Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/465 E. 2022/308 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/465
KARAR NO : 2022/308

DAVA : Anonim Şirket -Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 25/12/2015
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Anonim Şirket -Genel Kurul Kararının İptali İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin 30.09.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurulunda müvekkilinin olumsuz oy verip kararlara usulüne uygun olarak muhalefet ettiğini, gündemde 4 nolu sırada yer alan 2014 yılına ait finansal tabloların onanmasına dair kararın ve 5 nolu sırasında yer alan 2014 yılında görev yapan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin ayrıca 6 nolu sıradaki geçmiş yıllar karının dağıtılmamasına ilişkin kararın TTK. 445 ve devamı maddeleri gereğince iptali gerektiğini, zira alınan bu kararların kanuna ve ana sözleşmeye aykırı ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek davalı şirketin 30.09.2015 tarihli genel kurlunun 4, 5, 6 nolu kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu yapılan 30.09.2015 tarihli genel kuruldaki 4, 5,6 nolu kararların yasaya ve ana sözleşmeye uygun bulunduğunu, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde de karın dağıtılmaması yönünde karar alındığını, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadığını ve tasdik edilen bilanço ve gelir tablosunun gerçeği yansıtıp iptalini gerektirir bir neden bulunmadığını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, TTK. 446. Maddesine dayalı olarak açılan ve davalı şirketin 30.09.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 4, 5, 6 nolu kararların iptalini istemine ilişkindir.
Davalı şirketin sicilde kayıtlı olduğu (…) adrese göre mahkememizin iş bu davaya bakma konusunda kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin sicil dosyası ve hazirun cetveli incelendiğinde, davalı şirketin toplam sermayesinin 29.600,000,00 TL olup toplam hisse adedinin de 5920 adet miktarında bulunduğu, bunun 592 adet paya tekabül eden 2.960.000,00 TL’sinin …’a, 592 adet payına tekabül eden 2.960.000,00 TL’sinin …’a, 829 adet paya karşılık 4.145.000,00 TL’sinin …’a, 1214 adet paya karşılık 6.070.000,00 TL’sinin …’a, 2.693 adet paya karşılık 13.465.000,00 TL sermayesinin de … A.Ş’ye ait olduğu, 30.09.2015 tarihli genel kurul toplantısının, iki ortağın vekaleten bir ortağın vesayeten diğer iki ortağın da asaleten katılımıyla gerçekleştirildiği, TTK 445.maddesi kapsamında pay sahibi olarak davacının bu davayı açma yetkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacının, dava konusu genel kurul toplantısına katıldığı ve iptalini istediği 4, 5, 6 nolu kararlar yönünden olumsuz oy kullanarak muhalefet şerhini yazılı şekilde toplantı başkanlığına sunmuş olduğu , TTK. 446. Maddesinde belirtilen iptal davası açılması için şekil koşullarının yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin 30.09.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 4 nolu kararın ”2014 yılı finansal tabloları, kar zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosunun onaylanmasına” ilişkin olduğu , dava konusu yapılan 5 nolu maddenin yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu ve ”yönetim kurulu üyesi …’ın davacının 592 adet olumsuz oyuna karşılık 4499 adet olumlu oyla, yönetim kurulu üyesi …’ın davacının 592 adet olumsuz oyuna karşılık 4736 adet olumlu oyla yönetim kurulu üyesi …’nün yine davacının 592 adet oyuna karşılık 5328 adet olumlu oyla oyçokluğuyla ayrı ayrı ibra edildikleri ve her bir yönetim kurulu üyesinin kendi ibra oylamaları sırasında oy kullanmadığının” belirtildiği ,dava konusu 6 nolu gündem maddesinde 2014 yılı ve geçmiş yıllar karlarının dağıtımının müzakere edildiği ve ”şirketin 2014 yılı takvim yılı kârından kanun ve ana sözleşme gereği tenzili gereken miktarlar ayrıldıktan sonra kârın geri kalan kısmından %5 oranında 30.06.2016 tarihine kadar ortaklara dağıtılmasına, kalan kârın olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına, geçmiş yıllar kârının dağıtılmamasına, 592 adet olumsuz oya karşılık 5328 olumlu oyla oyçokluğuyla” karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce 08.08.2016 tarihli bilirkişi raporu ile 14.07.2017 tarihli ek rapor hükme esas alınarak davalı şirketin 30/09/2015 tarihli 2014 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 4 ve 5 nolu kararların iptali isteminin reddine, 6 nolu kararının iptali talebinin kabulüne karar verilmiş; kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2018/902 Esas 2019/883 K sayılı ve ” … Dava, davalı şirketin 30/09/2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurulunda alınan 4,5 ve 6 nolu kararların TTK 445, 446 ve 436 maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 30/09/2015 tarihli genel kurulun 6. nolu maddesinin iptaline, aynı genel kurulun 4 ve 5. maddelerinin iptali isteminin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf aşamasında verdiği dilekçe ile davalı şirketin huzurdaki davaya konu yapılmayan 30/10/2014 tarihinde gerçekleşen olağanüstü genel kurulunda alınan karaların iptali için … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sırasına kayıtlı açtıkları davada mahkemece verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 08/11/2018 tarih ve 2016/13709 E., 2018/6884 K. sayılı kararı ile lehlerine bozulduğunu, Yargıtay kararında davalı şirketin 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan tüm kararların hükümsüz olduğunun belirtildiğini, davalı şirketin Yargıtay kararı ile hükümsüz olduğunun belirtildiği 31/10/2104 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararla 2 yıl görev yapmak üzere yeni yönetim kurulu üyeleri seçildiği, anılan kararla bu toplantıda alınan tüm kararların hükümsüzlüğü sonucu doğduğundan, iptalini talep ettikleri dava konusu davalı şirketin 30/09/2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararlarında etkileneceğini bu nedenle söz konusu mahkeme kararının bu dava için bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek ekinde ilgili mahkeme kararı ile Yargıtay kararını sunmuştur.
Bunun üzerine … 16. Asliye Ticaret Mahkemesine yazı yazılarak ilgili karar ile Yargıtay ilamı ve davanın geldiği aşama sorulmuş, gelen cevabi yazıda ilgili karar ile Yargıtay ilamı gönderilerek dosyanın karar düzeltme aşamasında Yargıtayda olduğu belirtilmiştir.
Gelen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararının incelenmesinde davacısının …, davalısının …Tic. A.Ş., dava konusunun davalı şirketin 09/10/2014 tarihli ve davalı şirketin 31/10/2014 tarihinde olağanüstü genel kurulunun toplanmasına ilişkin 5 nolu yönetim kurulu kararının geçersizliğine ve 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 3 ve 5 nolu kararların iptali talebine ilişkin olduğu, mahkemece davanın kısmen kabulüne genel kurulun 5. maddesinin iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 08/11/2018 tarih ve 2016/13709 E., 2018/6884 K. sayılı kararı ile “mahkemece TTK’nın 390/4 ve 392/7 maddeleri gereğince geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olan ve TTK’nın 416. maddesi uyarınca toplanmadığı da sabit bulunan davalı şirketin 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların da geçersiz olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir” gerekçesi ile bozulduğu görülmüştür.
HMK’nın 357/3 maddesinde “İlk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği halde incelenmeden reddedilen veya mücbir bir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan deliller bölge adliye mahkemesince incelenebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin istinaf aşamasında sunduğu söz konusu mahkeme kararı ve Yargıtay bozma ilamı her ne kadar ilk derece mahkemesinde ileri sürülmemiş ise de, Yargıtay bozma kararının tarihi, mahkeme kararı ve Yargıtay bozma ilamı içeriği dikkate alındığında söz konusu delillin (Yargıtay bozma kararının tarihinin karar tarihinden sonra olması dikkate alınarak) HMK 357/3 maddesi gereğince istinaf aşamasında incelenebileceği değerlendirilmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin yukarıda belirtilen gerekçe ile bozduğu … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.,… K. sayılı kararında iptali istenen davalı şirketin 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunun 3 nolu maddesinde şirketin yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin karar alındığı, davaya konu iptali talep edilen 30/09/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 4 nolu kararın 2014 yılı finansal tabloların onanmasına, 5 nolu kararın ise yönetim kurulunun ibrasına ilişkin olduğu, buna göre … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan ve davalı şirketin 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptaline ilişkin davanın sonucunun bu davayı etkileyecek olmasına göre bu davanın sonuçlanmasının bekletici mesele yapılmasının zorunlu olması karşısında, bu husus HMK’nın 357/3 maddesinde düzenlenen sonuca etkili sonradan ortaya çıkan (mücbir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan) delil niteliğinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak bu davanın sonucuna göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, bu aşamada davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur…” şeklindeki gerekçesi ile kaldırıldığından dosya yeniden esasa kaydedilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin 25/03/2021 tarihli duruşmasının 2 nolu ara kararı gereğince dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas (yeni esası …) sayılı dosyada Yargıtay ilamına uygun şekilde karar verilmesi halinde kararın iş bu davadaki taleplere özellikle iptal istemine konu 4 ve 5 nolu maddeler yönünden etkisinin değerlendirilmesinin istenmesine karar verildiği ve bilirkişi …, … ve … tarafından sunulan 03/01/2022 tarihli ek raporda özetle, huzurdaki davaya ilişkin olarak hazırlanan kök raporda davanın konusunun davalı …ti’nin 19.09.2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 4,5 ve 6 nolu kararların iptal edilebilir olup olmadıklarının tespiti ile ilgili olduğu belirtilmiş ve bu çerçevede yapılan inceleme sonucunda davalı şirket genel kurulunda alınan 4 ve 5 nolu kararlar bakımından iptal koşullarının oluşmadığını, 6 nolu gündem maddesinde alınan kararın ise objektif iyi niyet kurallarına aykırılık dolayısıyla iptal edilebileceği sonucuna varıldığını, davalı şirket aleyhine 16. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülen 2015/121 E. ve 2016/211 K. sayılı davasında 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline ilişkin olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararda davalı şirketin toplantıya çağrısının TTK 390/4 ve 392/7 maddelerine aykırı biçimde gerçekleştirilmiş olması nedeniyle 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararların da geçersiz olacağının belirtildiğini, bu kararın kesinleştiğini, bu kararın huzurdaki davaya etkisi konusunda heyetten yeni bir rapor talep edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından geçersizliğine hükmedilen davalı şirketin 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda yeni bir yönetim kurulu seçilmesine karar verildiğini, anılan genel kurul toplantısı TTK 390/4 ve 392/7 maddelerine aykırı biçimde gerçekleştirildiğinden yönetim kurulu seçimine ilişkin karar da dahil olmak üzere tüm kararların geçersizlik müeyyidesine tabi olduklarını, bunun en önemli sonucu ise yönetim kurulu seçimine ilişkin kararın geçersizliğinin dava konusu genel kurulu toplantıya çağıran yönetim kurulunun yetkisinin ortadan kaldırmış olmasının olduğunu, bir başka ifade ile 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyeleri alınan kararın geçersizliği nedeniyle bu sıfatlarını yitirdiklerini, hal böyle olunca dava konusu 2014 yılına ait olağan genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkilerinin de bulunmadığını, davalı şirketin 2014 tarihli olağan genel kurulu toplantıya çağrı yetkisi olmayan kimselerin daveti üzerine toplanmış olup bu durumda alınan kararların tamamı yokluk müeyyidesine tabi olacağını, bilindiği üzere genel kurul kararlarının yokluğu bir kararın meydana gelmesi için kanunun öngördüğü unsur ve şartların hiçbirisinin mevcut olmaması durumunda gerçekleşen sakatlık hali olduğunu, bir kararın doğabilmesi için uyulması gerekli bulunan kurucu-şekli nitelikte emredici hukuk kurallarına aykırılık halinde alınan kararların yokluğu söz konusu olduğunu, genel kurul toplantıya yetkisiz kimselerce davet edilmişse bir genel kuruldan söz edilemeyeceği için de kararın da olmadığını, huzurdaki uyuşmazlıkta davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin seçimini konu alan olağanüstü genel kurul kararları geçersiz olduğundan bu genel kurulda seçilen kimseler yönetim kurulu üyesinın sıfatı kazanamadığını, o halde dava konusu genel kurula davet yetkisiz kimseler tarafından gerçekleştirildiğinden yok hükmünde olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
…16. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı kararı ve dosyasının incelenmesi neticesinde davacısının …, davalısının … Tic. A.Ş., dava konusunun; davalı şirketin 31/10/2014 tarihinde olağanüstü genel kurulunun toplanmasına ilişkin 09/10/2014 tarihli, 5 nolu yönetim kurulu kararının geçersizliğine ve 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan 3 ve 5 nolu kararların iptali talebine ilişkin olduğu, mahkemece davanın kısmen kabulüne genel kurul toplantısında alınan 5 nolu kararın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 08/11/2018 tarih ve 2016/13709 E. 2018/6884 K. sayılı kararı ile “mahkemece TTK’nın 390/4 ve 392/7 maddeleri gereğince geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olan ve TTK’nın 416. maddesi uyarınca toplanmadığı da sabit bulunan davalı şirketin 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların da geçersiz olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir” gerekçesi ile bozulduğu, davalı şirketin karar düzeltme talebinde bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019-926 E 2020-5442 K sayılı 26/11/2020 tarihli ilamı ile davalı şirketin karar düzeltme talebinin reddedilmesi üzerine dosyanın … 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin… E sırasına kaydedildiği ve … 16.Asliye Ticaret Mahkemesince bozma ilamına uyularak …E … K sayılı 15/04/2021 tarihli karar ile davalı şirketin 09/10/2014 tarihli 5 nolu yönetim kurulu kararı ile 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 ve 5 nolu kararların batıl olduğunun tespitine karar verildiği, … 16.Asliye Ticaret Mahkemesince bozma ilamına uyulması ve bozma ilamına uygun şekilde karar verilmiş olması sebebi ile artık davacı yararına kazanılmış hak oluşturduğundan davanın kabulüne dair verilen kararın şekli anlamda kesinleşmesinin beklenilmesine gerek bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı şirket vekili tarafından dosyaya sunulan 20/01/2020 tarihli hukuki mütalaada özetle ;…Genel kurul toplantısı hakkında çağrı yapılmasına dair alınan yönetim kurulu kararlarının çağrı usulünün bir parçası olduğunu, genel kurulların toplanma usulüne göre çağrılı ve çağrısız genel kurul olmak üzere iki başlık altında incelendiğini, çağrısız genel kurulda hiçbir çağrı usulüne uyulmamış olsa dahi tüm pay sahipleri ya da temsilcileri toplantıda mevcut ise ve bunlardan hiçbiri toplantının yapılmasına itiraz etmez ise alınan tüm kararların geçerli sayılacağını, Yurtiçi İnşaat bünyesinde 31.10.2014 tarihinden sonra yapılan genel kurul toplantılarında tüm pay sahiplerinin ya da temsilcilerinin toplantıya katıldığını, TTK m. 416 hükmünde çağrısız genel kurul için aranan koşulların sağlandığını, dolayısıyla 31.10.2014 tarihinden sonra yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararlar bakımından çağrıyı yapan yönetim kurulunun seçimine ilişkin genel kurul kararının iptal edilip edilemediği veya geçersiz kabul edilip edilmediği önem arz etmeksizin alınan tüm kararların geçerli olduğunu, gerek seçilmelerine ilişkin genel kurul kararı hukuken iptal edilebilir konumda olan yönetim kurulu üyelerinin gerek seçilmelerine ilişkin genel kurul kararı hukuken yok hükmünde ya da batıl kabul edilen yönetim kurulu üyelerinin genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili olarak kabul edilmeleri gerektiğini, zira çağrı kararını aldıkları tarihte şeklen yönetim kurulu üyesi olan bu kişilerin yaptıkları genel kurul çağrısının genel kurulun toplanabilmesi için sadece bir araç olduğunu, bu kararlarda ortaya konulan iradenin esas itibariyle genel kurul sıfatıyla pay sahiplerine ait olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ( 08/11/2018 tarih ve 2016/13709 E 2018/6884 K sayılı bozma ve 2019-926 E 2020-5442 K sayılı karar düzletme isteminin reddine ilişkin 26/11/2020 tarihli) ilamı ile geçersiz olduğu belirtilen davalı şirketin 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda yönetim kurulu seçimine ilişkin karar da dahil olmak üzere tüm kararların geçersizlik müeyyidesine tabi olması sebebi ile dava konusu genel kurulu toplantıya çağıran yönetim kurulunun yetkisini de ortadan kaldırdığı, 31.10.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda seçilen yönetim kurulu üyeleri alınan kararın geçersizliği nedeniyle bu sıfatlarını yitirdiklerinden dava konusu 2014 yılına ait olağan genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkilerinin de bulunmadığı , olmayan bir yönetim kurulu kararına göre toplanan genel kurulun da yoklukla malul olduğu, davacı pay sahibinin dava konusu gündem maddelerine itiraz ederek itirazlarını tutanağa geçirdiği ve TTK 416.maddesinde sayılan çağrısız genel kurul koşullarının da bulunmadığı kanaatine varılarak davalı şirketin 30/09/2015 tarihinde gerçekleştirilen 2014 Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 4,5 ve 6 nolu kararların yoklukla malul olduklarının tespitine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davalı şirketin 30/09/2015 tarihinde gerçekleştirilen 2014 Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 4,5 ve 6 nolu kararların yoklukla malul olduklarının tespitine,
2-Peşin harcın mahsubu ile bakiye 53 TL’nin davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat gideri 381,50 TL ve 4.150,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 4.531,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesi kapsamında hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/03/2022

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır