Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/443 E. 2020/260 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/443
KARAR NO : 2020/260

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/07/2019
KARAR TARİHİ : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ ve diğerleri arasında gazete, televizyon, radyo, internet sitesi ve sair medya alanlarında reklam yayınlanmasına kaynaklı ve cari hesaba dayalı cari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında davalı müşterilerine ait reklamların yukarıda belirtilen dava dışı şirketlerin faaliyet gösterdiği alanlarda yayınlandığını ve hizmet nedeniyle ücret tahakkuk ettiğini, davacının 6361 sayılı FKFFŞK gereği faktoring işlemleri yaptığını, bu kapsamda yukarıda adı belirtilen şirketlerce davalıya sunulan reklam yayın bedelinden kaynaklanan alacağın konu edildiği faturalardan kaynaklanan alacağın davacı … AŞ’ye temlik edildiğini, temlik alınan alacağa teşkil eden faturaların düzenlendikten sonra davalıya tebliğ edildiğini ve herhangi bir itiraza uğramadan davalı tarafından muhasebeleştirildiğini ve davalı tarafından davacıya gönderilen 12/02/2018 tarihli mutabakat yazısı ile temlik edilen faturalara konu borcun 31/12/2017 tarihi itibariyle 13.422.485,12 TL olduğunun davalı tarafından kabul edildiğini, davacı ile davalı arasında davacının temlik aldığı faturalar ve/ veya davacı tarafından davalıya kullandırılan fonlardan kaynaklandırılan tüm faktoring işlemlerine ait olmak üzere 01/02/2008 tarihinde 750.000,00 TL, 01/08/2008 tarihinde 3.000.000,00 TL, 10/07/2012 tarihinde 20.000.000,00 TL bedelli 3 adet faktoring sözleşmesi akdedildiğini ve bu faktoring sözleşmelerinden kaynaklanan borca …’ün davalının geçmiş dönemlerdeki borçları da dahil olmak üzere el yazısı ile yazmak suretiyle 23.750.000,00 TL limitle kefil olduğunu, ancak faktoring işlemlerinden kaynaklanan 13.575.754,34 TL borcun ödenmediğini, ödeme konusundaki görüşmelerin sonuçsuz kaldığını bu nedenle davacı tarafından davalılar aleyhine 24/12/2018 tarihinde … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminatın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davalı …’ün davacının davalı … AŞ’den olan alacağı bakımından herhangi bir kefaleti olmadığından öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin haksız olduğunu, davalı ile dava dışı … AŞ, … AŞ, … AŞ, … AŞ arasında bir ticari ilişki olduğunu ve bu ticari ilişki kapsamında doğan ve tarafların mutabık kaldığı borç miktarının 31/12/2017 tarihi itibariyle 13.575.734,34 TL olmadığını, davacı tarafın sunduğu mutabakat yazısında dahi davalı şirketin alacaklı olduğu kısım mahsup edildiğinde cari hesap bakiyesinin yaklaşık 10.000,00 TL (tutarı kabul anlamına gelmemek kaydıyla) tutarında olduğunu, bu nedenle karşılıklı mutabakatın söz konusu olmadığını, kaldı ki bu borç nedeniyle davalının alacak miktarını aşacak şekilde ipotekler verdiğini, 31/12/2017 tarihli mutabakat yazısından da görüleceği üzere davalı müvekkilin davacı ile çalışan davacı şirketlerden alacaklı olduğunu, dolayısıyla takip dosyasına konu edildiği üzere bir borcun olmadığını, bu nedenle davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli olarak yapılan takip nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava, İİK m.67’de düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dava dosyasına celp edilen … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı/ alacaklı … AŞ’nin, davalı/ borçlular … AŞ ile … aleyhine 24/12/2018 tarihinde, ilamsız yolla “Faktoring Sözleşmesi”ne dayalı olarak, 13.575.754,31 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %17,75 faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine davalı/ borçluların süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmektedir.
İcra dosyasının incelenmesinde davacının takip sebebini “Faktoring Sözleşmesi” olarak belirttiği ve takip talepnamesi ekinde davacı … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … AŞ arasında akdedilmiş olan ve …’ün müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 01/02/2008 tarih ve 750.000,00 TL miktarlı, 01/08/2008 tarih ve 2.000.000,00 TL miktarlı, 02/01/2012 tarih ve 3.000.000,00 TL miktarlı ve 10/07/2012 tarih ve 5.750.000,00 TL miktarlı 4 adet faktoring sözleşmesi örneğini ve … AŞ ile … Satış AŞ başlıklı ve fatura dökümü olduğu anlaşılan ve fakat faturanın tarafları ve içeriğinin anlaşılamadığı 18 sayfadan ibaret bir liste sunmuş olmasından dolayı takip sebebinin … AŞ (yeni adı … AŞ) ile …Satış AŞ arasında akdedilmiş olan ve …’ün kefil olduğu faktoring sözleşmeleri olduğu görülmektedir.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için faktoring sözleşmesi ile bu sözleşme kapsamında faktoring şirketine temlik edilen alacağın var olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti, faktoring sözleşmesi ile alacağını temlik eden … Satış AŞ ile üçüncü kişi arasındaki mal veya hizmet ilişkisinden doğan bir alacağın mevcut olup olmadığının tespiti için bu kişilerin defter ve belgeleri ile faktoring ilişkisi kapsamında davacı şirketin davalıya kredi sağlayıp sağlamadığı hususlarının incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür.
Bu kapsamda muhasebe/ finans uzmanı mali müşavir bilirkişi …’dan alınan 19/02/2020 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı tarafından davalılar aleyhine yapılan takip sebebinin faktoring sözleşmesi olduğu, arabuluculuk tutanağı ile tarafların uzlaşamamış olduğu, … AŞ ile davalı …Satış AŞ arasında 01/02/2008 tarihli ve 750.000,00 TL limitli, 01/08/2008 tarihli ve 2.000.000,00 TL limitli, 02/01/2012 tarihli ve 3.000.000,00 TL limitli, 10/07/2012 tarihli ve limitli 5.750.000,00 TL miktarlı 4 adet faktoring sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşmelere …’ün müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı, davacı tarafından incelemeye sunulan temlik konusu faturaların dava dışı … AŞ tarafından tanzim edilmiş olduğu ve bu faturalardaki muhatabın … Satış AŞ olduğu ve davacının bu faturalardan kaynaklanan alacağı üçüncü kişi … AŞ temlik aldığı yönünde beyanda bulunduğu ve bu faturalar itibariyle … AŞ’nin üçüncü kişi … AŞ’ye borçlu bulunduğu, davalı şirket kaşe ve imzasının bulunduğu 31/12/2017 tarihli mutabakat yazısı itibariyle davalı …Satış AŞ’nin dava dışı … AŞ’ye 10.191,73 TL, … AŞ’ye 195.991,41 TL, …’ya 25.824,43 TL borcu olduğu, buna karşılık … AŞ’nin de … AŞ’den 1.873.601,89 TL, … AŞ’den 1.090,32 TL, … AŞ’den 14.353,24 TL alacaklı olduğu, mahsup yapıldığında … Satış AŞ’nin bakiye 9.524.439,12 TL borcu bulunduğu, ancak davacı şirket tarafından dosyaya sunulan 31/12/2017 tarihli mutabakat yazısına göre de bakiye alacağın 13.440.735,52 TL olarak olduğu, her iki belge arasındaki farkın … AŞ tarafından borca mahsuben verilen 3.898.046,00 TL çeklerin mahsup edilmemesinden kaynaklandığı, davacı tarafından ibraz edilip incelenen dava dışı … AŞ’ye ait defter ve kayıtların incelenmesi itibariyle bu şirketin 24/12/2018 takip tarihi itibariyle … AŞ’den 13.575.601,07 TL alacaklı olduğu, incelenen davalı şirket defterleri itibariyle de davalının … AŞ’ye takip tarihi itibariyle 11.241.678,18 TL borçlu olduğu, aradaki farkın 2.333.922,89 TL olduğu ve bu farkın karşılıksız çek, protestolu senet ve iade edilen senetlerden kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Yargıtay 19. HD.sinin 22.04.2010 trh. 2009/6373 E. ve 2010/4915 K. sayılı kararında “Oysa, takip ve dava konusu olmayan faturanın bu davada dikkate alınamayacağı hakimin iddia ve savunmayla bağlı olduğu kuralının bir gereğidir.”, HGK.nun 14.12.2011 tarih 2011/19-617 E. ve 2011/749 K. sayılı kararında “… özellikle itirazın iptali davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılığın asıl olmasına, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılmasına olanak bulunmamasına takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılmasının mümkün bulunmamasına(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.05.2006 gün ve 2006/19-260 E. 2006/251 K. sayılı ilamı) …” ve 3. HD.sinin 12.09.2018 tarih 2017/3545 E. ve 2018/8369 K. sayılı kararında “İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasında, takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılmasına olanak bulunmamaktadır. Takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılması da mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenen itirazın iptali davası, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gerekmekte olup sonucuyla da takibin devamına etkili bir dava türüdür ve takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı taraf isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir. (YHGK’nın 14.12.2011 tarih 19-617 E, . 2011/749 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.)” şeklindeki ve 19. Hukuk Dairesi’nin 29/11/2018 tarih, 2017/5168 Esas ve 2018/6211 Karar sayılı kararının “Kabule göre, itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. Davacılar tarafından 2 adet faturaya dayalı takip yapıldığı halde bilirkişice cari hesaba göre alacağın belirlenmesi ve mahkemecede bu bilirkişi raporunun benimsenmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki içtihatlar hep birlikte değerlendirildiğinde, itirazın iptali davasında, takip talepnamesinde dayanılmayan bir sebep veya belgeye dayanılarak vaki itirazın iptalinin sağlanamayacak olduğu görülmektedir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında davacının takip talepnamesinde takip sebebini “Faktoring Sözleşmesi” olarak belirttiği ve takip talepnamesine de davacı … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … Satış AŞ arasında akdedilen ve …’ün kefil olduğu 01/02/2008 tarih 750.000,00 TL miktarlı, 01/08/2008 tarih 2.000.000,00 TL miktarlı, 02/01/2012 tarih 3.000.000,00 TL miktarlı ve 10/07/2012 tarih 5.750.000,00 TL miktarlı 4 adet faktoring sözleşmesine dayandığı sabittir. Dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ile davacı ile davalı … AŞ arasında akdedilmiş olup da bu sözleşme kapsamında … AŞ’ye kullandırılan kredi nedeniyle … AŞ’nin üçüncü kişilerden olup da davacı … şirketine kredi karşılığı temlik ettiği bir alacağın mevcut olduğunun ispat edilemediği görülmektedir.
Bir an için davacının … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … AŞ arasında akdedilen fakroring sözleşmesine dayanmış olabileceği düşünülse de davacı … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … AŞ arasında imzalanan faktoring sözleşmelerine kefil olan … aleyhine de takip yapılmış olması ve takip talepnamesi ekindeki faktoring sözleşmeleri nazara alındığında davacı tarafın mütebariz olarak takip sebebi itibariyle … AŞ (yeni adı … AŞ) ile … AŞ arasında akdedilen faktoring sözleşmesine dayanmak suretiyle takip yapmış olduğu görülmektedir. Davacının alacağını ispat için üçüncü kişi … AŞ ile davalı … AŞ arasında vuku bulan ticari ilişkiden kaynaklanan faturalara dayanabilmesi için … AŞ ile … AŞ arasında akdedilmiş olan faktoring sözleşmesine dayanarak takip yapmış olması gerekirdi. Ancak davacının … AŞ (yeni adı … AŞ) ile …Satış AŞ arasında akdedilen ve …’ün kefil olduğu faktoring sözleşmelerine dayalı olarak takip yapmış olması karşısında dava dışı üçüncü kişi … AŞ ile … AŞ arasında vuku bulan ticari ilişkiden kaynaklanan faturalar ile alacağını ispat etme olanağı bulunmamaktadır.
Bu kapsamda davacının faktoring ilişkisi itibariyle davalı … AŞ’nin üçüncü kişilerden alacaklı olup da faktoring işlemleri ile kendisine temlik edilen bir alacağın varlığını ispat etmesi gerekirken bu kapsamda bir alacağın varlığını ispat edememiş olduğu görülmektedir.
Bu kapsamda takip sebebi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olduğu ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 163.961,18 TL harçtan mahsubu ile bakiye 163.906,78 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 224.382,54 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/07/2020

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 163.961,18 TL
Karar Harcı : 54,40 TL
Bakiye Harç : 163.906,78 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.743,00 TL

Davalılar Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 2.000,00 TL
Posta Giderleri : 174,20 TL