Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/444 E. 2021/726 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/444 Esas
KARAR NO : 2021/726 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2014
KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı banka tarafından müvekkil şirketin ciranta olarak gösterildiği keşidecisinin … olduğunu, …bank … Şubesine ait 14.05.2014 tarih ve 125.500-TL tutarlı çeke ilişkin olarak … 28.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, icra dosyasındaki vaki hacizler nedeniyle müvekkil şirket ciddi mağduriyet yaşamakta olup ticari faaliyette bulunamaz hale geldiğini, takibine konu edilen …bank, … Şubesinde bulunan hesaptan keşide edilen … numaralı, 14.05.2014 tarih ve 125.500-TL tutarlı çekteki kaşe ve imza müvekkili şirkete ait olmadığını, çek müvekkil şirket tarafından ciro edilemediğini, Ciro silsilesinde çekin arkasında ver alan imza ve kaşe müvekkil şirkete ait olmadığını, müvekkili şirketin ne keşideciden böyle bir çek aldığını ne de bu çeki birilerine ciro ettiğini, böyle bir çekten haberi dahi bulunmadığını, ilk kez ihtiyati hacze gelinmesiyle haberdar olduğunu, müvekkili şirketin, davalının … 28. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine dayanak kıldığı keşidecisinin … olduğu …bank … Şubesine ait 14.05.2014 tarih ve 125.500-TL tutarlı çeke ve icra takibine ilişkin davalıya bir borcu olmadığının tespitine, müvekkili şirket yönünden çekin ve takibin iptaline, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle alacaklı davalının takip tutarının %20’nden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, … 28. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı icra dosyasından konulan hacizler nedeniyle İ.İ.K 72. Maddesi uyarınca müvekkili şirket tarafından icra dosyasına depo edilecek icra takip borcu hükmolunacak teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, icra dosyasına yatırılan dosya borcunun alacaklı davalıya ödenmemesine ve tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin meşru hamil sıfatıyla, keşideci ve lehdar/birinci ciranta aleyhine takibe geçtiğini, ciro silsilesinden görüleceği üzere, müvekkile çeki ciro eden … Ltd. Şti. olduğunu, dolayısıyla müvekkilin doğrudan ilişki içerisinde olduğu şahıs da 2. Ciranta olduğunu, müvekkil banka, imza inkarında bulunan lehdar/1. cirantayla doğrudan bir ilişki içerisinde olmayıp, imzaların huzurunda atılması veya borçlunun eli ürünü olup olmadığını kontrol edebilme gibi bir imkanlarının olmadığını, zira müvekkilinin düzgün ciro zinciri ile senedi elinde bulunduran yetkili hamil olup, çeki 2.cirantanın cirosu ile elinde bulundurduğunu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmayacağından ihtiyati tedbir yoluyla icranın durdurulması kararı değil ancak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, tüm bu nedenlerle davacı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun taleplerinin reddine, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.72/3 kapsamında icra takibinden sonra imza sahteliği nedeniyle açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili, takip dayanağı çekte lehtar olarak belirtilmiş olmasına rağmen davacının çekten ilk defa ihtiyati haciz kararının 05/08/2014 günü haczen ifası neticesinde haberdar olduğunu, oysa ciro silsilesindeki birinci ciranta imzasının kendilerine ait olmadığını ve bu nedenle borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Dava konusu edilen … seri numaralı çekin incelenmesinde; keşidecinin …, muhatap bankanın …bank … Şubesi, lehtarın … Ltd. Şti olduğu, çekin … keşide tarihli ve 125.500,00 TL miktarlı olduğu ve bu çekin 23/03/2014 tarihinde bankaya ibraz edilmiş olduğu görülmektedir.
Mahkememiz tarafından Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 07/03/2016 tarih ve 1210 sayılı bilirkişi raporu ile; çekteki birinci ciranta imzasının davacı şirket temsilcisi …’a ait olmadığı “……’ın mukayese imzaları arasında ilgili ve irtibat tespit edilmediği hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklinde tespitte bulunulması akabinde mahkememizin 29/06/2016 tarih 2014/1617 Esas ve 2016/533 Karar sayılı kararı ile; “Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Her nekadar davalı taraf … 28.İcra Dairesinin … Sayılı icra dosyası ile …bank … Şubesi tarafından verilmiş,14/05/2014 Keşide Tarihli 125.500.TL. Bedelli keşidecisi … olan çeke istinaden çekte borçlu bulunan keşideci ve cirantalar adına takip başlatmış ise de;Davacı tarafın davasının İ.İ.K.’ nun 72.md ifadesini bulan Menfi Tespit davası olduğu,davacı tarafın iddiasının ciranta olarak görüldüğü çekteki imzanın kendisine ait olmadığına dayandığı,davacı tarafın emsal imzaları toplanarak çek üzerine ki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususununda Adli Tıp Kurumu vasıtası ile yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 07/03/2016 Tarihli rapor ile ”’İnceleme konusu çekin arka yüzünde …Şti. Adına atılı imza ile davacı şirket yetkilisi …’ ın mukayese imzalaraı arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından aynı elden çıktıklarını gösterir ilgi ve iribatın saptanamadığı’hususunun tespit edildiği,bu haliyle davacı tarafın iddiasının mahkememizce sübut bulduğu anlaşılmakla davacı tarafın Menfi Tespit Davasının Kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir.Her nekadar davacı taraf Menfi tespit davası ile birlikte İ.İ.K.’ nun 72.md/5f uyarınca Kötüniyet Tazminat talebinde bulunmuş ise de,çekin tedavül imkanı bulunan kıymetli evrak niteliğinde bulunduğu,davalı tarafın tüm aşamalarda çekin ne şekilde eline geçtiği hususunda istikrarlı beyanda bulunduğu kendisinin tahsil cirosu ile davacının cirosu arasında 1 farklı cironun olduğu anlaşılmakla birlikte takibin kötüniyetli yapıldığını gösterir delil elde edilmediğinden davacı tarafın bu yöndeki talebi reddedilmiştir.
Yargılama sırasında davalı tarafın icra takibine konu alacağını,: … A.Ş. Ye temlik ettiği, temlik işleminin 5411 sayılı kanuna uygun olarak yapılmış bir temlik sözleşmesi olduğu, 6098 Sayılı Kanunun 183.md uyarınca alacağın devri için borçlunun rızasının aranmayacağı anlaşılmakla mahkememizin kararı temlik alan hakkında tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine davalının temyiz kanun yoluna başvurması neticesinde Yargıtay 19. HD’nin 12/03/2019 tarih 2019/28 Esas ve 2019/1586 Karar sayılı kararı ile; “Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, dava konusu çekte davacı imzasının eli ürünü olup olmadığı yönünde kesin bir kanaat belirtmemiştir. Kesin kanaat içermeyen tek bir rapor ile karar verilemez. Mahkemece davaya konu çekin keşide tarihinden öncesi ve sonrası tarihlerine yakın davacının resmi kurumlar önünde atmış olduğu samimi imzalarını içerecek mukayese belge asıllarının getirtilerek grafoloji konusunda uzman yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan sahtecilik konusunda rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş olması sonrası mahkememizin 2019/444 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davanın 27/11/2019 tarihli duruşmasında bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra bozma ilamı doğrultusunda taraflara davacının resmi kurumlarda varsa imza örneklerini bildirmeleri için 1 aylık kesin süre verilmesine ve bildirilmesi halinde imza örneklerinin ilgili yerlerden istenilmesine karar verilmiş ise de tarafların verilen kesin süreye rağmen herhangi bir imza bildiriminde bulunmamış olmaları ve imzanın davacıya ait olduğunun ispat yükü davalı alacaklıda olmasına rağmen davalının da bu yönde herhangi bir bildirimde bulunmamış olması nedeniyle mahkememizce dosya içerisinde bulunan imzalar ile yetinilmek suretiyle önce ATK Fizik İhtisas Dairesi’nden bozma ilamı doğrultusunda yeni rapor alınmasına karar verilmiş ise de ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 13/04/2021 tarihli yeni raporu ile “Evvelce verilmiş 07/03/2016 tarih ve … sayılı raporumuza eklenecek bir husus bulunmadığı hususlarını bildirir kanaat raporudur.” şeklinde rapor verilmesi nedeniyle mahkememizce bozma ilamının gereğini ifa amacıyla bu kez resen seçilen grafoloji uzmanı bilirkişiler …, …ve …’tan alınan 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; “İnceleme konusu çekteki … Ltd. Şti’ne atfen atılmış birinci ciranta imzası ile şirket yetkilisi …’a ait karşılaştırılan imzalar arasında kaligrafik ve grafolojik özellikler bakımından ilgi ve irtibatın olmadığı kanaatine oy birliği ile varılmıştır.” şeklinde tespitti bulunulmuştur.
Bozma ilamı doğrultusunda alınmış olan ikinci bilirkişi raporu ile de dava konusu edilen ve … 28. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icraya konan çekteki birinci ciranta imzasının davacı şirket temsilcisine ait olmadığı anlaşıldığından imzaların istiklali prensibi kapsamında ve imza sahteliği definin mutlak bir defi olarak herkese karşı ileri sürülebilecek bir defi olması ve imzanın inkarı halinde imzanın inkar eden borçluya aidiyetini ispat külfeti davalı alacaklıda olmasına rağmen dosya kapsamı ile davalı inkar edilen çekteki birinci ciranta imzasının davacıya aidiyetini ispat edememiş olduğundan davanın kabulü ile, davacının … 28. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacak bakımından borçlu olmadığının tespiti ile takibin davacı bakımından iptaline karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davanın KABULÜ İLE;
Davacının … 28. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasına konu alacak bakımından borçlu olmadığının tespiti ile takibin davacı bakımından İPTALİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 9.685,48 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 2.421,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 7.264,08 TL harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı temlik alandan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.419,78 TL nispi vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı temlik alandan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 205,00 TL yargılama gideri ile 2.421,40 TL peşin harç ve 25,20 TL başvurma harcı toplamı 2.651,60 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı temlik alandan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/10/2021

Katip

Hakim

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 2.421,40 TL
Karar Harcı : 8.572,91 TL
Noksan Harç : 6.151,51 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 205,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.100,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Gideri : 1.800,00 TL
Posta Giderleri : 354,25 TL