Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/241 E. 2022/856 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/241 Esas
KARAR NO :2022/856

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/09/2016
KARAR TARİHİ:21/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait olan ve davalı şirket aracılığı ile gönderilen bir adet … 400 19, 5 Nontouch ürünün karşı tarafa ulaştırılamayarak kaybedildiğini, yazılan dilekçelere ve ihtarnameye davalı şirket tarafından cevap verilmediğini, davalı şirketin tümerrüde düştüğünü, bu nedenlerle KDV hariç 1.647,45 TL değerindeki ürünün güncellenerek bedelinin reeskont faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti: davacının işbu davadaki taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı dolayısıyla davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğunu, işbu davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, mezkur taşımaya ilişkin olarak müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin kargoyu sözleşmeye uygun olarak taşıdığını ve teslim ettiğini, davacının müvekkili şirketten talep hakkı bulunmadığını, kargo otomasyon çıktısı ve kargo hareket takip formundan anlaşılacağı üzere taşınan kargonun içeriğinin salt malzeme olarak beyan edildiğini, bu sebeple içeriği dahi bilinmeyen, ispata muhtaç bir gönderiye ilişkin fahiş miktarda tazminat talebinin kabulünün mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle tazminata hükmedilebilmesi için zararın meydana gelmesinde taşıyıcının kast ve pervasız davranış kusuru varlığının da ispat edilmesi gerektiğini, işbu taşımada müvekkili şirketin kusurlu olduğu kabul edilse dahi, ağır kusur ve hile durumu mevcut olmadığını belirterek ; haksız davanın külliyen reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-SGK’dan celbedilen kayıtlar.
2-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası davalı ile imzalanan taşıma sözleşmesinden doğan edimin davalı tarafından gereği gibi ifa edilmediği iddiasına dayanan tazminat davasıdır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, dava dışı şirkete teslim edilmek üzere taşıma işi ile iştigal eden davalıya teslim edilen ürünün muhatabına teslim edilmediğini ileri sürmüş ve bu durumdan davalının sorumlu olduğundan bahisle ürün bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce davanın niteliği gereği öncelikle tarafların kusurlu olup olmadıklarının tespiti, tespit edilecek kusur ve sorumluluk durumuna göre taşıma sözleşmesine konu ürünün bedeline ilişkin davalının sorumlu olduğu miktarın tespiti Mahkeme hakiminin uzmanlık alanı dışında olduğundan bu konuda bilirkişi incelemesi yapılması gerekli görülmüştür.
Davacı tarafa,29.04.2022 tarihli celsenin 5 nolu ara kararı ile bilirkişi ücretini Mahkemem,z veznesine yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilip bilirkişi delil avansının yatırılmamasının sonuçları usulüne uygun olarak hatırlatılıp bu durum duruşma tutanağına geçirilmesine rağmen, davacı taraf bilirkişi ücretini Mahkememiz veznesine yatırmadığı gibi, davacı vekili 30.04.2022 tarihli dilekçesi ile de, bilirkişi ücretini yatırmayacaklarını beyan etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun delil ikamesi için avans başlıklı 324. maddesinde; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” hükmü getirilmiştir.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
Bir davanın açılmasıyla başlayan yargılama faaliyetinde, karara ulaşmak bakımından, mahkeme ve taraflarca yapılması gereken belirli işlemler bulunmakta olup, her işlemin belli bir zaman aralığında yapılması gerekmektedir. Usul hükümleri ile normatif bir değer kazanan bu zaman aralıklarına süre denilmektedir. Böylece usul işlemlerinin yapılması zamansal olarak tarafların ya da mahkemenin arzularına, inisiyatifine bırakılmamış olmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan sürelerin önemli bir kısmı, taraflar için konulmuş sürelerdir. Tarafların, bu süreler içinde belli işlemleri yapmaları gerekir. Bu süre içinde yapılamayan işlemler, tekrar yapılamaz ve süreyi kaçıran taraf aleyhine sonuç doğurur. Taraflar için konulmuş süreler ikiye ayrılır: Birincisi, kanun tarafından öngörülmüş (cevap süresi, temyiz süresi gibi) süreler olup, bu süreler kesindir ve bir işlemin kanuni süresi içinde yapılıp yapılmadığı, mahkemece re’sen gözetilir. İkincisi ise, hakimin tespit ettiği sürelerdir ve kural olarak bu süre kesin değildir. Kural bu olmakla birlikte HMK’nın 94. maddesi gereği hakim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. (Kuru, Baki/ Arslan Ramazan/ Yılmaz, Ejder, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 6100 sayılı HMK’ya Göre Yeniden Yazılmış 22. Baskı, Ankara 2011, s.749)
Kesin süreye ilişkin ara karar hem hakimi hem tarafları bağlanmakla birlikte kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin, bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesi olanaklı değildir. Ancak böyle bir durumda kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için buna ilişkin ara kararın, yasaya ve içtihatlara uygun şekilde hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık, yorumu zorunlu kılmayacak, yanlış anlamayı önleyecek, ilgili tarafından kolaylıkla anlaşılacak derecede açık, sade ve sınırlı olması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerekmektedir. ( Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 5, Altıncı Baskı, İstanbul- 2001, s. 5438 vd.)
Somut olayda, davanın ispatı için davacı tarafından bilirkişi deliline dayanılmasına rağmen, Mahkememizce verilen kesin süre içince bilirkişi delil avansının yatırılmaması ve davacı vekilinin bu ücretin yatırılmayacağını beyan etmesi karşısında, tüm dosya kapsamına göre davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
Davacının davasının REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 51,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, ,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 1.674,45 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,

Dair, davalı vekillerinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda MİKTAR OLARAK KESİN OLMAK ÜZERE verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/10/2022

Katip …
✍ e-imza

Hakim …
✍ e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 29,20 TL
Karar Harcı : 80,70 TL
Noksan Harç : 51,50 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 465,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Posta Giderleri : 290,00 TL