Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/254 E. 2020/604 K. 18.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/254 Esas
KARAR NO : 2020/604
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2019
KARAR TARİHİ : 18/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraf şirketler arasında boya ve boya malzemelerinin alım-satımından kaynaklanan ticari ilişki sebebiyle davalının müvekkili şirkete 25.830,34 USD cari hesap borcu bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı borçlu şirket tarafından 31.12.2018 tarihinde takibe geçilen miktar kadar borcu bulunduğunu gösteren mutabakat bildiriminin müvekkili şirkete gönderilmiş olduğunu, arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını, açıklanan nedenlerle; davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından talep edilen miktarın müvekkili şirket ticari defter kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, takipten sonra yıllık %8 USD mevduata bankalarca fiilen uygulanan faiz oranı talebinin iyi niyetli olmadığını, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK 67. maddesinde taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında ticari mal (boya ve boya malzemeleri) alım satım ilişkisi sonrası kesilen faturalardan kaynaklanan fatura alacağın/cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Dava dosyasına celbedilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısının, davalı/takip borçlusu aleyhine 24/01/2019 tarihinde ilamsız yolla ticari alım satım ilişkisi kaynaklanan takip dayanağı cari hesap ekstresinde yer alan asıl alacağına dayalı olarak 25.830,34 USD cari hesap alacağının takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar ve fiili ödeme tarihindeki döviz alış kuru üzerinden devlet bankalarının dolar ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli döviz mevduat hesabına fiilen ödediği en yüksek faiz oranından faiz yürütülmesiyle birlikte takip borçlusu davalıdan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı/borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak asıl alacak ve işlemiş faizi alacağına yönelik itirazın iptali ve takibin devamı bakımından işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan Arabuluculuk Son Tutanağı; 2019/… Arabuluculuk Numarası ile tanzim edilen “Son Oturum Tutanağı”nda; davalı tarafın toplantıya katılmadığı, buna göre toplantının anlaşamama ile sonuçlanmış olduğu görülmektedir.
İhtilaf, davacı takip alacaklısının, davalı takip borçlusundan takip tarihi itibarıyla alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti, icra takip dosyası ve dava dosyası içinde yer alan taraf şirketlerin kaşe ve imzasının bulunduğu 31.12.2018 tarihli Hesap Mutabakatı ve eki cari hesap ekstresinde yazılı borç miktarı kadar davalı yanın davacı yana icra takip tarihi itibarıyla borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; şirket muhasebe ve finans uzmanı … ‘ ndan alınan 16/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, Davacı şirkete ait ticari defterlerden ; davacı şirkete ait ticari defterlerin; açılış ve kapanış noter tasdikinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğu görülmüş olup, davacının ticari defterlerinin usule ve kanuna uygun olarak tutulduğu, sahibi lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf ise; incelemeye katılmamış, ticari defter ve belge ibraz etmemiştir. Bilirkişi incelemesinde; Davacı şirketin incelemeye ibraz etmiş olduğu ticari defter kayıtlarının tetkikinde; Davalı şirket ile olan ticari faaliyetin … no.lu hesap kodu altında takip edilmekte olduğu, davalı şirket adına tanzim edilen faturaların bu hesaba borç kaydedilmiş olduğu, davalı tarafından yapılan ödemelerin bu hesaba alacak kaydedilmiş olduğu, Taraflar arasındaki ticari faaliyetin cari hesap ilişkisi çerçevesinde yürütüldüğü, 24.01.2019 takip tarihi itibariyle davalı şirket cari hesabının 25.830,34 USD Borçlu durumda olduğu tespit edildiği, buna göre; davacı şirket kendi ticari defterlerinde, takip tarihi itibarıyla davalı şirketten takip tarihi itibariyle 25.830,34 USD alacaklı durumda olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Taraf şirketler arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, Taraf şirketlere ait 2014-2015-2016-2017-2018-2019-2020 yılları BA-BS Formlarının incelenmesi neticesinde: davacı şirket tarafından tanzim edilen 2014-2015-2016-2017 yıllarına ait satış faturalarının davalı şirket kabulünde olduğu, davacı şirket tarafından ilgili dönemlerde BS Formları ile Vergi Dairesine beyan edilmiş olduğu ve davalı şirket tarafından ilgili dönemlerde BA Formları ile Vergi Dairesine beyan edilmiş olduğu tespit edilmiş olup, buna göre: söz konusu faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dosyada mübrez, davacı şirket tarafından tanzim edilen muhatabı davalı şirket olan faturaların mevcut olduğu ve faturalara dayanak sevk irsaliyelerinin üzerinde teslim alındığına ilişkin kaşe ve imzaların mevcut olduğu görülmekte olup, söz konusu faturalara karşı davalı tarafından yapılan herhangi bir itiraza dosya kapsamında rastlanılmadığı, dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan ve davalıya mutabakat belgesinin tebliği ile belge altındaki imza ve belge içeriği ile ilgili gerekli ihtaratlı isticvap davetiyesi gönderilmek suretiyle beyanda bulunmak üzere verilen kesin süre içinde beyanda bulunulmadığı anlaşılan Mutabakat Bildirimi kapsamında; taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde 31.12.2018 tarihi itibarıyla davalı şirketin davacıya 25.830,34 USD borçlu durumda olduğunun, davalı … A.Ş. kaşe ve imzası ile onaylanmış olduğu sabit olmakla, Vergi Dairelerinden gelen taraf şirketlere ait BA-BS Formları incenlenmesinde;
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 13.03.2020 tarihli yazısı ekinde gönderilen, davacı şirkete ait 2014-2015-2016-2017-2018-2019-2020 yılları BA-BS Formlarından davalı şirket ile gerçekleşen ticari faaliyete ilişkin davacı şirket tarafından;
2014 yılı BS Formunda 5 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 90.960.00 TL tutarının hevan edilmiş olduğu. 2015 yılı BS Formunda 3 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 15.249.00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu, 2016 yılı BS Formunda 8 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 173.626.00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu, 2017 yılı BS Formunda 3 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 48.498.00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu, 2018-2019-2020 yıllan BS Formunda davalı şirket adına herhangi bir bildirime rastlanılmadığı görülmektedir.
Yine; … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 16.03.2020 tarihli yazısı ekinde gönderilen, davalı şirkete ait 2014-2015-2016-2017-2018-2019-2020 villan BA-BS Formlarından davacı şirket ile gerçekleşen ticari faaliyete ilişkin davalı şirket tarafından; 2014 yılı BA Formunda 5 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 90.960.00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu. 2015 yılı BA Formunda 3 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 15.249.00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu. 2016 yılı BA Formunda 8 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 173.626.00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu, 2017 yılı BA Formunda 3 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 48.498.00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu, 2018-2019-2020 yılları BA Formunda davacı şirket adına herhangi bir bildirime rastlanılmadığı görülmektedir.
Taraflar arasındaki ticari faaliyet çerçevesinde mutabakat sağlanmış olduğu, davalı şirket tarafından BA Formları ile vergi dairesine beyanda bulunulmuş olduğu, davacı şirket tarafından tanzim edilen ve BS Formları ile vergi dairesine bildirilmiş olan faturaların davalı şirketin kabulünde olduğu ve davalı ticari defter kayıtlarına işlenmiş olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmış, süresinde kendi ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunmuştur. Davalı tarafa ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için inceleme gününde hazır etmeleri hususunda tebligat yapılmasına rağmen ise ticari defterleri bilirkişi incelemesine ibraz etmemiştir. Takibe ve davaya konu cari hesap ekstresinde yer alan faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Bu nedenle, mahkememizce takip ve dava konusu cari hesap ekstresinde yer alan fatura alacağın varlığına ilişkin davalının bağlı olduğu vergi dairesinden fatura dönemine ait mal ve hizmet alımına ilişkin BA formlarının getirtilerek takibe konu faturaların içeriğini oluşturan mal ya da hizmetin, borçlu olduğu öne sürülen davalıya verilip verilmediği net bir biçimde belirlenmesi gerekmiştir.
HMK 221. maddesinde aynen “Mahkeme, üçüncü kişi veya kurumun elinde bulunan bir belgenin taraflarca ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu olduğuna karar verirse, bu belgenin ibrazını emreder” hükmüne yer verilmiştir. HMK. 221 maddesinde açıklanan “taraflarca ileri sürülen bir hususun ispatı için, getirtilmesi zorunlu olan üçüncü kişi elindeki belge” mahiyetinde görülmesi gerektiği, kaldı ki, davacının gerek dava dilekçesinde ve gerekse delil listesinde açıkça “tarafların ticari defter ve kayıtlara” , “faturalara” ve “hesap mutabakatına” dayandığı görülmekle, adı geçen (BA) formunun da delil olarak dayanılan faturanın vergi dairesine bildirimine ilişkin “dayanak belge” kapsamında mütalaa edilmesi gerektiği, bu belgenin vergi dairesinden getirtilmesinden sonra, davalının davaya ve takibe konu cari hesap ektresindeki faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği tespit edilmiştir. Yine, dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan ve davalıya mutabakat belgesinin tebliği ile belge altındaki imza ve belge içeriği ile ilgili gerekli ihtaratlı isticvap davetiyesi gönderilmek suretiyle beyanda bulunmak üzere verilen kesin süre içinde beyanda bulunulmadığı anlaşılan Mutabakat Bildirimi kapsamında; beyanda bulunulmadığı bu nedenle isticvaba konu belgedeki imzayı ve belge içeriğinin davalı tarafından kabul edilmiş olduğu ve mutabakatla uygun şekilde davalı tarafından vergi dairesine bildiriminin yapıldığı görülmekle davalı yanın savunmaları yerinde görülmesi mümkün olmamıştır.
Davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu, taraflar arasındaki ticari faaliyetin cari hesap ilişkisi çerçevesinde yürütüldüğü, davacı şirket tarafından USD döviz cinsi olarak tanzim edden faturaların ve faturalara konu ürünlerin davalı şirkete teslim edilmiş olduğu, söz konusu faturalara karşı davalı tarafından yapdan herhangi bir itiraza dosya kapsamında rastlanılmadığı, incelenen 2014-2015-2016-2017 yıllarına ait BA-BS Formlarında taraf şirketlerin fatura kayıtlarında mutabık olduğu ve faturalara ilişkin taraf şirketlerce vergi dairesine bildirimde bulunulmuş olduğu, dosyaya sunulan Mutabakat Bildirimine göre; 31.12.2018 tarihi itibariyle davalı şirketin davacıya 25.830,34 USD Borçlu durumda olduğunun, davalı … A.Ş. kaşe ve imzası ile onaylanmış olduğu, dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan ve davalıya mutabakat belgesinin tebliği ile belge altındaki imza ve belge içeriği ile ilgili gerekli ihtaratlı isticvap davetiyesi gönderilmek suretiyle beyanda bulunmak üzere verilen kesin süre içinde beyanda bulunulmadığı anlaşılan Mutabakat Bildirimi kapsamında; beyanda bulunulmadığı bu nedenle isticvaba konu belgedeki imzayı ve belge içeriğinin davalı tarafından kabul edilmiş olduğu ve mutabakatla uygun şekilde davalı tarafından vergi dairesine bildiriminin yapıldığı; takip ve dava konusu cari hesap bakiyesi 25.830,34 USD tutarının davalı şirkete bildirilmesi sonrasında, davalı şirketin söz konusu bakiyeyi onaylanmış olduğu, davalı şirket tarafından onaylanmış olan Hesap Mutabakatı ve davalı şirkete ait yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen BA formlarında davacı tarafından tanzim edilen faturalarına ilişkin vergi dairesine beyan edilmiş olduğu tespit edilmiş olduğundan, davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğunun anlaşıldığı, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalıdan; 25.830,34-USD asıl alacak tutarını talep etmesinin yerinde olduğundan; davacı vekilinin takibe konu asıl alacağına yönelik itirazın iptali isteminde bulunduğu anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı ile alınan bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olup, bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler yukarıda izah edilen gerekçe ve açıklamalar ile mahkememizce yerinde bulunduğundan, davacı alacağın varlığı sabit görüldüğünden davalı yanın aksi yöndeki beyanlarına itibar edilmesi mümkün görülmemiş olup, davacının davasının kabulü ile, davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına konu itirazının, 25.830,34-USD bakımından iptali ile, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar ve fiili ödeme tarihindeki döviz alış kuru üzerinden devlet bankalarının dolar ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli döviz mevduat hesabına fiilen ödediği en yüksek faiz oranından faiz işletilmek suretiyle takibin bu miktar bakımdan devamına, İİK m.67/2 kapsamında itirazın haksız olduğu anlaşılmakla( 25.830,34-USD nin takip tarihindeki TL karşılığı olan 137.719,62-TL’nin) %20 si oranındaki 27.543,92-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)…. İcra Müd.2019/… Esas sayılı dosyasından davalının yapmış olduğu itirazın 25.830,34 USD asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar bakımından devamına,
3-)Hüküm altına alınan 25.830,34 USD alacağa takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar fiili ödeme tarihindeki döviz alış kuru üzerinden devlet bankalarının dolar ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli döviz mevduat hesabına fiilen ödediği en yüksek faiz oranından faiz yürütülmesine,
4-)Hüküm altına alınan 25.830,34 USD asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığı olan 137.719,62 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 27.543,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB Efektif Satış Döviz Kuru Türk Lirası Karşılığı üzerinden hesaplanan 10.606,76 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 1.663,31 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 8.943,45 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 18.701,02 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.120,50 TL yargılama gideri ile 1.663,31 TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı toplamı 2.828,21 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.663,31 TL
Karar Harcı : 10.606,76 TL
Noksan Harç : 8.943,45 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.200,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.000,00 TL
Posta Giderleri : 120,50 TL