Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/153 E. 2020/432 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/153 Esas
KARAR NO : 2020/432 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap borcunun davalı tarafından ödenmediğini, alacağının tahsili için davalı hakkında … 14. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 22.234,01 USD asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda tarafların uzlaşma sağlayamadığını, açıklanan nedenlerle; davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olmadığını, cari hesap ekstresinin hukuken geçerli olmadığını, davacı tarafça müvekkiline cari hesap borcu bulunduğuna ilişkin herhangi bir ihtarname veya bildirim gönderilmediğini, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK 67. maddesinde taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında ticari mal alım satım ilişkisi sonrası kesilen faturalardan kaynaklanan fatura alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Dava dosyasına celbedilen … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısının, davalı/takip borçlusu aleyhine 14/01/2019 tarihinde ilamsız yolla ticari alım satım ilişkisi kaynaklanan takip dayanağı cari hesap ekstresi asıl alacağına dayalı olarak 22.234,01 USD cari hesap alacağının takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar ve fiili ödeme tarihindeki döviz alış kuru üzerinden devlet bankalarının dolar ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli döviz mevduat hesabına fiilen ödediği en yüksek faiz oranından faiz yürütülmesiyle birlikte takip borçlusu davalıdan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı/borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak asıl alacak ve işlemiş faizi alacağına yönelik itirazın iptali ve takibin devamı bakımından işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan Arabuluculuk Son Tutanağı; 2019/12008 Arabuluculuk Numarası ile tanzim edilen Son Oturum Tutanağında; Tarafların müzakereler sonucunda anlaşmaya varamadığı, arabuluculuk görüşmesinin anlaşmazlık ile sonuçlanmış olduğu görülmektedir.
İhtilaf, davacı takip alacaklısının, davalı takip borçlusundan takip tarihi itibarıyla alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti, icra takip dosyası ve dava dosyası içinde yer alan taraf şirketlerin kaşe ve imzasının bulunduğu 01.11.2018 tarihli Hesap Mutabakatı ve eki cari hesap ektresinin dava konusu ile ilgisinin bulunup bulunmadığı konularından kaynaklanmakta olup, ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; şirket muhasebe ve finans uzmanı …’ ndan alınan 29/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, Davacı şirkete ait ticari defterlerden ; envanter defteri açılış noter tasdikinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, yevmiye defteri ve defteri kebir e-defter beratlarının mevcut olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğu görülmüş olup, davacının ticari defterlerinin usule ve kanuna uygun olarak tutulduğu, sahibi lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf ise; incelemeye katılmamış, ticari defter ve belge ibraz etmemiştir. Bilirkişi incelemesinde; Davacı şirketin incelemeye ibraz etmiş olduğu ticari defter kayıtlarının tetkikinde; Davalı şirket ile olan ticari faaliyetin 120.01.00281 no.lu hesap kodu altında takip edilmekte olduğu, Davalı şirket adına tanzim edilen faturaların, bu hesaba borç kaydedilmiş olduğu, davalı tarafından yapılan ödemelerin ve davalı tarafından tanzim edilen faturaların bu hesaba alacak kaydedilmiş olduğu, Taraflar arasındaki ticari faaliyetin cari hesap ilişkisi çerçevesinde yürütüldüğü, 14.01.2019 takip tarihi itibarıyla davalı şirket cari hesabının 22.234,01 USD=116.970,78 TL borçlu durumda olduğu tespit edildiği, davacı şirketin kendi ticari defterlerinde, davalı şirketten takip tarihi itibarıyla 22.234,01 USD alacaklı durumda olduğu, Taraf şirketler arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davacı şirkete ait incelenen 2017-2018-2019 yılları ticari defter kayıtlarına göre; davacı şirket tarafından tanzim edilen satış faturalarına istinaden davalı şirket tarafından muhtelif tarihlerde ödemeler yapılmış olduğu ve davalı şirket tarafından iade faturası ve kur farkı faturası tanzim edilmiş olduğu, davalı şirket tarafından onaylanmış olan 02.11.2018 tarihli Hesap Mutabakatı ile; takip ve dava konusu 22.234,01 USD tutarının davalı şirkete bildirilmiş olduğu, davalı şirket ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılamamış ise de, 02.11.2018 tarihli Hesap Mutabakatı ve davalı şirkete ait 2018 yılı BA-BS formlarında beyan edilen faturalar hususunda mutabakat sağlanmış olduğu, davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, davacı şirket tarafından 2018 yılı içerisinde üçer aylık dönem sonları itibariyle 22.234,01 USD cari hesap bakiyesine istinaden Kur Farkı faturaları tanzim edilmiş olduğu, davalı şirket tarafından ise 31.12.2018 tarihinde yine 22.234,01 USD cari hesap bakiyesine istinaden Kur Farkı faturası tanzim edilmiş olduğu; 22.234,01 USD cari hesap bakiyesinin 31.12.2018 tarihi itibarıyla TCMB Döviz Alış kuru dikkate alınarak değerlenmiş olduğu ve TL karşılığının 116.970,78 TL olduğu, neticede; davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalıdan toplam 22.234,01 USD cari hesap alacağının olduğu, bu tutarın takip tarihi itibarıyla TL karşılığının (22.234,01 USD x 5,4422 =) 121.001,93-TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin incelenmesi sonucu, taraf şirketlerin kaşe ve imzası ile onaylanmış olan 01.11.2018 tarihli Hesap Mutabakatı yazısında; Davacı şirket nezdindeki davalı şirket cari hesap bakiyesinin 30.09.2018 tarihi itibariyle 22.234,01 USD=133.186,17 TL borçlu durumda olduğunun davalı şirkete bildirilmiş olduğu, söz konusu mutabakat yazısının 02.11.2018 tarihinde davalı şirket tarafından 22.234,01 USD=133.186,05 TL Bakiye ile mutabık olunduğunun davacı şirkete bildirilmiş olduğu görülmekte olduğu, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 18.11.2019 tarihli yazısı ekinde mahkememize, Davacı şirkete ait 2018 yılı BA-BS Formları gönderilmiş olup, Davalı şirket ile 2018 yılı içerisinde gerçekleşen ticari faaliyete ilişkin davacı şirket tarafından; 2018 BS Formunda 2 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 42.024,00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu, 2018 BA Formunda 1 adet Fatura bedeli olarak KDV hariç 15.014,00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu görülmektedir.
Yine; … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 15.11.2019 tarihli yazısı ekinde mahkememize, Davalı şirkete ait 2018 yılı BA-BS Analizi Formu gönderilmiş olup, Davacı şirket ile 2018 yılı içerisinde gerçekleşen ticari faaliyete ilişkin davalı şirket tarafından; 2018 BA Formunda 2 adet Fatura bedeli toplamı olarak KDV hariç 42.024,00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu, 2018 BS Formunda 1 adet Fatura bedeli olarak KDV hariç 15.014,00 TL tutarının beyan edilmiş olduğu görülmektedir.
Dosyaya sunulan, taraf şirketlere ait 2018 yılı BA-BS Formlarında, taraflar arasındaki ticari faaliyet çerçevesinde mutabakat sağlanmış olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen 2018 yılına ait faturalara ilişkin davalı şirket tarafından BA Formları ile vergi dairesine beyanda bulunulmuş olduğu ve davalı şirket tarafından düzenlenen 2018 yılına ait faturaya ilişkin davacı şirket tarafından BS Formu ile vergi dairesine beyanda bulunulmuş olduğu tespit edilmiş olup; davacı şirket tarafından tanzim edilen ve BS Formları ile vergi dairesine bildirilmiş olan faturaların davalı şirketin kabulünde olduğu ve davalı ticari defter kayıtlarına işlenmiş olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmış, süresinde kendi ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunmuştur. Davalı tarafa ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için inceleme gününde hazır etmeleri hususunda tebligat yapılmasına rağmen ise ticari defterleri bilirkişi incelemesine ibraz etmemiştir. Takibe ve davaya konu cari hesap ekstresinde yer alan faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Bu nedenle, mahkememizce takip ve dava konusu cari hesap ekstresinde yer alan fatura alacağın varlığına ilişkin davalının bağlı olduğu vergi dairesinden fatura dönemine ait mal ve hizmet alımına ilişkin BA formlarının getirtilerek takibe konu faturaların içeriğini oluşturan mal ya da hizmetin, borçlu olduğu öne sürülen davalıya verilip verilmediği net bir biçimde belirlenmesi gerekmiştir.
HMK 221. maddesinde aynen “Mahkeme, üçüncü kişi veya kurumun elinde bulunan bir belgenin taraflarca ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu olduğuna karar verirse, bu belgenin ibrazını emreder” hükmüne yer verilmiştir. HMK. 221 maddesinde açıklanan “taraflarca ileri sürülen bir hususun ispatı için, getirtilmesi zorunlu olan üçüncü kişi elindeki belge” mahiyetinde görülmesi gerektiği, kaldı ki, davacının gerek dava dilekçesinde ve gerekse delil listesinde açıkça “tarafların ticari defter ve kayıtlara” , “faturalara” ve “hesap mutabakatına” dayandığı görülmekle, adı geçen (BA) formunun da delil olarak dayanılan faturanın vergi dairesine bildirimine ilişkin “dayanak belge” kapsamında mütalaa edilmesi gerektiği, bu belgenin vergi dairesinden getirtilmesinden sonra, davalının davaya ve takibe konu cari hesap ektresindeki faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği tespit edilmiştir. Yine davalı tarafın bilirkişi raporu alındıktan sonra ilk kez 01.11.2018 tarihli hesap mutabakatının davalı şirket yetkilisi imzasını içermediğini beyan etmiş olup, bu mutabakatla uygun şekilde davalı tarafından vergi dairesine bildiriminin yapıldığı görülmekle, mahkememizce davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu itirazların yerinde görülmesi mümkün olmamıştır.
Davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu, taraflar arasındaki ticari faaliyetin cari hesap ilişkisi çerçevesinde yürütüldüğü, 02.11.2018 tarihli Hesap Mutabakatı ile; takip ve dava konusu cari hesap bakiyesi 22.234,01 USD tutarının davalı şirkete bildirilmesi sonrasında, davalı şirketin söz konusu bakiyeyi onaylanmış olduğu, davalı şirket tarafından onaylanmış olan 02.11.2018 tarihli Hesap Mutabakatı ve davalı şirkete ait 2018 yılı BA-BS formlarında davacı tarafından tanzim edilen 2018 yılı faturalarına ilişkin vergi dairesine beyan edilmiş olduğu tespit edilmiş olduğundan, davacı şirket tarafından tanzim edilen faturaların davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğunun anlaşıldığı, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan; 22.234,01 USD asıl alacak tutarını talep etmesinin yerinde olduğundan; Davacı vekilinin takibe konu asıl alacağına yönelik itirazın iptali isteminde bulunduğu anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı ile alınan bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olup, bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler yukarıda izah edilen gerekçe ve açıklamalar ile mahkememizce yerinde bulunduğundan, alacağın varlığı sabit görüldüğünden davalı yanın aksi yöndeki beyanlarına itibar edilmesi mümkün görülmemiş olup, davacının davasının kabulü ile, davalının … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu itirazının, 22.234,01-USD bakımından iptali ile, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar ve fiili ödeme tarihindeki döviz alış kuru üzerinden devlet bankalarının dolar ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli döviz mevduat hesabına fiilen ödediği en yüksek faiz oranından faiz işletilmek suretiyle takibin bu miktar bakımdan devamına, İİK m.67/2 kapsamında (22.234,01-USD nin takip tarihindeki TL karşılığı olan 121.001,93-TL’nin) %20 si oranındaki 24.200,38-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Davacı tarafın davasının KABULÜ ile, davalı tarafın … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu İTİRAZININ 22.234,01-USD asıl alacak yönünden İPTALİNE,
2-)Takibin 22.234,01-USD asıl alacak için devamına,
3-)22.234,01-USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar ve fiili ödeme tarihindeki döviz alış kuru üzerinden devlet bankalarının dolar ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli döviz mevduat hesabına fiilen ödediği en yüksek faiz oranından faiz yürütülmesine;
4-)İİK md. 67/2 kapsamında, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile (22.234,01-USD nin takip tarihindeki TL karşılığı olan 121.001,93-TL’nin) %20 si oranındaki 24.200,38-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine;
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden (123.300,92 TL) hesaplanan 8.422,69 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 1.461,41 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 6.961,28 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
7-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden (123.300,92 TL) hesaplanan 15.663,59 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından yapılan toplam 986,00 TL yargılama gideri ile 1.461,41 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı toplamı 2.491,81-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının HMK 345 maddesi gereğince taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek ve istinaf başvuru ve karar harçları ile istinaf gider avansının tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenebilmesi için tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.461,41 TL
Karar Harcı : 8.422,69 TL
Noksan Harç : 6.961,28 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.100,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 900,00 TL
Posta Giderleri : 86,00 TL