Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/196 E. 2023/122 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/196
KARAR NO : 2023/122

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı …’nun (“Müvekkil”), SGK kayıtlarında davalı … A.Ş.’de 05.06.1998 tarihinde Biyokimya ve Klinik Biyokimya Uzman Doktoru olarak işe girdiği göründüğünü, Müvekkilinin iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 29. maddesi gereğince feshedildiği hususu 11.09.2014 tarihinde müvekkiline tebliğ edilmiş, müvekkili haksız fesih akabinde 2014 yılına ilişkin 20 günlük iznini kullanmış ve bu doğrultuda müvekkili ile davalı arasındaki iş ilişkisinin 10.10.2014 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin son aylık net maaşı 18.080,33-TL (brüt 29.185,42-TL) olduğunu, davalı tarafından 2012 yılı sonrasında müvekkilinin ücret alacağına yönelik ödemelerde aksaklıklar başlamış ve müvekkiline aylık bazda kısmi ödemeler yapıldığını, davalı tarafından müvekkilinin 2013 yılı Mayıs ayının bir kısmı, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve 2014 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim aylarına ait ücret alacağı aylık olarak değil kısmi ve değişen tutarlarda müvekkiline ödendiğini, davalı tarafından müvekkilinin aylık ücreti göz önüne alındığında cüzi miktarda yapılan ödemeler müvekkilinin alacaklı olduğu önceki tarihli işçi aylık ücret alacağından mahsup edildiğini, bunun neticesinde müvekkilinin 2013 yılı Ekim için bir kısım, devamla Kasım, Aralık ve 2014 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim aylarına ait tam aylık ücret alacağı, müvekkilinin iş akdinin feshi haklı bir sebebe dayanmadığı için 34.998,14.-TL ihbar tazminatı, 88.669,67.-TL kıdem tazminatı alacağı olmak üzere toplam işçi alacağına yönelik … 28. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında iflas talepli icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından işbu takibe karşı borca itiraz edilerek takip durdurulduğunu, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığında ve dosyaya sunulan sair deliller incelendiğinde borçlunun aleyhlerinde yapılan takibe haksız itiraz ettiği görüleceğini, huzurdaki dava öncesinde arabuluculuğa başvurulmuş olup, tarafların 08.03.2019 tarihinde anlaşamaması nedeniyle arabuluculuk son tutanağı imza edildiğini, anılan tutanakta, davalı borçlu olmadığını değil, huzurdaki davada haklı olduğunu gösterir nitelikte “ödeme gücünün olmadığını” belirttiğini, taraflarca anlaşma sağlanamaması üzerine huzurdaki davanın açılması gerektiğini belirterek İİK m.159. maddesi uyarınca borçlunun malvarlığının tespitine, gayrimenkullerinin temlikinin önlenmesi için Tapu Siciline şerh verilmesine, ticari faaliyetlerinin dava sonucuna kadar İflas Dairesinin denetiminde yapılmasına, … A.Ş.’nin sahip olduğu hastane ruhsatının ve sair ruhsatların devrinin önlenmesi için muhafaza tedbirlerine başvurulması ve Sağlık Bakanlığı’na bildirilmesine, … A.Ş.’nin 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına ilişkin ihtiyati tedbir veya muhafaza tedbiri kararı verilmesine ve bu yöndeki faaliyetlerin dava sonucuna kadar İflas Dairesinin denetiminde yapılmasına, ihtiyati tedbir kararlarının bildirilen kurumlara ve 3. Kişilere ihbarına, … 28. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile yapılan takibe karşı kötü niyetli olarak yapılmış haksız itirazın kaldırılarak faiz ve masraflar hariç olmak üzere, takibin 551.165,40.-TL bedeli üzerinden devamına davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına ve davalının iflasına, mevcut borca yönelik olarak İstanbul 28. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına takip tarihinden itibaren bankalarca mevduatlara fiilen uygulanan azami faiz uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki davaya konu edilen tüm alacak talepleri yönünden zamanaşımı itirazında bulunur, öncelikle zamanaşımı def’i sebebiyle huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, iş ve ticaret hukuku konularında uzman bilirkişiler marifetiyle yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde; davacının ödenmemiş bir ücret alacağının bulunmadığı, feshin haklı ve geçerli bir sebeple yapıldığı, bu sebeple davacı yanın kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, ihbar sürelerine de uyularak gerçekleşmiş bir haklı fesih sebebiyle davacının ihbar tazminat alacağının olamayacağı, dolayısıyla itirazın haklı olduğu ortaya çıkacağını, İİK’nın “İflas Yoluyla Takip” başlığı altında düzenlenmemiş icra inkar tazminatının, huzurdaki iflas davasında talep edilmesi usul ve yasaya açıkça aykırı olduğundan reddini talep ettiklerini belirterek davacını işbu davasının reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizin 01/07/2021 tarihli duruşma ara kararı gereğince dosyanın iş hukukunda uzman bir bilirkişiye tevdi ile davacının davalıdan takip tarihi itibariyle talep edebileceği ücret, ihbar ve kıdem tazminatı alacağı bulunup bulunmadığı, varsa miktarı konusunda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verilmiş ve bilirkişi … tarafından sunulan 20.10.2021 havale tarihli raporda özetle;
Dosyada mübrez tüm belgeler incelenmiş ve ilgili bölümlerde değerlendirilmiş olup, dosya kapsamında tanık beyanı bulunmadığı tespit edilmiştir.
