Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/197 E. 2022/1037 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/197 Esas
KARAR NO : 2022/1037

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketler hakkında … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirket ile dava dışı …. A.Ş. Arasında 28/05/2014 tarihinde … adresindeki… Projesine tesis edilecek olan 5 adet asansörün yapılması işi için 28/05/2014 başlangıç tarihli sözleşme imzalandığını, akabinde davalılar ile müvekkili şirket arasında 08/04/2015 tarihli ek protokol imzalandığını, bu protokol ile davalı şirketlerin ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, müvekkili şirket tarafından asansörlerin sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğini, ancak davalı şirketler tarafından fatura bedelinin ödenmediğini, … 8. Noterliğinin… tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile toplam 13.570,00 Euro borcun 3 gün içerisinde ödemesinin davalılara ihtar edildiğini, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, açıklanan nedenlerle; davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafların cevap dilekçesi sunmamış oldukları görüldü.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… 18. İcra Dairesinin…Esas sayılı takip dosyası.
2-… 21. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası.
3-Bilirkişi raporu.
4-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıların adi ortak sıfatı ile davacı ile imzaladıkları 28.05.2014 tarihli sözleşme ve 08.04.2015 tarihli sözleşmeye ek protokol uyarınca, davacı tarafından teslim edilen asansör kumandası ve montajı bedelini davalılardan tahsili için davacı tarafından başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususundadır.
Davaya konu takip dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
… 21. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalılar aleyhine 28.04.2015 tarihli protokol, 26.05.2015 tarihli fatura,03.05.2017 tarihli ihtarname ve 28.05.2014 tarihli ana sözleşme uyarınca ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalılar tarafından süresi içinde icra takibine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Davalılardan …Ltd.Şti’nin ticari defterleri üzerinde … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile bir mali müşavir vasıtası ile inceleme yapılmış ve bilirkişi raporunu dosyaya sunmuştur.
Dosyaya ibraz edilen 21.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davalı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, defter kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olduğu ve defterlerinin birbirini teyit ettiği, sahibi lehine delil niteliğini haiz olduğu ve davalının borcunu peşin olarak ödemiş olması nedeniyle davaya konu takibe konu dayanak faturadan dolayı davacıya borcunun bulunmadığı, davaya konu faturanın teşvik zorunluluğu kapsamında olması sebebiyle davalı tarafından yapılan ödemeye ilişkin herhangi bir dekontun sunulmadığı bildirilmiştir.
Davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda mali müşavir bilirkişisi tarafından dosyaya ibraz edilen 13.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içinde usulüne uygun yapıldığı, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğunun görüldüğü, defterlerin sahibi olan davacı lehine delil niteliğini haiz olduğu, davaya konu takibe dayanak 26.05.2015 tarihli … seri numaralı “… 3 adet asansör kumanda panosu temini Ek protokol bedeli” açıklamalı 16.570,00 Euro tutarlı ( 38.905,19 TL) faturanın tanzim edildiği, faturayadayanak sözleşme ve protokolde davalıların imzalı kaşelerinin mevcut olduğu, davacı şirketin kendi ticari defterlerine göre davalılardan 13.570,00 Euro asıl alacak ve 301,00 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.871,00 Euro alacaklı göründüğü, her ne kadar talimat Mahkemesi aracılığı ile davalının ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen bilirkişi raporunda davalının fatura bedelini ödediğine dair ödeme kayıtlarının mevcut olduğu ve davaya konu faturanın teşvik zorunluluğu kapsamında olduğundan yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir dekont sunulmadığı beyan edilse de, söz konusu ödemelere ilişkin davacı şirket ticari defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmaması sebebiyle ve her durumda fatura bedelinin davalı şirket tarafından davacıya ödeme yapıldığına ilişkin banka ödeme dekontlarının dosyaya sunulması gerektiği bildirilmiştir.
Yargılama sırasında her ne kadar davalı vekilince, dava dışı şirket tarafından aynı alacağın … 18.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında ödendiği iddia edilmiş ise de, celp edilen dava dışı takip dosyasının incelenmesinde, tahsil edilen alacağın dayanak faturası ile alacağa konu işin farklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) ispat yükü başlıklı 190. maddesinde;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenleme getirilmiş iken, senetle ispat zorunluluğunu düzenleyen 200. maddede;
“(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” hükmüne yer vermiştir.
Aynı Kanun’nun Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. maddesi;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” şeklindedir.
İcra takibinin ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesi ise;
“(1)Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
(2)Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
(3)Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır..” amir hükmünü içermektedir.
Fatura, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ’nda tanımlanmamıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” şeklinde tanımlanmıştır.
Bu hükümler çerçevesinde, 24.12.2003 Tarih ve 25326 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2003 Tarih ve E:2001/l, K:2003/l sayılı kararında ise Fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmaktadır (Kumkale, R.:Hukuki ve Mali Yönleriyle Fatura, Ankara 2007, s:73).
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; 6102 Sayılı TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun içinde öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bir başka anlatımla, faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde (mücerret) itiraz edilmemiş olması hâli, sadece o faturanın –miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşır, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmez; satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunludur. Kısaca, ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma hâlinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olacaktır. Elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nın 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, davaya konu takibe dayanak olarak ibraz edilen ve ana sözleşmenin eki sayılan 08.04.2015 tarihli protokolde davalıların adi ortaklık sıfatı ile imza ve kaşelerinin mevcut olduğu,, davalıların açıkça imza inkarında bulunmadığı, davacı tarafından dayanılan faturanın davalı adi ortaklığı oluşturan ….Ltd.Şti’nin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura bedelinin ödendiğine dair davalı şirketin ticari defterlerinde kayıt olsa da dahi, ödemeye ilişkin herhangi bir belgenin davalı tarafından dosyaya ibraz edilmediği, eş deyişle taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunun usulüne uygun ispat edildiği ve dayanak faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması sebebiyle, fatura bedelinin ödendiğinin davalı tarafından usulüne uygun olarak ispatlanması gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir belge ibraz etmediği anlaşılmış;
Yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
Davacının davasının KABULÜNE,
Davalıların … 21. İcra Dairesinin… Esas sayılı takip dosyasındaki itirazlarının ayrı ayrı İPTALİNE,
Takibin kaldığı yerden devamına,
Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.932,39 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 1.251,93 TL harcın mahsubu ile noksan kalan ‬4.680,46 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 13.895,68 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan toplam 2.529,70 TL yargılama gideri, 44,40 TL başvuru harcı, 1.251,93 TL peşin harç ve 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam ‬3.832,43 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 1.320,00 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Dair, Davacı vekilinin yüzün karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/12/2022

KATİP
¸e-imzalıdır

HAKİM
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.251,93 TL
Karar Harcı : 5.932,39 TL
Noksan Harç : 4.680,46 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.170,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.900,00 TL
Posta Giderleri : 629,70 TL