Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/220 E. 2019/416 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/220 Esas
KARAR NO : 2019/416

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında başlangıç tarihli 5 yılı süreli acentelik sözleşmesi akdettiklerini, davacı … Dinlerden 50.000.00 TL tutarlı bir teminat talep edildiğini, iş bu teminat … tarafından 1. Derecede olmak üzere ipotek tesis edildiğini, Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin süresinin 09.04.2015 sona erdiğini, ancak sözleşmenin süresinden sonra davalı tarafından müvekkilinin 50,000.00 TL tutarında borçlu bulunduklarını iş bu borcun 3 gün içinde ödenmesini aksi takdirde yasal işlemlere başlanacağına ilişkin ihtarnamenin gönderildiğini, Davalının acentelik ilişkisinden kaynaklanan nede davacılar aleyhine borç doğurucu başka bir işlemden kaynaklanan her hangi bir alacağının bulunmadığını, İpotek taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 50,000.00 TL asıl alacak için değil tamamen acentelik sözleşmesinin teminatı amacı ile verildiğini, Davacı …’in her hangi bir borcunun bulunmaması nedeni ile tapu sicilindeki ipotek tescili yolsuz hale geldiğini, bu nedenle yolsuz tescilin terkini davası açmak durumunda kaldıklarını, Müvekkilinin acentelik faaliyetleri ile Sürat Kargonun rekabet piyasasında önde yer almasına yol açtığından TTK. 122/1 gereği kendisine şimdilik 5,000,00 TL denkleştirme tazminatı ödemesi gerektiğini, davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini, yolsuz ipoteğin fekkini, davalı tarafından açılacak icra takibinin durdurulması, takip açılmış ise de satış bedelinin davalıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile acentelik sözleşmesinin haklı sebeple fesih edildiğini, davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Mahkememizin 13/12/2017 tarihli 2015/748 Esas ve 2017/1078 Karar sayılı; “Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Hernekadar davacı taraf özetle, davacı … ile davalı arasında düzenlenen Acentelik Sözleşmesinden dolayı davalı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, ipoteğin Asıl Alacak için değil Acentelik Sözleşmesinin Teminatı için verildiğini, davacı tarafın borcunun bulunmadığının tespitine, ipoteğin fekkine ve davacı tarafın davalı tarafın portföyünü genişletmesi ve kazancını arttırması nedeniyle Denkleştirme tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş ise de; Davacı taraf ile davalı taraf arasında ki ihtilaf konusunun sözleşmesel dayanağının Davacı … ile davalı arasında düzenlenmiş bulunan 09/04/2010 Tarihli Acentelik Sözleşmesi ve Acentelik Sözleşmesinin Ek protokolü olduğu, davacı …’ in de Sözleşme uyarınca davalı tarafın Acentelik Sözleşmesinden kaynaklanan alacakların teminatı olmak üzere taşınmazının üzerine ipotek tesis ettirdiği görülmüştür. Gebze Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan Talimat uyarınca Davacı tarafın Ticari defterlerinde Mali Müşavir Bilirkişi vasıtası ile yapılan inceleme neticesinde düzenlenen rapor ile belirlendiği üzere davacı tarafın Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olmasına rağmen Tarafların alacak ve borç miktarı yönünden bir yılın kapanışında ki miktar ile diğer yılın açılışında ki miktarın birbirini tutmadığı,2014 yılına ait ticari defterlerde birden fazla kapanış maddesine rastlanıldığı davalı şirketin isminin yer almadığı, açılış ve kapanış kayıtlarının her dönem yönünden silsile olarak devam etmediği, bu haliyle taraflar arasında ki alacak borç ilişkisinin tespit edilmediği anlaşılmakla davacı tarafın Ticari defterleri davacının lehine delil olarak değerlendirilememiştir. Dosya Kapsamında toplanan Deliller ve Mahkememizce dosyanın Tevdi edildiği Bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere ; Taraflar arasında düzenlenen 09.04.2010 tarihli … Hizmetleri Acentelik Sözleşmesinin 2.md. … Kargo Taşımacı Firması Acenteyi karayolu ile şehirler arası eşya taşımacılığı konusunda acente olarak tayin ettiği, Sözleşmenin 5.md … kargo taşımacı firma Acenteye acentelik hizmetleri karşılığında Acente nin cirosu üzerinden %32 dağıtım üzerinden ise %12 hak ediş hesaplaması yaparak ödeneceği karşılıklı taahhüt altına alındığı, Taraflar arasındaki çıkacak çekişmelerde ek protokol sözleşmesinin 52 md. … kargonun defter ve kayıtlarının geçerli kesin delil olacağı karşılıklı taahhüt altına alındığı görülmüştür. Sözleşmenin teminatı olarak …’e ait taşınmaz Davalı … kargo adına ve lehine ipotek tesis edilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırı olarak davacının şekerpınar acentesine ait …-…-…- …- …-…-…- …-… nolu faturaların tahsilatlarının üzerine çekildiği, … Firmasının carisinde 3.000.00 TL tutarında sanal çek tahsilatının yapıldığı, … carîsinden 30.000.00 TL tutarında sanal çek tahsilatının girildiği, bu nedenlerle Davalı tarafın 14/05/2014 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca davacı tarafın acentelik sözleşmesinin feshine ilişkin kararın … 21 noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı fesih ihbarı davacı yana tebliğ edildiği bu haliyle davalı tarafın davacının sözleşmeye aykırılığı nedeniyle Feshinin haklı olduğu görülmüştür. Taraflar arasında düzenlenen 25.10.2014 tarihli devir teslim tutanağında davacının 25.567,81 TL tutarında kasa açığının tespit edildiğini, bu tutanağın davacı ile birlikte imza altına alındığı her hangi bir itirazı kayıt düşülmediği görülmüştür. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında dosyadaki mübrez bulunan ve tarafların karşılıklı imza altına alınmış tutanaklarda görüldüğü üzere davacının borcunun bulunmadığı yönündeki beyanlarını tevsik edecek belgelere rastlanmadığı, tarafların birlikte imza altına alınmış tutanaklarda da görüldüğü üzere davacı yanının itirazı kayıt düşmeden tüm tutanakları imzalayarak davalının bakiye alacağını ve kasadaki açıklarını teyit eder nitelikte bulunması nedeni ile davacının davalı nezdindeki bakiye borcunun 133,231.86 TL olduğu tespit edilmiş olmakla davacı tarafın Borçlu olmadığına yönelik Menfi tespit davası ve davalının alacağının teminatı olan İpoteğin fekki talebine konu davasının reddine karar verilmiştir. Hernekadar davacı taraf denkleştirme tazminat talebinde bulunmuş ise de; davacının denkleştirme tazminat isteminin yasal dayanağının 6102 Sayılı Kanunun 122.md olduğu, İncelenen Ticari defterler kapsamında davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının tespit edilmesi mümkün olmamakla birlikte yukarıda belirtildiği üzere davalı tarafın Acentelik Sözleşmesi fesh etmesinin acentenin kusuru sebebiyle haklı sebebe dayandığı bu haliyle davacı tarafın 6102 Sayılı Kanunun 122.md/3f uyarınca denkleştirme tazminat talebinde bulunmayacağı anlaşılmakla talebinin Reddine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile “davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti, ipoteğin fekki ve Denkleştirme Tazminat davalarının reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı tarafından İstinaf yargı yoluna başvurulması neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 08/03/2019 tarihli 2018/1069 Esas ve 2019/340 Karar sayılı kararı ile; “Dava, sigorta acentelik sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki ve denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı … ile davalı arasında 09/04/2010 tarihli, 5 yıl süreli acentelik sözleşmesi ve bu sözleşmesinin ek protokolünün düzenlendiği, diğer davacı …’ in de sözleşme uyarınca, davacı … ile davalı arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacakların teminatı olmak üzere taşınmazı üzerinde davalı lehine ipotek tesis ettirdiği sabittir.
Dava konusu ipotek akit senedinde, davacı …’e ait … İli, … İlçesi, … mahallesinde 1279 ada, 185 parselde kain üzerinde 2 blok halinde 5 katlı 20 daireli kargir apartman vasıflı taşınmaz üzerinde, davacı …’in davalı … ..AŞ’den almış olduğu acentelik teminatı olarak 1. derecede 50.000 TL bedelle ipotek tesis edilmiş olduğu görülmüştür.
İpotek taşınmaz üzerinde bir hak doğurduğundan bu hakkın ortadan kaldırılmasını amaçlayan ipoteğin fekki davasının HMK.nın 12.maddesinde düzenlenmiş bulunan kesin yetki kuralına göre, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen gözetilmelidir. Bu durumda ipoteğin fekki talebi yönünden dava tefrik edilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemiş olması isabetsizdir.
Bu nedenle, davacıların öteki istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca istinafa konu kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir. ” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın ipoteğin fekki istemi yönünden tefrik edilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydı yapılıp, yetkisizlik kararı verilerek, görevli ve yetkili Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere gerekli işlemlerin tamamlanmasına karar verilerek dosyanın mahkememize iade edildiği görülmektedir.
Dosyanın mahkememize gönderilmesinden sonra 2019/185 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt görmesinden sonra yürütülen yargılama neticesinde bu dosya üzerinden tensiben verilen 22/04/2019 tarih ve 4 nolu ara kararı ile İstinaf kararı doğrultusunda ipoteğin fekki talebi yönündeki davanın tefrikine karar verilmiş ve tefrik edilen dosya mahkememizin 2019/220 Esas sayılı dosyasına kayıt görmüştür.
Mahkememizce İstinaf kararı doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde tefriken kayıt gören ipoteğin fekki talepli dava konusunda 6100 sayılı HMK’nın m.12 gereği ipotekle yüklü taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili mahkeme olduğundan işbu dava bakımından Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olması nedeniyle yetki dava şartı yokluğundan davanın reddi ile kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 08/03/2019 tarih 2018/1069 Esas – 2019/340 Karar sayılı kararı gereği tefrik edilen davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın YETKİLİ VE GÖREVLİ KOCAELİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2. maddesi uyarınca harç, masraf ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece nazara ALINMASINA,
Gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı karar verildi. 26/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır