Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/214 E. 2022/352 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/214 Esas
KARAR NO : 2022/352

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 08/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …, … Sokak istikametinden … istikametine doğru karşıdan karşıya okul geçidinden geçmeye çalışır iken … Caddesinden …istikameti yönünde hareket eden … plaka sayılı ticari araç sürücüsü …’ın hatalı olarak çarpması nedeniyle kaza geçirdiğini, olay yerinde tutulan polis tutanakları ile davalı …’ın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin çenesinde derin kesikler, kolunun ve bacağının birden fazla bölgesinde kırıklar ve vücudunun muhtelif yerlerinde yaralanmalar meydana geldiğini, müvekkilinin yaralarının ve kırıklarının tedavisi için çeşitli cerrahi operasyonlar yapıldığı, koluna ve bacağına platin takılmış ve tedavi süreci henüz neticelenmediğini, ayrıca meydana gelen kaza neticesinde müvekkilin kolundaki ve bacağındaki kırıklar sebebiyle iş gücü kaybı meydana gelmiş, tedavi süresince de çalışamamış ve hala da çalışamadığını, davalı …’a ait kazaya karışan … plakalı ticari aracın ZMMS’si diğer davalı …. Tarafından … nolu poliçe ile yapıldığını, zararların tazmini için davalı … şirketine 01/02/2019 tarihli ekli dilekçe ile müracaat yapılmış ancak tarafımıza herhangi bir cevap verilmediğini, müvekkili …’ın henüz 20 yaşında ve polis akademisine giriş için hazırlık yapan genç birisi olduğunu, kaza nedeni ile polis akademisine giriş için yeterli çalışma yapamamış ve çalıştığı işten de ayrılmak zorunda kaldığını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 21/12/2018 tarihli kaza nedeniyle şimdilik kazada %100 kusurlu davalı araç sürücüsü … ve davalı araç sahibi …’dan 200.000,00 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsil olarak kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin uğradığı maddi zararlardan, tedavi gördüğü süre boyunca çalışamadığı dönem uğradığı kazanç kaybı için 1.000,00 TL, hayatta kazanma gücünün yitirilmesi veya azalması sebebiyle uğradığı ve uğrayacağı zararlar için 1.000,00 TL, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı ve uğrayacağı zararlar için 400,00 TL, tedavi giderleri için yaptığı harcamalar sebebiyle 400,00 TL, bakıcı ve bakım giderleri nedeniyle 200,00 TL olmak üzere HMK 107.maddesi gereği belirsiz alacak davası kapsamında şimdilik 3.000,00 TL’sinin kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davaya konu olaya karşına … plakalı aracın ticari plakasına ve araç kaydına tedbir konulmasına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı …. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmamış olup, dava şartı noksanlığı nedeniyle dava usulden reddinin gerektiğini, ön inceleme safhasına geçmeden önce dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, … plakalı raç, müvekkili şirket nezdinde … nolu 04/11/2018-04/11/2019 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, yaralanma ve ölümlerde poliçe kişi başına azami tazminatının 360.000,00 TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının var ise kusur oranı adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesince belirlenmesi gerektiğini, davacının sürekli işgöremezlik tazminatı talebi ile ilgili iddia edildiği gibi malul kaldığı sabit olmadığını ve ayrıca tespite muhtaç olduğunu, maluliyet varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun adli tıp kurumu 3. İhtisas dairesi tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, davacının malul olup olmadığı adli tıp kurumu tarafından tespit edildikten sonra sürekli maluliyet tazminat miktarı aktüerler siciline kayıtlı aktüer sıfatını haiz bilirkişi tarafından trafik sigortası genel şartlarına göre hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi ve bakıcı giderleri trafik sigortası genel şartları ve karayolları trafik kanunu gereği trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olup SGK tarafından ödenmesi gerektiğini, davacı yan ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan gelir kaybını talep etmekte olduğunu, talep edilen gelir kaybı gerçek zarar dışında uğranılan dolaylı bir zarar olması sebebiyle poliçe teminatına dahil olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin söz konusu talepten dolayı sorumluluğu bulunmadığını, nitekim sigorta zenginleşme aracı olmadığını, trafik sigorta poliçesi ile ancak gerçek zararın tazmininin amaçlandığını, davacı tarafın var olduğunu iddia ettiği maluliyet sebebiyle SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığı / kendisine maaş bağlanıp bağlanmadığının belirlenmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirket nezdinde usulüne uygun müracaatı olmayıp temerrüde düşürülme olgusu gerçeleşmediğini, bu nedenle davacının kaza tarihinden itibaren faiz talep etmesi yasal mesnetten yoksun olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasının, sürücü müvekkili … 21/12/2018 tarihinde sabahın erken saatlerinde müvekkili … adına kayıtlı olan … plakalı ticari araç ile yolcusunu … Mahallesi … caddesinden … istikametine götürmekte iken yeni yapılan tren istasyonu hizasına geldiğinde davacı …, havanın henüz karanlık olduğu sırada olay yerinin yaklaşık yirmi metre ilerisinde yaya geçidi bulunmasına rağmen geçidi kullanmaksızın karşıya geçmek için aniden yola çıkmış havanın henüz karanlık olması nedeniyle yola aniden çıkan davacıyı güçlükle fark eden sürücü müvekkili derhal frene basarak yayaya çarpmamak için elinden geleni yapmış ise de sabah saatlerinde oluşan çiğ nedeniyle yerlerin ıslak ve kaygan olmasının da etkisiyle ne yazık ki kazaya engel olamadığını, bunun üzerine olay yerinde kimsenin bulunmaması nedeniyle müvekkilinin ambulans çağırdıktan hemen sonra kardeşini arayarak gelip aracın başında beklemesini istemiş ve davacıyı ambulansla hastaneye götürdüğünü, görevli memurlar ise olay yerine müvekkili, davacı ile birlikte hastaneye gittikten sonra gelmiş ve trafik kazası tespit tutanağını müvekkilinin gıyabında düzenlendiğini, olayın sonrasında tutulan kaza tespit tutanağı gerçek dışı tespitler içermekte olduğunu, nitekim ilgili tutunakta müvekkilin imzası da bulunmadığını, bir an için aksi düşünülse dahi davacının iddia ettiği gibi ilgili tutanakta müvekkil …’ın %100 kusurlu olduğu yönünde bir tespit tutanakta yer almamak olduğunu ve buna ek olarak ilgili tutunaktan davacının da kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun anlaşıldığını, olay yerinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, sürücü müvekkil … bakımından haksız fiil sorumluluğunun şartları gerçekleşmediğini, müvekkili …’ın vuku bulan kazadan sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, davacı öncelikle yaşanan kaza nedeniyle tedavi giderleri, bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı talep ettiğini ancak Karayolları Trafik Kanunu m.98 uyarınca kaza nedeniyle ortaya çıkan işbu giderler SGK tarafından karşılandığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, 21/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, davalı tarafların tazminat ödeme sorumluluğunun bulunup bulunmadığı sürekli ve geçici işgörmezlik oranın ne kadar olduğu, tazminat talep edilip edilemeyeceği ve miktarının ne kadar olduğu, kazada tarafların kusur oranlarının davacının malul kalıp kalmadığı veya geçici iş göremezliğinin olup olmadığı varsa bu zarar nedeniyle davalılardan istenebilir alacağının olup olmadığı ve miktarının ne olduğu, maddi ve sigorta şirketi hariç diğer davalılardan manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı, tazminat taleplerine ilişkin faizin başlangıç tarihinin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işletilmesi ve faizin türü talebinin yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Deliller toplanmış, taraflarca ibraz edilen deliller ile toplanılması talep edilen deliller celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizce dosyamız tümü ile davacının vaki kazada tazminata esas kusur oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek; olayın, 21.12.2018 günü saat 07.15 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile … Caddesi üzerinde seyir halindeyken olay mahalli kavşağa geldiğinde, idaresindeki otomobilin ön kısımlarıyla; seyir istikametine göre sol tarafından kavşak başında bulunan okul geçidi mahallinden karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı yaya …’a çarpması sonucu dava konusu olay meydana geldiği, trafik kazası tespit tutanağında; olay mahallinde yol 6 m genişliğinde, iki yönlü, okul geçidi var, zemin asfalt-kuru, üç yönlü (Y) kavşak var, vakit gece, aydınlatma var, hava açık, mahal meskun, olay mahalli azami hız limiti 30 km/h olduğu, Trafik kazası tespit tutanağında; kaza mahallinde “okul geçidi” levhasının olduğu belirtildiği, tüm dosya kapsamı; mahkemeniz dosyası ve ekli gönderilen belgeleri, dava ve cevap dilekçesi, kaza tespit tutanağı incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup; olay mahalli özellikleri, olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında aşağıdaki şekilde rapor tanzim etme cihetine gidildiği, mevcut verilerle; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri esnasında yola gereken dikkatini verip görüş alanını kontrol altında bulundurması, mahal şartlarını da dikkate alarak hızını her an tedbir alabileceği uygun seviyeye düşürmesi, ilk geçiş hakkını kavşak mahallindeki okul geçidinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı yayaya vermesi, seyir istikametine göre sol taraftan kavşak mahallindeki okul geçidinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı yayaya karşı zamanında ikazla birlikte gerekli-yeterli tedbire başvurması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, bu yayaya önlemsizce çarptığı olayda asli kusurlu olduğu, davacı yaya …, kavşak mahallinde bulunan okul geçidinden karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı esnada sağ tarafından gelmekte olan davalı sürücü idaresindeki otomobilin sadmesine maruz kaldığı olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı, sonuç olarak, olayda; davalı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın kusursuz olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Taraf vekillerinin kusur raporuna karşı itirazları üzerine mahkememiz dosyası kül halinde Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’ne gönderilerek alınan 19/08/2021 tarih ve … karar sayılı ek raporunda; kök raporda herhangi bir değişikliğe yer olmadığından Davalı sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın kusursuz olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyamız tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek; ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan, davacının kazadaki yaralanması ile sonraki tarihli muayene sonuçları değerlendirilmek suretiyle, 18/03/2020 karar tarihi ve 4243 karar sayılı adli tıp raporunda mevcut belgelere göre; İlhami ve Penbe kızı 1999 doğumlu …’ın 21.12.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göreTablo 1.1’e göre Kategori II, özür oranı %8, Tablo 3.10’a göre Hafif, özür oranı %4, Balthazaard formülüne göre tüm vücut özür oranı %12 olarak tespit edildiğine göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının %12 (yüzdeoniki) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin maluliyet raporuna karşı itirazları üzerine mahkememiz dosyası kül halinde Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’ne gönderilerek alınan 17/08/2020 tarih ve 10681 karar sayılı raporunda; Mevcut tıbbi belgelerin Kurulca yeniden değerlendirilmesi sonucunda; 17.04.2020 tarih ve 4243 karar numaralı mütalaasına eklenecek bir husus bulunmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyamız tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek; ATK 2. Üst Kurulu’ndan alınan 16/11/2021 karar tarihi ve 1837 karar sayılı adli tıp raporunda mevcut belgelere göre;… Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (…) Acil Tıp Bölümünün … tarih ve … numaralı Adli Raporunda; araç dışı trafik kazası öyküsü ile getirilen hastanın genel durumunun orta, şuurunun açık, koopere ve oryante olduğu, tansiyonunun 110/70 mm/Hg olduğu, vital bulgularının stabil olduğu, yüz ve çene bölgesinde laserasyon ve açık yaranın olduğu, sol humerus bölgesinde kapalı kırık alanının olduğu, sağ tibia-fibula bölgesinde kırık alanının olduğu, ilgili branşlara hastanın konsülte edildiği,… Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (…) Acil Tıp Bölümünün… geliş tarih ve … hasta-protokol numaralı Epikriz Formunda; araç dışı trafik kazası öyküsü ile getirilen hastanın genel durumunun orta, şuurunun açık, koopere ve oryante olduğu, tansiyonunun 110/70 mm/Hg olduğu, sol humerus ve sağ tibia bölgesinde kırık olduğunun tespit edildiği, alt abdomen (pelvik) BT’de; sol asetabulum ön bölümünde pubis koluna doğru uzanımlı kırık hattının olduğu, sakrum sağ kanadı ön duvarda kırık hattının olduğu, görüntüleme alanı içerisine girebilen diğer yapıların doğal ve normal olduğunun izlendiği, sol humerus AP/L grafide; humerus diafizer bölgede özellikle proksimal ve orta kesimde çok parçalı komplet deplase kırık hatları ve kırık çevresinde serbest kemik fragmanların olduğu, görüntüleme alanı içerisine girebilen diğer yapıların doğal ve normal olduğunun izlendiği, sağ ayak bileği AP/L grafide; tibiofibula distal diafizer bölgede komplet deplase çok parçalı kırık hattının olduğu, görüntüleme alanı içerisine girebilen diğer yapıların doğal ve normal olduğunun izlendiği, tibia-fibula iki yönlü grafide; tibiofibula distal diafizer bölgede komplet deplase çok parçalı kırık hattının olduğu, görüntüleme alanı içerisine girebilen diğer yapıların doğal ve normal olduğunun izlendiği, iki yönlü pelvis grafisinde ve servikal BT’de; görüntüleme alanı içerisine girebilen yapıların doğal ve normal olduğunun izlendiği, ortopedi ve travmatoloji birimi konsültasyon notunda; çekilen grafiler sonrası sağ tibia-fibula distal kapalı diafiz transvers kırığı, sol humerus segmenter kapalı kırığı ve sağ pubik-iskion kırıkları olduğunun görüldüğü, kırıkların atele ve kol askısına alınarak immobil hale getirildiği, atel sonrası nörovasküler muayenenin doğal olduğu, medikal tedavi önerisinde bulunulduğu, çekilen pelvis BT’de sağ pubik kol proksimalin kırık olduğunun görüldüğü, yatak istirahatinin önerildiği, beyin ve sinir cerrahisi konsültasyon notunda; kranial BT’de sol frontal bölgede şüpheli subdural kanama (1-2 mm) olduğunun izlendiği, lomber vertebral BT’de ise sağ L5 omur transvers proçes uç kırığı olduğunun görüldüğü, ilk aşamada medikal tedavi uygulanmasının önerildiği, haliyle nöroşirürjikal açıdan girişimin gerekmediği, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Biriminin 22/12/2018 giriş ve… çıkış tarihli, … kabul numaralı Epikriz Formunda; araç dışı trafik kazası ile dış merkezden kabul edilen hastanın yapılan muayene ve çekilen grafileri sonucunda sağ kruris çift kırığı, L5 vertebra transvers proçes kırığı, sol humerus şaft kırığı ve sağ superior pubik ramusta kırık olduğunun tespit edildiği, beyin BT’de; sol frontal bölgede 1-2 mm’lik şüpheli subdural kanama olduğunun izlendiği, diğer sistem muayenelerinin doğal olduğu, ileri tetkik ve tedavi amacıyla hastanın interne edildiği, nöroşirürji birimi tarafından müdahalenin düşünmülmediği, ortopedi ve travmatoloji birimi tarafından hastanın opere edildiği, sağ kruris ve sol humerus kırıklarına yönelik olarak plak vida ile osteosentez işleminin uygulandığı, … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (…) 01/02/2019, 08/02/2019 ve … geliş tarih ve … hasta numaralı Epikriz Formlarında; 21/12/2018 tarihinde sağ kruris kırığı nedeniyle 1.5 ay önce dış merkezde ameliyat olan hastanın ayağında şişlik, ağrı ve yanma şikayetlerinin olduğu, yapılan fizik muayenesinde; sağ ayakta evre 3 gode bırakan ödem ve ayak bileğinde hareket kısıtlılığının olduğu, dorsifleksiyonun 20 derece, planter fleksiyonun 10 derece kısıtlı olduğu, sağ altta özellikle ayak plantar yüzde ve dorsal yüzde şiddetli allodini olduğu, sol dirsekte ekstansiyonun 90 derece kısıtlı olduğu, fleksiyon kontraktürünün geliştiği, sağ ayak bileğinin kısıtlı olduğu, quadriceps gücünün oldukça azaldığı, TS ile mobilize olduğu, kısa mesafelerde tek ayak üzerinde yürüyerek mobilize olduğunun tespit edildiği, … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (…) Ortopedi ve Travmatoloji Bölümünün… geliş tarih ve … hasta-protokol numaralı Epikriz Formunda; sağ kruris kırığı nedeniyle 2 ay önce dış merkezde ameliyat olan hastanın ayağında şişlik, ağrı ve yanma hissi ile başvurduğu, yapılan fizik muayenesinde; sağ ayakta ödem ve metatarsofalangeal bölgede hassasiyetin olduğu, üç yönlü ayak grafisinin çekildiği, kırık veya travmatik bir doku yaralanması olduğunun düşünülmediği, tibiada dizilim ve tespitin uygun olarak değerlendirildiği, aylık grafi kontrolü ile takibinin önerildiği, sudeck olduğunun düşünülmediği, ayak bileği hareket açıklığı ve mevcut bulguların değerlendirilmesi amacıyla FTR polikliniğine hastanın yönlendirildiği, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Biriminin 19/12/2019 çekim ve … rapor tarihli,… protokol numaralı Tetkik İnceleme Sonuç Raporlarında; sağ kruris grafilerinde; tibiada intramedüller rod materyali ve proksimal ve distal kesimde vida tespit materyalleri olduğunun izlendiği, tibia ve fibula distal diafizal bölgede eski fraktüre ait fraktür hatları olduğunun izlendiği, fraktür hattı düzeyinde interooseöz membranda ossifikasyon olduğunun izlendiği, pelvis grafilerinde; sakrum sağ kanatta şüpheli dansite kaybı mevcut olup barsak superpozisyonunun değerlendirmeyi sınırlandırdığı, sağ asetabulumda hafif düzensizlik ve skleroz artışı olduğunun izlendiği, bilateral kokdofemoral ve sakroiliak eklemlerin doğal görünümde olduğunun izlendiği, lomber vertebra grafilerinde; lordozun arttığı, diğer yapıların doğal görünümde olduğunun izlendiği, sol humerus grafilerinde; humerus proksimal kesimden distale dek uzanım gösteren vida tespit materyalleri olduğunun izlendiği, distal 1/3 diafizde kortikal düzensizlikler ve eski fraktür hattı olduğunun izlendiği, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulunun 31/01/2020 tarihli Muayene Kaydında; yaya şekilde karşıdan karşıya geçerken arabanın çarptığını, .. Hastanesine götürüldüğünü, yüzüne dikiş atıldığını, medikal tedavi yapıldığını, röntgen çekildiğini, aynı gün … Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğünü, sol kol humerus ve sağ tibia-fibula kırığına yönelik olarak opere edildiğini ifade ettiği, sol kol ve bacakta ağrı şikayetinin olduğunu belirttiği, yapılan fizik muayenesinde; yüz sınırları içerisinde boyun sağ tarafta çene altında 1 cm boyunda ciltten koyu ve kabarık skarın olduğu, çene alt tarafta 2 cm boyunda ciltten hafif kabarık nedbenin olduğu, mezkur yara izinin çehrede sabit eser niteliğinde olduğuna dair ara karara varıldığı, sol omuz anteriorunda 8×1.5 cm’lik ciltten koyu ve çökük nedbenin olduğu, sol kol alt 1/3’te 3×1 cm’lik 2 adet ciltten koyu ve cilt ile aynı seviyede nedbenin olduğu, sağ diz anteriorunda 7×1 cm’lik ve lateralinde 1×1 cm’lik nedbenin olduğu, sağ ayak bileği medial malleol hizasında 1×1 cm’lik ciltten koyu ve aynı seviyede nedbe olduğunun tespit edildiği, Ortopedi Muayenesinde: Yürüyüş paterninin doğal olduğu, bilateral alt ekstremite uzunluklarının 81 cm olduğu, bilateral omuz eklemlerinde fleksiyonun 180º, ekstansiyonun 60º, abduksiyonun 180º, adduksiyonun 60º, iç rotasyonun 90º, dış rotasyonun 80º olduğu, sağ kalça ekleminde fleksiyonun 110º, ekstansiyonun 20º, abduksiyonun 45º, adduksiyonun 30º, iç rotasyonun 45º, dış rotasyonun 45º olduğu, sol kalça ekleminde fleksiyonun 120º, ekstansiyonun 20º, abduksiyonun 45º, adduksiyonun 30º, iç rotasyonun 45º, dış rotasyonun 45º olduğu, bilateral diz eklemlerinde fleksiyonun 140º, ekstansiyonun 0º olduğu, sağ ayak bilek ekleminde dorsifleksiyonun 10º, plantarfleksiyonun 70º, inversiyonun 20º, eversiyonun 15º olduğu, sol ayak bilek ekleminde dorsifleksiyonun 20º, plantarfleksiyonun 70º, inversiyonun 20º, eversiyonun 15º olduğu, lomber vertebra eklemlerinde fleksiyonun 60º, ekstansiyonun 40º, lateral fleksiyonun 40º, sağa rotasyonun 40º, sola rotasyonun 40º olduğunun tespit edildiği, dosyaya ekli grafilerin Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulunca İncelemesinde; 22/12/2018 tarihli grafilerde; sağ supieror pubik ramusta ve saktum sağında, L5 sağ transvers proçeste kırık olduğunun izlendiği, sağ tibia-fibula distal diafizde kırıkların olduğunun izlendiği, 19/12/2019 tarihli grafilerde; sağ tibia-fibula distal diafizde kaynamış kırık sekelleri, tibiada IMÇ ile tespit işlemi, sağ superior pubik ramus ve sakrum sağında kaynamış kırık sekelleri, sol humerus diafizinde kaynamış kırık sekeli olduğunun izlendiği, plak vida ile tespitli olduğunun görüldüğü, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulunun 18/03/2020 karar tarih ve 4243 karar numaralı Mütalaasında; Mevcut belgelere göre İlhami ve Penbe kızı, 1999 doğumlu …’ın 21/12/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle: 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre; Tablo 1.1’e göre Kategori II, özür oranı %8, Tablo 3.10’a göre hafif, özür oranı % 4, Balthazaard formülüne göre %12 olarak tespit edildiğine göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %12 (yüzdeoniki) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulunun 17/08/2020 karar tarih ve 10681 karar numaralı Ek Mütalaasında; mevcut tıbbi belgelerin Kurulumuzca yeniden değerlendirilmesi sonucunda Kurulumuzun 17/04/2020 tarih ve 4243 karar numaralı Mütalaasına eklenecek bir hususun bulunmadığının oy birliği ile ek mütalaa olunduğu, sonuç olarak; … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; … ve … kızı, 1999 doğumlu …’ın 21/12/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının: 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri kapsamında yapılan değerlendirme ile mesleği bildirilmemekle meslek grup numarası 1 kabul olunarak; Gr 1 X(1C……..10)A %14, Gr 1 XII(32a…….1)A %5, Balthazard formülüne göre %18.3, E cetveline göre %14.0 (yüzdeondörtnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı alınmış olan ATK Trafik İhtisas Dairesi Kusur raporu ve ek raporu, ATK 2. Üst Kurulu maluliyet raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmakla işbu raporlardaki tespitlere itibar edilerek; trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin davada taraflar arasındaki ihtilaf, 22/08/2018 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası nedeniyle, davacının yaralanmasının ve iş gücü kaybına uğramasından dolayı davalı tarafın tazminat ödeme sorumluluğunun bulunup bulunmadığı sürekli ve geçici işgörmezlik oranın ne kadar olduğu, tazminat talep edilip edilemeyeceği ve miktarının ne kadar olduğu, kazada tarafların kusur oranları, davacının malul kalıp kalmadığı veya geçici iş göremezliğinin olup olmadığı varsa bu zarar nedeniyle sigorta şirketinden istenebilir alacağının olup olmadığı ve miktarının ne olduğu, tazminat taleplerine ilişkin faiz türü ve faizin başlangıç tarihinin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işletilmesi talebinin yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır. Maddi tazminat talebi yönünden davalı … şirketi ile davacı dosyaya ibranameyi sunulmuş olmakla, içeriğine itiraz eden olmamıştır. Bu durumda dava maddi tazminat talebi yönünden konusuz kaldığından karar verilmesine yer yoktur kararı vermek gerekmiştir. Taraflar ibraname düzenlemişler ve yargılama giderleri konusunda karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını belirtmişlerdir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, hakim, manevi tazminata TBK’nun 56 (eski BK 47) maddesi hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder.Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır.Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Bu genel beyanlar kapsamında, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın oluş şekli, tarafların kazanın oluşumundaki kusur durumları ve de meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücü de nazara alınarak, davacının manevi tazminat davasının davacının yaralanması nedeniyle 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 21/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının maddi tazminat davasının konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Davacının maddi tazminat davasının konusu kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-)Davacının manevi tazminat davasının davacının yaralanması nedeniyle 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 21/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili davacıya verilmesine,
3-)Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince maddi tazminat davası yönünden davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının davacı tarafça yatırılan peşin harç tutarı 693,35 TL’den mahsubu sonrası bakiye 612,65 TL harcın manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.707,75 TL nispi karar harcından mahsubu ile noksan kalan 1.095,10 TL harcın davalılar … ve …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Taraflarca talep edilmediğinden maddi tazminat yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-)Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
7-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
9-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalılar … ve … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine,
11-)Davacı tarafından yapılan toplam 412,25 TL yargılama giderinden davanın kabul ret miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 51,53 TL yargılama gideri, 693,35TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı toplamı 1.560,65 TL’nin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
12-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ret miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 165,00 TL’nin davalılar … ve …’dan, 1.155,00 TL’nin ise davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
13-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 693,35 TL
Karar Harcı : 1.707,75 TL
Noksan Harç : 1.095,10 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 540,00TL
Davalı … ve … Gider Avansı
Yatırılan Avans : 289,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Posta Giderleri : 536,00 TL