Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/207 E. 2023/334 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/207 Esas
KARAR NO : 2023/334

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin akdettiği faktoring sözleşmeleri kapsamında müşterisi (dava dışı) … A.Ş.’nin faturalarını temlik alarak ön finansman sağladığını, davaya konu olmak üzere 07/01/2018 tarihli 31/05/2018 vadeli 118.000,00 TL’lik ve 30/04/2018 tarihli 08/10/2018 vadeli 59.000,00 TL bedelli faturaların temlik alındığını, bu faturaların borçlusu olan davalı …A.Ş.’ne temliğin tebliğ edildiğini, bu tebliğe istinaden 118.000,00 TL lık 59.000,00 TL’lık faturaların borçlusu davalı tarafından kabul edilerek vadelerinde ödeneceğinin kendilerine – mail yoluyla bildirildiğini, ancak temlik alınan faturaların borçlusunun vadelerinde faturaların bedellerinin tamamının ödemediğini, eksik ödeme ile ödemenin tam yapılmaması üzerine davalı aleyhine … 36. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından borca itiraz edildiğini, takibe yapılan itirazın haksız ve yerinde olmadığını, itirazın iptali ile takibin devamını, %20 tazminata ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müşterisine yapmış olduğu ödemeyi gösterir belgeleri sunmadığını, hak sahibi olduğunu kanıtlayamadığını, kural olarak borçlunun önceki alacaklısına karşı ileri sürebileceği şahsi defileri (TBK md 188/1) hükmü kapsamında temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceğini, müvekkili ile …A.Ş. Arasında akdedilen “Reklam Yeri Kullanım sözleşmesi” uyarınca müvekkili tarafından senelik toplam 100.000,00 TL reklam yeri kullanım hakkının satın alındığını, ancak sene sonunda kullanılmayan reklam yerleri ile ilgili müvekkili tarafından …’ye iade faturası düzenlenmekte olduğunu, ilgili sene içerisinde müvekkili tarafından satın alınan reklama yeri kullanılamadığı için dolayısıyla müvekkilinin ….’ye borcu bulunmadığından iade faturası kesildiğini, sözleşme konusu reklam yeri “…” isimli televizyon kanalı olduğundan sadece belli uydularda faaliyet gösterdiğinden ve reytingi de yüksek olmadığından 100.000,00 TL + KDV tutarında reklam yeri kullanımını yapılamadığını, dolayısıyla müvekkili tarafından …’ye iade faturaları düzenlenmiş olduğunu müvekkilinin dava dışı temlik veren…’ye borçlu değil hatta alacaklı olduğunu, … ile müvekkili arasında akdedilen sözleşme tarihinin 10/01/2018 olduğunu müvekkili tarafından işbu sözleşme uyarınca …’den yıllık toplam 100.000,00 TL + KDV tutarında reklam yeri kullanım hakkı satın alındığını, … tarafından henüz gerçek anlamda hizmet verilmeden, sözleşme tarihinden sadece 2 gün sonra hizmet verilmiş gibi gösterilerek faturaların davacıya temlik edildiğini, salt faturaların kesilmesinin müvekkiline hizmet verildiğine kanıt teşkil etmeyeceğini, dava dilekçesinin ekinde sunulan teyit yazısı ve e-mailin müvekkilinin temsil ve ilzama yetkili bir çalışanı / yetkilisi tarafından imzalanmadığını ve gönderilmediğini, bu kapsamda davacıya borçlarının bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… Vergi Dairesi Müdürlüğünden celbedilen dava dışı … A.Ş.’nin 2018 yılı ve sonrasına ait BA-BS formları.
2-… Vergi Dairesinden celbedilen davalıya ait 2018 yılı ve sonrasına ait BA-BS formları.
3-… Vergi Dairesinden celbedilen dava dışı .. A.Ş.’nin 2018-2019 yıllarına ait BA-BS formları.
4-… 36. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden.
5-Bilirkişi raporu.
6-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası itirazın iptali davasıdır.
Davaya dayanak icra takip dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Celp edilen takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine … 36.İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyasında faturaya dayanan ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından takibe yasal süresi içinde itiraz edildiği ve itiraz üzerine ilgili icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Takibe dayanak faturanın 07.2018 tanzim tarihli, 31.05.2018 vadeli 118.000,00 TL bedelli ve 30.04.2018 tanzim, 08.10.2018 vade tarihli 59.000,00 TL bedelli faturalar olduğu, davacının 118.000,00 TL bedelli faturadan bakiye 41.196,81 TL, 59.000,00 TL bedelli faturanın ise tamamını takibe konu ettiği anlaşılmıştır.
Davacı faktoring şirketi, dava dışı şirketten temlik aldığı faturaların tamamının davalı tarafından ödenmediğinden bahisle başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürmüş, davalı ise temlik veren dava dışı şirket ile imzalanan reklam yeri kullanım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 3.4 maddesi uyarınca istenen hedefin tutturulamaması nedeniyle iade faturası düzenlendiğini, eş deyişle davaya dayanak faturanın temeli olan hizmetin tam olarak dava dışı temlik veren tarafından yerine getirilmediğini, bu nedenle borçlu olmadıklarını ileri sürerek davanın reddni talep etmiştir.
Davacı şirket, dava dışı temlik veren ile yapılan temlik sözleşmesi ile davalı ile temlik veren arasında imzalanan 10.01.2018 tarihli “Reklam Yeri Kullanım Sözleşmesi’ni” dosyaya ibraz etmiştir.
İbraz edilen sözleşmenin konusunun Ajans olarak tanımlanan davalı şirketin, Kanal olarak tanımlanan dava dışı şirketten reklam yeri kullanım hakkın satın almasına ilişkin olduğu, sözleşmenin “Reklam Yeri Kullanım Bedeli ve Ödenmesi” başlıklı 3. Maddesinin devamı olan 3.4. Maddesinin “…’a işbu sözleşme konusu yıllık toplam 100.000,00 TL + KDV reklam yeri kullanımını tamamlamaya gayret edecektir.Bu hedef bağlayıcı olmayıp, tarafların iyi niyetle ulaşmaya çalışacakları bir hedeftir.Bu hedef tutturulamaz ise Ajans kullanılmayan reklam yerleri için iade faturası düzenleyecektir.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Uyuşmazlığa ilişkin bir sektör bilirkişisi ile mali müşavir bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmıştır.
Dosyaya ibraz edilen 16.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacı faktoring şirketinin 6361 sayılı Faktoring Finansal Kiralama ve Finansman Şirketleri yasası ile Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik şartlarına uygun hareket ettiği, eş deyişle temlik aldığı faturaların teyidinin davalı şirketten usulüne uygun aldığını, nitekim takibe dayanak fatura bedellerinin kısmi olarak davacı şirkete ödendiği, esasen taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı şirketin mevzuattan doğan yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususunda toplandığını, yükümlülüklerini yerine getirdiği kanaatine varılması halinde davacı şirketin davalıdan takibe dayanak fatura bedelinden dolayı alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı şirket ile dava dışı temlik veren şirkete ait BA BS formları ilgili yerlerden celp edilmiş, celp edilen belgeler nazara alınarak taraf vekillerinin kök rapora karşı beyan ve itirazlarını karşılar mahiyette ek rapor alınmıştır.
Dosyaya ibraz edilen 25.01.2023 tarihli ek raporda özetle, temlik alacağına dayanak teşkil eden sözleşmeden doğan edimin tam olarak yerine getirilmesi halinde sözleşmeden doğan alacağa ilişkin tanzim edilen fatura bedelinin tamamını talep edilebileceği, aksi halde tahsil edilen kısmi ödeme nazara alındığında davacının faturaya dayalı olarak davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 maddesi ”Faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal ve hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez” hükmünü içermektedir. Yasa metninden de anlaşılacağı üzere, faktoring şirketinin, faktoring işlemi ile devraldığı alacak, alacağın temliki hükümlerine tabidir. Nitekim, faktoring işlemlerinde alacağın temliki hükümlerinin uygulandığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.11.2010 tarih, 2010/19-488 E, 2010/557 K sayılı kararında da açıkça belirtilmiştir. Öte yandan aynı kararda faktoring işleminin müşteri (firma), faktoring şirketi (faktor) ve borçlu olmak üzere üç tarafının bulunduğu da açıklanmıştır. Faktoring işleminin bu tarafları arasındaki ilişkiler yönünden 6361 sayılı Yasanın 9/2 ve 6098 sayılı TBK’nın 188/1.maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre borçlu, faktoring işlemini öğrendiği sırada önceki alacaklısına karşı sahip olduğu def’ileri alacağı faktoring sözleşmesine dayanarak devralmış olan faktoring şirketine karşı da ileri sürebilecektir. 6361 sayılı Yasa’nın 9/2. ve TBK’nın 188/1. maddesi karşısında faktoring işleminin tarafları arasındaki ilişkiler yönünden şahsi def’ilerin ileri sürülebilmesinde faktoring şirketinin iyi niyetli ya da kötü niyetli olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/9110 Esas 2022/9036 Karar)
Somut olayda davacı taraf, dava konusu icra takibinde faturaya dayanmıştır. Alacağının varlığını ve miktarını ispat yükü davacıya ait olup davacı, fatura konusu hizmeti verdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Fatura akdi ilişkiyi, mal teslimini ya da hizmet alımını tek başına kanıtlayamaz.( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/3286 Esas 2023/460 Karar)
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ile dava dışı temlik veren şirket arasında 10.01.2018 tarihinde sözleşme imzalandığı, işbu sözleşmeye istinaden düzenlenmiş faturalardan 07.01.2018 tarihli 31.05.2018 vadeli fatura ile 30.04.2018 tarihli 08.10.2018 vadeli faturanın sırasıyla 12.01.2018 ve 04.05.2018 tarihlerinde davacıya temlik edildiği, temliğe konu faturaların dayandığı sözleşmenin süresinin 31.12.2018 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırılması karşısında, temlik tarihi itibariyle, dava dışı temlik veren şirketin sözleşmeden doğan edimini yerine getirip getirmediğinin veya sözleşme süresinin sonuna kadar edimini ifa edip etmeyeceğinin belli olmadığı, temlik alan davacının faturanın dayandığı sözleşmeden doğan edimin dava dışı temlik veren tarafından yerine getirilip getirilmediği, sözleşmenin 3.4. Maddesi doğrultusunda, alınmayan hizmete ilişkin davalının iade faturası düzenleme riskinin davacı tarafından göze alındığı, netice itibariyle davalı tarafından düzenlenen 31.10.2018 tarihli 100.196,81 TL iade faturası nazara alındığında davacının temlik aldığı faturalardan bir alacağın doğduğuna, eş deyişle temlik verenin borcunu ifa ettiğine dair bir belgeyi dosyaya sunmadığı, bu nedenle takibe dayanak faturalardan ödenmeyen bakiye miktarın muaccel hale gelmiş bir alacağa ilişkin olduğuna dair davacı tarafından dosyaya bir delil sunulmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
Davacının davasının REDDİNE,
Şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 1.210,14 TL harçtan mahsubu bakiye 1.030,24 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi gereğince red olunan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 16.029,52 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.210,14 TL
Karar Harcı : 179,90 TL
Noksan Harç : 1.030,24 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 5.000,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.000,00 TL
Posta Giderleri : 219,90 TL