5.DEĞERLENDİRME: Delillerin, işçilik tazminat ve alacaklarına hak kazanma koşullarının son takdir ve değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
5.1. HİZMET SÜRESİ
5.a. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 05.06.1998-10.10.2014 tarihleri arasında çalıştığını beyan etmiştir. Davalı tarafça bu hususta beyanda bulunulmamıştır .
5.1.b. Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen hizmet döküm cetveli incelendiğinde davacının 06.05.2018-10.10.2014 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde sigortalı çalışmasının bulunduğu anlaşılmış olup, davacının toplam hizmet süresi 16 Yıl 5 Ay 4 gündür.
5.2. DAVACININ ÜCRET DURUMU :
5.2.a. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının son net ücretinin aylık NET 18.080,33-TL, BRÜT 29.185,42- ‘TL olduğunu beyan etmiştir. Davalı tarafça bu hususta beyanda bulunulmamıştır.
5.2.b. Dosya kapsamında yer alan bordroların incelenmesinden, davacının son ücretinin NET 18.000,00-TL olarak gösterildiği ve bordro netinin AGİ dahil olarak toplam ödenecek şeklinde ayrıca hesaplandığı tespit edilmiştir.
5.2.c. Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacının son ücretinin bordrolara itibarla aylık NET 18.000,00-TL olduğu kabul edilecek olup, davacı tarafça sosyal haklara ilişkin herhangi bir somutlaştırma yapılmamakla, tazminatlara esas ücret de son çıplak brüt ücret olarak kabul edilecektir.
KIDEM İHBAR TAZMİNATI TALEBİ;
5.3.a Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının iş akdinin haksız olarak feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde, feshin haklı ve geçerli nedene dayandığını beyan ederek talebin reddi gerektiğini savunmuştur.
5.3.b. Davalı vekili, cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazları olduğunu beyan etmiştir. Fesih tarihindeki mevzuat kapsamında kıdem ve ihbar tazminatı için zamanaşımı son hizmetin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar ve iş akdi fesih tarihi itibari ile 10 yıldır. 12.10.2017 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 Sayılı Kanun’un 15. Maddesi ile 4857 Sayılı İş Kanunu’na eklenen Zamanaşımı Süresi başlıklı EK-3’üncü madde uyarınca Kıdem ve İhbar Tazminatı alacaklarının zamanaşımı süreleri 5 yıla indirilmiş olup, Aynı kanun ile eklenen Geçici 8. Madde ile de EK-3’üncü madde kapsamındaki tazminatlar için, bu kanunun yürürlüğünden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam edeceği, ancak zamanaşımı süresinin henüz dolmamış kısmı EK-3’üncü maddede öngörülen süreden uzun ise EK-3’üncü maddede öngörülen sürenin geçmesi ile zamanaşımı süresinin dolmuş olacağı” hüküm altına alınmıştır. Fesih tarihi 10.10.2014, takip tarihi 24.12.2018, borca itiraz tarihi 28.12.2018, arabuluculukta geçen süre 13 gün ve dava tarihi 09.04.2019 olup, davacının talep ettiği kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda Nihai takdir Sayın Mahkemeye aittir.
5.3.c. Dosyada mübrez fesih bildirimi incelendiğinde, feshin hastanenin faaliyetinin durdurulmasına ilişkin işletmesel karar doğrultusunda yapıldığı anlaşılmakla birlikte, dosya kapsamında işletmesel karara dair belgenin yer almadığı tespit edilmiştir.
5.3.ç. Kıdem ve İhbar tazminatına hak kazanma koşullarının takdir ve değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacının tespit edilen hizmet süresine ilişkin olarak kıstelyevmli ve kıdem tavanı ile sınırlı kıdem tazminatı hesaplaması ve (8) haftalık ihbar tazminatı hesaplaması yapılacaktır.
¸ÜCRET TALEBİ
5.4.a. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya 2013 yılı Ekim ayından başlayarak 2014 Ekim dönemi dahil ücret ödemelerinin yapılmadığını beyanla ücret talebinde bulunmuştur.
5.4.b. Davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulmakla, takip tarihi olan 24.12.2018 tarihi itibari ile ücret alacakları için zamanaşımının kesildiği anlaşılmakla, işbu tarihten geriye 5 yıl gidilerek 24.12.2013 tarihinden önceki dönemlere dair taleplerin zamanaşımından etkilendiği değerlendirilmektedir.
5.4.c. Dosya kapsamında yer alan bordrolar incelendiğinde, ücret talebinde bulunulan dönemlerin tamamında davacının aylık net ücretinin 18.000,00-TL olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca ispat yükü üzerinde bulunan davalı tarafından bir ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacının takip talebinde yer verdiği dönemlerden zamanaşımından etkilenmeyen dönemlerin tamamı ile ilgili ücret hesabı yapılacaktır.
¸TAKİP ÖNCESİ FAİZ TALEBİ
5.5.a, Davacı vekili tarafından, işbu itirazın iptali davasına esas icra dosyasında bir kısım takip öncesi faiz alacağı talep edilmiştir.
5.5.b. İş Hukukunda, taleple bağlı kalınmak koşulu ile;
– Kıdem tazminatı için, fesih tarihinden başlayarak mevduata uygulanan en yüksek faiz,
– İhbar tazminatı için temerrüt tarihinden başlayarak yasal faiz,
– Ücret alacağı için temerrüt tarihinden başlayarak mevduata uygulanan en yüksek faiz
Uygulaması yasa gereğidir.
5.5.c. Mevduata uygulanan en yüksek faizin tespiti taraflarca bildirilecek bankalardan gelen yazı cevaplarına göre yapılmasına ilişkin Yargıtay uygulaması bulunmaktadır. (Y.12.HD. 2021/2122 E. 2021/6432 K.) Dosya kapsamında, faiz oranına dair bir müzekkerenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, davacı tarafından davalıya keşide edildiği anlaşılan Beyoğlu 33. Noterliği’nin 5196 yevmiye ve 12.09.2014 tarihli ihtarnamesinin tebliğ şerhi dosyada yer almadığından davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği de anlaşılamamıştır. Bu sebeple, icra takibinde istenilen faize ilişkin hesaplama yapılması mümkün olmamıştır.
5. SONUÇ: Delillerin, işçilik tazminat ve alacaklarına hak kazanma koşullarının nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacının Sayın Mahkeme tarafından haklı görülmesi halinde talep edebileceği tutarların;
¸Olabileceğine, ilişkin görüş ve kanaatimi içeren iş bu raporu Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygılarımla sunarım” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 22/04/2022 tarihli duruşma ara kararı gereğince Davacı itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın önceki bilirkişiye tevdine karar verildiği ve bilirkişi … tarafından sunulan 22.06.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, ”Sayın Mahkemece tarafımıza tevdi edilen dosya kapsamında hazırlanan kök rapor Sayın Mahkemeye sunulmuş olup, davacı vekilinin itirazlarını değerlendirmek üzere dosya tekraren tarafımıza tevdi edilmiştir. Taraf vekillerinin tüm itirazları incelenmiş olmakla birlikte;
”Kök raporumuzun 5.5.c. bendine takip öncesi mevduata uygulanacak en yüksek faizin hesaplanabilmesi için taraflarca bildirilecek bankalardan gelen yazı cevaplarına göre işlem yapılması gerektiği ifade edilmiştir. (Y.12.HD. 2021/2122 E. 2021/6432 K.) Her ne kadar faiz noktasında bir başka eksik husus olan davacı tarafından davalıya keşide edildiği anlaşılan … 33. Noterliği’nin … yevmiye ve … tarihli ihtarnamesinin tebliğ şerhi itiraz dilekçesi ekinde sunulmuşsa da; davacı tarafından itiraz dilekçesinde bildirilen …, … ve … bankalarına fesih tarihi olan 10.10.2014 ile takip tarihi olan 24.12.2018 tarihleri arasındaki fiilen uygulanan mevduat faizlerinin sorulması amacıyla müzekkere yazılmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı vekilince merkez bankasının internet sitesinden faiz oranlarının bulunabileceği ifade edilmişse de, merkez bankasında yer alan faiz oranı ile fiilen uygulanan mevduat faizi farklı kavramlar olup, bildirilecek bankalardan sorulması gerektiği kökleşmiş Yargıtay uygulamasıdır. Buna göre, eksiklikler giderilmeden hesap yapılmasının mümkün bulunmadığına ilişkin görüş ve kanaatimi içeren iş bu ön raporu Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygılarımla sunarım.” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 17/11/2022 tarihli duruşma ara kararı gereğince dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile … A.Ş., … Bank A.Ş. ve … Bank A.Ş. cevabi yazıları dikkate alınarak işlemiş faiz ve işçilik tazminat ve alacaklarının hesaplanmasının istenmesine karar verildiği ve bilirkişi … tarafından sunulan 20.02.2023 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda, ”Sayın Mahkemece tarafımıza tevdi edilen dosya kapsamında hazırlanan kök ve ek raporlar Sayın Mahkemeye sunulmuş olup, bankalara yazılan müzekkerelerin cevaplarının celbi akabinde dosya tekraren tarafımıza tevdi edilmiştir. Buna göre kök raporda hesaplanan alacak tutarlarının mevzuat uyarınca faizleri hesaplanacaktır. …, … Bank ve … Bankası müzekkere cevapları doğrultusunda tüm dönemlere ilişkin en yüksek mevduat faiz oranının Odeabank tarafından uygulandığı tespit edilmekle, bu bankadan gelen oranlar mevduat faizi hesabında dikkate alınacaktır.
1. KIDEM TAZMİNATI
56.053,09-TL — Toplam Tutar
Fesih Tarihi 10.10.2014-Takip Tarihi 24.12.2018 tarihleri arasında mevduata uygulanan en yüksek faiz hesabı
Tarih Aralığı Tutar Oran Gün/Ceza Sayısı Faiz Tutarı
10.10.2014 – 01.11.2015 56.053,09 TL 21,50 (YILLIK) 387 12.777,80 TL
02.11.2015 -31.01.2016 56.053,09TL 27,00(YILLIK) 90 3.731,75TL
01.02.2016 – 12.03.2017 56.053,09TL 28,50(YILLIK) 405 17.725,83 TL
13.03.2017 -21.10.2018 56.053,09TL 24,80(YILLIK) 587 22.356,12 TL
22.10.2018 – 24.12.2018 56.053,09TL 32,50(YILLIK) 63 3.144,35TL
KIDEM TAZMİNATINA İŞLEYEN TOPLAM FAİZ : 59.735,85-TL
2. İHBAR TAZMİNATI
38.442,42-TL — Toplam Tutar
Fesih Tarihi 10.10.2014-Takip Tarihi 24.12.2018 tarihleri arasında yasal faiz hesabı ( öncesinde ihtar ile fesih tarihinde temerrüt gerçekleşmekle )
10.10.2014 – 24.12.2018 38.442,442TL 9,00(YILLIK) 1536 14.559,67 TL
İHBAR TAZMİNATINA İŞLEYEN TOPLAM FAİZ : 14.559,67TL
3. ÜCRET ALACAĞI
171.691,75-TL — Toplam Tutar
Fesih Tarihi 10.10.2014-Takip Tarihi 24.12.2018 tarihleri arasında mevduata uygulanan en yüksek faiz hesabı (öncesinde ihtar ile fesih tarihinde temerrüt gerçekleşmekle )
10.10.2014 -01.11.2015 171.691,75TL 21,50(YILLIK) 387 39.138,66 TL
02.11.2015 -31.01.2016 171.691,75TL 27,00(YILLIK) 90 11.430,44TL
01.02.2016 – 12.03.2017 171.691,75TL 28,50(YILLIK) 405 54.294,58TL
13.03.2017 -21.10.2018 171.691,75TL 24,80(YILLIK) 587 68.477,26 TL
22.10.2018 – 24.12.2018 171.691,75TL 32,50(YILLIK) 63 9.631,20TL
ÜCRET ALACAĞINA İŞLEYEN TOPLAM FAİZ : 182.972,14-TL
TOPLAM İŞLEYEN FAİZ TUTARI : 257.267,66-TL
TAKİP TALEBİNDE YER ALAN TOPLAM FAİZ TALEBİ : 206.307,28-TL
Yukarıda yer alan ilişkin görüş ve kanaatimi içeren iş bu raporu Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygılarımla sunarım ” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
İstanbul 1.İflas müdürlüğünün 06/04/2022 tarihli cevabi yazısından tasfiyenin basit usule göre yürütüldüğü ,ikinci alacaklılar toplantısının icra edilmeyeceği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, İİK 156/3. ve İİK 158. madde uyarınca iflas yoluyla başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.
İflas avansının yatırıldığı, İİK 158/1 maddesi uyarınca ilan yapıldığı, … 28. İcra Dairesinin …E. sayılı dosyasının tetkikinden itirazın ve açılan bu davanın süresinde olduğu, iflası istenilen şirketin sicil kaydından kayıtlı olduğu adresin mahkememizin yargı çevresinde bulunduğu bu nedenle mahkememizin işbu davaya bakmakta yetkili olduğu tespit edilmiştir.
Yargılama sırasında davalı hakkında … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararıyla iflas kararı verildiği, iflas kararının 18/02/2022 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
İflasta yurt içinde birlik ( vahdet) ilkesi geçerlidir. Bu nedenle borçlu hakkında muhtelif iflas davalarının açılması eşyanın tabiatı icabı ise de ancak tek iflas kararı verilebilir. İflasın tekliği prensibi sadece yurt içinde geçerli olup borçlunun muamele merkezindeki ticaret mahkemesinde birden fazla iflas davasının derdest bulunması durumunda, bu davalardan birisinde iflas kararı verildiği takdirde, diğer iflas davalarının iflas kararının kesinleşmesini bekletici sorun yapmaları zorunluluğu vardır. Bu zorunluluğun nedeni, bir borçlu hakkında birden fazla iflas kararı verilemeyeceği ve mameleki hakkında birden fazla iflas tasfiyesi açılamayacağı esasına dayanmaktadır. Bu durum birlik (vahdet) ilkesinden kaynaklanmakta ve iflasın inşai karakterinin doğal sonucunu oluşturmaktadır. Bununla birlikte borçlu hakkında verilen iflas kararı Yargıtayca bozulduktan sonra, daha önce iflas kararının kesinleşmesini bekletici sorun yapan diğer iflas davalarına bakan mahkemelerin artık bekletici sorun hakkındaki ara kararlarını kaldırarak yargılamayı sürdürmeleri gerekir. Şu kadar ki; iflasa daha önce karar veren ve kararı Yargıtayca bozulan hüküm mahkemesinin direnme kararı vermesi de ihtimal dahilinde olduğundan bozma hakkında yerel mahkemece verilecek karara kadar diğer mahkemeler bekletici sorun hakkındaki ara kararını sürdürmeli, bozmaya uyulması halinde kendi mahkemelerindeki iflas davasına ilişkin yargılamayı devam ettirmelidirler. Direnme kararı doğrultusunda yeniden iflasa karar verilmesi durumunda ise daha önce oluşturulan bekletici soruna dair kararın sürdürülmesi gerektiğinde kuşku yoktur.(Türk İflas Hukuku, Sümer Altay, Sayfa 132)
Somut davada, müflis şirket hakkında … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….Esas… K sayılı kararıyla iflas kararı verildiği, iflas kararının 18/02/2022 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın konusuz kaldığı, bilirkişi raporlarından davacının davalı şirketten alacaklı olduğu belirlenmekle birlikte birlikte depo emri düzenlenmesi halinde borcun ödenip ödenmeyeceği bu aşamada tespit edilemeyeceğinden davacının dava tarihi itibari ile iflas talepli dava açmakta haklı olduğunu ispat edemediği kanaatine varılmış ve iş bu dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İflası istenen … A.Ş. hakkında … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile verilen 30/12/2021 tarihli iflas kararı 18/02/2022 tarihinde kesinleşmiş olduğundan iş bu dava konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 179,90-TL olduğundan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/02/2023

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …