Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/174 E. 2019/588 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/174
KARAR NO : 2019/588

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 01/04/2019
KARAR TARİHİ: 20/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …, …, … ve … ile müvekkili arasında yine davalı …A.Ş’deki %36,249 oranındaki hissenin satışı konusunda 21.01.2011 tarihli hissedarlık anlaşmasının akdedildiği, daha sonra 10.03.2014 tarihinde de hissedarlık anlaşması ve yeniden finansman protokolünün imzalandığı, hissedarlık anlaşmasının 4.2. maddesinde müvekkiline yönetim ücreti adı altında 21.01.2011 tarihli hissedarlık anlaşmasının imzasını takip eden ilk yıl için aylık net 25.000,00 TL, ikinci yıl için aylık net 37.500,00 TL, üçüncü ve takip eden yıllar ise aylık net 50.000,00 TL ödeneceğinin hükme bağlandığını, bu ödemelerin yapılmadığını ve tarafların yeniden bir araya gelerek 10.03.2014 tarihli protokolü akdettiklerini ve protokolün 4. maddesi ile tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan 178.608,11 EURO tutarındaki borcun %25’inin 31.07.2014, %25’inin de 31.12.2014 tarihine kadar ve bakiye %50’sinin de 31.12.2014 tarihinden en geç 31.11.2015 tarihine kadar ödenmesi konusunda mutabakata varıldığı, ayrıca 4.3. maddesi ile müvekkilinin protokolün imza tarihinden sonra tahakkuk edecek yönetim ücretlerine ilişkin haklarının saklı tutulduğu, bu ödemelerin yapılmayarak anlaşmaya aykırı davranıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.085.401 TL ana para, 08.03.2019 tarihine kadar işlemiş olan 1.257.136,33 TL tutarındaki faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 21.01.2011 tarihli anlaşma ve 10.03.2014 tarihli protokolün akdedildiğini, sözleşmede tahkim yolunun öngörüldüğünü bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili gerçek kişilere husumetin yöneltilemeyeceğini, TBK 147. maddesinde 5 yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğünü ve bu süreninde davanın açıldığı tarih itibariyle dolduğunu belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle de reddi gerektiğini, ayrıca davacının yabancılık teminatı yatırma koşulunu yerine getirmediği, bunun dışında dava konusu talebin şirket ana sözleşmesine aykırı olması nedeniyle esastan da haksız olup davanın reddini savunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE /
Davalı şirketin sicil dosyası, son genel kuruluna ilişkin hazirun cetveli ve genel kurul toplantı tutanağı, hissedarlık anlaşması ve protokol incelenmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen hissedarlık anlaşması ve bu anlaşmanın eki niteliğinde olan protokole göre ödenmesi gereken yönetim ücretlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraf vekillerinin beyanları ve davalı şirketin son genel kurul tutanağı, hazirun cetveli içeriğine göre, davacı ile davalı gerçek kişilerin yine davalı …nin ortakları olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf hisse devir anlaşması ve buna bağlı olarak yapılan protokolde belirtilen yönetim ücretinin tahsilini istemektedir. Bu haliyle huzurdaki davanın, şirket ortaklık ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmıştır.
HMK. 14/2. maddesinde ”özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir” denilmiştir.
Davalı …nin merkez adresinin … adresinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Esenyurt ilçesi yargı çevresi bakımından Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine bağlıdır.
HMK. 114. maddesinde kesin yetki dava şartları arasında sayılmıştır.
HMK. 115. maddesinde de dava şartlarının yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
HMK. 14. maddesi anlamında ilgili tüzel kişi olan …nin sicil adresinin bağlı olduğu mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle davanın kesin yetki-dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kesin yetki-dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine,
HMK 331/2. maddesi uyarınca, harç, masraf ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalılar vekili Av. …’nun yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır