davası açması üzerine davacının davasının kabulüne ve 17/08/2000 tarihli bilgisayar alımından dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve icra takibinin iptaline dair vermiş olduğu kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2017 tarihinde onanarak kesinleşmesi üzerine kredi müşterisi dava dışı … aleyhine tüm kanun yollarının tüketilmesi nedeniyle menfi tespit davası kararı nedeniyle kredi bedelinin ödendiği davalı aleyhine 1.000,05 TL’nin 17/08/2000 tarihinden itibaren %100 kredi faizi, faizin BSMV’si ve aleyhe açılan dava nedeniyle davacının yapmış olduğu 374,08 TL masrafın 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, … A.Ş. ve … A.Ş. arasında düzenlenen bilgisayar kampanyası nedeniyle, oluşturulan kredilerden biri olan dava dışı … aleyhine başlatılan takip sonrası takip borçlusunun … 3.Tüketici Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyasında menfi tespit davası açması üzerine davacının davasının kabulüne ve 17/08/2000 tarihli bilgisayar alımından dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve icra takibinin iptaline dair vermiş olduğu kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2017 tarihinde onanarak kesinleşmesi üzerine kredi müşterisi dava dışı … aleyhine tüm kanun yollarının tüketilmesi nedeniyle menfi tespit davası kararı nedeniyle kredi bedelinin ödendiği davalı aleyhine 1.000,05 TL’nin 17/08/2000 tarihinden itibaren %100 kredi faizi, faizin BSMV’si ve aleyhe açılan dava nedeniyle davacının yapmış olduğu 374,08 TL masrafın 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebinin yerinde olup olmadığı, alacağın zamanaşımıa uğrayıp uğramadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce deliller toplanıp dosya üzerinde bankacı bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmış olup, Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 20.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”… A.Ş. ile Davalı şirket arasında yurt sathında banka kredili bilgisayar satış kampanyası düzenlenmiş olduğu tarafların kabulünde olduğu, davacı banka her ne kadar kredi sözleşmesini, ödeme planını ve hesap kat ihtarnamesini sunamamış ise de, kampanya iştirakçisi …’e 36 ay vadeli bilgisayar kampanyası kredisi kullandırılmış olduğu hesap ekstreleriyle sabit olduğu, kullandırılan kredi brüt tutarından (1.000,05 TL) vergisel kesintiler tenzil edildikten sonra kalan NET 993,72 TL yukarıda da belirtildiği gibi iki kalem halinde … ve … firmaları hesabına alacak kaydedilmiş olduğu, bu iki firma davalı şirketin iştiraki olan ve/veya birleşme öncesi ayrı firmalar olarak faaliyette bulundukları, kredi sözleşmesi mevcut olmadığı için krediye fiilen uygulanan akdi faiz oranı ile kredinin temerrüt vesaire gibi diğer hususları bakımından sıhhatli bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, kredi hesabı kesilip kat edilip davalıya ihtarnamenin tebliğ edilip edilmediği de belirsiz olduğu, davacı bu belirsizlikler karşısında …’ın TC Merkez Bankasına 04.09.2000 tarihinde bildirdiği “ azami kredi faiz oranları “ tablosunu sunup, bu tabloda “ genel olarak “ açıklaması ile gösterilen 4100 faiz oranı üzerinden alacak talebinde bulunduğu, söz konusu oranın dikkate alınabilmesi için mutlak suretle sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen bendin içeriğinin bilinmesi gerektiği, bu bent altında açıkça TCMB bildirilen en yüksek faiz oranına bir atıf varsa ancak 100 oranındaki faiz dikkate alınabileceği, mevcut delil durumuna göre sözleşme sunulmadığından, 3095 sayılı K’nun 2/2 m. hükmü uyarınca değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte alacağın talep edilebileceği, dosya içeriğinde bulunan 31.08.2000 tarihli davalı … firmasına sunulan dilekçe içeriğine göre, …’in kampanyadan çekildiğini ihbar etmiş olduğunun anlaşıldığı, ancak, bu kampanyadan çekilmeden önce 17.08.2000 tarihinde bilgisayar kampanya kredisi … adına kullandırılıp yukarıda belirtilen satıcı firma hesaplarına alacak kaydedilmiş olduğu, dosya içeriğine ve hesap ekstrelerine göre sözkonusu kredi bedelinin (1.000,05 TL) …’a iade edildiğini kanıtlayan bir delilde sunulmadığından, davacı banka kredi bedelini davalı şirketten talep edebileceği, dava dışı … tarafından … 3.Tüketici Mahkemesinin…E. sayılı dosyası ile başta davacı ile … firması ve …Ltd.Şti aleyhine açılan menfi tespit davası aleyhte sonuçlandığı için mahkeme harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden dolayı toplam 374,08 TL’da huzurda görülmekte olan dava konusu ihtilafla bağlantılı olması nedeniyle, bu bedelin dava karar tarihi 04.04.2014’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan talep edilebileceği, krediyi kullandıran … ile davalı firma arasında anlaşılıp mutabık kalınan kampanya protokolü kapsamında ürün bedelinin finansmanına yönelik olarak kullandırılan kredi bedelleri ana dağıtıcı davalı firma hesaplarına alacak kaydedilmesi kampanyanın mutlak kurallarından birisi olduğu, davacı aşağıda belirtilen alacaklarını davalıdan talep edilebileceğinden, kredi kullandırım tarihi 17.08.2000’den başlamak üzere kredi bedeli 1.000,05 TL’nın 3095 sayılı K’nun 2/2 m. hükmü uyarınca değişen oranlarda basit usulde işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istenebileceği huzurda görülmekte olan davayla bağlantılı … 3.Tüketici Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından doğan 374,08 TL masrafın (harç, yargılama gideri ve vekalet ücret) dava karar tarihi 04.04.2014’den başlamak üzere 3095 sayılı Kanunun 1. m. hükmü uyarınca değişen oranlarda basit usulde işleyecek niteliksiz yasal faizi ile birlikte davalıdan istenilebilineceği kanaati bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanları doğrultusunda Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 09.04.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”Davacı vekilinin beyanları yönünden; davacı, dava dışı kampanya iştirakçisi …’e 13.09.2006 tarihinde keşide ettiği ihtamameyi sunduğu, bunun dışında yeni bir delil sunulmadığı, oysaki huzurda görülmekte olan davanın davalısı … A.ş. olduğu, esasen davalıya keşide edilen bir ihtamame varsa bunun sunulmasının gerektiği, dolayısıyla huzurda görülmek olan dava bakımından 3. bir şahsa keşide edilen hesap ihtarı üzerinden davalı açısından bir temerrüt olgusu tespit etmenin mümkün olmadığı, yine kredi sözleşmesi mevcut olmadığı için krediye fiilen uygulanan akdi faiz oranı ile kredinin temerrüt vesaire gibi diğer hususları bakımından sıhhatli bir değerlendirme yapılmak mümkün olmadığı, kredi hesabı kesilip kat edilip davalıya ihtarnamenin tebliğ edilip edilmediği mevcut delil durumuna göre belirsiz olduğu, ancak herhangi bir ihtarnamenin de keşide edilmemiş olduğunun zaten anlaşıldığı, davacı bu belirsizlikler karşısında …’ın TC Merkez Bankasına 04.09.2000 tarihinde bildirdiği “azami kredi faiz oranları “ tablosunu sunup, bu tabloda “ genel olarak “ açıklaması ile gösterilen %100 faiz oranı üzerinden alacak talebinde bulunmuş olduğu, söz konusu oranın dikkate alınabilmesi için mutlak suretle sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen bendin içeriğinin bilinmesi gerekeceği, bu bent altında açıkça TCMB bildirilen en yüksek faiz oranına bir atıf varsa ancak %100 oranındaki faiz dikkate alınabileceği, mevcut delil durumuna göre sözleşme sunulmadığından, artık sözleşmeye göre değil, yerleşik uygulamalar uyarınca 3095 sayılı K’nun 2/2 m. hükmü uyarınca değişen oranlarda işleyecek ticari avans faizi ile birlikte alacağın talep edilebileceği, davalı vekilinin beyanları yönünden ise; davalı gerek kök rapor öncesinde ve gerekse de sonraki bir tarihte ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, dolayısıyla ticari defter ve kayıtların incelenmesi yönünde bir talepte bulunmadığı, dava dışı …’in … 3.Tüketci Mahkemesinde açtığı menfi tespit davasından dolayı davacının ödemekle yükümlü olduğu mahkeme masrafları nedeniyle davalıya rücu edilebilineceği, davacının talep ettiği 4100 oranındaki temerrüt faizi yukarıda (a-1) bendi altında etraflıca zaten irdelendiği, sözleşme sunulamadığı için 3095 sayılı K’nun 2/2 m. hükmü uyarınca değişen oranlarda avans faizi uygulanabileceği belirtilerek kök raporda herhangi bir revizyon yapılmadığı belirtilerek kök rapordaki tespit ve değerlendirmelere bağlı kalındığı kanaati bildirilmiştir.
Öncelikle davalı yanın zaman aşımı definin değerlendirilmesi gerekmiş olup, borcun muaccel olduğu tarih itibarıyla uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı söz konusu olup, 12/12/2003 tarih ve 5020 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na eklenen ve 26/12/2003 tarihinde yürürlüğe giren ek 3. maddeyle fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde, zamanaşımı süresi yirmi yıl olarak öngörülmüş ve aynı kural, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141. maddesinde de benimsenmiş olup, anılan maddede “Bu kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır” hükmüne yer verilmiş olmakla, 5411 sayılı Kanun’un geçici 16. maddesinde; “Bu kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir” düzenlemesi yer almakta iken, anılan maddede yer alan ”zamanaşımı” sözcüğü Anayasa Mahkemesi’nin 04.06.2014 tarih ve 2014/85-103 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve söz konusu kararın, 12.09.2014 tarihinde 29117 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla iptal hükmü yürürlüğe girdiğinden, Anayasa Mahkemesince iptal edilen 5411 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihte zamanaşımının dolup dolmadığı tespit edilirken mülga 4389 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3. maddenin de göz önünde tutulması zorunlu olup, Fon alacaklarında zamanaşımı süresinin yirmi yıl olduğu kuralı, ilk kez 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesiyle değil, mülga 4389 sayılı Kanun’a eklenen ve 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren ek 3. maddeyle getirilmiş olduğundan, söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinde henüz on yılını doldurmamış tüm Fon alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresi yirmi yıla uzadığından, bu alacaklar yönünden zamanaşımı süresinin bitmiş olduğundan söz edilemeyeceğinin kabulü ile itiraz konusu kuralın, 26.12.2003 tarihinden önce on yılını dolduran alacaklara ilişkin zamanaşımı süresini yeniden canlandırarak yirmi yıla uzattığının kabulü zorunlu olup, yirmi yıla uzayan zamanaşımı, 26.12.2003 tarihinden önce on yılını doldurup, 01.11.2005 tarihinde ise henüz yirmi yılını doldurmayan alacaklara ilişkin olduğundan, diğer bir ifadeyle, 26.12.2003 tarihinden önce on yılını doldurup, 01.11.2005 tarihinde ise henüz yirmi yılını doldurmayan alacaklara ilişkin zamanaşımı süreleri yirmi yıla uzadığından, davanın dayanağının fona devredilen banka alacağından kaynaklanmakla fon alacağı olarak kabulü gerektiği, 5411 sayılı yasasının 141. maddesi gereğince, fon alacakları için ön görülen zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu icra takip tarihi itibarıyla zamanaşımının kesildiği görülmekle ve dava tarihi itibarıyla henüz bu süre dolmadığından davalı yanın zamanaşımı definin reddine, (Yargıtay 12. HD. 09/09/2019 tarih ve 2019/9112 E. 2019/12147 K. ) karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamından alınan bilirkişi kök ve ek raporları denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, … A.Ş. ile davalı şirket arasında banka kredili bilgisayar satış kampanyası düzenlenmiş olduğunun tarafların kabulünde olduğu, kampanya iştirakçisi …’e 36 ay vadeli bilgisayar kampanyası kredisi kullandırılmış olduğu hesap ekstreleriyle sabit olduğu, kullandırılan kredi brüt tutarından (1.000,05 TL) vergisel kesintiler tenzil edildikten sonra kalan NET 993,72 TL yukarıda da belirtildiği gibi iki kalem halinde … ve … firmaları hesabına alacak kaydedilmiş olduğu, bu iki firma davalı şirketin iştiraki olan ve/veya birleşme öncesi ayrı firmalar olarak faaliyette bulundukları, kredi sözleşmesi mevcut olmadığı için krediye fiilen uygulanan akdi faiz oranı ile kredinin temerrüt vesaire gibi diğer hususları bakımından sıhhatli bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, kredi hesabı kesilip kat edilip davalıya ihtarnamenin tebliğ edilip edilmediği de belirsiz olduğu, davacı bu belirsizlikler karşısında …’ın TC Merkez Bankasına 04.09.2000 tarihinde bildirdiği “ azami kredi faiz oranları “ tablosunu sunup, bu tabloda “ genel olarak “ açıklaması ile gösterilen 4100 faiz oranı üzerinden alacak talebinde bulunduğu, söz konusu oranın dikkate alınabilmesi için mutlak suretle sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen bendin içeriğinin bilinmesi gerektiği, bu bent altında açıkça TCMB bildirilen en yüksek faiz oranına bir atıf varsa ancak 100 oranındaki faiz dikkate alınabileceği, mevcut delil durumuna göre sözleşme sunulmadığından, 3095 sayılı K’nun 2/2 m. hükmü uyarınca değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte alacağın talep edilebileceği, dosya içeriğinde bulunan 31.08.2000 tarihli davalı … firmasına sunulan dilekçe içeriğine göre, …’in kampanyadan çekildiğini ihbar etmiş olduğunun anlaşıldığı, ancak, bu kampanyadan çekilmeden önce 17.08.2000 tarihinde bilgisayar kampanya kredisi … adına kullandırılıp yukarıda belirtilen satıcı firma hesaplarına alacak kaydedilmiş olduğu, dosya içeriğine ve hesap ekstrelerine göre sözkonusu kredi bedelinin (1.000,05 TL) …’a iade edildiğini kanıtlayan bir delilde sunulmadığından, davacı banka kredi bedelini davalı şirketten talep edebileceği, dava dışı … tarafından … 3.Tüketici Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile başta davacı ile … firması ve …Ltd.Şti aleyhine açılan menfi tespit davası (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2017 tarihinde onanarak kesinleşmesi üzerine) aleyhte sonuçlandığı için mahkeme harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden dolayı toplam 374,08 TL’da huzurda görülmekte olan dava konusu ihtilafla bağlantılı olması nedeniyle, bu bedelin dava karar tarihi 04.04.2014’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan talep edilebileceği, krediyi kullandıran … ile davalı firma arasında anlaşılıp mutabık kalınan kampanya protokolü kapsamında ürün bedelinin finansmanına yönelik olarak kullandırılan kredi bedelleri ana dağıtıcı davalı firma hesaplarına alacak kaydedilmesi kampanyanın mutlak kurallarından birisi olduğu, davacı aşağıda belirtilen alacaklarını davalıdan talep edilebileceğinden, kredi kullandırım tarihi 17.08.2000’den başlamak üzere kredi bedeli 1.000,05 TL’nın 3095 sayılı K’nun 2/2 m. hükmü uyarınca değişen oranlarda basit usulde işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istenebileceği huzurda görülmekte olan davayla bağlantılı … 3.Tüketici Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından doğan 374,08 TL masrafın (harç, yargılama gideri ve vekalet ücret) dava karar tarihi 04.04.2014’den başlamak üzere 3095 sayılı Kanunun 1. m. hükmü uyarınca değişen oranlarda basit usulde işleyecek niteliksiz yasal faizi ile birlikte davalıdan istenilebilineceği kanaatine varılmış olmakla davacının davasının kabulüne, davacının 1.000,05-TL kredi bedeli alacağının 17/08/2000 tarihinden itibaren işleyecek % 70 ve değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafça … 3. Tüketici Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyasında yapılan 374,08-TL yargılama gideri alacağının 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek %60 ve değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-) Davacının davasının KABULÜNE,
2-) Davacının 1.000,05-TL kredi bedeli alacağının 17/08/2000 tarihinden itibaren işleyecek % 70 ve değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-) Davacı tarafça … 3. Tüketici Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında yapılan 374,08-TL yargılama gideri alacağının 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek %60 ve değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 93,87 TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.374,13 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.278,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen miktar itibarıyla KESİN nitelikteki karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 00,00TL
Karar Harcı : 93,87 TL
Noksan Harç : 93,87 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.422,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.200,00 TL
Posta Giderleri : 78,80 TL