Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/44 E. 2020/88 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/44
KARAR NO : 2020/88

DAVA : Doğrudan İflas
DAVA TARİHİ : 29/01/2019
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Doğrudan İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tekstil alanında faaliyet gösteren bir şirket olup, faaliyette 23 satış mağazasının bulunduğunu, mağazaların tamamına yakının AVM’ler içinde konumlanmış olması, yüksek kira giderleri, ekonomik dalgalanmalar, döviz kurlarının olumsuz etkisi nedeniyle borçlarının ödeyemeyecek duruma düştüğünü, TTK. 376/3. maddesi uyarınca şirketin aktiflerinin borçlarının karşılayamayacak duruma geldiğini ve şirketin borca batık bulunduğunu belirterek İİK. 179. maddesi uyarınca müvekkili şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davacı şirketin sicil dosyası, mal varlığına ilişkin belge ve bilgiler celp edilip incelenmiş, gerçek mal varlığı, borca batıklık bilançosu çıkartılması için uzman bilirkişilerden rapor ve ek rapor alınmıştır.
Dava, İİK 179.maddesi ve TTK 376.maddesine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.
Davacı şirketin ticaret sicil kaydına göre, merkez adresinin … olup, bu yerin mahkememizin yargı yetkisi içinde olması nedeniyle bu davaya bakma konusunda mahkememizin kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde, davacının iflasını istemeye ilişkin özel yetkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
İİK 181.maddesi yollamasıyla İİK 166.maddesi çerçevesinde Basın İlan Kurumu nezdinde ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilanlar yaptırılarak gazeteler dosyaya celp edilmiştir. Bir kısım müdahiller davacı şirketten sadece alacakları bulunduğunu beyan etmiş, bir kısmı ise alacaklı olduklarını bildirmekle birlikte şirketin iflasını gerektiren bir halin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dosyada mevcut bulunan ve uzman bilirkişilerce düzenlenen 03.09.2019 tarihli kök raporda özetle; ”şirketin rayiç değer bilançosuna göre 94.337.354,58 TL borca batık bulunduğu, bilançodaki borçlarının büyük bir kısmını yabancı bir firma olan … şirketine ait olduğu, ortaklara borçlar kaleminde 81.491.540,05 TL bakiye bulunduğu, 31.12.2018 tarihi itibariyle aktif toplamının 22.274.569,37 TL olduğu dikkate alındığında bu miktarın yaklaşık 4 katı tutarında şirketin ortaklara borcu olduğu, dolayısıyla şirketin borca batık durumda olmasının en büyük sebebinin bilançonun pasif hesaplar durumunda yer alan ortaklara borçlar kalemindeki 81.491.540,05 TL olduğu, İİK. 179. maddesi uyarınca borca batıklığın iflas sebebi olup, borca batıklığın meydana gelmesinde ortaklara olan borçların önemli bir yer teşkil ettiği, muvazaadan ari bir sebebin mevcut olup olmadığı hususları önemli olmakla birlikte bu dava yönünden araştırılacak konulardan olmadığı, olası bir iflas kararından sonra tasfiye sırasında tespiti gereken meselelerden olduğu, İİK. 179. maddesi bakımından borca batıklığın gerçekleştiği” açıklanmıştır.
Kök raporda rayiç değer bilançosu çıkarılırken şirketin alacak ve borçları dışındaki malvarlığı unsurlarının değerlendirilmediği ve rapora bir kısım müdahillerin itirazda bulunup ortaklara borçların muvazaalı olup, gerçek borç olmadığının ileri sürülmesi karşısında mahkememizce aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınma yoluna gidilmiştir. 20.12.2019 tarihli ek raporda özetle; ”ortaklara borçlar hesabı incelendiğinde, davacı şirket ile ortağı arasında kredi sözleşmelerinin düzenlendiği ve bu sözleşmeler uyarınca ortağın şirket hesabına kredi adı altında nakit aktarımda bulunduğu, yapılan havale ve transfer işlemlerine ilişkin ıslak imzalı ve kaşeli banka dekontlarının mevcut olduğu, şirketin defterlerinin incelenmesi neticesinde ortaklara borçlar hesabındaki tutarın muvazaalı olduğuna ilişkin herhangi bir belirleme ve tespite ulaşılamamasına rağmen söz konusu ortaklara borçlar kalemindeki 81.491.540,05 TL’nin tamamının borç kalemi olarak dikkate alınmaması halinde dahi davacı şirketin rayiç değer bilançosuna göre 12.845.814,53 TL tutarınca borca batık durumda olduğu” açıklanmıştır.
Mahkememizce, şirketin gerçek malvarlığı bilançosunu gösteren ve birbirini tamamlayıcı nitelikte bulunan kök ve ek rapora itibar edilmiştir.
İİK. 179. maddesinde, sermaye şirketlerinin aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu, şirketi temsil ve ilzama yetkili olan kişiler tarafından beyan edilmesi ve mahkemece borca batıklığın tespit edilmesi halinde iflasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 376/3. maddesinde de, İİK. 179. maddesine paralel bir düzenleme yapılmış ve şirketin rayiç değer bilançosuna göre, borca batık olduğunun anlaşılması halinde yönetim kurulunun bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesine bildirerek şirketin iflasını istemesi gerektiği ifade edilmiştir.
Dosyadaki deliller ve yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacı şirketin aktiflerinin borçlarını karşılamadığı, güncel rayiç değer bilançosuna göre borca batık durumda olduğu, borçlarının büyük bir kısmının ortaklara olan borçtan kaynaklandığı, ancak bu borç kaleminin hiç dikkate alınmaması halinde dahi şirketin 12.845.814,53 TL tutarında borca batık durumda bulunduğu, başka bir deyişle pasiflerinin aktiflerinden 12.845.814,53 TL miktarında fazla olduğu anlaşılmakla İİK 179. ve TTK. 376/3. maddesi uyarınca davacı şirketin doğrudan iflasına karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı …’nin İİK. 179. Maddesi uyarınca DOĞRUDAN İFLASINA,
İflasın 13.02.2020 günü saat 15:37 itibariyle açılmasına,
İflas kararının derhal iflas müdürlüğüne bildirilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcından, peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/02/2020

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır