Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/172 E. 2019/272 K. 01.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/172
KARAR NO : 2019/272

DAVA : Konkordato Tasdiki
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 01/04/2019

Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1101 Esasına kayıtlı olan bu dava dosyasında, anılan mahkemece 31/12/2018 tarihinden başlamak suretiyle davacılar lehine 3 ay geçici mühlet verildiği ve 28/03/2019 tarihli duruşmada, 2019/407 K sayılı 28/03/2019 tarihli kararla, dosyanın mahkememizin 2018/877 E sayılı dosyasıyla birleştirilmesi yönünde karar oluşturulduğu, kararın aynı tarihte kesinleşmesi üzerine mahkememize gelen dosyada 29/03/2019 tarihli kararla, HMK 167.maddesi uyarınca mahkememizin 2018/877 E sayılı dosyasından tefriki ile yukarıdaki esasa kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin …A.Ş., … A.Ş. ve … Ltd. Şti’nin belli oranlarda ortakları olduğunu, müvekkillerinin ortağı olduğu bu üç şirket yararına mahkememizin 2018/877 E sayılı dosyasından 15/10/2018 tarihinde konkordato geçici mühleti verildiğini, bu şirketlerde toplam 118 işçi çalıştığını, müvekkillerinin, şirketlerin tüm uzun ve kısa vadeli kredi borçlarına müteselsil kefil olduğunu, bunun dışında şahsi kredi kartı hesaplarından şirket adına iş ve işlemler gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını, davacı … ve …’nın birlikte hissedar oldukları yahut tek başına maliki oldukları toplam 14 adet taşınmazın şirketler yararına bankalara ipotek edildiğini, her bir müvekkilinin şahsi olarak bankalara borcunun bulunduğunu, şirketlerin borçlarının ödenmesi halinde müvekkillerinin de kefaletten kaynaklı borçlarının sona ereceğini, hali hazırda vadesi gelen borçlarını ödeyememe tehlikesi altında olduklarını, İİK 286.maddesinde belirtilen belgelerin dilekçeye ekli bulunduğunu, şirketler bakımından hazırlanan konkordato ön projesinin mevcut bulunduğunu belirtilerek davacılar yararına İİK 285.maddesi ve devamı maddelerine göre üç ay geçici mühlet verilmesini, yasal tedbirlerin alınmasını ve davacıların ortağı olduğu şirketlerin konkordato istemine ilişkin davanın görüldüğü mahkememizin 2018/877 E sayılı dosyasıyla bu dosyanın birleştirilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davacılar tarafından 16/11/2018 tarihinde açılan konkordato tasdikine ilişkin davanın … 1. ATM’nin … Esasına kaydedildiği, anılan mahkeme tarafından davacılar yararına İİK 287.maddesi gereğince 3 ay geçici mühlet verilerek geçici komiserin atandığı, geçici komiserce göreve başlandıktan sonra muhtelif kararlar alınarak öncelikle 28/01/2019 tarihli ön raporun sunulduğu, daha sonra davacılara ait taşınmazların bilirkişi vasıtasıyla değerlerinin tespit ettirildiği ve 20/03/2019 tarihli nihai komiser raporunun ibraz edildiği, mahkemece duruşma gününün 28/03/2019 günü olarak belirlendiği ve anılan duruşmada davacıların ortağı olduğu şirketlerin konkordato tasdikine ilişkin davasının görüldüğü mahkememizin 2018/877 E sayılı dosyasıyla HMK 167.maddesi uyarınca birleştirme kararı verildiği, kararın kesinleştirilerek mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere birleşen dosya, 2018/877 E sayılı dosyadan tefrik edilmiş ve davacılar bakımından bu dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Geçici komiser tarafından ibraz edilen 20/03/2019 tarihli nihai raporda; davacıların sahip oldukları ortaklık hisseleri ve gayrimenkullerin bulunduğu … A.Ş., … A.Ş. ve … Ltd. Şti’deki ortaklık payları ve buna göre şirketlerin öz kaynakları karşılaştırmalı olarak gösterildiği, ön projelerinde konkordato kaynaklarının sahip oldukları mal ve haklarla ve şirket alacak ve haklarının tahsil edilmesi, şirket envanterine kayıtlı taşınmazlar ile atıl durumda taşıt ve demirbaşların bir kısmının satışıyla kapatılması, diğer bir kısmının ise şirket faaliyetleriyle kapatılabileceği ve konkordatonun tasdikinden sonra birinci yıldan başlamak üzere 60 eşit taksitte ödemeyi taahhüt ettikleri, bu projenin alacaklılar için çok net bir durum ortaya koymadığı, nakit dengesinin nasıl sağlanacağı ve ödemelerin ne şekilde yapılacağının belirtilmesi gerektiği, bu kapsamda davacılar tarafından yapılan açıklamaların yeterli olmadığı, somut bir takvim belirtilmeyip ipotekli gayrimenkullerin nasıl satılacağının belirtilmediği, alınacak tedbirlerin net olarak ortaya konulmadığı, bir kısım projeler ve hedefler tanımlanmışsa da yeterince açıklayıcı olmadığı, ön projenin revize edilmesinin gerektiği, projede konkordatoya tabi olan ve olmayan alacakların tespit edilerek güncel durumlarının listelenerek nasıl ödeme yapılacağı, hangi tarihten itibaren ne kadar sürede ödeneceğinin tutarları da gösterecek şekilde açıklanması gerektiği, rehinli alacaklılar bakımından ayrı bir plan düzenlenmesinin zorunlu olduğu ve ödemelerin hangi kaynaklardan elde edilen nakitle sağlanacağının izahı gerektiği, davacıların hem kefil sıfatıyla borçlu, hem de şahıslarına ait borçlarının bulunduğu, müteselsil kefaletlerinden kaynaklanan borçlarının toplam 11.557.519,00 TL olduğu, bunun dışında 5 ayrı bankaya şahsi borçlarının da bulunup, raporda bu miktarların gösterildiği, toplam borç miktarının 13.811.256,27 TL olup, bu miktarın %84’ünün ortaklık ve yöneticilik ilişkisi içinde bulundukları 3 şirkete ait borç olduğu, davacılardan …’nın herhangi bir şirkette ortaklığının bulunmadığı ve hiçbir mal varlığının da bulunmadığı, davacı şirketler yararına verilen mahkememizin 2018/877 E sayılı dosyasındaki geçici komiser heyetince yapılan nihai rapordaki açıklamalara değinildiği ve davacıların şirketten elde edecekleri nakit ile ya da sahip oldukları gayrimenkullerin satılmasıyla borçlarının ödenebileceği, İİK 305.maddesinde konkordatonun tasdiki şartlarının gösterildiği, bu şartlardan birinin teklif edilen tutar ile borçlunun kaynaklarının orantılı olması gerektiği, dava dışı asıl borçlu şirketlerinin bilanço aktiflerinin borçlarını karşılamasının muhtemel bulunduğu, davacıların müteselsil borçları dışında kalan şahsi borçlarının ise şirket hisseleri ve gayrimenkul varlıklarıyla birlikte orantılı bulunduğu, davacıların borçlarını rehinli gayrimenkullerin tek başına bir projeden yoksun şekilde satışından elde edilecek gelirlerle ödeyebilme kudretine sahip olmadıkları, ancak borçlarının yaklaşık %84’ünün ortaklık ve yönetici ilişkisi içinde oldukları şirketlerin borçlarına müteselsil kefil olmaktan kaynaklandığı, davacıların esas olarak mahkememizin 2018/877 E. sayılı dosyasında konkordato tasdik davasının bulunduğu şirketlerde hissedar ya da yönetici olarak faaliyet göstermeleri ve şirketin borçlarına müteselsil kefil olmaları nedeniyle konkordato başvurusunda bulundukları, anılan dosyada şirketler yararına bir yıl kesin mühlet verildiği, tüm bu hususlar çerçevesinde davacıların geçici konkordato mühletinin uzatılmasına gerek olmayacağı, kesin mühlet verilebileceği, görülmekte olan dosyanın başarı şansının ana dosya olarak kabul edilen şirketlere ait konkordato dosyasının başarısına bağlı olması, şahıslar, şirketler, rehinler, adi alacaklılar ve rehinli alacaklılar ile olan ilişkilerin iç içe geçmesi, tüm tarafların menfaatlerinin tam olarak korunması ve sonuçlanması amacıyla mahkememizin 2018/877 E sayılı dosyasıyla bu dosyanın birleştirilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Dava, İİK 285.maddesi ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan konkordatonun tasdikine ilişkindir.
İİK 285. maddesinde, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi halinde bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebileceği açıklanmıştır.
İİK 286. maddesinde konkordato isteminde bulunan borçlunun talebine eklemesi gereken belgeler sayılmıştır. Anılan düzenlemeye göre, borçlunun, borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceği, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağı, gerekli mali kaynağı ne şekilde elde edeceğini gösteren belgeleri, mal varlığı durumun gösteren belgeleri, alacaklıları ve alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumuna ilişkin listeyi ibraz etmek zorunda olduğu belirtilmiş ve tacir olanlar yönünden ayrıca sunulması gereken belgeler de sayılmıştır.
Davacılar, mahkememizin 2018/877 E. sayılı dosyasında, konkordato isteminde bulunan … A.Ş, … A.Ş. ve … Ltd. Şti’nin ortakları ve yöneticileridirler.
Dava dilekçesine ekli olan projede, tüm davacıların aktif mallarının toplam değeri gösterilmiş ve davacıların şahsi borçlarının miktarının ise 3.342.375,25 TL olduğu, bunun dışında şirketlerin borçlarına müteselsil kefil oldukları gibi şirketlerin borçlarından dolayı adına kayıtlı taşınmazları ipotek ettiklerini belirtmişler ve her bir davacının şahsi borcunun miktarı açıklanmakla beraber İİK 286.maddesi anlamında ibraz ettikleri ön projede, borç ödemelerinin yapılması için gerekli kaynağı ne şekilde sağlayacaklarını açıklamadıkları, şirketlerin konkordato ön projesindeki açıklamaları tekrar ederek, şirketlerin projesine atıf yaptıkları anlaşılmıştır.
Davacıların ortağı veya yöneticisi oldukları üç şirketin mahkememizin 2018/877 E. sayılı dosyasında konkordato teklifinde bulundukları ve adı geçen şirketler yararına 06/03/2019 tarihi, saat 14:53’ten itibaren bir yıl kesin mühlet verildiği anlaşılmıştır.
Davacıların, bir yıl kesin mühlet verilen şirketlerin borcuna müteselsil kefil oldukları ayrıca adlarına kayıtlı taşınmazlar üzerinde şirketlerin borcu için ipotek tesis ettikleri, bunun dışında bankalardan kullandıkları şahsi kredilerden kaynaklanan borçlarının da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Geçici komiser tarafından ibraz edilen nihai raporda, mahkememizin 2018/877 E. sayılı dosyasında konkordato isteminde bulunan borçlu şirketlerin, kendi borçlarını bilanço aktifleriyle karşılayabilecekleri, davacıların, şirketlerin borcuna olan müteselsil kefaletleri dışındaki kendi şahsi borçlarını, sahip oldukları şirket hisseleri ve gayrimenkul varlıklarıyla birlikte değerlendirildiğinde teklif edilen konkordato tutarıyla, kaynaklarının orantılı olduğu, davacıların borçlarını, projeden yoksun bir şekilde gayrimenkullerin satışından elde edilecek gelirle ödeyebilecek kudrete sahip olmadıkları, borçlarının tamamının %84’ünü teşkil eden yaklaşık 11.000.000,00 TL’nin şirketlerin borçlarına verdikleri müteselsil kefaletten kaynaklandığı ve bu şirketlerde hissedar ya da yönetici olarak faaliyet göstermeleri ve müteselsil kefil olmaları nedeniyle konkordato isteminde bulundukları ve davacıların konkordato teklifinin başarı şansının, ortağı veya yöneticisi oldukları şirketlerin konkordato teklifinin başarına bağlı bulunduğu açıklanmıştır. Ayrıca davacıların, konkordato teklifinin başarıya ulaşma şansının bulunmadığı, ancak ortağı ya da yöneticisi olduğu şirketlerin konkordato projesinin başarısına bağlı olduğu açıkça ifade edilmiş ve raporun sonuç kısmında, davacıların borçlarının, ortağı olduğu şirketlerin borçlarının büyük bir kısmının aynı olup, alacaklılar ile olan ilişkilerinin iç içe geçmesi ve şirketler yararına kesin mühlet verilmesi nedeniyle davacılara da kesin mühlet verilebileceği belirtilmiştir.
İİK 285.maddesinde, borcunu vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun konkordato talep edebileceği ifade edilmiştir.
İİK 286.maddesinde de, konkordato talebinde bulunan ve tacir sıfatını taşıyıp iflasa tabi olanlar ile iflasa tabi olmayan kişilerin taleplerine eklemek zorunda oldukları belgeler açıklanmış ve bu belgelerin varlığının tespit edilmesi halinde İİK 287.maddesi gereğince, geçici mühlet verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Bu düzenlemeler doğrultusunda davacılar yararına geçici mühlet verilmiş ve komiser ataması yapılmış olup, geçici komiser tarafından sunulan raporda, davacıların projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin olup olmadığı değerlendirilmiş ve neticede ortağı oldukları şirketlerin kesin mühlet içinde olmaları gerekçe gösterilerek davacılara da kesin mühlet verilmesi ifade edilmiştir.
Davacıların ortağı ya da yöneticisi oldukları şirketler hakkında kesin mühlet verilmiş olması, şirketten ayrı kişiliğe sahip olan ortaklar veya yöneticiler yararına kesin mühlet verilmesinin gerekçesi olarak kabul edilemeyecektir. Nitekim yasada açıkça “herhangi bir borçlu” ifadesi kullanılarak konkordato talebinde bulunabilecek kişiler belirtilmiştir. Davacıların, şirketlerin borcuna müteselsil kefil olmaları, şirketler yararına verilen mühletin neticelerinden faydalanmaları gerektiği sonucunun çıkarılması mümkün değildir. Nihai raporda ifade edildiği üzere, şirketlerden bağımsız bir projelerinin olmadığı saptanmıştır.
Borcun, müteselsil kefaletten kaynaklanması halinde elbette konkordato talebinde bulunulmasına engel bir durum yoktur. Ancak İİK 286.maddesindeki belgelerin tam ve eksiksiz sunulmasıyla birlikte anılan madde kapsamında sunulan konkordato teklifinin başarıya ulaşma ihtimalinin tespiti halinde kesin mühlet verilebilmesi mümkündür.
Davacılar tarafından ayrı ve bağımsız bir proje ibraz edilmeksizin şirketlerin borcuna müteselsil kefil oldukları ve asıl borçlu olan şirketlerin konkordato projesi kapsamında borçlarını ödemeleri halinde kendilerinin de borcunun sona ereceği ve esasında konkordato teklifinin de bu nedenle yapıldığı ileri sürülmüştür.
TBK 586. maddesinde müteselsil kefalet düzenlenmiştir. Anılan maddesinin 1.fıkrasında, müteselsil kefilin, asıl borçlunun borcu ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması yahutta asıl borçlunun ödeme güçlüğü içinde olması durumunda takip edilebileceği, başka bir deyişle müteselsil kefilden borcun ifasının istenebileceği belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre, alacaklılar asıl borçludan alacaklarını tahsil edememeleri veya asıl borçlunun borcu ifa etmemesi veya ifa edemeyecek durumda olması halinde müteselsil kefile gidebileceklerdir. Asıl borçlu şirketlerin konkordato sürecinde olmaları nedeniyle İİK’daki yasal düzenlemeler çerçevesinde alacaklılarca şirketlere başvuru yapılamadığı, dolayısıyla asıl borçluların borcunu ödeyememe durumunda bulundukları dikkate alındığında alacaklılar tarafından müteselsil kefil olan davacılara yapılacak başvurunun, şirketlerin konkordatoda kesin mühlet içinde olmalarına dayalı olarak engellenmesinin hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, konkordatonun amacına ve ruhuna aykırı olduğu kabul edilmelidir.
Davacılar vekilince 01/04/2019 tarihli celsede, davacıların konkordato ön projesinin, ortağı olduğu şirketlerin projesi olup, şirketler tarafından borçlar ödendiğinde, davacıların da kefalet borçlarının sona ereceği, bu nedenle şirketlerden ayrı ve bağımsız bir proje sunmadıkları, komiser tarafından revize proje sunulması gerektiğinin de ifade edilmediği, bu nedenle revize proje de ibraz etmeyecekleri beyan edilmiş ve bu beyanının imzasıyla tasdik edildiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki tüm deliller, geçici komiserin nihai raporundaki açıklamalar ve davacılar vekilinin 01/04/2019 tarihli celsedeki beyanı birlikte değerlendirildiğinde, davacıların, İİK 286.maddesinde tanımlandığı şekilde ayrı ve bağımsız projelerinin olmadığı, ortağı veya yöneticisi oldukları şirketlerin projesine dayandıkları, devam eden süreçte bağımsız ve ayrı revize bir projenin de ibraz edilmeyeceğinin beyan edildiği ayrıca müteselsil kefaletten kaynaklanan borçları dışında şahsi borçları bakımından dahi konkordato kaynaklarının açıklanmadığı, başka bir deyişle şahsi borçlarını ödemek için gerekli kaynağı ne şekilde elde edecekleri ve nasıl ödeme yapacaklarının da açıklanmadığı anlaşılmakla geçici komiser tarafından düzenlenen nihai raporun sonuç kısmına itibar edilmesi mümkün görülmemiş ve koşulları oluşmayan kesin mühlet isteminin reddi ile geçici mühletin kaldırılarak, geçici komiserin görevine son verilmesi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacıların konkordato taleplerinin REDDİNE,
Davacılar yararına verilen GEÇİCİ MÜHLETİN KALDIRILMASINA,
Geçici mühlet kararıyla verilen tüm TEDBİRLERİN KALDIRILMASINA,
Konkordato komiserinin GÖREVİNE SON VERİLMESİNE,
İİK. 288/son maddesi uyarınca geçici mühletin kaldırıldığı ve komiserin görevine son verildiği, ayrıca tüm tedbirlerinde kaldırıldığı hususunun ilgili kurumlara bildirilmesine ve bu hususun İİK. 288. maddesindeki usulle İLANINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcından, peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 8,50 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacılar vekili Av. …’nin yüzüne karşı gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/04/2019

BAŞKAN
¸e-imzalıdır
ÜYE
¸e-imzalıdır
ÜYE
¸e-imzalıdır
KATİP
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 35,90 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Noksan Harç : 8,50 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 22.997,60 TL

Yargılama gideri detayları
Basın İlan : 601,80 TL
Posta Giderleri : 91,25 TL