Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/427 E. 2022/25 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/427 Esas
KARAR NO : 2022/25

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …bank A.Ş. ile …TİC.LTD.ŞTİ Arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve imzalanan bu sözleşmeyi, diğer davalılar … ve … da müştereken ve müteselsil olarak kefil sıfatı ile imzaladıklarını, imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden davalı borçlulara ticari kredi kullandırıldığını, kullandırılan kredinin geri ödeme planına göre ödenmemesi sebebi ile belirtilen sürede faiz ve ferileriyle ödenmesi aksi takdirde tüm kredinin muaccel olacağı … 1. Noterliğinin …tarihli ve … yevmiye numaralı, ihtarname ile ihtar edildiğini, gönderilen ihtara rağmen, davalı borçlular borcu ödemediklerini, ihtarnameye herhangi bir itirazda da bulunmadıklarını, müvekkili banka, davalılara kullandırmış olduğu kredinin geri ödeme planına davalılar tarafından uyulmaması ve ödeme yapılmaması üzerine, alacağının tahsili amacıyla, … 13. İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyası ile davalılar hakkında takibe geçtiğini, Davalı borçlu haklarında başlatılan takibe haksız ve yersiz olarak itiraz ettiklerini, yukarıda arz edilen ve re’sen belirlenecek nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla; Davalı borçluların, … 13.İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyadan yapılan itirazın iptaline, takibin 296.225,64-TL üzerinden devamına ve takip tarihinden borcun tahsiline kadar takip tarihinden itibaren asıl alacak kalemine işleyecek 9035,91 temerrüt faizi ile birlikte, temerrüt faizinin 905 nispetinde gider vergisine hükmedilmesine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine,yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesinini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan imza suretleri müvekkilleri … ve …’ya ait olmadığını, Davacı Banka, dava dilekçesinde kullandırılan kredinin geri ödeme planına göre ödenmemesi sebebi ile belirtilen sürede faiz ve ferileri ile ödenmesi aksi takdirde tüm kredilerin muaccel olacağının … 1. Noterliği, … tarihli ve … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile ihtar edildiğini beyan ettiğini, Davacı banka tarafından sunulan tebligat şerhleri incelendiğinde ilgili hesap kat ihtarnamesinin müvekkillere tebliğ edilemediği ve tebligatların iade olduğunu, zira, ihtarname incelendiğinde ihtarnamede yer alan adreslerin müvekkiller … ve … ile hiçbir rabıtası bulunmayan “…” olduğu tespit edilmiş olduğunu, devamla, müvekkil şirketin adresi ticaret siciline kayıtlı olmasına rağmen ve ticaret siciline kayıtlı her şirketin adres bilgilerinin basit bir internet sorgulaması ile bulunabileceğini bilen Banka tarafından müvekkil şirketlerin adres değişikliklerinin bilinmediği veya adreslerinin tespit edilemediği iddia edilemeyeceğini, böylece davacı bankanın taraflar arasındaki hesabı kat etmediği ve kat ihtarnamelerini yasaya uygun olarak tebliğ etmediğini, Yargıtay içtihatları. İİK 68 doğrultusunda hesap kat ihtarnamesi borçlu/kefiİlere usulüne uygun tebliğ edilmeden borçlular ve müteselsil kefiller aleyhine icra takibi başlatılmayacağı ve borçluların/kefillerin temerrüde düşürülmediği ve temerrüt faizinin talep edilemeyeceği açık olduğunu, tüm bu nedenlerle ve resen göz önüne alınacak hususlar dikkate alınarak; Arabulucu davet mektubunun tarafına ve asillere tebliğ edilmemesi, tarafıyla veya müvekkillerriyle iletişime geçilmemesi sebebi ile arabulucu görüşmelerinin usule aykırı olarak yapılmasından ötürü dava şartı olan arabulucuya başvuru şartının yerine getirilmemesi sebepleri ile davanın usulden reddine, esastan incelemeye geçilmesi halinde; hesap kat ihtarnamesi müvekkillere tebliğ edilmemesi sebebe ile işbu davanın esastan reddine, müvekkilleri hakkında haksız olarak takip edilen icra takibi nedeniyle esas takip miktarı üzerinden %20 kötüniyet tazminatının müvekkilleri lehine tahsiline,yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK 67. maddesinde düzenlenen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, … 13.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın 296.225,64 TL alacağa ilişkin olarak davalının davacı yana borcunun bulunup bulunmadığı, müteselsil kefillerin uyuşmazlığa konu kredi sözleşmesi ve eklerinde imzasının bulunup bulunmadığı, sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, varsa ne kadar olduğu ve % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Deliller toplanmış, … 13.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, taraflarca ibraz edilen deliller ile toplanılması talep edilen deliller celp edilip incelenmiştir.
… 13.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; icra dosyasından takip borçluları aleyhine, 01/02/2019 tarihinde 258.125,19 TL asıl alacak, 18.057,56 TL kat tarihine kadar işlemiş akdi faiz, 18.894,57 TL işlemiş temerrüd faizi, 944,74 TL vergi ile 203,58 TL masraf olmak üzere toplam 296.225,64 TL tutarında alacağına dayalı ilamsız ödeme emri gönderildiği, takip borçlusunun süresi içinde borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğu ve huzurdaki itirazın iptali davası açılmıştır.
Öncelikle, davalıların dava şartı arabuluculuk şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi talebi değerlendirilmesi gerekmiş, Arabuluculuk, 7036 Sayılı Yasada dava açmadan önce başvurulması gereken dava şartı olarak düzenlenmiş olup bir an için, arabulucu tarafından diğer davalının usulünce toplantıya davet edilmediği kabul edilse dahi, taraflara ulaşmak ve tarafları toplantıya davet etmek arabulucunun sorumluluğunda olduğundan, davacıya yükletilebilecek bir kusurun varlığından söz edilemez. Zira, davacı dava açmadan önce, kanun hükmüne uygun olarak arabulucuya başvurmuş ve sürecin sonlanmasını beklemek suretiyle yükümlülüğünü yerine getirmiştir. O halde, arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk sürecini sonlandırması ihtimalinde “arabulucuya başvurulmuş olma” dava şartının gerçekleşmediği söylenemez. Aksi yöndeki bir kabulün, hak arama özgürlüğünü aşırı derecede zorlaştıracağı açıktır. Keza, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin kanuni düzenlemenin iptali istemiyle açılan davaya ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 11.07.2018 tarihli ve 2017/178 esas, 2018/82 karar sayılı kararında, düzenlemenin hak arama hürriyeti ve bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına getirilen bir sınırlama niteliğinde olduğu kabul edilmiş, ancak “Arabuluculuğa başvuru zorunluluğunun, kişilerin hak aramalarını imkânsız hâle getiren veya aşırı derecede zorlaştıran etkisiz ve sonuçsuz bir sürece neden olmadıkça hak arama hürriyetinin özüne dokunduğu söylenemez” şeklinde gerekçeyle bir çeşit sınırlama getirmiştir. 7036 sayılı Kanunun gerekçesinde de, “…Büro tarafından kendisine verilen iletişim bilgileri itibarıyla araştırma yapmak ve taraflara ulaşmaya çalışmak arabulucunun sorumluluğundadır. Arabulucu bu adreslere tam anlamıyla ulaşmaksızın taraflara ulaşılamadığı gerekçesiyle faaliyeti sonlandırdığında mahkemece bu iletişim adreslerinin doğru olduğu ve bu adreslerden taraflara ulaşılabileceği tespit edilse bile dosya yeniden arabulucuya iade edilmemeli ve mahkemece dava görülmeye devam edilmelidir.” şeklinde ifadelere yer verilmesi, yukarıdaki paragrafta varılan sonucu doğrulamaktadır. Bu nedenle davacı tarafından 24/04/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ve arabulucu tarafından davacının gerek sözleşmedeki bildirilen adreslere gerekse de ticaret sicilden tespit edilen yeni adrese de davet mektubu gönderildiği, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiğinin ve aslının mahkememize sunulmuş olduğunun anlaşılması neticesinde, dava şartı olan arabulucuya başvurma şartı usulüne uygun şekilde gerçekleşmiş olup davalıların dava şartı arabuluculuk şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce taraflarca gösterilen deliller toplanıp davacı bankadan GKS/İhtarname tebliğ şerhleri ve hesap hareketlerinin tamamının celbedildiği, davalılar vekilinin ikinci cevap dilekçesinde taraflar arasında imzalanan GKS’de yer alan imza suretlerinin müvekkili kefil… ile …’ye ait olmadığına dair beyanları üzerine dosya üzerinde öncelikle grafoloji bilirkişi …aracılığı ile imza incelemesi yaptırılmış olup, 17/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yazı ve imza incelemelerinde geçerli tüm grafolojik tanı yöntemleri dikkate alınarak, stereomikroskop, 8523 document dedector ve bilgisayar/scan kullanılarak yapılan incelemelerde; 1. İnceleme konusu genel kredi sözleşmesinde …Tic. Ltd. Şti’ne ve …’ye atfen atılmış imzaların …’nün eli ürünü OLDUĞU, 2. İnceleme konusu genel kredi sözleşmesinde …’ya aifen atılmış imzaların …’nın eli ürünü OLDUĞU tespit edilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan imza incelemesi sonucunda GKS’deki imzaların davalı kefillere ait olduğunun sabit olması üzerine dosya üzerinde bankacı bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmış olup, 27/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile davalı asıl borçlu …ltd.şti arasında, 23.02.2017 tarihinde 750.000.00 TL limitli,(EK:1 sözleşme fotokopisi) genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı kefiller … ve …’de söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarından doğan tüm borçlardan 750.000.00 TL kefalet limiti kapsamında sorumlu oldukları,¸
Davacı banka kredi alacağına ilişkin, davalı asıl borçlunun … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itiraz nedeniyle davacı bankanın davalıdan 01.02.2019 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 257.222,32 TL asıl alacak 18.057.56 TL kat öncesi işlemiş faiz,11.805.93 TL temerrüt faizi, 944,74 TL BSMV ve 203.58 TL masraf olmak üzere toplam 288.234.13 TL alacaklı olduğu, Temerrüt faizi yönünden 7.088,64 TL ve asıl alacak yönünden 902.87 TL fazla talebinin yerinde olmadığı, 257.222.32 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %35.92 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin davalıdan istenebileceği,¸
Davacı banka kredi alacağına ilişkin, davalı kefillerin … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itiraz nedeniyle davacı bankanın davalı kefillerden 01.02.2019 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 257.222,32 TLasıl alacak 18.057.56 TL kat öncesi işlemiş faiz,5.902.97 TL temerrüt faizi,944,74 TL BSMV ve 203.58 TL masraf olmak üzere toplam 282.331.17 TL alacaklı olduğu, Temerrüt faizi yönünden 12.991.60 TL ve asıl alacak yönünden 902.87 TL fazla talebinin yerinde olmadığı, 257.222.32 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %35.92 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’nin davalıdan istenebileceği kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile alınan bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olup, bilirkişi raporlarındaki tespit ve değerlendirmeler yerinde bulunmuş olmakla, davalılar vekilinin ikinci cevap dilekçesinde taraflar arasında imzalanan GKS’de yer alan imza suretlerinin müvekkili kefil … ile …’ye ait olmadığına dair beyanları üzerine dosya üzerinde öncelikle grafoloji bilirkişi … aracılığı ile imza incelemesi yaptırılmış olup, 17/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda, 1. İnceleme konusu genel kredi sözleşmesinde …Tic. Ltd. Şti’ne ve …’ye atfen atılmış imzaların …’nün eli ürünü OLDUĞU, 2. İnceleme konusu genel kredi sözleşmesinde …’ya aifen atılmış imzaların …’nın eli ürünü OLDUĞU tespit edilmiş olduğu, sonrasında dosyanın bankacı bilirkişiye tevdine karar verilmiş olduğu, davacı banka ile davalı asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında, 23.02.2017 tarihinde 750.000.00 TL limitli, Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı kefiller … ve …’de söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarından doğan tüm borçlardan 750.000.00 TL kefalet limiti kapsamında sorumlu oldukları, kefilin sözleşme ile düzenlenen sorumluluğu kapsamında; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin”MÜTESELSİL KEFALET” başlıklı 33. Maddesi,”Bu sözleşmenin altında isim unvan ve adresleri yer alan ve borçtan sorumlu olduğu azami miktarı,kefalet tarihini ve müteselsil kefalet olduğunu el yazısı ile yazarak imza vazetmiş müşterek borçlu müteselsil kefiller müşterinin iş bu sözleşme ve bilcümle ekleri sebebiyle borçlandığı (kefalet dahil)veya borçlanacağı bütün paraları işlemiş ve işleyecek faiz,masraf,anapara,akdi faizler hesaplanacak temerrüt faizi ödemeyi ……….müteselsil kefil sıfatıyla birbirlerinden bağımsız ve kişisel olarak üstlenmektedir…..” hükmünde olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 01.07.2012 tarihinden sonra imzalanması nedeniyle yeni TBK yürürlüğe girdikten sonra anılan yasaya uygun olarak kefillerin sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğu, bu nedenle yasaya bağlı olarak imzalandığı, davalı kefiller sözleşmenin akdedildiği tarihte şirket ortağı oldukları bilirkişi raporunun 2.ekinde yer alan İTO kaydından anlaşıldığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584 üncü maddesine eklenen madde “Ek fıkra : 28.3.2013-6455 S.K. / m.77)Ticaret siciline kayıtlı ticari isletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından isletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz. ” hükmü gereği somut olayda eş rızasının aranmayacaktır. Temerrüt faizinin tespiti kapsamında; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin,”Faiz, Komisyon, Masraf, Vergi, Resim, Harç ve Fonlar”başlıklı 12.2 maddesi, ”Banka bu sözleşme gereğince Müşterinin temerrüde düşmesi halinde,temerrüde düşülen borç için temerrüdün gerçekleştiği tarihte yukarıdaki şekilde hesaplanacak akdi faiz oranın iki katı oranında temerrüt faizi işletir.”hükmünde olduğu, davacı banka takip talebinde Taksitli kredi için % 35,92 oranında temerrüt faizi talebinde bulunduğu, sözleşme şartlarına göre davacı bankanın takibe konu taksitli krediye uygulanan aylık %1.49666 yıllık %17.9599 oranının 2 katı % 35,92 oranında temerrüt faizi talebinin yerinde olduğu, yine temerrüt tarihinin tespiti kapsamında ; dosyamızda mübrez davacı banka tarafından davalı asıl borçlu ve kefillere Beşiktaş 1.Noterliğinin 13.12.2018 tarih 65991 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, davalı asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin 15.12.2018 tarihinde iade tebliğ edildiği, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Kanuni İkametgah ve Tebligat Adresi” başlıklı 62.maddesine istinaden tebliğ edilmiş sayılacağı, yasa ve emsal Yargıtay kararlarına göre, davalı asıl borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmesi karşısında davalı asıl borçlunun temerrüdünün ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda 17.12.2018 tarihi itibarı ile gerçekleştiği, davalı kefillere gönderilen ihtarnamenin iade edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/6616 E. , 2015/16781 K. Sayılı ilamında “…….Temerrüt ihtarı kefile tebliğ edilmedi ise kefilin temerrüdünün, takip tarihinde başladığı kabul edilir.Bu durumda öncelikle , sözleşmelerdeki imzasını inkar eden davalı yönünden imza incelemesi yapılmalı, imza adına ait çıkarsa açıklanan kural çerçevesinde, bütün davalıların takip tarihi itibari ile kefalet sorumlulukları belirlenip, bu konuda alınacak bilirkişi raporuna göre bir karar verilmesi gerekir.Bu yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denildiği, yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/3357 esas 2015/16301 karar 07.12.2015 tarihli ilamında; “….Kefil, takipten önce temerrüde düşürülmemişse hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olur.Temerrüt için hesap kat ihtarının kefile tebliği şarttır. Asıl borçlu yönünden sözleşmede, belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde İİK. 68/b maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanması mümkün değildir…..” denildiği, ayrıca , Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 22/03/2018 tarih ve 2016/17177 E. 2018/1459 K. Sayılı ilamında “……..Öte yandan bilirkişi raporunda davalı kefillere yapılan kat ihtarına ilişkin tebliğin, tebliğ edilmemiş olmasına rağmen, sözleşme şartlarına göre tebliğ edilmiş sayılabileceği gerekçesiyle temerrüdün oluştuğunun kabul edilmesi de doğru görülmemiştir. ………”denildiği, son olarak Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/13110 Esas ve 2012/18922 Karar sayılı ilamında; “……………………Davalı,dava konusu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır. Davalıya gönderilen hesap kat ihtarnamesinin “gösterilen adresten ayrıldığı ve yeni adresinin bilinmediği” gerekçesi ile tebliğ edilemediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. İ.İ.K’nun 4949 sayılı Yasa ile değişik 68/b maddesinin son cümlesi hükmü kredi borçlusu yönünden uygulanabilir ise de kefil bakımından uygulama yeri bulunmamaktadır. Hal böyle olunca somut olay açısından davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği ve bu nedenle takip tarihine kadar işlemiş faiz istenemeyeceği gözetilmeksizin mahkemece somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.”denildiği görülmekle davalı kefillere ihtarnamenin tebellüğ edilmemesi karşısında, Yasa ve emsal Yargıtay kararlarına göre, temerrüdünün 01.02.2019 takip tarihi itibarı ile gerçekleştiği kabul edilmiştir. Kat tarihi itibarı ile davacı banka alacağının tespiti hususunda; Türk Borçlar Kanunu madde 117/2 uyarınca (Eski BK m. 101/II), kesin vadeli işlemlerde borçlunun ihtara lüzum olmaksızın temerrüde düşeceğini öngördüğü, buna göre sözleşmede ifa zamanı olarak tayin edilen günün gelmesi, temerrüt halinin doğumu için yeterli olduğu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 14.2.2015 tarihli bir kararında ” taraflar arasındaki düzenlenmiş olan protokolde borcun ifa edileceği tarih yani ödemenin hangi tarihte yapılacağı açıkça kararlaştırıldığına göre, bu sürenin kesin süre olduğu anlaşılmaktadır. Belirlenen bu günün geçmesiyle, BK.nun 101/2 maddesi gereğince ayrıca ihtara gerek kalmadan borçlu mütemerrit duruma düşer. Borçlar Kanunun 107.maddesinde açıklandığı şekilde, kesin süreli ödemelerde, temerrüd ihtarına gerek yoktur.” denildiği, davacı banka tarafından davalı asıl borçluya 23.02.2017 tarihinde 48 ay vadeli 345.000,00 TL lık taksitli kredi kullandırıldığı bilirkişi raporu 3.ekinde yer alan ödeme planı ve 4.ekinde yer alan hesap ekstresinde görülen 17.taksit için tahsil edilen 241,31TL+12,07 TL faizden mahsup edilmesinin yerinde olduğu, kredinin ilk 16 taksidinin ödendiği 17.taksitten 241,31TL+12,07 TL mahsup edildiği ve kalan anapara tutarına hesap kat tarihine kadar % 35,92 temerrüt faizi oranı üzerinden yapılan hesaplamada 278.642,96 TL olarak tespit edildiği, davalıların temerrüt tarihlerinin farklı olması nedeniyle bilirkişi raporunda ayrı ayrı hesaplama yapılmasının Yargıtay emsal kararları gereği yerinde olduğu, yine Yargıtay görüşleri de nazara alınarak, hesabın kat edildiği tarih itibarıyla alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faizin kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibarıyla asıl alacağı oluşturduğundan 17.12.2018 kat tarihi itibarı ile yukarıda tespiti yapılan 278.642,96 TL anapara tutarına hesap kat tarihinden 17.12.2018 temerrüt tarihine kadar konu kredilere uygulanan %17,96 akdi faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması gerekmekte ise de, davacı banka faize faiz işletilmemesi adına kat tarihi itibarı ile belirlemiş olduğu 281.335,90TL alacak tutarının içindeki 258.125,19 TL nı asıl alacak kabul ettiği ancak yapılan hesaplamada anapara 257.222,32 TL olarak hesaplanması nedeniyle talep doğrultusunda bilirkişi tarafından yapılan hesaplamadaki 257.222,32 asıl alacak kabul edilerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz temerrüt tarihinden takip tarihine kadar temerrüt faizi oranından yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalı asıl borçludan takip tarihi itibarı ile 289.233,60 TL alacaklı olduğu hesaplandığı, davalı kefiller … … yönünden, Yargıtay görüşleride nazara alınarak, hesabın kat edildiği tarih itibarıyla alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faizin kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibarıyla asıl alacağı oluşturduğundan 17.12.2018 kat tarihi itibarı ile yukarıda tespiti yapılan 278.642,96 TL anapara tutarına hesap kat tarihinden 01.02.2019 temerrüt/takip tarihine kadar konu kredilere uygulanan %17,96 akdi faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması gerekmekte ise de, davacı banka faize faiz işletilmemesi adına kat tarihi itibarı ile belirlemiş olduğu 281.335,90 TL alacak tutarının içindeki 258.125,19 TL nı asıl alacak kabul ettiği ancak tarafından yapılan hesaplamada anapara 257.222,32 TL olarak hesaplanması nedeniyle talep doğrultusunda bilirkişi tarafından yapılan hesaplamadaki 257.222,32 asıl alacak kabul edilerek temerrüt/takip tarihine kadar akdi faiz oranından yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalı asıl borçludan takip tarihi itibarı ile 289.247,41 TL alacaklı olduğuna dair yapılan hesaplamanın yerinde olduğu anlaşılmakla; davalılar arasında tahsilde tekerrüre yol açmamak koşulu ile; davalı asıl borçlu …. Ltd. Şti. yönünden davanın kısmen kabulü ile, … 13. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına ilişkin, davalı asıl borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile, işbu davalının 257.222,32- TL asıl alacak, 18.057,56-TL kat öncesi işlemiş faiz, 11.805,93-TL temerrüt faizi, 944,74-TL BSMV ile 203,58-TL masraf olmak üzere toplam 288.234,13-TL alacak yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin (902,87-TL Asıl alacak, 7.088,64- Temerrüt Faizi olmak üzere Toplam) 7.991,51-TL’lik talebinin reddine, davalılar (müteselsil borçlular) …ve … yönünden davanın kısmen kabulü ile, … 13. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına ilişkin, davalı asıl borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile, işbu davalının 257.222,32- TL asıl alacak, 18.057,56-TL kat öncesi işlemiş faiz, 5.902,97-TL temerrüt faizi, 944,74-TL BSMV ile 203,58-TL masraf olmak üzere toplam 282.331,17-TL alacak yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin (902,87-TL Asıl alacak, 12.991,60-TL Temerrüt Faizi olmak üzere Toplam) 13.894,47-TL’lik talebinin reddine, tüm davalılar yönünden; hükmedilen 257.222,32-TL asıl asıl alacağa, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar yıllık % 30,92 oranında temerrüt faizi ve işbu faiz üzerinden % 5 oranında gider vergisi uygulanmasına, itirazın haksız olduğu anlaşılmakla hükmedilen toplam 288.234,13-TL alacağın % 20’si oranında hesaplanan 57.646,82-TL icra inkar tazminatının (Davalı Müteselsil Borçlular …ve … yönünden 56.466,23-TL’sinden sorumlu olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalıların kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
DAVALILAR ARASINDA TAHSİLDE TEKERRÜRE YOL AÇMAMAK KOŞULU İLE;
A-)DAVALI ASIL BORÇLU …ŞTİ. YÖNÜNDEN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile,
1-)… 13. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına ilişkin, davalı asıl borçlu tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, işbu davalının 257.222,32- TL asıl alacak, 18.057,56-TL kat öncesi işlemiş faiz, 11.805,93-TL temerrüt faizi, 944,74-TL BSMV ile 203,58-TL masraf olmak üzere toplam 288.234,13-TL alacak yönünden TAKİBİN DEVAMINA,
2-)Fazlaya ilişkin (902,87-TL Asıl alacak, 7.088,64- Temerrüt Faizi olmak üzere Toplam) 7.991,51-TL’lik talebinin REDDİNE,
B-)DAVALILAR (MÜTESELSİL BORÇLULAR) … ve … YÖNÜNDEN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile,
1-)… 13. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına ilişkin, davalı asıl borçlu tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, işbu davalının 257.222,32- TL asıl alacak, 18.057,56-TL kat öncesi işlemiş faiz, 5.902,97-TL temerrüt faizi, 944,74-TL BSMV ile 203,58-TL masraf olmak üzere toplam 282.331,17-TL alacak yönünden TAKİBİN DEVAMINA,
2-)Fazlaya ilişkin (902,87-TL Asıl alacak, 12.991,60-TL Temerrüt Faizi olmak üzere Toplam) 13.894,47-TL’lik talebinin REDDİNE,
C-)TÜM DAVALILAR YÖNÜNDEN;
1-)Hükmedilen 257.222,32-TL asıl asıl alacağa, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar yıllık % 30,92 oranında temerrüt faizi ve işbu faiz üzerinden % 5 oranında gider vergisi UYGULANMASINA,
2-)İtirazın haksız olduğu anlaşılmakla hükmedilen toplam 288.234,13-TL alacağın % 20’si oranında hesaplanan 57.646,82-TL icra inkar tazminatının (Davalı Müteselsil Borçlular … ve … yönünden 56.466,23-TL’sinden sorumlu olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-)Davalıların kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 19.689,27 TL nispi karar harcından (davalılar … ve … 19.286,04 TL harçtan sorumlu olmak üzere), peşin yatırılan 5.058,80 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 14.630,47 TL harcın (davalılar … ve … 14.227,24 TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 28.626,39 TL nispi vekalet ücretinin (davalılar … ve …’nün 28.213,18 TL vekalet ücretinden sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan toplam 2.400,90 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 2.336,12 TL yargılama gideri, 5.058,80 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı toplamı 7.439,32 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, (Davalılar … ve … 7.331,48 TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.284,38 TL’nin davalılardan (Davalılar … ve … 1.258,08 TL’den sorumlu olmak üzere), 35,62 TL’nin ise davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Dair mahkememiz gerekçeli kararının HMK 345 maddesi gereğince taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek ve istinaf başvuru ve karar harçları ile istinaf gider avansının tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenebilmesi için tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı. 14/01/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 5.058,80 TL
Karar Harcı : 19.689,27 TL
Noksan Harç : 14.630,47 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.527,80 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans :00,00TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 2.100,00 TL
Posta Giderleri : 300,90 TL